Facebook Yorumları
  • comment image

    yavaş yavaş izliyorum. kısa kısa notlarımı da dağınık olarak buraya yazıyorum, aklıma geldikçe de güncellerim;

    - putin'in kişisel hayatı hakkında doğru düzgün bilgi medyada yok. oliver stone "sanırım anneniz bir fabrika işçisiydi, babanız ise asker" demesi üzerine putin onu "hayır işçi olan babamdı, sonra orduya katıldı" diyerek düzeltti. oliver stone çakallık yapıp cunningham kanununu daha detaylı bilgi almak için kullanmıyorsa, putin'le röportaja giden biri olarak bile putin hakkında detaylı bilgisi yok.

    - putin'in uluslararası stratejide ana hedeflerinden birinin eski sovyet sınırlarına doğru genişlemek olduğunu sezdim. röportajlarda sık sık "sovyetler dağılırken bir anda 25 milyon rus sınırdışında başka ülkelerde kaldı" ibaresini kullandı. bir çeşit pan-russia fikri var gibi.

    - "size yeni çar diyorlar, ne diyorsunuz" sorusunu hep geçiştirerek yanıtlıyor, sık sık sıkıştırılmasına rağmen. açıkça reddetmiyor. muhtemelen kendisini çar olarak gören bir egosu var.

    - tek kutupluluk-iki kutupluluk kavramlarına çok değiniyor. "sovyetler dağıldıktan sonra abd tek kutuplu dünya'da her istediğini yapabileceğini sanmaya başladı, bu da hatalar yapmasına sebep oldu" diyor.

    - abd'nin "uygar dünya'nın ve demokrasi'nin lideri" fantezisinin altında yatan emperyalizm tutkusuna çok saldırıyor. hiç lafı eveleyip gevelemeden "nato bir ittifak değil, abd ve onun vassalları topluluğudur" lafını söyleyiverdi. oliver stone gibi biri ile uzun uzun röportajlar yapmasının altında da buna benzer bir yaklaşım yatıyor olabilir.

    - sürekli rusya'nın diyoloğa açık olduğunu belirtiyor, ama abd'nin iki yüzlü davrandığını vurguluyor.

    - kontrol meraklı bir karakteri var. hükümetindeki her şeye çok karışıyor izlenimi edindim.

    - mikro ölçekte pozisyonları çekinmeden açıklıyor ama uzun vadeli makro planlarda baya ketum davranıyor. açık açık "çeçen terörizmini abd rusya'yı destabilize etmek için kullanıyor" diyor, ama "sizce abd'nin uzun vadeli rusya hedefi nedir?" sorusuna "bunu ancak emekli olursam cevaplarım" gibi bir yanıt verdi.

    - bill clinton ile arasındaki görüşmelerden sık sık bahsediyor. bush ve obama'ya göre çok daha sıkı ilişkileri varmış gibi görünüyor clinton döneminde abd ile.

    - söylediği çok ilginç bilgilerden biri; rusya'yı çevreleyen anti-balistik savunma sistemlerinin birkaç saat içerisinde saldırı sistemlerine dönüştürülebilineceği. yani bunu açık bir saldırganlık olarak görüyor bu yüzden.

    - bilinçaltında bariz bir cinsiyetçi gelenekçilik var gibi görünüyor. "eşcinseller bu ülkede özgürdür" dedikten sonra gayet cinsiyetçi bir espri yapabiliyor. "kötü bir gün geçirdiğiniz oldu mu" gibisinden bir soruya "ben kadın mıyım kötü günlerim olsun" diyebiliyor.

    - lafı sık sık judo'ya getiriyor. kişiliğinde baya etkili gibi görünüyor

    - herif 60 yaşında buz hokeyi öğrenmiş! daha öncesinde kaymayı bile bilmiyorken....

    - çarlık rusya'sına da, sovyet rusya'sına da eşit mesafede olduğunu sanırdım. ama çarlığa biraz daha sempati ile yaklaştığı izlenim edindim. dini* ve gelenekleri daha çok savunuyor. açıkça "sovyetler dağıldıktan sonra ideolojik bir boşluk oluştu, bu boşluk ancak din ile doldurulabilir" diyor.

    - her siyasetçi gibi yanlı konuşsa, kendini sütten çıkmış ak kaşık, rakiplerini iki yüzlü hainler olarak gösterse de, popülizmden uzak rasyonel konuşuyor.

    - sık sık abd'nin atlantik-avrupa hegemonyası için bir düşmana ihtiyacı olduğunu, bu düşman olarak da rusyayı seçtiğini vurguluyor.

    - çekinmeden abd'nin askeri harcamalarının ufak bir kısmına denk rus askeri harcamaları olduğunu açıklıyor. türkiye gibi her siyasinin "biz süperiz biz muhteşemiz en güçlü biziz" populizmi yaptığı bir ülke vatandaşları için bir siyasinin kendi ülkesi hakkında böyle açık sözlü olabilmesi garip geliyor tabi.


    (bagimsiz elektron - 28 Haziran 2017 16:32)

  • comment image

    ilk bölümünü az önce izledim. bende biraz şey algısı yarattı bay putin. hani okulda/iş yerinde bir çocuk vardır ama kimse samimi değildir. ne konuşursunuz, ne de tartışırsınız. çocuğu tanımamanıza rağmen böyle nedensizce gıcık olur herkes. sebebi de insanlarla kaynaşmayı sevmemesidir. işte o çocuğa mikrofon uzatmışlar da "aslında herkesin bildiği gibi biri değilim" diye içini dökmüş gibi hissettim. bence sinsi politik pezevenk putin ne kadar sinsi olsa da içinde masumane bir çocuk yatıyor. yine de senin amına koyim putin. kılım sana knk. diğer üç bölümü de izleyeceğim ama hatrına. seni sevmesem de saygım büyük.


