The House of Mirth (~ Keyif Evi) ' Filminin Konusu : Edith Wharton'ın 1905 tarihli çok sevilen romanından uyarlanan House of Mirth / Keyif Evi, zengin koca arayışındaki bir genç kadının dramatik öyküsünde, 20. yüzyılın başında New York'taki yeni zenginlerin dünyasını yansıtıyor. New York, 1905. Zengin halası tarafından lüks içerisinde yetiştirilen çekici ve hayat dolu Lily Bart'ın kendine ait geliri yoktur ve alıştığı yaşam tarzını sürdürebilmesi için zengin bir koca bulması gerekmektedir. Uygun bir bekar bulmak amacıyla New York seçkinlerinin oyun alanlarını -şehirdeki malikaneleri, sayfiyedeki evlerini oyun alanlarını sık sık ziyaret eder. Ancak Lily'nin gönlü aslında bu duruma razı değildir ve kalbiyle beyni arasında sıkışıp kaldığında, yanlış zamanda doğru şeyi yapmaya meyillidir. Toplumsal beklentilere uymaya çalışırken, hali vakti yerinde ama zengin sayılamayacak avukat Lawrance Selden'la gerçek aşkı yakalama fırsatını kaçırır. Bir tartışmadan sonra halasının vasiyetinden de mahrum kalan Lil'nin zengin koca ihtiyacı daha da acil hale gelir. Tam bu sırada bir facia gerçekleşir ve Lilly evli bir adamla ilişki yaşadığına dair asılsız bir suçlama sonucunda toplum ve arkadaşları tarafından reddedilir..
Ödüller :
Bleak House(2005)(8,4-7948)
The Mayor of Casterbridge(2003)(7,8-1193)
The Terence Davies Trilogy(1984)(7,6-437)
Distant Voices, Still Lives(1988)(7,5-3102)
The Long Day Closes(1992)(7,5-2308)
Of Time and the City(2008)(7,3-1745)
Madonna and Child(1984)(7,2-252)
A Quiet Passion(2016)(6,5-4545)
Sunset Song(2015)(6,4-2915)
The Deep Blue Sea(2011)(6,3-13489)
The Neon Bible(1995)(6,2-714)
The Golden Bowl(2000)(6,0-4033)
!f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali : "People's Choice Award-International Competition"
ilknur özdemir çevirisiyle kırmızı kedi yayınevi sayesinde türkçemize kazandırılmıştır. kitabı henüz yeni aldım, okumadım ama keşke geçen yıl olaydı elimizde de, biz talihsiz akeciler okuyabilseydik kolaya kaçıp, artık kısmet öğrenciliği devam etmekte olan şanslılara. hoş ben gene tembellikten sadece filmini izlemiştim, filmi beğenmemde büyük pay sahibi gillian anderson olmadan kitabı da beğenecek miyim göreceğiz...
(su nanesi - 3 Ocak 2011 19:30)
insomnia derdi çekenler için bir alternatif daha. gayet de güzel uykunuzu getiriyor.
(based on a true story - 2 Eylül 2011 00:32)
evet, kitabı çok beğendim zaten film aslına çok sadık bir uyarlama ve kitap filmdeki her bakışın ardındaki nedenleri ayrıntılarıyla anlamanızı sağlıyor, bol bol altı çizilesi cümleler ile hayat dersi notları aldırıyor. 1890'lardan günümüze toplum, ilişkiler, para konusunda değişen bir şey olmadığını hayretle görmemizi sağlıyor! kitapla romanın kısaca farklılıklarına gelirsek, --- spoiler ---kitap 1890'larda başlarken film 1905'te başlıyor. kitapta selden'a aşık olan lily'nin kuzeni tüm mirasa konan grace stepney değildir, selden'ın kuzeni gerty farrish isimli bir genç kızdır. garce yaşlı dedikoducu bir kadındır. ayrıca sonlara doğru lily, filmde mektuplar karşılığında para istemeye bertha dorset'in kapısına dayanır, onları evde bulamaz ama romanda ise oraya gidecekken selden'ın sokağından geçer ve gitmekten vazgeçer, mektuplara dair tüm umutlarından selden'ın çekimine kapılır, onun evine gider. filmde ayrıca çözümlere ulaştıran kişi, lily'nin adresini selden'a veren vs. görevini sim rosedale'e vermişlerken romanda selden, lily'nin mektupları sakladığını da yaktığını da öğrenemez, bilmez aslında. hatta romanın sonunda hala lily'nin guy trenor'la ilişkisinden şüphelenir ona yazdığı aslında içinde sadece borcunu ödediği çek olan mektup zarfını görünce! bunun dışında romanda hayatın asıl anlamını, seveceğiniz, güvenebileceğiniz insanlarla yaşam mücadelesi vermek olarak gösteren intihara doğru giden yolda alternatif sunmak adına konulan bir bölüm daha var. filmde gerek görülmemiş...--- spoiler ---gelelim akecilere yardımı olacağını düşündüğüm bir sürü linke...http://www.sabitfikir.com/…rkitap/lily-bart-sucu-nehttp://edithwharton.blogspot.com/…-or-accident.htmlhttp://kendikendiminkargasiyim.blogspot.com/…hartonhttp://kendikendiminkargasiyim.blogspot.com/…t.htmlen iyi giyinen kadın lily bart seçilmiş http://www.threadforthought.net/tag/literature/almancaya da nedense haus bellomont diye çevrilmiş. http://www.youtube.com/…ure=endscreen&v=oqmpvvqwliugillian anderson lily bart olarak http://www.youtube.com/…smlbx77jvcm&feature=related ki o sene oscar alamaması dehşet verici!fragman http://www.youtube.com/…gj_f7p6v-5c&feature=related
(su nanesi - 24 Ocak 2012 20:01)
dönem filmlerine bayılan biri olarak rahatlıkla izledim diyebilirim. eleştirilenin aksine sıkıcı veya bunaltıcı bulmadım filmi. anderson başrole oyunculuğu ve yüzüyle müthiş yakışmış. ama onun dışında beğenmediğim birçok şey oldu. kamera geçişlerini çok rahatsız edici buldum. uzun beklemeler siyaha dönen ekran filmi nedense çok amatör göstermiş. hoş tabi özellikle tercih edilmiştir bu ama ben pek beğenmedim. müzikler de o kadar etkileyici sayılmazdı. konusu ise çok iyiydi. birçok oyuncuyu beğenmesem de o sosyal baskıyı, sınıf saçmalıklarını, erkeklerin kadınlar üstündeki aptal egemenliğini çok iyi hissettiriyor. sırf bunun için bile izlenebilir.
