Der Krieger und die Kaiserin (~ Prenses ve Şövalye) ' Filminin Konusu : Der Krieger und die Kaiserin is a movie starring Franka Potente, Benno Fürmann, and Joachim Król. Young nurse Sissi lives a secluded life, seemingly entirely devoted to her patients at Birkenhof asylum. Her first encounter with...
Lola rennt(2002)(7,7-192277)
Winterschläfer(1997)(7,2-4162)
Die tödliche Maria(1994)(7,1-812)
Nach Fünf im Urwald(1996)(7,1-1434)
Heaven(2002)(7,0-23271)
3(2010)(6,8-4696)
--- spoiler ---sissi: i'm afraid that nothing will be the same as it was before.otto: no, you're afraid that everything will be the same as it was before.--- spoiler ---bir sahneye sikistirilmis hayat ozeti iste. rokfor peyniri* gibi (kuf muf ama dogasi oyle). lutfen statukolarimiza sikica sarilip bekleyelim degisimleri. sakin gidip kimsenin kapisini zorlamayalim. hayatimizi degistirecek seyin 'o' olup olmadigini merak etmeyelim. edelim ama cevabini ariyor gibi gozukup egolari buzmeyelim. sakin. e zaten di mi, hicbir seyin degismedigini gorme acisi yetmezmis gibi. ama bakin hemen ardindan sissi ne diyor! (spoil edeyim?)i think i have to find him.can you help me? boom!su tikver'in gozunu severim.
(unearth - 27 Eylül 2007 04:12)
tom tykwer'ın müzikli yönetiminde, ön sırada gözleri ağlayan bir bodo'yla içi ağlayan bir sissi duruyor. arkalara bakınca daha bi sürü kendine özgü karakter var bu filmde amma hepsini birer kelimeye sığdırmak boyumu aşar. sinema sanatına mantık zincirini kır da gel diye seslenenlere uğrayacak bi filmdir der krieger und die kaiserin. lola'nın koşmayan hali daha sarışınmış ayrıca.
(misminia - 8 Temmuz 2002 15:18)
kesinlikle izlenmesi gereken bir film. hele de tom tykwer ' i sevip de filmlerine hayran olanların, benim gibi geç kalmaması gerekir. en iyi alman ürünü tom tykwer en iyi tom tykwer ürünü de der krieger und die kaiserin diyebilirim. yine aşkı bize çok güzel,tam kendi tarzıyla anlatmış. --- spoiler ---eğer film mutlu sonla bitmeseydi oturup ağlardım galiba. çok güzel bir finali olmasına rağmen çakılıp kaldım bir süre. --- spoiler ---
(sehrin diger ucundan kosarak gelen adam - 6 Mart 2009 18:19)
sissi’nin yanına sığınan bodo, bir yandan hafızamı kaybettim hükümsüzdür derken, bir yandan ağlamaya başlar (sen ağlama ben ağlarım ikimizin yerine demek istiyorum kendisine) ve doktor sorar “neden ağlıyorsun”, o da “aslında ağlamıyorum bu kalıtsal bir hastalık bizim ailede gözümüzden yaş geliyor sebepsiz” diyor, ah be bodo gözyaşlarından sen suçlusun, güzel gözlerinden de sen suçlusun, lakin nefis hikayeden, sizi biraraya getirmeyen kahpe kaderden, sissi’yi süründürmenden, çamurlarda aşk-i ilanından tykwer suçlu.. biz de izledik, suça ortak olduk, orası ayrı bir konu, bir başka bahara..
(charlottesometimes - 20 Kasım 2002 10:09)
cesitli cografyalar icerisinde cesitli kereler seyredilerek yapilan saptamalarda, kaza sahnesi vuku bulurken her seferinde sinemada bir veya birkac kadinin bayilip disari tasindigina sahit olunan tom tykwer filmi.
