Camille (~ A Dama das Camélias) ' Filminin Konusu : Camille is a TV movie starring Greta Scacchi, Colin Firth, and John Gielgud. Camille is a courtesan in Paris. She falls deeply in love with a young man of promise, Armand Duval. When Armand's father begs her not to ruin his hope of...
Lost Empires(1986)(7,9-277)
Another Country(1984)(7,1-4687)
A Month in the Country(1987)(7,1-1192)
Wings of Fame(1990)(7,1-671)
Valmont(1989)(7,0-11683)
The Importance of Being Earnest(2002)(6,9-20805)
Fever Pitch(1997)(6,7-9350)
My Life So Far(1999)(6,5-2663)
Then She Found Me(2008)(6,0-9252)
St Trinian's 2: The Legend of Fritton's Gold(2009)(5,4-7262)
Londinium(2001)(5,0-586)
2007 yapımı bir gregory mackenzie filmi. böyle sıradan bir amerikan filmi seyrediyormuşsunuz gibi başlayıp hayli sürrealist devam ediyor. niyagara gezisi yapmak gibi bir arzu aşılıyor seyredene. valla. imdb de diyor ki 7.3tür şiddeti. http://us.imdb.com/title/tt0462219/
(daphne - 18 Ocak 2009 23:47)
akape'li değil. akape solcusu da değil. geriye kala kala ulusalcı kalıyor. başka seçenek yok. ulusalcı evet.
(avasas - 1 Şubat 2009 20:27)
ankara'ya bi kosu gidip opup gelemedim onu hala. ulan nasi kiskandim nasi ozendim anlatamam. csscp ve camille ayni yerde. sohbet muhabbet ooooh. biz burada ugrasalim duralim. var mi lan oyle.ben de istiyorum sizden. hayret bi si ya. ankara dedigin ne kadarlik yol ki. benim karsiya gecip gelmem kadar. gelirim ki ben. hih.
(amethyst - 29 Nisan 2009 21:26)
bakkalla devrim sohbetleri edebilen bir insan kendisi.
(saryade - 28 Ocak 2010 21:07)
#18680030 no'lu entrysinde islam'a yönelik herhangi bi saldırı göremedim ben. samimi bir şekilde inanmadığını dile getirmiş ve dindarlara, ''ateistlerden gelen her eleştiriye de atlamayın, gülün geçin'' tavsiyesinde bulunmuş.
(md k - 5 Nisan 2010 03:00)
inanıp inanması birilerini fena halde rahatsız etmiş. çok dindarım, islamı savunuyorum diyenler şöyle diyebilmeli.- inanır inanmaz bana ne?eh o zaman bir yerlere gelebiliriz belki.camille nasıl kimse inanıyor diye rahatsız olmuyorsa, başkaları o inanmıyor diye rahatsız olmamalı.insanlar inançlarında özgürdür. bu özgürlük elsanin mecnunu, camille, sen, ben herkes için geçerlidir.birilerinin konuşma, yazma özgürlüğüne saldırılırsa bunun adı kısaca faşizmdir.dün elsanin mecnunu, bugün camille, yarın avasas..... öbürgün sen ben.hani..- saldırın koçlarım yürrrüüüüü kim tutar seni hesabı.ya saygı çerçevesinde adam gibi fikirlerin tartışılmasına saygı duyacağız.ya da birilerinin kendi fikirlerine uymayan kişileri yok etmelerine izin vereceğiz.işte şimdi geldik en önemli konuya.birileri sizin gibi düşünmüyor diye ona saldırma hakkını kendinde bulursa insan.onun gibi düşünmüyorsun diye sana saldırıldığında ses çıkarmaman gerek.isteyen istediğini yazar. beğenmezsen okumazsın.
(tulay1959 - 5 Nisan 2010 14:52)
sayesinde "ateistim" demenin islama saldırı sayıldığını üğrendiim yazar. yani "sen mutlu olcen die, herkes inanıcak öle mi?, sen kendini huzur içinde sayman içün kaç kişi kelime-i şahadet getirmeli?" hani nerde senin dinin hoşgörüsü " leyküm diniküm veliyedin" die bişi var hatırlıyo musun? bi de en gıcık olduum şey ateistleri bele gözenekli bi yapıya felam sahip sanıyolar. içlerinde korkunç bi boşluk varmış da.. daha neler daha neler..size diyom tosuncuklar hu huusiz herkesi kendiniz gibi süngertaşı mı sandınız ? (görüntü bayağı bi hacimli görünüyo da ağırlık yok)de get rezil ol!
(sugar free - 5 Nisan 2010 15:01)
saryade: işte 30 cm.i buldu bebeğin boyu.camille: neyyy? lannn sen içinde ne taşıyon? öyle büyük olunur mu? saryade: ya gayet ortalama bir ölçü bu, uzun değil şu an. ben doğduğumda 50 cm.mişim, kardeşim 55 mesela. camille: neyyyyyyyyyyyyy?? lannn benim şu anki halimin üçte biri lan o dediğin?????