(swanqueen - 3 Ekim 2012 16:16)
sırf gillian anderson için izlemek istediğim ama izleyemediğim film. resimlerine bakmakla yetindim, orda da büyüleyiciydi kendisi o eski elbiseler kabarık eteklerle falan...*
(piper - 2 Eylül 2003 21:30)
gillian andersonin dokturdugu filmdir. amerika'da bile pek cok ovgu alan film ve lily barth'i basariyla canlandiran gillian, oscara aday gosterilmeyince pek cok elestirmen "olur mu oyle sey" diyerek tepki gostermisti.
(the 8th endless - 2 Eylül 2003 21:50)
terence davies'in yazip yonettigi bir film
(pneuma - 19 Ocak 2004 12:39)
istanbul film festivalinde gösterilip seyirci ödülünü kazanmış, fena olmayan bir dönem filmi
(pumpkin - 18 Mayıs 2001 19:21)
zamanin ilerisinde iken, hayatin cok buyuk firsatlar sunmus oldugu, doganin kendisine bahsedebilecegi her seyin en guzeli ile yasamaya alismis bir karakterin, zamanin gerisine dusunce, hayatin katmanlarindan bir bir asagiya inmesini/indirilmesini, kendini koruma amacli yaklastigi asil bir fikrin pesinde gun gectikce nasil perisan oldugunu anlatan edith wharton kitabi. "the gilded age" denilen bir zamanin aslinda simdiki ile ne kadar "ayni" oldugunu satir satir okurken gorebilecegimiz melankolinin pesini birakmadigi bir kadinin hikayesi. edith wharton bu kitabin adini "the heart of the wise is in the house of mourning, the heart of the fool is in the house of mirth" deyisinden esinlenerek koymustur.(bkz: ignorance is bliss)
(sheva shanim - 14 Haziran 2004 14:21)
lily bart'ın bitakım münasebetlerini uzun uzadıya (çok lazımmış gibi) anlatan edith wharton'un veremediği sanatsallığı terence davies'in yakaladığı , özellikle mekan ve zaman geçişlerini long shotlarla vermesine hayran kaldığım çok uzun olamsına rağmen nerdeyse bitmesin dediğim film.
(poundcake - 10 Ağustos 2001 14:12)
örnekleri az bulunurdu ama mevcut "hikayenin gidişini sen seç!" türündeki çocuk kitapları pek eğlenceli olurdu vaktiyle. "küçük elizabeth balonları patlatsın mı yoksa onlarla silikonculuk mu oynasın?" kaderi geçerdi ellere elizabeth'in, her önemli duraktan sonra ne yapacağına karar verirdi küçük akıllar.the house of mirth'de işte aynen böyle olmuş olmasını dilediğim bir film. her seyredişimde bittiği gibi bitmemesini ümit ediyorum kek gibi. ama haliyle nafile. filmin içine zıplayıp lily bart'ı şöyle bir sallamak, kendine getirmek, "toplasana kızım kendini, bak bir kendine nerelere gidiyorsun" diye bağrınmak istiyorum. ama haliyle nafile.öfkenin kaynakları, kusursuz yorumuyla romanı peliküle aktaran, her karedeki tercihleriyle karakterleri gerçek kılan terence davies ve lily'yi ete kana bürüyen, lily olarak nefes alıp veren gillian anderson'ın kalp kaslarına işleyen performansı olmalı. böylesine başarılı olmasalar mıydı, ne?bulduğundan daha fazlasını hak eden bir karakter incelemesi, the house of mirth. yıllardır çıkmıyor şu zihinden.
(amphibian - 1 Şubat 2005 04:51)
1918 yılında albert capellani ve june mathis tarafından senaryolaştırılan hikâyeyi yönetmen albert capellani filme çekti. bu siyah-beyaz filmde başlıca rolleri sessiz sinemanın güzel yıldızı katherine corri harris, henry kolker ve joseph kilgour oynadılar. 1981 yılında bir kez de tv filmi olarak çekilen hikayede lily bart rolünü geraldine chaplin oynadı. terence davis hikayeyi ikinci kez beyazperdeye uyarlayandır. film ülkemizde "keyif evi" adıyla gösterilmiştir.
(ranini - 5 Şubat 2005 15:05)
gillian anderson'un oyunculuk dersi verdiği, kurgunun bence zayıf olduğu bir film.. ama sırf gillian anderson'un muhteşem oyunculuğunu izlerken bile zevkten dört köşe eden bir film..
(goldenwand - 2 Mayıs 2006 22:33)
Yorum Kaynak Link : the house of mirth