Zéro de conduite: Jeunes diables au collège (~ Cero en conducta) ' Filminin Konusu : Zéro de conduite: Jeunes diables au collège is a short starring Jean Dasté, Robert le Flon, and Louis Lefebvre. In a repressive boarding school with rigid rules of behavior, four boys decide to rebel against the direction on a...
Meshes of the Afternoon(1946)(8,0-9433)
L'Atalante(1934)(7,8-12852)
Partie de campagne(1948)(7,7-5073)
Vampyr(1932)(7,6-13677)
Boudu sauvé des eaux(1966)(7,5-4616)
À propos de Nice(1930)(7,5-3326)
Las Hurdes(1971)(7,5-4560)
L'âge d'or(1970)(7,4-11260)
maddelena'nın hal ve gidişatının sıfırlığı ile ilgili siyah beyaz bir film vardır. siyah beyaz olmasından anlaşılacak odur ki, film bayağı bir eskidir...
(daphne - 16 Şubat 2002 22:56)
(bkz: hal ve gidis sifir)
(electric cafe - 25 Ağustos 2002 03:30)
jean vigo tarafından yazılıp osman senemoğlu tarafından türkçeye çevrilmiş bir eser
(ex - 25 Ağustos 2002 03:35)
jean vigo' nun sürreal öğeler taşıyan leziz filmi. baskıcı okul kurumuna karşı çocukların isyanı anlatılır kısaca. aslında oldukça sert bir filmdir. daha sonra fransız yeni dalgasının öncü isimlerinden françois truffaut, les quatre cents coups adlı filminde bu filme göndermede bulunmuştur.serbest bir yeniden çevrimi de vardır. (bkz: if....)jean vigo' nun bir diğer filmi için ise, (bkz: l'atalante)
(xcays - 16 Ocak 2012 23:07)
yeni dalga yönetmenlerinin sevip saydığı, l'atalante ve zero de conduite gibi iki çok önemli film çeken, daha otuzunu bile göremeden aramızdan ayrılan canım jean vigo birçok sinemacıya ilham vermiştir. vigo'nun yaptığını bir anlamda truffaut da "les quatre cent coups" ile yapmış ve yeni dalganın en önemli filmlerinden biri ortaya çıkmıştır. hem vigo’nun hem de truffaut’nun ailevi problemleri vardır ve ikisi de kendi çocukluklarını anlatırlar filmlerinde.vigo 1934'te veremden öldü ama ondan öncesi de en az sisli puslu bir marcel carne filmi kadar melankolikti. vigo’nun babası bir anarşistti ve bu yüzden kendisine gün yüzü gösterilmedi paris'te. annesi ise vigo'yu terk etti ve o bu yüzden, kimsesi kalmadığından yatılı okulda büyüdü. truffaut da yatılı okula gitmiş, atılmış ve sonrasında ıslahevine düşmüştü. burada kendilerinin alter egosu olan karakterler vasıtası ile yönetmenlerin kendileri üzerinden de sorunlu bir toplumda büyüyüp sorumluluk almanın ne demek olduğunu incelemek mümkün. film, hem bu yüzden önemlidir hem de başta truffaut olmak üzere diğer pek çok yatılı okul, gençlik filmi yapanları etkilemesi açısından dikkate değer bir çalışma olarak sinema tarihinde özel bir yer edinmiştir. birçok sahne kendisinden sonraki filmlerde kullanılmış, filme sayısız atıf yapılmıştır.bir yatılı okulda otoritenin temsilcisi olan öğretmenlere boyun eğmeyen ve o unutulmaz yatakhane sahnesindeki gibi yastık savaşı yaparak çocukluklarını büyüklerin katı kuralcılığına yedirtmeyen bu cesur çocukların hikayesi vigo gibi çocukluğunu yaşayamayanların inadına izlemesi gereken klasiklerden.
