• "çekimleri malatya ili darende ilçesi başdirek eski adı ile palanga köyünde yapılmış film.rahmetli babaannem filmde figüran olarak görev almıştır. ve bence oyunculuğu başrol oyuncusundan daha iyidir."
  • "yirmi yildir sinemaya giderim, izledigim en kotu filmdi the imam. arada niye cikmadim diye cok hayiflandim dogrusu. paraya degil ama vaktime cok acidim."
  • "sabah: * (yazıyla bir yıldız)zaman: *** (yazıyla üç yıldız)fark için istatistiksel hipotez testi sonucu: manidar"
  • "imam emrullah'ı odağına alarak kentsel ve modernin içindeki bir sorun olan imam hatiplilik nedenli ötekilik sorununu neden köyde tartıştığı anlaşılmayan film."
  • "eşref ziya'nın mahsun kırmızıgülvari bir oyunculuk sergilediği film."
  • "başroldeki eşref ziyanın mükemmel bir oyunculuk gösterdiği filmdir. gerçek kesitçiler nasıl gözden kaçırmış anlamadım."
  • "isminin "the motor" olması gereken bir filmmiş. öyle hissiz, öyle anlamsız... yazık...."




Facebook Yorumları
  • comment image

    çok kötü bir filmdi
    ama çok iyi bildiğim bir hatırayı canlandırdı kafamda.. belki film, bana öyle birşey söylemedi ama ben öyle anladım...
    28 şubat döneminde imam hatipte okuyan birine "hangi okulda okuyorsun?" diye soruyosun
    ve o kişi utanıyor kendinden... tıpkı filmdeki baş karakterin utandığı gibi...
    "imam hatip iyidir-kötüdür" tartışması değil bu. beni ilgilendiren tek şey, o soru 99da bana sorulduğunda veremediğim cevaptır..


    (senyorcedric - 15 Ağustos 2010 21:56)

  • comment image

    çekimleri malatya ili darende ilçesi başdirek eski adı ile palanga köyünde yapılmış film.
    rahmetli babaannem filmde figüran olarak görev almıştır. ve bence oyunculuğu başrol oyuncusundan daha iyidir.


    (ben seni yenerim - 9 Temmuz 2013 00:32)

  • comment image

    hani cok seymek yapmak, anlatmak, karsı tarafa göstermek, hissettirmek isterseniz de hiçbir şey yapamazsınız ya, hani normal hareket etseniz daha başarılı olacakken cok isteyip tam karşıtı dibe vurursunuz ya öyle bir şey the imam. her şeyi bir bucuk saate sığdırmak isteyen zihniyetin (her şeyin içinde öss'den tutun da zengin takımının islami anlayışı aşağıla sanatından dindarın "serti" makbuldur fikrinden köyün delisine, muhtarın kızından tek memur olarak imamın uğradığı köy kahvesine kadar her şey var açıkcası) ürünü sonucta böyle bir film cıkarmıs ortaya. günümüzde şöyle bir anlayış var maalesef türkiye'de. içi boş dışı alımlı ne üretirsem, gündemin ucundan tutarsam, "tartısılan" bir konudan bahsedersem, geri dönüsümü kat kat alırım olayı. film 5 haftada cekiliyor, basrolde ilk oyunculuk denemesi olan polat alemdar'ın hocasında ders aldığı belli mimiklerle oynayan esref ziya ve onun dibe cektiği filmin kalitesini ortalamaya calısan yardımcı oyuncular, deli, eski imam ve feyzullah hoca karakterleri filmin izlenebilirliliğini (oyunculuk acısından) sağlıyor.
    senaryo bilidik ama bir o kadar da birbirinden kopuk. ilk baslarda filmin kısa bir özetini izliyorsunuz zannediyorsunuz ama bir bakıyorsunuz ki film baslamıs ortalara gelmis. bir yerlere mesaj göndermek adına aralara sokulan konusmalar, sözler, alıntılar... burada filmin eksiklerini, hatalarını anlatacak değilim ki sayfalar sürer. acıkcası hayal kırıklığı ile ayrıldım sinemadan. güze bir senaryo ama amator (o kadar ödül kazanmıs ama ya filmi izlemeden teslim etmis ya da bir gariplik var ortada) bir yönetmen. yani bilmesem harley davidson'dan, somuncu baba'dan, tekirdağ rakı'dan, kartal imam hatip'ten reklam aldılar zannedeceğim. kardesim bir muhabbet aynı filmde 20 kereden fazla gecer mi, bir konuya, ülkede sosyal bir sorun olan, devlet ve milletin büyük bir kesmini karşı karşıya getiren soruna sadece köydeki bir dindar, ılımlı imam ve zevki sefaya düskün bir ortak üzerinden bakılabilir mi, irdelenir mi, anlatılabilir mi... ben filmde şehirde yaşanan çıkmaz ele alınacak diye düşünürken bunlar gitmiş, dindar ile "aşırı" dindarın arasındaki farkı (son yıllarda artan diyalog mesajlarıya zirve yapan denge ve olaylara bakış açısı farkın ortaya çıkardığı sorunlar) incelemiş, çekmiş. ortaya öyle bir ortak karakteri cıkmıs ki cok garipsenecek gibi geliyor bana. tabi izlemek gerek, şu 2005'te neler yapacakken ülke olarak nelerle uğraştığımızı görmek için. başkalarına gösterdiğimiz saygıyı kendimizden esirgedimizi fark etmemiz için.


    (daha - 14 Ekim 2005 21:05)

  • comment image

    insana dublajlı yabancı film izliyormuş hissi veren bir film. ama bakıyorsunuz her şey türkiye'de geçiyor, tema da yerli, dudaklar da konuşmaya uygun oynuyor. hayret ediyorsunuz bu kadar dublaj yapılarak çekilmiş bir yerli film izlediğinize. konuşmaların samimiyesizliği ve sunniliği, dublajı geçin diyalogların hayata ait olamayışı, başrol oyuncuların da tiyatroda mı sinemada mı neredeler farkındasızlığı... bir yanda altın portakal'da en iyi film ödülü almış bir yapıt üvey evlat muamelesi görürken hayret ediyorsunuz 160 salona dağılmış bir filmle karşı karşıya ouşunuza. film arasında koşa koşa salondan kaçarken arkanıza bakıyorsunuz, kim varsa filmden ayrılıyor. hayret edemiyorsunuz...


    (miarsenic - 15 Ekim 2005 17:35)

  • comment image

    yirmi yildir sinemaya giderim, izledigim en kotu filmdi the imam. arada niye cikmadim diye cok hayiflandim dogrusu. paraya degil ama vaktime cok acidim.


    (siyah marti - 24 Ekim 2005 12:07)

  • comment image

    imam emrullah'ı odağına alarak kentsel ve modernin içindeki bir sorun olan imam hatiplilik nedenli ötekilik sorununu neden köyde tartıştığı anlaşılmayan film.


    (lyne - 18 Aralık 2005 13:59)

Yorum Kaynak Link : the imam