biraz da bilgimiz olsa h.g. harun abi diyebilirdik belki zamanında kendisine.

the king's speech'te 17 karanfil meselesini duyunca beynim de şimşekler çaktı, bir yerlerde böyle bir şey okuduğuma emindim, aradım buldum, 17'nin manası derinmiş meğer;

http://www.sabah.com.tr/…romantizm_ve_70_milyon_olu

(ne nedir ne ne degildir - 23 Şubat 2011 14:40)

fotoğrafını da koyalım tam olsun.

genç
yaşlı
edward viii ile çekilmiş bir fotoğrafı
hitler ile çekilmiş bir fotoğrafı

ayrıca kendisi 90 yaşında ölmüş. doğum yılı ile ölüm yılı arasında da şöyle bir benzerlik var; doğum 1896, ölüm 1986. yani bence ilginç, herkese ilginç gelecek diye bir şey yok.

(the phoenix ss - 23 Şubat 2011 14:57)

keşanlı ali destanı'nda zilha'nın böyle mi geçecek ömrüm şarkısında ima ettiği kadındır ayrıca...

(yul - 26 Şubat 2011 22:06)

kralice 2. elizabeth'in yengesi.

(latoneus - 15 Eylül 2012 00:01)

uzaktan cok romantik gorunen bir hikayenin iki kahramanindan biri, ugruna koskoca bir imparatorluk tahtindan feragat edilen kadin, baltimore'lu wallis. uzaktan oyle gorunuyor dedik de yakindan ne bicim bir askti anlatayim, zira oradaydim.

ilk evliligini birinci dunya savasinda pilotluk da yapmis bir cins asker olan earl winifield spencer ile yapmis, sonra bosanip, ingiliz-amerikali bir isadami olan ernest simpson ile evlenmis wallis, evlilikleri sonucunda, o vakitler, henuz 8. edward ilan edilmemis ve sadece david olarak bilinen galler prensi'nin ortaminda cirit atmaya baslamis, kendisine bir cevre edinmisti. hermafrodit oldugundan on kisiden dokuzunun emin oldugu wallis, katir elli-ayakli, memesiz ve at suratli bir kadin olmasina ragmen, erkekler (escinsellik tandansi oldugundan suphelenilen) kendisine isiga gelen pervaneler misali kosmakta, mi5 tarafindan olusturulmus ozel bir grup tarafindan tutulan cetelesinde bir suru zengin ve yakisikli erkek arz-i endam etmekteydi.

prens ile bir guney fransa gezisinden sonra asikar olan iliskisi, hizla geri donulemeyen bir noktaya gelmis, zaten tahtta hic gozu olmayan prens, kendisini bahane ederek tahttan inerek, zavalli annesi kralice mary'yi sinir hastasi etmisti. wallis ise umudunu icten ice korumakta, david tahttan indirilse bile kendisine hic olmazsa bir hrh unvani verilecegini umit etmekteydi. prense bir windsor duku unvani verildiginden mutevellit, kendisi de bir duses oluyor ve fakat o cok istedigi hrh bir turlu verilmiyordu cunku herkes ona gicikti.

britanya'dan surulunce, fransa'yi mesken tutup, monoton ve yine sokaktan cevrilen kadrolu on adamdan dokuzunun, dunyanin en tuhaf iliskisini yasadiklarindan emin oldugu bir donemi yasamaya basladilar. kafayi super bir ev sahibesi olmak ile bozmus wallis, kendini yedirip icirip, giyinmeye vermis, kendisi icin tahttan feragat edilmis olmanin agirligini kaldiramaz hale gelmisti. arada bir suru sevgilisi olsa da duk'e saygida kusur etmemis, asla tutkuyla sevmedigi bir adam icin saygisini ancak olene dek onunla evli kalmakla gostermeyi tercih etmisti.

duk oldukten sonra da binbir cesit hastalikla yatalak olmus, tum islerini idare eden ve kendisine delice asik oldugu rivayet edilen bir avukat hanimin, kendisini canli tutmak adina olan girisimleri nedeniyle yillarca bitkisel hayatta tutulmustu. 1986 yilinda oldukten sonra, hakkinda bugune kadar gelen cesitli dedikodular uretilen wallis icin sikca soylenen tek sey ise, normal bir kadin olmadigi ve esiyle asla konvansiyonel bir cinsel hayat yasamadigidir.

simdi, butun bunlari ifsa edip, ele gune anlatmaktan ne anladigi belli olmayan kimseler -ki bu durumda istemeden bunlardan biri oluyorum- bir peri masalini bozmus, ask icin neler yapilabilecegini gozumuzde yaslarla, boyle guzide bir ornekle sahit olabilecek, gul pembesi bir hikayeye pit pit atan kalbimizle dokunabilecekken, bizi bundan mahrum birakmis, halt etmislerdir. aferin.

yillar sonra gelen edit: kiymetimi bilin kucuk limonialilar. oyle bir sezon crown izleyip yazmamisim bunlari. yine de rispek diyen mesajlariniz icin tesekkurler. ss

(sheva shanim - 24 Ocak 2005 00:13)

(bkz: edward viii)

(kitkat - 24 Ocak 2005 00:16)

kocası yani kendisi için tacından vazgeçen dük öldükten sonra hayatı oldukça acıklı geçen amerikalı. üzücü olan şu ki, kendisi büyük bir aşkın ana kahramanı, büyük sevgi sıfatlarının telaffuz edildiği bir insan görüntüsü çizse de aslında sadece windsor tarafından değil herkesce kabullenilme arzusu taşıyan, yalnız ve mutsuz bir hayatın aktörü. kocasının ölümünden sonra da parasını idare etmesi için aldığı avukatlar tarafından neredeyse bilerek hasta edilerek ruhsal çöküntü yaşatılan ancak altın yumurtlayan tavuk olduğu için de öldürmeden tutsak gibi ilaçlara, tüplere bağımlı yaşatılan insan. ölümüyle beraber gelişen tek iyi şey fransa'daki villa de windsor'un satışından gelecek parayı pastör enstitüsü'ne bağışlamış olması. aynı şekilde sahip olduğu efsane mücevherlerle beraber. bu arada kendisinin hayatının son yıllarında böyle gerçekte yatalak olmayan ama ilaçlarla uyutulan bakıma muhtaç ama para makinesi bir tutsağa dönüşmesine sebep veren de çok güvendiği fransız avukatı suzanne blum.
http://www.dailymail.co.uk/…hess-windsors-days.html

(anotherstar - 14 Ekim 2017 19:14)