Süre                : 2 Saat 2 dakika
Çıkış Tarihi     : 17 Eylül 1993 Cuma, Yapım Yılı : 1993
Türü                : Drama,Tarih
Ülke                : Hollanda,Fransa,İngiltere,Almanya
Yapımcı          :  Allarts , Union Générale Cinématographique (UGC) , La Sept
Yönetmen       : Peter Greenaway (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Peter Greenaway (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Julia Ormond (IMDB), Ralph Fiennes (IMDB), Philip Stone (IMDB)(ekşi), Jonathan Lacey (IMDB), Don Henderson (IMDB)(ekşi), Celia Gregory (IMDB)(ekşi), Jeff Nuttall (IMDB), Jessica Hynes (IMDB)(ekşi), Kathryn Hunter (IMDB), Gabrielle Reidy (IMDB), Frank Egerton (IMDB), Phelim McDermott (IMDB), Tony Vogel (IMDB), Tatiana Strauss (IMDB), Louisa Milwood-Haigh (IMDB), Anna Nieland (IMDB), Graham Valentine (IMDB), Diana Van Kolck (IMDB), Leslie Cuss (IMDB), Rien Kroon (IMDB), Jan Sepers (IMDB), Nils Dorando (IMDB), Richard Blair (IMDB), Tony Dunham (IMDB), Humphrey Sallons (IMDB), Dennis Rudge (IMDB), Hans Bosch (IMDB), Sjoerd Ghijssen (IMDB), Michiel Riedijk (IMDB), Bert Sevenhuijsen (IMDB), John Hartnett (IMDB), Bastian Pastewka (IMDB), Dela Maria Vaags (IMDB)

The Baby of Mâcon (~ A maconi gyermek) ' Filminin Konusu :
The Baby of Mâcon is a movie starring Julia Ormond, Ralph Fiennes, and Philip Stone. A movie about the corruption in all levels of society. A baby is born from a supposed-to-be virgin woman, so a chain of hysteria about divine...


  • "bir peter greenaway yapıtı. şiddete tiyatral bir yaklaşım."
  • "yilini yanlis hatirlamiyorsam 1996 ankara film festivali'nde gosterilmistir."
  • "türkçe altyazısını bir türlü bulamadığım bir greenway filmi."




Facebook Yorumları
  • comment image

    julia ormond' un defalarca tecavuz edilerek olduruldugu, ama bir tiyatro oyunu izlediklerini sanan seyircilerin bunu hayranlikla alkisladigi son sahne. kamera gitgide geri cekilir, yonetmenin sandalyesi gorunene kadar. greenaway in rahatsizlik uyandiran mukemmel filmi.


    (moussis - 9 Mayıs 2002 01:39)

  • comment image

    sarayda oynanan klasik bir tiyatro oyunun gerçekle iç içe geçmesiyle ilerleyen ve de tecavüz, şiddet, doğum, ölüm, yamyamlık ve ensest gibi olayların tüm çıplaklığıyla ama rönesans tablosu zarafetiyle verildiği film; peter greenaway'den alışılmış olduğu üzere.
    filmi izleyeli on yıl oldu ama julia ormond'un çığlıklarını hala unutamıyorum. hayatımda ilk kez sinema salonunun boşaldığını bu filmde görmüştüm. hayatın temel gerçeği olan doğumun bile açıkça verilmesi insanları rahatsız etmişti; ki doğum sahnesi filmin kalanıyla karşılaştırıldığında parkta oynayan çocuk görüntüsü kadar masum kalır. filmin anlattıkları, ironisi, ve sert eleştirileri tabii ki harika. insanı etkileyen hatta bazı sahnelerinde şok eden ama sinemada bir çok film izlendiğinde yaşanan tatminsizlik duygusunu yaşatmayan dolu dolu bir film. şansıma ilk izlediğim greenaway bu olmuştu, sonra diğerlerini bulup izlemiştim.

    patrick süskind'in koku'sunu anımsatır, ama buradaki bebek gözden kaçmak şöyle dursun, daha doğum anında bakire doğum nedeniyle kutsanmıştır.

    --- spoiler ---
    julia ormond aslında annesinin doğurduğu erkek kardeşini bakire olmasına rağmen kendisinin doğurduğunu söyler ve herkes inanır. o da bundan faydalanmaya ve önündeki engellerle mücadele etmeye başlar, cinayete kadar varır iş. daha sonra yalanları ortaya çıktığında bakire olduğu için din adamları onun tecavüz edilerek öldürülmesi gerektiğine karar verir. bir yatağa yatırılır ve saraydaki tüm erkekler pantolonlarını indirip sıraya girer. bir noktadan sonra greenaway bize acır ve etrafı tüllerle örtülü yatağın dışından çekim yapmaya ve sadece juila ormond'un çığlıklarını vermeye başlar. en sonunda çığlıklar kesilir, ve ormond'un cesedi bacaklarından süzülen kanla yataktan aşağı atılır.

