Adi Vasfiye (~ Vasfiye Is Her Name) ' Filminin Konusu : 1- Genç bir senarist, Sevim Tuna adlı bir şarkıcının sokakta gördüğü posterine bakarken yanına bir adam yanaşır, “Asıl adı Vasfiye” diyerek kadının hikâyesini anlatmaya başlar. Bir süre sonra, Vasfiye’nin hikâyesini anlatmaya hevesli tek erkeğin o olmadığı ortaya çıkar. Atıf Yılmaz - Barış Pirhasan işbirliğinin ürünü olan “Adı Vasfiye”, pek çok kişiye göre Türk sinema tarihinin en iyi filmlerinden biri. 2- Konu sıkıntısı içindeki genç yazar, Sevim adında bir şarkıcının hayatı ile ilgilenir. Adının Emin olduğunu söyleyen bir adam, genç yazara yardımcı olacağını söyleyerek Sevim Tuna’nın hayatını canlandırmaya başlar. Asıl adı Vasfiye olan şarkıcı Sevim, çocukluğunda Emin’le tanışmış ve arkadaş olmuştur.
Ödüller :
Ah Güzel Istanbul(1966)(8,2-1275)
Arabesk(1988)(8,1-6364)
Sekerpare(1983)(8,0-5043)
Vesikali Yarim(1968)(8,0-1781)
Yilanlarin Öcü(1962)(7,8-837)
Aaahh Belinda(1989)(7,8-1437)
Teyzem(1986)(7,7-1066)
Degirmen(1986)(7,5-859)
Vasif Öngören: Asiye nasil kurtulur(1986)(7,4-383)
Fahriye Abla(1984)(7,3-501)
Hayallerim, Askim ve Sen(1987)(7,2-292)
Arkadasim Seytan(1988)(7,1-981)
!f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali : "Best Turkish Film of the Year"
tanınmış medya kuramcısı maryjane'in üzerinde en çok inceleme yaptığı türk filmi..film evlenilecek kadın/ eğlenilecek kadın ayırımını zengin bir öyküleme ile ortaya koymuştur.öykünün başarısının mimarı barış pirhasandır. estetize edilmemiş, en doğal kasaba cinselliğidir filmin hikayesi. müjde ar, atıf yılmaz batıbeki'nin bu "başarılı" filmi ile fantastik, mistik yeni (1985) türk sinemasının en yetenekli oyuncularından biri olduğunu kanıtlamıştır. televizyonda sıkça yayınlanır...ne güzel filmdin sen vasfiye abla...
(maryjane - 17 Mart 2002 19:15)
insanin kalbini kiran, mujde ar'in teyzem, ve fahriye abla ve asiye nasil kurtulurla birlikte 80 lerdeki en iyi kadin oyuncu olarak anilmasini saglayan supper sahane film.
(insidious - 19 Mayıs 2002 01:01)
tatli betüş'ü andiran bir konusu vardir.
(vinyl - 4 Nisan 2008 21:11)
türk sinemasında farklı bir anlatım üslubuna sahip atıf yılmaz filmi. filmde tek bir hikaye, 4 farklı kişinin bakış açısıyla anlatılmaktadır. aslında filmdeki esas anlatıcı yazarı da katarsak toplamda 5 ayrı anlatıcı vardır diyebiliriz. birinci anlatıcı, vasfiyenin ilk kocası emin'dir, çocukluk yıllarında birbirlerini sevmişlerdir. ancak emin'in askere gitme vakti geldiğinde evlenmişler ve askere gidince de vasfiye evdeki kayınperder ve kayınço için yeni bir seks objesi haline gelmiştir. bu durum, hala anadolu'daki pek çok kadın için geçerlidir. kocanın olmadığı zamanlarda evin diğer erkekleri, gelinin yeni kocası oluverirler. onlara göre gelin razı gelmek zorundadır, aksi bir ihtimal dahi yoktur. ancak filmde vasfiye karşı koyar, kendini savunur. gerekirse yüzlerine tükürür. emin'in anlatımına göre vasfiye namusludur; ama kocası tarafından "pavyon kadınları"yla aldatılandır. burada kadın güzel olsun, evinde otursun, kocasını beklesin, ama yeri gelirse aldatılsın nasılsa erkeğin şanındandır düşüncesi hakim.ikinci anlatıcı, vasfiye'nin kocasıya izmir'e yakın bir yerde yaşadıkları mahalledeki sağlık memuru bir hayranıdır. bu topal memura göre vasfiye işveli cilveli, karşı konulmazdır. hatta kendisine yüz vermiştir, bizzat evine çağırıp kocasını isteyerek aldatmıştır. burada da vasfiye kocası emin tarafından aldatılır ancak bu sefer pasif değildir. o da kocasını memurla aldatır. vasfiye aldatan kadındır, ancak erkek gibi "mert"liğinden değil "orospu"luğundandır. filmin üçüncü anlatıcısı vasfiye'nin 2. kocasıdır. yaşlı, kasabada yaşayan zengin bir adamdır. ona