(szap - 2 Şubat 2003 07:26)
(bkz: four days)
(disq - 12 Mayıs 2003 19:41)
tom tykwer, the princess and the warrior’da(2000) run lola run’da birlikte çalışıp, durmaksızın koşturduğu franka potente ’yi bu kez daha sakin bir hikayenin odağına yerleştirir. filmde potente melankolik, utangaç, dingin, sanki yüzyıllardır o koridorlarda ve o odalarda aynı hastalarla yaşıyormuş izlenimi veren psikiyatri hemşiresi sissi schmittir. sisi’nin adı, başrolünü romy schneider’ın oynadığı, sissi - schicksalsjahre einer kaiserin (1957)-the warrior and the emperess’den gelir. film, okyanusu gören bu uzak odadan sisi adına yazılan bir mektubun uzun süren, zorlu seyrüseferiyle açılır. belki de tykwer, iletişim kurmanın, birinin diğerini anlamasının aslında ne denli zor olduğunun sinyalini verir daha ilk planlarda. hisler, temas ve düşler üzerine olağanüstü bir epik olan film, ruhu anlatmakta tykwer'in yetkinliğini kanıtlar.
(cirquedusoleil - 17 Eylül 2003 17:06)
(bkz: anna and the king)
(nuitari - 17 Eylül 2003 17:27)
`iyi filmler arasında hakkında en az entry girilen filmler`dendir.lola rennt (run lola run) filminden sürekli koşması ile hatırladığımız franka potente oynuyor filmde. filmin sonlarına doğru bir psikiyatri kliniğinde duvarları bile sünger kaplı tek kişilik olan hücrede olan esas oğlanın yanına gelerek esas kızımız şöyle diyor:--- spoiler ---esaskız- dinle.e.k. – karar vermek zorundasın.esasoğlan – karar mı?e.k. – buradan ayrılıyorum.e.k. – benimle gelebilirsin.e.k. – bir rüya gördüm.rüyamda birlikteydik.erkek ve kızkardeştik,anne ve babaydık,karı ve kocaydık.ve…ikimiz de her ikimizdik.e.o. – sen delisin.e.k. – evet, tabii ki.belki hepsi yanlıştır.ama ben bunun mutluluk olduğunu düşündüm.--- spoiler ---
(nisyan - 25 Nisan 2013 14:44)
çok uzun zamandır izledigim en güzel filmdi... gecenin bir körü, iki insanın ne kadar farklı olup aslında ne kadar uyabilecegini, söylenmeyenlerin ya da söylenenlerin aslında farklı anlamları oldugunu, herkesin problemleri olup onların "kendi" problemleri oldugu için o kadar "agır" gelip aslında insanın kendi dışında kimsenin bunu çözemeyecegini gördüm bu filmde... evet başlangıçta run lola runa ve hatta million dollar hotele benzettim özellikle koşma, çatı ve akıl hastanesi sahnelerini ama sonraları bu bag koptu ve arabada üç kişinin varlıgını gördügümde "en sevdigim filmler" listemi tekrar düzenleme kararı aldım aniden... franka potente ve deli gözlü benno fürmannın oyunculugu da gercekten muhtesem...
(benzin - 7 Şubat 2004 23:27)
(bkz: http://www.sonyclassics.com/princess/index2.html)
(benzin - 7 Şubat 2004 23:37)
trailerında "in life there are no accidents...two strangers... one destiny" yazısı pek bir anlamlı biçimde yansır ekrana...
(benzin - 7 Şubat 2004 23:50)
(bkz: prenses ve sovalye)
(sushie - 16 Mayıs 2001 17:45)
bu sene festivalde gosterilen tom tykwer'in keyifli filmi. run lola run kadar vurucu olmasa da, bastan sona sıkılmadan izlenebilecek bir film.
(sushie - 16 Mayıs 2001 17:48)
en başta bir tom tykwer filmi olması,franka potantenin oynaması ve benzer kaza sahnesi run lola runı akla getirebiliyor ama filmin genede run lola rundan çok ayrı duran bir yapısı var.filmin iyi çekilmesinden değilde senaryosundan dolayı keyfiyatı tartışılır bir yapısıda yok değil...
