ıtu makina gibi film serefsizim. 97 dakikada toplamda 1 dakika kadin olan sahne yoktur tahminince.

(takoz recayi - 22 Aralık 2012 00:53)

--- spoiler ---

gergin bir soygun sahnesi, etkileyici bir dayak sahnesi, ilgi çekici bir ölüm sahnesi, bolca abd eleştirisi, bolca fuck, brad pitt karizması ve güzel oyunculuklar.

--- spoiler ---

(stanley weber - 22 Aralık 2012 19:03)

iyi bir amerikan hikayesi anlatan film. alttan alta film boyunca hikayeye eş güdümlü biçimde seyreden amerikan başkanlık seçimleri, ekonomik gelişmeler ve nihai vatandaşlık vurgusu çok güzel oturmuş bir hikaye. brad pitt için kötü denemez ama çıktıktan sonra ne de güzel oynadı diyebileceğiniz bir oyunculuğu yok. daha önce de belirtildiği gibi diğer oyuncular daha samimi. öncelikle bir aksiyon filmi değil, bir kaç kez patlıyor silahlar onları da güzel çekmiş adamlar. velhasıl, amerikan country müziği eşliğine, bir çeşit `coen biraderler` filmi gibi olmuş.

(bu de la - 24 Aralık 2012 08:16)

alegorik anlatımı izledikten sonra bulmaca niyetine çözülebilecek film. hikaye akıcı değil bu yüzden izlerken biraz sıkılabilirsiniz ama içinde çok iyi yazılmış-çok iyi çekilmiş sahneler var. bu bölümler konu sıkıştıkça vaha işlevi görüyor. 'ben hiç bi filme gitmeyin demem ama bu filme gitmeyin diyorum'culara kanmayın. durağan filmlerden keyif almayı bilenler için güzel bir iki saat geçecek. mükemmel bir film değil, eksikleri var ama durumu kurtarıyor.

(uzdeniz - 24 Aralık 2012 23:24)

andrew dominik'in, sanki 10 üzerinden 10 alan "bir bitirme projesi" görünümündeki filmi.

öyle veya böyle bu film, bana ( (i) ana fikire neredeyse tapma (düzen eleştirisi), (ii) detaylardaki kusursuzluk ancak ana fikre veya yardımcı temalara bağlanamamışlık (köpek çalan adamın (james gandolfini) neredeyse her sekansı; çocuk sesli gangster bozuntusunun (scott mcnairy) neredeyse her yerdeki (hele brad pitt'le bardaki konuşması) görüntüsü), (iii) ancak ne ortaya konuyorsa ona ilişkin kusursuz işçilik, (iv) neredeyse eksiksiz literatür çalışması) orhan pamuk'un cevdet bey ve oğulları'nı çağrıştırdı.

ana fikir burada: "amerika'daki görünürdeki düzen ile altındaki illegal örgütlenmenin neredeyse örtüşmesi (gerek genişlik gerek derinlik açısından)". benzeri diğer filmlerin ötesinde olarak, bu durumun, "toplum düzeninde bir gereklilik" olarak ortaya konduğunu görüyoruz. aslında, bu açıdan, "killing them softly", hakkettiği yeri, bir dolu al capone filminin yanında (ayrıca tabii ki, godfather, carlito's way, state of grace , the firm, the devil's advocate (al pacino), hatta fight club'ı unutmayalım), alıyor.

sorun sadece yeraltı dünyasına nefes aldıran (yukarıyla bağlantıları sağlayan) bazı hukukçulardan kaynaklanmıyor. belki tekerlek artık başka türlü dönmüyor. bu durumu, daha genel çerçevede, ilk defa bilim adamları (die physiker) üzerinden, friedrich dürrenmatt anlatmıştı (sanatsal çerçevede). abartıyorsun diyenlere saygımızdan dolayı burada duralım.

duralım dedim ama, fyodor mihailoviç dostoyevski'nin, "bir suçtan herkes sorumludur" demesini herkese (önce kendime) hatırlatmaktan kendimi alamadım.

(invulnerable - 30 Aralık 2012 12:10)

ertuğrul günay'ın katkılarıyla çok iyi bir reklam sahibi olmuş film. filmi önceden duyup da gitme isteği olmayanlarda bu isteği uyandırmayı başarmıştır bakanın sayesinde. duymayanlar da duymuş olup çok acayip merak etmişlerdir ve en kısa zamanda filme gitmek için can atmaktadırlar.

(euspor - 3 Ocak 2013 21:24)

paniğe kapılan brad pitt 'in killing them softly 2 'de namaz kılma sahnesi koyacağını açıkladığı film.

(seviyorsevmiyorseviyorsevmiyorseviyor - 3 Ocak 2013 21:29)

sayın bakanın bu eleştirisini bir tavsiye olarak görüyorum.

artık kötü mü acaba korkusu taşımadan filmi izleyebilirim.