göre yaşanılanlar hiç de sağlık memurunun anlattığı gibi olmamıştır. durum tam tersidir. memur vasfiye'ye sarkmıştır; ancak vasfiye ona hiç de yüz vermemiştir. yine evinde oturan hatta kocasından dayak yiyen en sonunda sinir krizine giren kadındır. bu bölümde de kadının mağruz kaldığı şiddet ve ardından kol kanat gerip "babacan" bir tavırla yaklaşan erkek açığa çıkar. tabi ki bu ikinci koca da vasfiyenin kocası olmayı "babacan" tavrına ve vasfiyeyi kollamasına borçludur. fakat vasfiye evlendikten sonra hapishanede yaşamaktan farksız bir hayat sürmeye başlar. kapının önünden erkek geçince hemen içeri kaçar, yürürken daima önüne bakmak zorundadır, asla sağa sola bakamaz. zira vasfiye allah için güzel kadındır, herkes farkındadır; aman etraftan sakın laf gelmesindir. buna rağmen bir pikap ve bir televizyon, vasfiye'nin yaşlı kocasından tek istediğidir, bunlarla bile mutlu olabilmektedir. ancak ilk koca emin'in vasfiye'nin karşısına tekrar çıkmasıyla kadın duyguları harekete geçer, aşık olduğu adama onun kendisine yaptığı gibi bıçak çekemez. çünkü her ne kadar onun şiddetine maruz kalmış olsa da vasfiye sevmektedir ilk kocasını.dördüncü anlatıcı ise yine vasfiye'ye aşık olmuş kasabanın genç ve yakışıklı doktorudur. vasfiye de onu beğenmiş ve beraber olmuşlardır. onun anlatımına göre vasfiye'nin ilk kocası emin daha yeni hapisten çıkmıştır ve vasfiye ona acıdığı için evine almıştır. ancak, genç aşığı doktora yalan söyleyerek onu aldatmıştır. burada vasfiye para kazanan bir kadındır, kendi ayakları üzerinde durmaktadır, kendi kuaför salonu vardır. diğer anlatımlara göre vasfiye parasız pulsuz savumasız ve bir erkeğe muhtaçtır. oysa burada ezik, muhtaç, erkekten dayak yiyen, kimsesiz bir kadın değildir; diğer anlatımları aksine akrabaları bile vardır. bu noktada hikayeleri anlatan kişilerin eğitim durumuna, kültür seviyesine, yaşam tarzına ve bakış açısına göre vasfiye'nin yaşıdığı hikaye farklılaşmaktadır. farklı sınıftan farklı erkek çeşidine göre vasfiye ayrı bir karakterdir aslında. ilginç olan da şudur ki filmin esas anlatıcısı yazarda bütün hikayeler şekillenmektedir bir bakıma. filmdeki her karakterin sureti aynıdır, fakat davranışları ve vasıfları farklıdır. aslında anlatıcıların naklettiği vasfiye'yle pavyon şarkıcısı aynı surettedir. gerçek hikayede "vasfiye" pavyon şarkıcısı bir orospudur, ilk kocası "emin" ise onun pezevengidir. ayrıca yazarın karşılaştığı her anlatıcı yazara kendisini tanıdığını idda etmektedir, beklediğini söylemektedir ve sonunda esrarengiz bir biçimde ortadan kaybolmaktadır. her kaybolan anlatıcı yerine yeni bir anlatıcı gelerek aynı hikaye muhtelif şekillerde anlatılmaktadır. dolayısıyla filmde hayal ve hakikat iç içe geçer, gerçek hangisidir bilemeyiz. bu, yazarın hikaye yazacağım diye öykünün içine fazla dalması ve hikayede yaşıyormuş gibi kendini kaptırmasıyla şizofrence bir durumdur. zira filmin sonunda yazarın gazinoda "vasfiye"yi dinlerken belli ki her gece olay çıkarmaktadır; garson kendisini artık bir daha olursa dışarı atmakla tehdit eder. uzun lafın kısası, filmin başında da belirtildiği gibi artık yazamaz duruma gelmiş, tıkanmış olan bir yazar, yeni bir hikaye için şarkıcısının afişini gördüğü pavyona dalar. "kim bir adı neydi zavallının" diyen arkadaşının da gözünü açmasıyla birden etrafında şekillenen bu pavyon şakıcısının hikayesini yazmak ister ve bunun için her gece pavyona giderek sonunda şizoya bağlar ve kadının adını vasfiye koyar. böylece birbirinden farklı 5 kadın hikayesi gözümüzün önünde belirir. zira bir yazar için tıkanmak diye bir şey söz konusu olamaz, öyle ki anlatacak çok şey vardır. "her yer hikaye dolu, yeter ki bakmasını bil."
