Süre                : 2 Saat 8 dakika
Çıkış Tarihi     : 29 Kasım 1996 Cuma, Yapım Yılı : 1996
Türü                : Cinayet,Drama,Heyecanlı
Taglar             : Haydut,para,Hapishane,bar,mafya
Ülke                : Türkiye
Yapımcı          :  Artcam International , Filma-Cass , Geopoly
Yönetmen       : Yavuz Turgul (IMDB)
Senarist          : Yavuz Turgul (IMDB)
Oyuncular      : Ugur Yücel (IMDB)(ekşi), Özkan Ugur (IMDB)(ekşi), Romina (IMDB)(ekşi)

Eskiya (~ The Bandit) ' Filminin Konusu :
35 yıl önce Cudi dağlarında bir grup eşkıya jandarma tarafından yakalanır. 35 yıl içinde eşkıyaların hepsi ya hastalıktan ya da bölgedeki hesaplaşmalardan ötürü can vermiştir. Biri dışında; Baran...Baran 35 yıl sonra hapisten çıkınca ilk işi köyüne dönmek olur. Ama doğduğu topraklar şimdi baraj suları altındadır. Geçmişin izlerini sürmeye başlayan Eşkıya, yıllardır bilmediği bir gerçeği öğrenir. Hapse düşmesine en yakın arkadaşının ihaneti neden olmuştur. Bu arkadaş Eşkıya Baran'in çocukluk aşkını, Keje’yi satın alarak İstanbul’a kaçmıştır. Eşkıya ne İstanbul’u ne de arkadaşının adresini bilmemektedir. Tren'de, Tarlabaşı'nın arka sokaklarında büyümüş, pavyon, kumarhane, uyuşturucu muhabbetinin içinde yaşayan Cumali adlı genç bir adamla tanışır. Onla birlikte İstanbul'a gider ve kendisinin derdinin yanında bir de Cumali'nin derdiyle uğraşmaya başlar. İstanbul ve bu karanlık sokaklar adım adım sevdiği kadın Keje ye yaklaştırır Eşkıya'yı....


  • "kelimenin kökeni ışk'tır. ışk sümer dilinde sarmaşık manasına gelir, netekim aşk kelimesi de bu kelimeden türemiştir."




Facebook Yorumları
  • comment image

    aşk ve fedakarlığı bu kadar güzel anlatan bir film yoktur herhalde. filmdeki neredeyse bütün karakterler aşkları uğruna bir şeylerini feda eder.

    berfo kejeye olan aşkı uğruna en yakın arkadaşını ihbar eder
    cumali emele olan aşkı uğruna mafya babasına kelek atar
    emel sedata olan aşkı uğruna cumaliyi kullanır
    keje barana olan aşkı uğruna yıllarca konuşmaz
    sevim oğluna olan aşkı uğruna fahişelik yapar
    artist kemal oyunculuk aşkı için ailesinden rahat yaşamdan feragat eder

    tek istisna vardır : baran. yalnızca o aşkını başka bir şey uğruna feda etmektedir. cumalinin yaşamı için aşkından vazgeçer.


    (zbam - 30 Mayıs 2007 14:46)

  • comment image

    kelimenin kökeni ışk'tır. ışk sümer dilinde sarmaşık manasına gelir, netekim aşk kelimesi de bu kelimeden türemiştir.


    (zeynepmina - 4 Aralık 2002 12:08)

  • comment image

    yerli sinemanın tekrar çıkışa geçişinin başladığı tarihlerdedir... yanılmıyorsam hamam ile aynı seneydi... cidden aşmış bir filmdir, birçok yabancı festivale de gitmiştir ama gavurlar anlamaz kanımca, bence çok türk işi bir film...


    (portakal - 12 Aralık 2000 23:47)

  • comment image

    --- spoiler ---

    + burası neresi?
    -istanbul.
    +istanbul ha!?
    -neresi olacak ki?
    +istanbul ha, buradan görünüşü bizim oralara benziyor. dağlar, ovalar, şehirler vardır. cudi'nin tepesindeyim sanki!

    baran, hikayesinin sonuna doğru çatılarda yaşar, atlar, zıplar, yemek bulur, saklanır. tıpkı dağdaki gibi. öyledir zaten. baran hala cudi'nin tepesindedir zira.
    ---
    spoiler ---


    (uzunbacakli edward - 16 Temmuz 2014 01:24)

