A Royal Scandal (~ Escândalo Real) ' Filminin Konusu : A Royal Scandal is a TV movie starring Richard E. Grant, Susan Lynch, and Michael Kitchen. Drama about the matrimonial disaster that took place 200 years ago between George, Prince of Wales and his wife Caroline of Brunswick.
Little Dorrit(2008)(8,2-7535)
An Inspector Calls(2015)(7,7-6926)
The Suspicions of Mr Whicher: The Ties That Bind(2014)(7,6-447)
Dickensian(2015)(7,6-2318)
Charles II: The Power & the Passion(2003)(7,6-1527)
Vanity Fair(2018)(7,3-2345)
Howards End(2017)(7,3-2769)
The Suspicions of Mr Whicher: The Murder in Angel Lane(2013)(7,2-681)
Little Women(2017)(7,1-1973)
bu yılın son aylarının en iyi filmlerinden biri. tarantino tadı almak için gidiniz.
(ejderhasizfantazya - 12 Ekim 2018 23:30)
son dönemde izlediğim en güzel film. şarkılar, 60’lar, oyuncular harikaydı. sadece chris hemsworth rolüne göre biraz fazla kaslıydı. hippi dediğin zayıf, vitaminsiz olur bulamaz o proteini amino asidi. maşallah avengers setinden çıkmış da gelmiş.
(siz hepiniz ben tek - 13 Ekim 2018 00:22)
abd'deki paralel devlet yapılanmasını inceleyen film.--- spoiler ---otelin tüm odalarını aynanın arkasından izlemek ve kameraya kaydetmek başka kimin aklına gelir? hem zaten oteldeki çocuk pensilvanya'daki bir adrese gönderdiğini söyledi. bu çocuğumuz yine saf şekilde büyümüş ancak muhtemelen vietnam savaşı'ndan döndükten sonra işte bu amerikan fetöcüleri çocuğu kullanmaya başlamışlar. kesin din soslu bir konuşma yapmışlardır.--- spoiler ---
(gokten sukela indi - 13 Ekim 2018 21:35)
zenci şarkıcı darlene sweet’in sayko tommy lee’yi kelimenin tam anlamı ile yerin dibine soktuğu konuşma kısmı çok iyiydi.gizlice çekilen filmlerin posta ile pensilvanyada ki isimsiz bir posta kutusuna gönderilmesi ise ayrı bir antite.
(ctf - 14 Ekim 2018 11:18)
başarılı bir kara-film. iyi yazılmış bir senaryo ki bu özgün senaryo tiyatro oyunu olmaya da fazlasıyla müsait.senarist drew goddard'ın sinemadaki yönetmen olarak ikinci filmi bu.ilki korku-komedi türündeki the cabin in the woods idi. roman uyarlamaları the martian-ki bununla oscar adaylığı elde etmişti-ile world war z filmlerini senaryolaştıran bir isim. lost dizisinin de yaratıcılarından biriydi aynı zamanda. jeff bridges harika, tam olarak finale doğru karşımıza çıkan chris hemsworth ise brad pitt'in adeta 90'lardaki haline benziyor. misal pitt' in kalifornia filmindeki gibi. mimikleri, jestleri de aynı. hemsworth, yönetmen-senarist goddard ile the cabin in the woods filminden sonra yeniden biraraya gelmiş oluyorlar.bad times at the el royale 70'lerin başında, geri-dönüşler dışında tek mekanda-hotel-geçen esrarengiz ve sürükleyici bir kara-film.ama çok büyük bir ters köşe yapacakmış gibi hava yaratıp biraz hevesinizi kursağınızda bırakıyor. yine de türünün iyi bir örneği. film abd ile aynı hafta ülkemizde de vizyona girdi ama misal ben koca salonda filmi tek başıma izledim. ilgiyi hakediyordu.filmde kanadalı (quebec) genç dahi senarist-yönetmen ve oyuncu xavier dolan'ı da küçük bir rolde görüyoruz.müzik kullanımının, şarkı seçimlerinin de çok zengin ve başarılı olduğunu eklemeliyim.
(violatorclown - 18 Ekim 2018 00:44)
çok iyi başlayıp iyi de devam eden fakat sonlara doğru gevşeyen , bocalayan bir film olmuş. gene de merak duygusunu son anlara kadar canlı tutmayı başarıyor. fakat sonuyla "ee bu ne lan" dedirtmiyor değil.müzikleri, karakterleri ve olay örgüsü gayet başarılı olsa da filmin sonlarına doğru kendini hissettiren sıkıcı hava en nihayetinde filmin sonunda biraz hayal kırıklığı olarak vuku buldu nazarımda. bunun sebebi biraz da filmin genelinden alınan "sonunda büyük ters köşe / aydınlanma gelecek" hissi sanırım.
(deli misin nesin - 18 Ekim 2018 12:21)
yer yer hitchcockvari gerilimiyle, yer yer tarantino görselliğiyle, yer yer agatha christie olay örgüsüyle donatılmış, ustalara saygı kıvamında, görüntü yönetmenliğine laf söyleyenin çarpılacağı, renkleriyle göz zevkini arşa çıkaran film. ben filmi çok beğendim fakat sonunda gereksiz uzatılmış sahnelerle puanı bir miktar düştü benim için ne yazık ki.
(whysobvious - 19 Ekim 2018 00:28)
epey güzel film. oda/karakter geçişlerinin zamanlamasını çok başarılı buldum. agatha christie romanı gibi ilerliyor. karakterler, çekimler epey güzel olmuş.filmde russell crowe olması düşünülmüş ancak olamamış. --- spoiler ---dedektifimizin aramasının ardından o kadar zaman içinde neden herhangi başka dedektif vb. gelmemesini anlamış değilim. en azından geç kalsalardı.bir de 123 kişi öldüren çocuğa zenci kadının yapmak zorunda değilsin demesi ve ardından olayların gelişmesi biraz basit duruyor. tabii olabilir. billy lee'nin karakteri charles manson'a dayanıyormuş. filmde bir ailenin katledildiği tv'de karşımıza gözümüze sokularak gösteriliyor ya, o aile charles manson tarikati/müridleri tarafından öldürüldü.--- spoiler ---
(a achluophobia - 20 Ekim 2018 13:17)
oldukça uzun olmasına rağmen sıkmadan izlenen hateful eight tadında film. --- spoiler ---filmdeki el royale oteli gerçekte varolan ve frank sinatra'ya ait olan cal neva otelinden esinlenilerek kurgulanmış. cal neva, adından da anlaşılacağı gibi kaliforniya ve nevada arasında yer almaktadır. ayrıca filmdeki gizlice görüntüleri filme alındığından bahsedilen merhum ünlü kişinin rahmetli başkan kennedy olabileceği belirtilmektedir. film 1969 yılını anlatmaktadır, kennedy ise 1968 yılında öldürülmüştür.--- spoiler ---
(esoteric - 24 Ekim 2018 01:47)
filmin kubrick'in the killing filminin kurgusunu izleyişi, kısmen klasik gangster filmleri tadındaki retro havası, paranoya atmosferi, şiddet yüklü öykü yapısı, sınırlara yaptığı vurguyla trump dönemi ayrımcı siyasetini tartışmaya açması... özetle her şey gayet hoş. amerikan sineması arada şaşırtmayı, güzel işler çıkarmayı başarıyor.
(bay marx - 9 Ocak 2019 23:03)
Yorum Kaynak Link : bad times at the el royale