fatih'in^* doldum doldum'u söyleyebilmesi için şeytan^* tarafından yaratılan müzisyenlerin, ilk başta kendilerini göstermek amacıyla yaptıkları sololarını gerçekten çaldıkları filmdir. hiçbiri enstrumanlarının üzerinde ellerini rastgele gezdirip izleyiciyi kandırmaz. duyulan melodiyi gerçekten çalarlar.

(kibritsuyu - 18 Ocak 2007 11:50)

kanimca turk sinemasinin yuz aki filmlerinden biri. kesinlikle cok basarili.

(spacetimereality - 17 Mart 2002 19:28)

bu filmde, barda mazhar alanson^* ile birlikte çalan diğer iki kişiden biri özkan uğur'dur. diğeri ise fuat güner değildir. ayhan sicimoğlu'dur.

(kibritsuyu - 7 Temmuz 2009 16:30)

filmin takribi 30-35. dk.sinda ali poyrazoglu ve mazhar alanson'un katildigi bir yemekte "muzik baslasin" denir,

bir arp ve bir opera sanatcisi sahneye cikar,

iste o solist, simdilerin ist. opera basrejisoru yekta kara'dan baskasi degildir. seslendirdigi eser ise "tchaikovsky - nyet tolko tot ktoznal"dir.

(la traviata - 25 Şubat 2010 04:26)

<<
plastik kadın: kocacım çok sıkıldım biraz macun yesen de..
fatih: yavv başka bişiy düşünmez misin sen ?
şeytan : on yıl bir vitrinde gerdek beklemek kolay mı ?

*******

plastik kadın: temizlik çamaşır ütü ille de yemek, bir kadın başka ne isteyebilir hayattan
fatih: kusura bakmayın ama şu işin de bir ortalamasını tutturamadınız.
şeytan : sen nasıl bir kadın istediğini biliyor musun he ? >>

replikleriyle hatırlanması gereken güzel film.

(oichi - 15 Şubat 2011 01:47)

türk sineması'nda ender görülen filmlerdendir.

bir kere konu müthiş hoş. mistik, ağzına kadar mavra dolu. şeytanı oynayacak daha iyi biri olamazdı, ali poyrazoğlu enfes oynamış. mazhar alanson'un bu denli rolüne, hafif her şeyi boşvermiş adam tipine cuk sesi çıkartarak oturacağı aklıma gelmezdi. ayhan sicimoğlu'nun filmde göründüğü her kare, ayhan bey'in çok amerikan filmi izlediğini kanıtlar nitelikte. öyle ki ayhan bey bulunduğu her karede gözlerini deviriyor, yakışıklı da bir adam zaten her zamanki gibi.

gelelim atıf yılmaz'a. türk sinemasının hem sadece para için, hem sadece sanat için sinema yapan bence hala tek yönetmeni. adam açık açık para kazanmak için yaptım her şeyi demiş. ama filmleri piyasa filmlerinin bugünkü niteliksizlikleriyle dolu değil. ağzına kadar düşünülmüşlük kokuyor, yanık ot değil. hastasıyız!

arkadaşım şeytan, sanki erken dönem amerikan sineması filmleri gibi. dönemine göre çok kısa zamanda çekilmiş ve öyle üzerinde uzun uzun düşünülecek, rahat bir film. aynı zamanda bir müzikal de. türk insanının istediği türden film, oynak oynak hani. filmin içine tchaikovsky bile koymuşlar; öh! işte bu yüzden yönetmeni atıf bey'den allah razı olsun. adam öyle bir rejisör ki, çağ değişiyor, ayak uyduruyor. altmışlardan ömrü vefa ettiği ikibinlere kadar kendini izlenebilir kılmış. film enfes. hastası olduk. izleyin izlettirin. son.

(acilin ben jinekologum - 7 Ağustos 2011 00:41)

filmden aklımda kalmış bir sahne ayrıntısı :

ali poyrazoğlu: karnım gurulduyor..ben insan oluyorum..
mazhar alanson: ustam..iyi misiniz ?
ali poyrazoğlu: iyiyim iyiyim..
mazhar alanson: ustam, madem insan oldunuz, şurada sultanahmet köftecisi var, oraya gidip bişeyler yiyelim..buraya kadar geldik gitmemek olmaz..
ali poyrazoğlu: e peki.

(full tilt boogie - 10 Mart 2003 23:22)

türk sinemasının yüzaklarından.
gizlide kalmış öyle bırakılmış bir kaç filmden biri. çünkü istenmez böylesi çekilmesi. bize new york'ta beş minare , kurtlar vadisi ırak-filistin gibi filmler lazım...

neyimize arkadaşım şeytan, tersine dünya!

(zargonyali - 23 Ekim 2011 12:43)

turk sinema tarihinin en guzel fantastik filmi.zaten cok az ornek var ama bu cok kaliteli..

(golgi - 12 Ocak 2001 22:04)

tam hatırlamıyorum ama suna benzer bir diyalog geciyordu bu filmde:
küçük kız: seytan aldı götürdüü, satamadan getirdii...
ali poyrazoğlu: ne dedin sen? nerden öğrendin sen bunu?
küçük kız: küpemin teki kayboldu, onu bulmak için söylicekmişim, annanem öğretti...
ali poyrazoğlu: söyle o annanene benim işlerime fazla burnunu sokmasın, al su küpeni de, bi daha da kaybetme, hadi..

(isabel - 15 Kasım 2004 20:47)