  • comment image

    türk sinemasinin son dönem yakaladigi basari dalgasinin belki de ilk örnegi sayilabilecek modern bir masal eskiya basit olarak iki erkegin hikayesini anlatiyor. toplumun farkli siniflarindan (alt/varos- köylü), farkli yörelerinden (bati-dogu), farkli kültürlerinden (sehir-köy) gelen ve farkli zaman dilimlerinin (genç-yasli/1960-90) deger yargilarini tasiyan bu iki erkek baran (eskiya) ve cumali modernitenin uçlarini biledigi onca kutuplasmaya ragmen filmin masalsi anlatimi içinde duygusal bir yakinlasma içine girerek bir baba-ogul iliskisi kurmayi basariyorlar. bu anlamiyla eskiya moderniteye ve onun temsil ettigi tüm degerlere, rasyonaliteye, ikili kutuplasmalara ve tüm bunlarin ‘temsilcisi’ erkeklige karsi duygusalligi, göz yaslarini, sinirlarin ortadan kalkabilecegi mesajini, klasik tanimlamalariyla bir nevi ‘kadinligi’ öne çikarmis ve alisagelmis siniflandirmalari yikmis görüntüsü vermekte. ancak yine ayni sekilde eskiya’nin bir önceki dönem yesilçam filmlerindeki sert erkek portresinden farkli bir portre çizmesine ragmen yerine yeri geldiginde aglayabilen, duygusallasan, yeri geldiginde ise siddete basvurmaktan kaçinmayan alternatif bir erkek imaji getirdigi, bu sekilde alisagelmis siniflandirmalari yikmak yerine yenisini getirdigi de düsünülebilir.
    eskiya’nin klasik dönem türk sinemasindan ayrilan bir diger özelligi de hikayesini anlattigi iki erkegi bunca zitlasmalar içinde betimlemesine ragmen ikisini de ‘kaybedenler’ arasindan seçmesi. toplumun alt tabakalarindan bu iki erkek, daha çocukluklarinda travmatik olaylar yasamis (cumali’nin yasadigi cinsel taciz, baran’in babasinin öldürülmesi ve daga kaçmasi), sevdikleri tarafindan kazik yemis, buna ragmen hayata küsmemis, devam etmek istemis ve bunun için toplumun yasak saydigi yollara bulasmak zorunda kalmis bireyler ve bu iki erkege de hayata devam istegi veren neden ise asklarinin objesi olan iki kadinin varligi. bu açidan bakildiginda eskiya filmindeki öncelikli kadin karakterler erkegin ask objesi olmaktan öteye gidemeyen ve sergiledikleri ‘uygun’ veya ‘uygun olmayan’ davranislariyla erkegin hayatini degistiren, bu sekilde de seyirciden begeni toplayan veya onun nefretini kazanan figürler olmaktan öteye gidememekte. filmin ‘iyi’ kadini keje sevdigi erkek onu seven bir diger erkek tarafindan jandarmaya ihbar edilince filmin ‘kötü’ erkegi ile evlenmek zorunda kaliyor, ve bu noktadan itibaren bir daha hiç konusmuyor. boyun egen, gelecegini degistirmek adina hiçbir sey yapmayan, bunun yerine kimi cezalandirdigi belli de olmayan bir sekilde susmayi tercih eden keje temsil ettigi toplumsal degerlerin ‘basarili’ bir örnegini veriyor, bu haliyle de film izleyicisinin takdirini kazanmis ve ‘iyi’ kadin sifatini hak ediyor. keje’nin bu basarisinda önemli bir rolü de sehir hayatina ve moderniteye sagladigi uyum oynuyor; yeri geldiginde askini ve terk etmek zorunda kaldigi eski degerleri hatirlayabilmis yeri geldiginde ise modern türk kadininin temsil etmesi gereken kodlari –baran ile bankaya gittiginde giydigi modern takim örneginde oldugu gibi- üzerine geçirebiliyor. tam karsisinda duran ‘kötü’ kadin emel ise gelecegini degistirmek adina ‘konusmus’, çevresindeki insanlari amaci ugruna kullanmaktan çekinmemis, bu özellikleri ile erkek egemenligini bir tehdit olarak algilanmis ve ‘ölmeyi’ hak ediyor. film boyunca ‘iyi’ ve ‘kötü’ olarak çizilen bu iki kadin erkeklerinin yalnizca hayatlarini sürdürme nedeni olarak kalmiyor, ayni zamanda ölüm sekillerinin nasil olacagina da -baran’in oldugu gibi ‘destansi’ ya da cumali’nin ölümü gibi ‘bok yoluna’- etki ediyorlar.
    filmdeki bir diger kadin figür önceki ve sonraki daha bir çok türk filminde de görülebilecek bir tipleme olan ‘iyi’ kalpli fakat bir sekilde ‘kötü’ yola düsmüs ‘namuslu fahise’ karakteri. ‘vücudumu alabilirsiniz ama ruhumu asla’ seklinde gayet hastalikli sayilabilecek bir sloganin uzantisi olabilecek bu karakteri, diger türk filmlerinde de oldugu gibi bu filmde de seyircinin vücudunu kullanis biçiminden bagimsiz olarak degerlendirmesi istenmis, hatta toplum tarafindan yüceltilmis bir analik rolü de atfedilerek oldukça steril bir karakter yaratilmis. bu sterillik, bir nebze de olsa bozulacagini sandigimiz, vücudunu baran’a ‘hediye’ olarak sundugu sahnede modern masalin bas kahramani baran’in “bana çok degerli bir sey veriyorsun ama bunu kabul edemem.” seklindeki tek esli, askina, kadina özellikle de vücuduna saygili, ‘toplum tarafindan istenen’ erkek tiplemesine uygun olarak verdigi cevabiyla daha da güçlü bir hale geliyor. sonuç olarak eskiya diger masallar gibi ‘kadinlik’ ve ‘erkeklik’, ‘iyi’ ve ‘kötü’ karsitliklarini bir biçak gibi fakat birçok masaldan farkli olarak bunu kahramanlari degil de anti-kahramanlari kullanarak ayiriyor.