(saryade - 20 Nisan 2010 15:24)
anladık sözlükte bir camille abla vardır, hasdır da. bir de bu isimli harika bir film vardır a dostlar. 1936 yapımı greta garbo'nun oynadığı, alexandre dumas'ın kitabından uyarlanan acıklı bir aşk öyküsünü anlatır bu film. garbo bu filmde öylesine samimi ve öylesine başarılı oynamıştır ki oscar da en iyi kadın başrol oyuncusu adayı olmuştur. (oscarın oscar olduğu zamanlardan bahsediyoruz. şimdi ayıp olmasın, yaşı geldi diye oscar veriliyor)filmde öylesine acıklı sahneler, öylesine naif duygular, hayatını zindan etme uğruna sevdiceğini öylesine kollama davranışları görürsünüz ki içiniz darmadağın olur. filmden bir söz ile mısralarımı sonlandırmak istiyorum, yoksa klavyeye gözyaşlarım düşecek. belki senin kalbinde yaşasam daha iyi.dünyanın beni göremeyeceği bir yerde.(bkz: film izler izlemez entry girmek)
(sinematematikci - 5 Nisan 2011 23:27)
bazı insanlar. en beklenmedik anda hayatınıza giriverir ve vaktinizi düşüncesizce çalarlar. büyülüdür bunlar. bakar, okur, izler, dinlersiniz, günlük programınızın bir parçası yaparsanız. camille'i ilk dinlediğimde "dünya üzerinde en seksi "fuck" diyen insanı duydum, güzelmiş" demiştim. in a manner of speaking'den sonra metrelerce yükseklikten betona düştüm "bu nasıl bir kadındır?" dedim. repeat diye bir hastalığa tutuldum, komşularımı muhtemelen rahatsız ettim. nouvelle vague konseri için haftalar öncesinden heyecanlandım gözümü kapatıp kendimi aşağıda onu sahnede izlerken düşündüm. saç kesimim sevimsizdi, camille'in sadece bir fotoğrafını görmüştüm, çok güzeldi. gelmedi. bir süre ara verdim. sonra kafamda birisi bir düğmeye bastı. camille vakti gelmişti tekrar artık fotoğraflarına bakabilecek, albümlerini dinleyebilecektim. ukala bir duruşu varmış, çok hoşuma gitti. şarkı söylerken devinen hamurdan bir şey gibi. kendiyle oynuyor, eline geçirdikleriyle hiç kimsenin aklına gelmeyecek münasebetlerde bulunuyor. bir performansta elinde mızıka too drunk to deyip mızıkayı üflüyordu fuck demek yerine. onu hem anlıyor hem de daha çok tanımak istiyordum. burnu biraz biçimsizdi ve çok güzeldi. le sac des filles temeli sağlam ama ara sıra da ip cambazlığı yapmak uğruna altını boşaltmayı becerebilen bir albümmüş. music box'lar, çanak çömlekler, güzel yaylılar, oyunbaz sözler...su gibi söylüyor camille bazen de sesi pas gibi takılıveriyor, çok iyi zamanlanmış tansiyonu var bu kadının vokalinin, şarkı söylemekle yakından veya uzaktan alakalı herhangi bir insanda beğeni ve bilinçaltı kıskançlığı yaratabilecek güçte bir ses.le fil ise daha "ben buradayım, ipi tutun takip edin" diyen bir albüm. camille kendiyle de müzikle de oynuyor yine allta tek bir nota, tüm albüm boyunca. "altta hep aynı ses var dinle bak deyince çok öne çıkan, şarkıya konsantre olunca yok olan". her performans öncesi elinde gazlı bir kalem ya da göz kalemiyle sol gözünden aşağıya kıvrılarak inen bazen kulak arkasında duran bazen de memelerine ulaşan kesintisiz bir çizgi çekiyor. "benim adım c ile yazılan carin'ken sen bana nasıl olur da k ile karin dersin?" diye sorabiliyor bir şarkıda. detonasyonu armoniye çevirebilecek bir müzikal zekası var. canlı albümündeki performanslar kusursuz asla değil ama hayranlık uyandırıcı. beatbox yaparken davul gibi duyulmaya çalışmıyor primitif sesler çıkarıyor titrek çığlıklar atıyor, human beatbox'ı benim için tekrar tanımlıyor.dünyaya ismi cismi belli olmayan yaratıların sol cebinde gelen nadir insanlardan camille. benim haftalarımı çalmış, playlistimi işgal etmiş, bana buradan aşk mektubu yazdırmış...önemsiz şeyler bunlar. camille çok insani bir şeyden hareketle yapıyor ne yapıyorsa. içindeki arsız yaratıcı tarafı çalıştırıyor. tekrar ediyor, yeniliyor, kıpırdıyor, tuhaf şekillerde el çırpıyor, ya-ra-tı-yor.son zamanlarda başıma gelen en güzel şey.
(cocoon - 16 Haziran 2006 15:28)
Yorum Kaynak Link : camille