    ---
    spoiler ---


    (amaninbe - 24 Temmuz 2009 03:45)

  • comment image

    boyle bir gorsellik, greenaway disinda baska kimse tarafindan yaratilamaz herhalde diye dusunduren filmdir.

    ayni zamanda muhtesem yonetimi disinda, eglenceli de bir filmdir. kanimca greenaway'in tum yonetmenlik hayati boyunca cektigi en guzel sahnelerden olan julia ormond'un ralph fiennes ile basilma sahnesi, veya yine dudak ucuklatacak olcude, dahasi peter greenaway'in insan olmadigini, uzaydan filan geldigini dusundurtecek olcude guzel cekilmis final sahnesi gibi trajik sahneler disinda, ingiliz aksani ile konusan oyuncularin eglenceli (ama mizahi degil) diyaloglari ile, insanin, sanki o tiyatroyu izleyen izleyicilerden biriymiscesine, "it is coming!" diyesini getirten bir filmdir. basyapit iste, ne edersin.


    (caponsever - 1 Şubat 2003 14:55)

  • comment image

    17. yüzyılda, bütün kadınların kısır olduğu, toprakların çoraklaştığı, kıtlığın ve susuzluğun kol gezdiği bir ülke. mucize eseri yaşlı, çirkin, iğrenç bir kadından doğan ve birden ülkedeki tüm insanların umudu, doğurganlığın sembolü haline gelen sarışın, melek yüzlü güzel bir erkek bebek. bakire meryem ve oğlu konsepti altında para ve güç kazanmak için çocuğu kullanan bir abla. bunu öğrenen kilisenin çocuğu kendi çıkarları uğruna sömürmesi yüzünden karşılaşılan önlenemez, acı bir son.

    peter greenaway'in yazıp yönettiği, ralph fiennes ve julia ormond'un oynadığı muhteşem bir alegori.


    (cathy - 2 Haziran 2004 09:30)

  • comment image

    peter greenaway'in bir filmi. filmde, bir tiyatro oyunu izlenmektedir. oyunun cinayet sahnesinde, oyuncunun arkadaşını gerçekten öldürdüğü olur. rol gereği tecavüze uğrayacak kadına hakkaten tecavüz eder 100 kişi.


    (caldera - 4 Ekim 2001 17:53)

  • comment image

    the baby of mâcon, peter greenaway'in cinsel şiddet takıntısının doruğa çıktığı filmi. tüm film üç perdelik bir tiyatro oyunundan ibaret. tek izleyen biz değiliz, mâcon katedralinde sahnelenen oyunun kendi seyircileri de var elbet. onların katedralden gördükleriyle bizim perdeden gördüklerimiz arasındaki fark, "sadece bir film" "alt tarafı bir film" diyerek geçiştirmeyi seven sinemadaki şiddete bağışıklık kazanmış seyircileri kendi konumlarını sorgulamaya itiyor. aslında oyunun seyircilerinin gördüklerinden fazlasını gördüğümüz çok yer yok ama tecavüz sahnesinde mesela kamera çadırın içine girince tecavüzlerin oynanmayacağını, gerçekten olacağını öğreniyoruz. greenaway, bu tecavüz ve arkasından kızın ailesinin katledilme sekansını tiyatro sahnesinde birleştirip neredeyse 11 dakikalık kesintisiz çekimle anlatırken izleyenin sırtından soğuk terler boşalıyor. bu rahatsızlık hissi ancak salo ve haneke filmleriyle karşılaştırılabilecek düzeyde. bu üçünün kesiştiği düzlemse şiddet sömürüsü yapan filmlere karşı şiddeti tüm çıplaklığı ve rahatsız ediciliğiyle vermeleri. bu noktada greenaway'in veya seyircilerinin şiddetten haz aldığı savı çok da geçerli değil bence. sonuçta oyunun sonunda tiyatrodaki seyirciler büyük bir hayranlıkla alkışlarken, sinemada izleyenler (çoktan kaçıp giden salonun yarısını düşünün bir de) pek de aynı tepkiyi verecek vaziyette olmuyorlar.

    filmin çıkış noktalarından biri, britanya'da yasaklanan kanla kaplı yeni doğmuş bebek resimli benetton reklam kampanyasıymış. greenaway, sinemada şiddeti bu kadar kanıksamış insanların bu kampanyaya neden bu kadar tepki gösterdiklerini anlamlandırmaya çalışmış. bence filmle ilgili en enteresan ayrıntılardan biriyse, yazılanların çoğunda tecavüz edilme sayısının yanlış hatırlanması. oysa en azından 13'ün katı olduğunu hatırlamak hiç de zor değil. (13x13)+(13+13)+13=208


    (spider from mars - 1 Eylül 2006 22:26)

Yorum Kaynak Link : the baby of macon