    (mezzanine - 6 Nisan 2005 22:45)

  • comment image

    beni en çok etkileyen bölümü; berfo'nun keje'ye olan aşkını anlatırken; en iyi dostunu sattığını, ölüme gönderdiğini, yalan söyleyip, hile yaptığını keje'ye olan aşkından dolayı kendinden, onu o yapan duygulardan vazgeçtiğini, keje uğruna insanlığından, dostundan belki diğer bir deyişle o dışındaki herşeyden vazgeçtiğini söylediği andı. sonra berfo baran'a döner ve onun nelerden vazgeçtiğini sorar, nasıl olup da kejesizliğe senelerce dayandığını, inat uğruna, kendi uğruna kejeden nasıl vazgeçtiğini söyler de söyler.

    kimi zaman bu 9 sene öncesinden bölük pörcük kalmış sahneler aklıma düşer de sorarım; gerçek sevgi hangisininki diye.

    sonra kendime kızar, azarlarım; (bkz: yeter ki onursuz olmasin ask); zira ben kendim olamazsam, kendi değerlerim olmasa, onları kaybedersem kendimi sevebilir miyim diye; sonra kendimi sevemezsem bi başkasını sevebilir miyim diye ?

    ağzına diline sağlık minik serçem desem de bazı bazı gene de düşer aklıma bu sahne


    (ride - 17 Ağustos 2005 19:38)

  • comment image

    --- spoiler ---

    eşkiya:bana niye ihanet ettin berfo

    berfo:
    ihanet ha.demek sen benim yaptıklarıma ihanet diyorsun.peki eyi oyle olsun.şimdi ben sana şoyle desem.
    ben bunları yaptım çünkü aşıktım ben.yani vurulmuştum.ölüyordum aşkımdan.bunun uzerine kim bana ne diyebilir ha?
    ihanet ne?aşkım için yaptım ulan.ahlaksızlık mı? evet yaptım
    ben en yakın arkadaşımı -seni- jandarmaya ihbar etmiş adamım.sen yapabilirmiydin benim yaptığımı ha?en sevgili arkadaşına ihanet edebilirmiydin?onu jandarmaya ihbar edebilirmiydin?arkadaşının altınlarını çalabilirmiydin?o altınlarla arkadaşının sevdiği kadını anasından babsından satın alabilirmiydin?arkadaşını ölüme gönderebilrmiydin?
    ama ben yaptım.aşkım için
    şimdi soyle bana hangimizin aşkı kejeye daha buyuk ha?hangimizin?
    hangimiz keje için bu kadar gunaha girmeyi goze alabildik?bu aşk için ben cehennemde yanmaya hazırım
    ya sen?

    ---
    spoiler ---

    (bkz: copy paste degil alinteri)


    (kolpazan - 5 Eylül 2005 18:39)

  • comment image

    "korkma!
    sadece toprağa gideceksin;
    sonra toprak olacaksın,
    sonra sularla birlikte bir çiçeğin bedenine yürüyeceksin,
    oradan özüne ulaşacaksın,
    çiçeğin özüne bir arı konacak.
    belki
    belki o arı ben olacağım."
    ölüm daha güzel anlatılabilir miydi...?


    (titi - 26 Mart 2006 00:42)

Yorum Kaynak Link : eşkıya