(setheleh - 15 Şubat 2012 20:57)
çok uzun zaman önce izlediğim ve o gün bu gündür en sevdiklerimin arasına koyduğum bu başyapıt hakkında yazılmış çok güzel bir yazı okudum geçenlerde. jean vigo'yu ve filminin hikayesini ele alan bu yazının en can alıcı kısımlarını buraya da not düşmeden edemedim. yazı, sinema dergisi için pınar tınaz tarafından kaleme alınmış.**filmi izlemeyenler de zevkle okuyabilir efendim."jean vigo'nun baskıcı ve tektipleştirici eğitim sistemini eleştiren filmi hal ve gidiş sıfır (zero de conduite) şiirsel üslubu ve cüretli içeriği ile yedinci sanatın başyapıtlarından biri olarak kabul ediliyor. tabii filmi unutulmaz kılan bir başka özelliği de fransa'da tam 12 yıl yasaklı kalmış olması.çok bilinen bir atasözü "ağaç yaşken eğilir" der. ince bir gözlemin ürünü olan bu söz kesinlikle doğrudur. insan hayata gözlerini açtığı ilk andan itibaren, yaşadığı deneyimler ve edindiği bilgiler doğrultusunda kendi kendisini oluşturmaya başlar. ateşin yakıcılığı gibi basit gerçeklerden, içinde yaşadığımız toplumun ahlak kurallarına dek her şeyi daha çok küçükken öğrenir, davranış biçimlerimizi bu bilgilere göre düzenleriz. bu anlamda okulların işlevi, genç bireylerin bilimsel bilgilerle donatılmasından ibaret değildir. devlet otoritesine bağlı bir işleyişi olan okullar, çocuk ve gençlerin toplumsal beklentilere uygun olarak biçimlenmesi adına da kritik bir rol üstlenir. tek tip kıyafetler giyerek, çalan zile göre hareket etmeye alıştırıldığımız okullarda, farklılıklarımız disiplin ve baskı yoluyla törpülenir. çok çalışmak, verilen görevleri sorgusuz sualsiz yerine getirmek, otoriteye her şart altında itaat etmek gibi 'erdemleri' okulda edinir, farklı fikirler öne sürmenin, düşünmenin, sorgulamanın, itiraz etmenin bir fayda sağlamayacağını, aksine hızla toplum dışına itilmemize neden olacağını okulda öğreniriz. örgün eğitimin amacı, sistemin ihtiyaç duyduğu dev makinalar için gerekli parçaları üretmektir; yeni tasarımlar yapmak değil!..." savaş ilan edildi.kahrolsun öğretmenler!yaşasın devrim!özgürlük ya da ölüm!yükselmeli bayrağımız,yarın sağlam duracağız,çürümüş eski kitaplar, konserve kutuları ve pis kokulu botlarla savaşacağız!"yukarıdaki manifesto yaşları 13'ü geçmeyen bir gurup çocuğa ait. onlar okullarında itilip kakılan, her gün fasülye yemeye, çıplak uyumaya, her anlamda otoriteye boyun eğmeye zorlanan, hala bir çocuk oldukları gerçeğini göz ardı eden yetişkinler tarafından katı kurallara hapsedilmeye, cinzel taciz, dayak ve yıldırma ile hizada tutulmaya çalışılan çocuklar. jean vigo'nun kendi anılarından yola çıkarak yazdığı senaryosunun 'hal ve gidiş'ten sıfır alan öğrencileri......film sansür kurulu tarafından anarşiyi yücelttiği, kuralsızlığı savunduğu ve açıkca düzene saldırdığı gerekçesiyle yasaklandı. ayrıca eğitim kurumlarını böylesi küçültücü bir şekilde resmetmesi, öğretmen ve idarecileri gülünç göstermesi de affedilemezdi. vigo mekan olarak bir okulu kullanmış olsa da aslında açıkca toplumsal bir panorama çiziyor, topyekün bir isyanın gerekliliğini savunuyordu. üstelik filmde kullandığı gerçeküstü öğeler, akımın burjuva düzenine sert bir dille saldırdığı düşünülürse bir hayli manidardı....gösterime girer girmez yasaklanan "hal ve gidiş sıfır", 1945 yılına dek seyirci ile buluşamadı. asıl hayran kitlesini bu tarihten sonra edindi ve anarşist sinema'nın en önemli örneklerinden biri olarak kabul gördü. vigo her ne kadar çok sevdiği filminin başarısını göremediyse de onun sayesinde ölümsüzleşti."
(dolls - 13 Haziran 2012 23:17)
başta trendeki maymunluklarına, finalde de çatıdaki çekirgeliklerine kurban olduğum veletlerin filmi. ha bir de can bonomo- başkan klibi, sanırsam ilhamını bundan alır. zaten alem ilham almış, o da alır, çok mu..
(ogatnefa - 14 Ocak 2013 18:27)
gerçeklikten bahseden her şey gibi çocukluğa dair. unutulmak zorunda olan bütün imgelere dair. les quatre cents coups, pal utcai fiuk, hababam, şarlo vesaire.bu çocukların kaçı ikinci dünya savaşı'nda savaştı, kaçı öldü acaba diye düşündüm. nedense.ama vigo'nun ruhunu taşıdılarsa ve "iyi birer öğrenci" oldularsa eğer, çoğu ispanya iç savaşı'nda savaşmıştır eminim. anarşinin saflarında. anarşinin, çocukluktan daha iyi bir tanımı var mıydı?ve tüylerin havada uçuştuğu yatakhane sekansı, bunuel'in los olvidados'undaki rüya sekansını da aşarak belki de, tarihin en güzel ağır çekim sahnesi değil miydi?devlet erkanı sıralarında kuklalar oturur ve çatılarda özgürlük vardır.
(ianism - 7 Şubat 2014 21:07)
(bkz: les quatre cents coups/#5374743)
(grapes of butcher - 13 Ağustos 2004 00:19)
1932 de çekilmiş leziz bir jean vigo filmi. filmin sonradan birçok filmde kopyalanmış sahneleri var, bazıları; çocukların hep fasülye yemekten bıkmaları sonucu isyanları, tabakları birbirlerinin suratlarına atmaları, geziye çıktıkları şaşkaloz öğretmeni ekip bir yol ayrımında firar etmeleri, okul idaresine ve pedere gayet de planlı olarak meyve ile saldırmaları. filmin esin kaynağı yönetmenin çocukluğunda benzer okulda yaşadıklarıdır. hükümete bir saldırı olarak değerlendirilen film 1945 e kadar yasaklanmıştı.
(mesecina - 16 Aralık 2005 11:05)
Yorum Kaynak Link : zero de conduite