(babeyto kenzof - 3 Ocak 2013 21:35)

(bkz: bradcim çok güzel çıkmışsın)

(cibenek - 4 Ocak 2013 00:17)

amerikan filmlerinin alışıldık sahte öz eleştirilerinden daha farklı, daha samimi bir mesajı var filmin.
brad pitt görünce aksiyon hareket macera arayanlara göre değil şüphesiz. zaten en azından the tree of life sonrası brad pitt'in oyunculuğunu farklı bir istikamete yönlendirdiğini görmek, ve film seçiminde yıldızlara önem veren bir izleyici için şart.
o kitle tabi filmden memnun kalmamıştır. çünkü ne beklenen aksiyon var ne de hız.
film aslında bir tek şey söylemek istemiş, ve bunu, bir olay örgüsü üzerine oturtmuş.
evet izlemeyen bir şey kaybetmez ama, izleyen de öyle.

(agirroman - 6 Ocak 2013 04:02)

sinematografi adına birkaç sahneden ibaret, subliminal olarak sosyal ve ekonomik özeleştiri yapmaya çabalamış ama başaramamış film.
inanılmaz sıkıldım. hadi artık girişi bitirin, gelişmeye geçin çok mu uzun bu film derken birde baktım filmin son 15 dakikası kalmış. brad pitt son filmlerinde büyük sıçışlarda.

--- spoiler ---

brad pitt'in arabadan indiği sahnede arabanın kapısına sabitlenmiş kamera,

sürekli nemli, beyni uyuşturucudan beyaz peynire dönmüş junkynin ev ortamındaki konuşma sahnesi. uykuya dalma ve ayılma arasındaki gidip gelişler,

aklıma gelirse yazacağım bir kısım daha,

görsel açıdan iyiydi.

--- spoiler ---

spoiler harici kısımları ile berbat bir filmdi.

(scholastic oscillator - 9 Ocak 2013 09:50)

hani televizyonda bir film yakalarsınız, ne zaman başladığına bakarsınız, 20 dakikası geride kalmıştır ama izlemeye devam edersiniz ya, öyle bir film.

başından sonuna kadar "lan sanki bi şey kaçırdım" hissiyle izledim ama çok da umrumda olmadı. bittikten sonra da "en azından görsel olarak iyiydi, brad baba da çok karizmatik" falan derken buldum kendimi. genellikle büyük beklentiyle izleyip çok da beğenmediğim filmlerden sonra avuturum kendimi bu şekilde ama bu film hayal kırıklığı değil. evet, ben de anlamadım.

yani izleyin ama gelip "inanılmazdı, sistem eleştirisinin üst noktası, yönetmen inanılmaz dokundurmuş" diye abartırsanız insanlar "bu muydu lan" diyebilirler. film abartılmayı da, yerilmeyi de hak etmiyor.

--- spoiler ---

film boyunca devam eden radyo ve televizyondaki seçim geyiğinin nereye bağlanacağını çok merak ediyordum, brad pitt'in son konuşması büyük güzellik oldu. sırf onun için izlenir.

--- spoiler ---

(szanoan culum - 9 Ocak 2013 14:02)

jackie ^* son zamanlarda gördüğüm en komik espriyi yapmıştır.

--- spoiler ---

3 gündür motelde ve sikmediği her şeyi içti.

--- spoiler ---

(somebody elses lover - 9 Ocak 2013 22:04)

amerika'nın cilalı ve güçlü (!) yüzü siyasi arenada ve ekranlarda sistemini işler ve tartışırken, diplerde, kendi dünyalarında, kendi sistemleri içinde işine bakanların ya da işi bitirilenlerin öyküsünü anlatan film. siyasiler ve borazanları haberler her şeyin yolunda olduğunu söylerken, filmin kasvetli havası ve o kasvetin içinde yolunu bulmaya çalışanlar tepedekilerin iddialarını yalanlıyor. öyle aman aman bariz bir sistem eleştirisi yok, evet, ama andrew dominik'in derdini anlamak için filmin atmosferine bakmak yetiyor.

--- spoiler ---

filmde the sopranos kadrosundan iki önemli isim var ve sanki dizide canlandırdıkları rolleri devam ettiriyorlar. özellikle de mickey karakteri, tony soprano'yu bıraktığımız yerden farklı bir isimle çıkagelmiş gibi; karısına ve kadınlara yaklaşımı, tripli ve ters halleri, şişinmeleri vs. klasik soprano tarzında. yönetmen diziye selam etmek istemiş anlaşılan. ama her şeye rağmen diziyi özlediğini hissediyor insan mickey ve amato'yu izlerken.

filmde küçük balıklar büyük balıkların sofrasına göz dikiyor, sonuç epey kötü oluyor kendileri için, tepedekiler affetmiyor masalarına uzanan eli. ama içlerinde en çok markie trattman'a üzülüyor insan, en ağır fatura ona kesiliyor zîrâ. hattâ karaktercağız ilk soygunla bağlantı kuracaklarını ve hedefe kendisini oturtacaklarını bilerek russell'ı vazgeçirmeye çalışıyor ama nâfile. lâkin karakterin ölüm sahnesi filmin en estetik karelerini oluşturuyor, izlerken hem geriliyor hem de büyüleniyorsunuz.

jackie prensibini sadece eline silah aldığında kullanmıyor, barda frankie ile konuşurken de gösteriyor ki muhatabını diliyle de kibarca öldürebiliyor.

