filmde ilk bolumde, allah allah bu ne salak filmmis, ee iste ingiliz filmi derken ikinci bolum baslar^* ve ben ne salakmisim nasil anlayamamisim diye hayran olunacak bir film izlenir. iki kere seyredilebilecek filmlerdendir.

(gelishine yarim vole - 17 Eylül 2006 00:10)

e m forster'in romanindan uyarlanan bir james ivory filmi. emma thompson, anthony hopkins, helena bonham carter gibi ingiliz aksanli oyuncularin oldugu bir donem filmi.

(yok - 9 Temmuz 2000 03:55)

ayrica bir "merchant ivory" filmidir.

(yok - 9 Temmuz 2000 03:56)

ince hesapların ve göz bürüyen hırsların ortasındaki mâlikâne. ne tür oyunlarla çevrelenirse çevrelensin sonunda yine hak edenin oluyor. ama tabii onca üzücü olaydan sonra.

--- spoiler ---

~ filmde kitaplara âşık olan adamın kitaplığın altında kalarak can vermesi seyirciyi şok ediyor.

~ filmin müzikleri gerçekten güzel, ama len'in yıldızları seyrettiği sahnede çalan müzik ve charles tutuklanıp götürülürken çalan müzik daha bir güzel.

--- spoiler ---

(martin jacques mystere - 24 Ekim 2011 21:51)

"howard'in sonu" diye dusunulebilecegi gibi, "howard'in kici" diye de cevrilebilir...

(cekirge - 8 Mayıs 2003 00:23)

1993'ün bafta ödüllü filmidir.

12. uluslararası istanbul film festivali'nde aynı adla gösterilmişti.

(uzunada1969 - 19 Şubat 2014 21:40)

okurken beni en fazla rahatsız etmiş kitaplardan birisidir. kitabın ortalarından sonra, hayatımda ilk defa bir kitabı bitirdikten sonra rahatlayacağım hissine kapıldım. sanki iğrenç bir hastalığa sebep olan tümörün cerrahi bir operasyonla alınıp tamamen iyileşecekmişim gibi hissettim. kitap bittiğinde de aynen böyle hissettim.

--- spoiler ---

bunun en önemli sebebi, 18. yüzyıldan beri dünyanın her bir köşesine yayılmış iğrenç pragmatizmi gerçekçi bir olaydan yola çıkıp anlatmasıydı. kitaptaki mr. wilcox karakterinden iğrendiğim kadar başka hiçbir kitap karakterinden iğrenmedim şimdiye kadar. ne shakespeare'in ünlü iii. richard'ından ne de baba karamazov'dan. öyle ya da böyle, karşıma çıkan bütün kötü karakterlerin bir ideali vardı, eylemlerindeki iğrençlik bu ideale ulaşma amacı taşıyordu. fakat, mr. wilcox'un hiçbir ideale yer vermediği sefil hayatını kurtarmak için bütün diğer insanları hiçe sayması insanın sinirini ciddi anlamda bozacak seviyede bir iğrençliğe sahip. işte bu iğrençliğin ismi pragmatizmden başka bir şey değil.

pragmatik ahlâk yapısı, yeryüzünde olabilecek en iğrenç şeylerden birisi. mr. wilcox, bu gerçeğin muhteşem bir örneği: ruth wilcox öldüğünde 'gerçek bir eş, her daim saygıdeğer ve sadakat sahibi bir eş' iken, evi margaret'a bıraktıktan sonra 'hain eş, aptal eş' oluveriyor birden. margaret'a neden bırakıyor evi? çünkü hastalandığında sürekli o ilgileniyor onunla, mr. wilcox ve çocukları onu yalnız bırakıyor. pragmatik ahlâka göre, margaret ahlâksızca davranmıştır; çünkü eylemlerinde herhangi bir fayda söz konusu değildir. fakat, diğerleri gayet ahlâkî davranmıştır, çünkü işleri - güçleriyle ilgilenmiş ve menfaat sahibi olmuşlardır. işte, pragmatik ahlâk, howards end'in margaret'a bırakılmasını da ahlâksızca bulmaktadır; zira fayda sağlanması gereken bir yabancı değil, akrabalar olmalıdır, ölüm döşeğinde bile kişiyi yalnız bırakan hastalar!

roman başlangıçta, wilcox'ların bu hilkât garibesi ahlâk anlayışını okuyucuya sunar. entelektüellik peşinde koşan, şiirsel ve gerçeküstü bir yaşamı düşleyen, para yerine duyguların hâkimiyet kurduğu bir dünyayı arzulayan schlegel kardeşlerin hayatına wilcox'ların nüfuz etmeye başlamasıyla okuyucu rahatsız olmaya başlar. çünkü, böylesi bir iyiliğe sahip insanların göz göre pragmatizm tarafından zehirlenmelerine katlanamaz. mr. wilcox'un iğrenç kibarlığı ve akılcı önerileri bir yerden sonra kitabın kalpteki yükünü inanılmaz ağırlaştırır.

birçok şeytan tasvirleriyle karşılaşmışsınızdır. boynuzlu, kırmızı ve gaddar şeytan; insanlara zulmederek onları kötülüğe sürükleyen şeytan; kibar giyimli, nezaket sahibi ve hoşsohbet şeytan. karamazov kardeşler'de ivan'ın şeytanı son tipteki şeytan tasvirine girer. bana kalırsa da gelmiş geçmiş en iyi şeytan betimlemesidir bu. insanların menfaatineymiş gibi çalışan, insanlarla son derece akılcı ve kibarca konuşan bu iğrenç şeytan tiplemesine mr. wilcox'ta rast geliyor insan. böylesi şeytanlar dünyayı çekilmez bir griliğe çevirmiyorlar mı? afrika'nın ırzına geçilmesinin yegâne sebebi bunlar değil mi? ırak'a demokrasi götürenler de bunlar değil mi? tüm bu iğrençliklerine rağmen, bir de takdir beklemeleri ne kadar mide bulandırıcı bir şey. işte, bu kitap mide bulantısının başucu kitabı olabilir.

--- spoiler ---

(nihayet be - 9 Temmuz 2017 04:04)

bbc one tarafından mini diziye de uyarlanan kitap.

dizinin kadrosu epey sağlam görünüyor. ayrıca, lastik gibi uzayan yapımlara benzetmemeleri ve özünde tutmuş olmaları iyi olmuş.

lakin diziden paylaşımları gördükçe kitabı özlediğimi fark ediyorum; önce diziye mi baksam, biraz vakit bulup kitabı tekrar mı okusam da öyle mi izlesem kararsızlığı yaşıyorum.

(martin jacques mystere - 14 Kasım 2017 00:22)

1992 yapımı film zamanında 9 dalda oscar adayı olmuş, emma thompsona en iyi kadın oyuncu, ruth prawer jhabvalayaya en iyi uyarlama senaryo, luciana arrighi ve ian whittaker'a da en iyi sanat yönetimi dalında bu heykelciklerden kazandırmıştır.

(jimmy pop - 31 Ocak 2006 00:02)

(bkz: remains of the day)'in öz kardeşi.
(bkz: a room with a view)'ün kuzeni.

(eowyn - 21 Haziran 2006 02:15)