(stinkfist - 17 Mayıs 2001 01:48)
akil hastanesindeki hemsire sissi birgun bir trafik kazasi gecirir. esas oglan tarafindan hayati kurtarilir. ve sonra onu bulmasi gerektigini, hayatinin erkegi oldugunu dusunerek izini arastirmaya baslar. ama kolay olmayacaktir.. aklimda kalan birsey var ki o da sissi'nin surekli sirtustu yere dusmesi ve ole kalakalmasi
(freak - 17 Mayıs 2001 02:02)
aga bize bi allahın kulu da demedi ki böyle güzel bi film var git seyret... imdb olmasaydı nolcayıdı, sorarım sana sözlük? haberimiz olamayacayıdı bu filmden. fremde haut elementarteilchene (ki bu film bilerek tarafımızdan pas geçildi, böyle afişten ne çıkabilir ki) ondan da sissi'ye atlattı imdb... gözümde gittikçe kahramanlaşıyor bu dibi...anna and the king sanıp sonsuza kadar seyretmeyecektik... cık cık cık...sonuna kadar seyredin filmi. iki saati biraz geçiyor süresi ama, değer. böyle kaçık elemanların bi araya geldiği çok yapıt yoktur ha, kıymetini bilin...
(daphne - 9 Ağustos 2014 01:56)
--- spoiler ---cok guzel bir film, siz erkek karakterin dengesiz oldugunu dusunurken film ilerledikce aslinda ikisinin de dengesizliklerinin su katilmamis oldugunu goruyorsunuz. insanda gunun birinde benligini yolun ortasinda birakma istegi uyandiriyor.--- spoiler ---
(kudra - 29 Haziran 2004 17:00)
sissi'nin boğazına açılan delik yüzünden salonda öğürtülerin duyulmasına neden olan film
(diniszz - 15 Eylül 2001 01:27)
şanssızlık bazen birilerinin seçim haklarını alıp ,onları istemedikleri bir hayatın tam ortasına atabiliyor.onları kaldıramıyacakları ağır rolleri oynamaları için sahneye fırlatıp ,bir başlarına bırakabiliyor.işte bu hikayede şansız başlangıç yapanlardan birisi kurtarılmayı bekleyen ancak çoktan birilerinin kurtarıcısı olmuş sisi,diğeri de geçmişteki bir olayla varolma sebebini kaybetmiş ,oysa şovalye olabileceğinin farkına henüz varamamış olan bodo.bu iki kayıp ruh zorlu bir kaç rol ile sınandıktan sonra artık biraz şansı hakediyor olmalılar ki bir kereliğine şans giriyor sahneye ve paylaşılan acı bir nefes ile kaderlerini bağlıyor.kolay olmuyor tabi ; bir dizi mücadeleden karşı koyuştan sonra ancak varlık amaçlarını bir arada olmaları sayesinde keşfedebileceklerdir.kayıp ruhlarının teneffüs ettiği bu nefesi , farkına varış,kararlılık ,beklenmeyen anda beklenmeyi yapabilme yetenekleri izleyecek ve nihayetinde delik deşik ruhlarını iyileştirebilecekler.filmin seyri boyunca beklenmeyen şaşırtmacı sahnelerle sarsılırken finaline doğru bir kaç öğüt belirmeye başlıyor zihnimde kendimce. diyor bir tanesi ;sana çok tutkulu olan ,ihtiyaç duyan ,karşılığında özveriyle davrandığın insanlar gerçekte sana zarar veriyor olabilirler ve sen bunu çok sonra farkedebilirsin.bir diğeri ise ; kişinin başına gelicek kötülükleri yaşamamak onun elinde değildir belki şansızlık bu sefer onu seçmiştir .ancak şansın varlığı da yadsınamaz ve eline bir kere geçti mi savaşacak tutkuda olman gerekicek ki galip gelesin diyor ve bitiyor..
(elysium - 19 Mart 2006 02:15)
Yorum Kaynak Link : der krieger und die kaiserin