--- spoiler ---

her şey bir yana, filmde kullanılan şarkılar mükemmel. ost albümü bir an önce edinmek lâzım bir yerlerden.

(martin jacques mystere - 11 Ocak 2013 21:17)

amerikan ruyasinin aslinda kabus oldugunu gosteren film. oyle tv de gosterildigi gibi cennet olan bir ulke degil yani birazda bunu aciklamaya calismis film. slklcl bir havada gecsede izlenebilir.

(eksisozluk yazari - 12 Ocak 2013 15:42)

tam tamına net olarak 1 saat 31 dakika 16 saniyelik bir zaman kaybı. bide bunu beğenmeyenler sinema kültürü olmayan ayı ilan edildi ya daha da ben bişey demiyorum. çünkü majesteleri hollywood eleştirmeni amınakoyim, günde 3 tane film izler sanatsal sanatsal takılır. fakir piç kurusu ttnet adsl kullanır 50bit'lik internetiyle film indirir sanırsın dünyanın en ünlü eleştirmenlerinden birisi. ha siktirsin gitsin ordan.

(vae4victis - 12 Ocak 2013 18:03)

kültür bakanı bu filmi beğenmemiş ama dostum işte bu amerikan kültürü. evet belki siz ve hanımınız amigo kızlı ve florida sahilli zeminde, popüler sarışının yakışıklıyı değil birlikte gülebildiği ve onu anlayan çirkini seçtiği pembe yanaklı büyük villalı amerikan rüyası bi filmi izleseydiniz muhtemelen bu tür bir rahatsızlık dile getirmeyecek neşelenecektiniz besbelli. bir türk düşünürü hanımın bir zamanlar söylediği gibi sanatın insanı neşelendiren bişey olduğu fikriyle bilet alıp koltuğa oturdunuz ama koltuk battı sanırım. huzursuzluk verici herşeyi yok edebilseydik keşke pufff

benim şahsi fikrime gelince. bu türden kolay para filmlerini çok severim ve birsürü benzerini izledim. ama bu filmi çok çok beğendim. çok basit ve sıradan gibi ama bir o kadar sert ve etkileyici. çok basit bir konu üzerinden mükemmel bir kapitalizm şovu. ne o dostum çok mu şaşırdınız hepinizin bilip de bilmezden geldiği ve nazik bünyelerinizin kaldıramadığı gerçekler. acıtıyo de mi. yakında buraları da hep böyle olacak uyuşturucu para ve parayla seks tapınağı ve başka hiçbişey yok. işte kurduğun büyük medeniyet insanoğlu gurur duy kendinle. kadınlara doğaya hayvanlara zerre saygısı olmayan ekonomik büyüme çağı. büyüklük becerme ve bütün o pislik. medeniyetinin özeti insanoğlu duymaya dayanamadın mı. evet bu kadar doğrudan söylemesi benim çok hoşuma gitti. son cümlesi de tokat gibi. çok güzel film yapmış adam vallaha helal olsun

(kordelya - 13 Ocak 2013 16:26)

bu filme hakim olan mesajdan rahatsız olanlar, behzat ç.'deki kör göze parmak yapılan eleştirilere pek bir bayılırlar.

(petrol kalemi - 16 Ocak 2013 22:06)

güzel film. andrew dominik her filminde şu kafaya sıkma sahnelerini iyi yapıyor ciddi ciddi

--- spoiler ---

alegorik bir film. özellikle finansal kriz çerçevesinde işlenmiş anti-kapitalist bir film. neyse bir kaç nokta var öncelikle mortgage krizinin yapısını bilmek gerekiyor. halkla büyük büyük şirketlerin buluşması. kapitalizm değil turbo kapitalizm. şimdi mahallede bir tane kuru temizlemeci var (broker). bu eleman mahallenin keş, fakir, kokan gençlerine kolay para kazanacakları bir iş teklif ediyor (halk). zengin adamları (büyük patronları, şirketleri) birbiriyle buluşturup kumar oynatan bir adam var (aracı kurumlar; lehman brothers, morgan stanley). mortgage krizi fakir halkla büyük patronların iletişime geçtiği bir krizdir.