(bosforlu cevriye - 21 Aralık 2008 18:20)
filmde, yemekteyiz'in popüler simalarında pasaklı sahra hanım'ı da, vasfiye'nin yanında çalıştığı kuaför rolünde görüyoruz.
(byzgms - 7 Mart 2009 21:01)
birkaç yılda bir tekrar tekrar izlenmesi gereken, yeşilçam'ın nadide eserlerinden. bir kadın ve bir dizi ayna; kimi puslu, asıl hikaye hayal meyal seçiliyor, kimi çatlak, hikayeyi aslından bambaşka bir hale sokuyor, kimi eğri, bakılan yerden farklı gösteriyor her şeyi. ancak bütün suretler birer hayal. ve yazar, hayalinin içinde kendini bulana dek sürdürüyor aynalara bakmaya, görüntülerin kaynağına ulaşana-ulaştığını sanana dek. bir rüyadan geriye yapma bir kırmızı gül kalıyor. ve camlar kırılıyor.filmde yazarın hüzünlü bakışları, küçük korkuları, tebessümleri, son sahnelerdeki cesareti ve kırılışı erol durak'ın* oyunculuğunun ihtişamından geliyor fikrimce. hani filmdeki bütün oyuncular başka görüntülerin nasıl olduğunu hakkıyla anlatmış ya, en çok aynaların yansıttığının peşine düşen adamın öyküsü gerçekti. vasfiye onun baktığı yerde.
(marikaki - 9 Mart 2009 01:57)
sevişirken kendini tam anlamıyla veren -dolayısıyla gerçek- bir kadının öyküsü. film her ne kadar erkeklerin gözünden anlatılıp nesnel bir kamera kullanmasa da, öykü vasfiye'nin öyküsü. zira kişilerin hikayelerini hep başkaları yazar. kim nasıl anlatırsa, hikayenin kahramanının şekli şemali öyledir.o yüzden adı vasfiye.
(agirroman - 31 Aralık 2009 02:11)
son sahnesiyle inception'a halt ettiren filmdir.
(cari kacik - 13 Mart 2011 02:44)
vasfiye'nin hayat hikayesini araştıran yazar, kaygısızlar'ın kafiye'sinin patronu, kuaför tayfun ağabeydir.
(agop - 19 Nisan 2012 17:15)
bu film için öyle isimler bir araya gelmiştir ki kötü bir film çıkması imkansız hale gelmiştir. işte film ekibi.yönetmen: atıf yılmazuyarlama: necati cumalısenaryo: barış pirhasangörüntü yönetmeni: orhan oğuzyapımcı: ömer kavuroynayanlar: müjde ar, aytaç arman, macit koper, yılmaz zafer, levend yılmaz, suna tanrıver, ali rıza özbilgiç, oktay kutluğ, erol durak, sahra gülyüz, şahika tekand, reşide kuraner, server mutlu, cem meto, hasan yıldız, atilla oğultekin, ayhan tanrıver, levent dönmez.ayrıca şu ödülleri almıştır.en iyi türk filmi (istanbul film festivali-1986)en iyi 3. film (23. antalya film şenliği-1986)ayrıca film bana akira kurosawa'nın meşhur filmi rashomon'un hatırlatmıştır. rashomon'da bir kadının başından geçenler, olaya tanıklık eden 3 erkek tarafından farklı şekillerde anlatılır.adı vasfiye'de de vasfiye'nin başından geçenler 4 erkek tarafından farklı şekillerde anlatılır. hangisine inanmamız gerektiği seyirciye bırakılır. kimisi orospunun önde gideniymiş der filmi bitirdiğinde, kimisi çok namuslu kadınmış der.ayrıca yönetmenliği ve görüntü yönetmenliği harikadır. hele bir sahne vardır ki masada oturan iki adam birbiriyle muhabbet ederken ortalarında yer alan ayna çok zekice kadraja alınır. ayrıca vasfiye'nin ormanda eski kocasıyla tatlı kovalamaca sahnesindeki kamera açısı da mükemmeldir.kısaca türk sinemasının en iyi filmlerinden biridir ve türk sinemasını takip eden herkes mutlaka izlemelidir.oyunculuklara değinmeyi unuttum. bir çok kişi müjde ar'ın oyunculuğundan bahsetmiş. hakikaten öyle ama diğer oyuncuları da unutmamak lazım. en az rol alanından başrol oyuncularına kadar tüm oyuncular kusursuz performans sergilemişlerdir.