bu baldırı çıplak gençler, yeraltındaki özel kişilere tahsis edilmiş kumarhaneye girerek masadaki ganimetleri alıyor. sonra bu gençlerden biri cakayı düzeltiyor saçları taramaya başlıyor, arabayı yeniliyor. ama diğer eleman güvenilmez. zaten en başta kuru temzilikçi de bu adamla iş yapmam demişti fakat alacağı parayı düşündüğünden bir anda işin içine sokuyor. filmde zaten bütün cinayetlerin, çöküşün sebebi bu ikinci pasbal bağımlı. buna mortgage literatüründe subprime mortgage denir. bu subprime mortgage eleman, kendi arkadaşının, kumarhanecinin, kuru temizlikçinin herkesin ölmüne neden olan fakir.

ama çöküşün ilk aşamalarında yani ölümler daha başlamadan, takım elbiseli, kel, gözlüklü bir abi brad pittle köprü altında arabada bir görüşme yapıyor. bu gözlüklü abimiz büyük şirketlerin imgesidir. brad pitt şahsında cisimleşmiş "devlet" i göreve çağırıyor. (yada brad pitt "demokrat" devlet, diğer şişko tetikçide "cumhuriyetçi" devlet olabilir. çünkü oteldeki konuşmalar biraz onu çağrıştırdı ayrıca o karakter filmden çıkınca arka plandaki bush'un boğumlu sikik seside kesildi. onun yerine görevi brad pitt aldı ve obamanın sesi duyulmaya başladı). neyse arabadaki rockefeller , rothschild kırması deyyus hiç hazzetmediği bir şekilde büyük bir tetikçinin arabasında sigara içmesine bile ses çıkaramıyor. liberalizmin devletle ne işi olur yoksa, hele birde realist ekolden bir devlet modeliyle. ama eli mahkum pezevengin. bu devletlu abimiz sonra iş başa düştü deyip mahalle arasında bir bara giriyor, orada soyguncu halkla konuşuyor ve diğerlerini satması karşılığında kendisinin kurtulacağını söyleyerek tehdit ediyor. üstelik işin ilginç tarafı diğerlerinin yerini kendisinin zaten bildiğini ama bunu kendisinin yapmasını söylüyor. ve iki seçenek veriyor. seçenekler; evet yada hayır. halk evet diyor ve şov başlıyor. ilk önce aracı kurumlar batıyor , sonra broker ve en sonunda da halkın kendisi. mission accomplished. devletlumuz herkesi sikiyor ama softly.

filmin sonunda büyük sermayenin devletle işi bitiyor ve film boyunca ezilip bükülen kravatlı puşt aslan kesilerek devlete ukalalık yapma lan piç diye giydiriyor. devletle işi bitince, sermaye kendi ruhuna geri dönüyor.

ana fikir, devlet bizi softly'ce siken en büyük çetedir.

--- spoiler ---

(penisinde felsefe yazan adam - 27 Ocak 2013 04:48)

hoş sembollerle ve ince bir senaryoyla amerikan ekonomik sistemini eleştiren hoş ve izlenesi film. konunun ağır ilerlemesi gayet normal çünkü bir aksiyon filmi değil. zaten hollywood sinemasında eleştirdiğimiz de sonu başından belli olan filmler değil mi? adamın biri çıkar bütün mafyayı kurşundan geçirir, omzundan bir yara alır, filmin sonunda seksi kızı alır ve film biter. bu film öyle değil daha gerçekçi. gerek kurgusu gerek orijinal senaryosuyla son derece uygun bir hızda ilerlerdi bana göre.

--- spoiler ---

restorandan çıkarken jackie'nin (brad pitt) bıraktığı bahşişi kenny kaşla göz arasında araklamaya çalışırken televizyonda george bush şöyle demektedir: "amerika dünyadaki en yetenekli, üretken ve girişimci işçilere sahip."

yine mickey dillon'un yokluğundan kaynaklanan işleri yapmak için jackie ile buluşmaya geldiğinde ise obama şöyle demektedir: "wall street ve main street arasında gerçek bir ayrım söz konusu değil. amerikalılar olarak gittiğimiz tek bir yol var ve bu yolculukta tek bir ulus, tek bir millet olarak ya düşeceğiz ya kalkacağız."

--- spoiler ---

bu replikleri ve sembolik kurguyu altında yatan mesajlarla izlerken gerçekten farklı bir film izlediğinizi anlayabiliyorsunuz. bu yüzden ödül alacak olursa bu sadece sistemi eleştirdiği için değil, güzel bir yolla eleştirdiği için olacaktır.

eğer yapılan eleştirilerin hedeflerini daha net bir şekilde öğrenmek isterseniz naçizane tavsiyem üzerine bir de inside job izleyin derim.

(sirensoul - 18 Şubat 2013 11:32)