(halitkin - 8 Ağustos 2012 11:26)
sevim suna,vasfiye veya adı her neyse.bu film tek bir kadının hikayesi değil.vasfiye,her erkeğin anlatısında başka bir kadına dönüşür.kah sadık aşık kah fettan,kah iffetli,kah hayal kurmaktan vazgeçmeyen orta sınıf bir ev kadını,ya da bir dul.dolayısıyla "adı vasfiye" farklı sınıflardan gelse bile,erkeklerin kadına dair algısının pek değişmediğini gösterir.
(dudify - 20 Mart 2013 00:56)
necati cumalı'nın eserleri sinemaya çok defalar uyarlanmış olmasına rağmen bu beş öyküyü birleştirmek ilk kimin aklına geldi bilmem ama muhteşem bir iş bu film.atıf yılmaz için yorum yapmak haddimize değil zaten, keza pirhasan da gerek yönetmenlik gerekse senaristlik becerileri eleştirilecek bir insan değil. ama bu film, bu film başka. bu filmin değeri, anlamı izledikçe artıyor. hele ki öyküleri önceden okuduysanız hikayenin neresinin hangi öyküden alındığını keşfetmek, hatırlamak mutlu ediyor insanı, heyecanlandırıyor. benim için elbette izleyen alelade birinden daha fazla filmin önemi; çünkü necati cumalıyı'da çok, çok severim.izlediğim en başarılı uyarlamadır, en başarılı senaryo düzenlemesidir adı vasfiye.
(buff - 23 Ağustos 2013 23:15)
turk sinemasindaki postmodern filmlerden biridir. bunu da o donemde en iyi atif yilmaz yapardi herhalde.
(bak sen - 1 Haziran 2014 20:21)
arka planda bol miktarda orhan gencebay dinlediğimiz film. anlatılan hikayelerdeki acılarla bir bütünlük içinde.
(ver der veremem - 21 Ağustos 2014 11:53)
müjde ar'ın*devleştiği, çok sağlam bir senaryoyla hem toplumsal hem kişisel bunalımlara eğilen başarılı bir atıf yılmaz filmi. emin'in çocukluğunun anlatıldığı bölümde şahika tekand hanımefendi de kısa süre de olsa arz-ı endam eder.
(ben ruhi bey nasilim - 5 Ekim 2004 01:40)
filmde vasfiye'nin bir kadın olarak varlığının belirsizliği ve seyirciye sadece erkeklerin gözünden tanıtılması lacancılara davetiye cikartir. feministlere de söyletecek bin tane sözü olan bir filmdir aslında. gaza geldim bak şimdi.
(semsa - 31 Mart 2005 16:27)
merhumeyi nasıl bilirdiniz nevinden bir film, ama cemaat tümden iyi bilirdik demiyor da herkes başka türlü görüyor, başka türlü değerlendiriyor vasfiyeyi. oysa kadın aynı kadın, hayat tek; algılayışlar ve yaşayışlar başka, belki de yaşayamayışlar.
(masseur - 31 Mart 2005 19:17)
necati cumalı'nın beş adet öyküsünden kolaj yapılmış bir kadın güzellemesi olan adı vasfiye, atıf yılmaz'ın "sosyal içerikli fantastik film" adıyla uydurduğu kendi akımının ilk ve en iyi filmidir -diğerleri ah belinda, hayallerim aşkım ve sen ve arkadaşım şeytan..tam bir karakterler resmi geçidi olan filmde vasfiye'yi, yılmaz'ın fetişi müjde ar, bitirim emin'i aytaç arman, hımbıl iğneci rüstem'i de macit koper canlandırır.. namlı yosma cingöz vasfiye'nin mahallenin erkeklerini fırdönüye çevirişinin öyküsü olan film, kupa, madalya, işte mevla ne verdiyse toplamıştır..
(atlantisten gelen zekiye - 24 Kasım 2001 02:09)
23.antalya film festivalinde en iyi 3. film secilmistir.
(mascara - 24 Kasım 2001 20:10)
sahane bir filmdir. mujde ar bu rol icin acaip iyi bir secimdir ve rolunun hakkini da vermistir zaten. donemin turk sinemasi icinde nerde durur bilemem ama anlatim tarzi ile gercekten baska bir kulvarda yarisip izlenesi bir filmdir.
(kudra - 29 Mart 2006 01:09)
Yorum Kaynak Link : adı vasfiye