    (sade domates tantuni - 3 Temmuz 2017 05:07)

  • comment image

    oliver stone bu tarz işler yapınca pek memnun oluyorum.

    (bkz: commandante)

    (bkz: south of the border)

    belgeselin bir bölümünde siber saldırılar ve internet casusuluğuna değinildi. o ara tanıdık bir konudan bahsedildiğini far ettim. bir takım casus programlar veya virüsler ile devletlerin birçok sistemine sızmanın mümkün olduğuna degindiler ve tek hamle ile dilendiği takdirde koca bir ülkenin elektriksiz bırakılabileceği konuşuldu.

    tanıdık gelmistir size de... bizde olan kesinti teknik nedenlere bağlanmıştı ama izlerken acaba demedim değil.

    bir de şu putin geniş görüşlü makul bir adam gibi.


    (fodilinilki - 4 Temmuz 2017 20:18)

  • comment image

    putin'e saygım arttı, önyargılı olduğum bir çok konuda aslında olayın hiç öyle olmadığını gördüm. ayrıca herif gerçek bir lider.

    ama;

    açık kaynak çevirmeni kafasına göre sansür uygulamış.
    çünkü bahsi geçen konu türkiye'ye yakıt sevkeden ışid.
    putin rusça konuşuyor, türkçe altyazı susuyor ama boru gibi rusça konuşmanın ingilizce altyazısı geçiyor.
    bu gariban hödük kim?

    şimdi kontrol ettim indirdiğim kaynakta geçen not şu:

    --- spoiler ---
    the.putin.ınterviews.part.3.hdtv.x264-rbb
    not: daeş'ın türkiye sınırından petrol kaçaklığı yaptığını söylediği kısımlar çeviride yoktur.

    ilgili sahne
    ---
    spoiler ---

    neden yoktur sığır çobanı?
    yalan değil ki bu!
    ilk yıllarında silahına kadar verdiği için dünya yalnız bıraktı bizi. kafanı kuma gömüp neye tepki gösteriyorsun, neyi saklayıp taşşağını yaladığın adamı aklamaya çalışıyorsun ki sen?
    sorsan vatan millet sakarya, "kahraman türk askeri ışid'i vuruyor" diye anırırsın ama ne türk askerini yakan ışid videosunu yayınlamaya götün yer, ne de bu gibi tüm dünyanın izlediği bir belgeselin çevirisini yapabilirsin. burada bu belgeseli paralı veya tvden izlemeyip, zahmet edip indirerek izleyecek kaç tane koyun var ki sansürleyip aklınca reisini yüceltiyorsun sen?

    haysiyetsiz köpek.


    (exfreak - 6 Temmuz 2017 17:54)

  • comment image

    abd medyasında hoş karşılanmamış belgesel serisi. washington post, the new york times ve the daily beast gibi yayın kuruluşları siyasi görüşlerinden dolayı seriyi yerden yere vursa da variety gibi belgesel odaklı bakan bir yayıncı 80 gibi gayet iyi bir puan vermiş.

    oliver stone, belgeselde avrupa ve abd medyasından okuduğum vladimir putin'i -kendi yayın organı sputnik'i ilgiyle takip etsem de çok fazla ciddiye almam- bambaşka bir gözle anlatmış. burada görüşmelerin en önemli maddeleri ve en can alıcı alıntıları yazılmış zaten benim çok da ekleyecek bir şeyim yok. rusya'nın bu denli palazlanması ırak ve afgnistan'dan mütevellit abd'nin daha pasif bir dış politika izlemesi ve rusya'nın doğal kaynaklarını çok iyi kullanmasının sonucu olsa da putin dışında başka hiçbir lider ülkesine böyle seviye atlatamazdı. seversin ya da sevmezsin senin kişiliğine ve siyasi görüşüne bağlı bir şey sonuçta ama adam 21. yüzyılın en büyük lider kültünü kendi elleriyle kademe kademe oluşturdu. çok etkili ve çok iyi bir yalancı olmasının yanı sıra lafı mükemmel çeviriyor ve argümanını birden ağzına tıkıyor. diğer yandan buz sahasında rahat bir şekilde ''rusya, abd kadar güçlü ve zengin değil bu yüzden biz asla zalim bir ülke olamayız'' diyor. putin'in en çok etkilendiğim tarafı ise realpolitik'i tamamen özümsemesine rağmen ülkesini ezdirmemek için canla başla uğraşan birisi, bunun uğruna tam bir politikacı gibi kıvırıp zeytinyağı gibi üste çıkabiliyor.

    ilgimi çeken bir diğer nokta ise putin sscb döneminde yapılan müthiş hataları fark ediyor ama buna rağmen eski yöneticilerin lafını fazla etmiyor, muğlak laflarla geçiştiriyor. türkiye gibi herkesin eski siyasetçileri bokladığı, tüp kuyruklarından bahsettiği bir ülkede vladimir putin görülmesi zor bir olgunluk seviyesinde. yukarıda da bahsedildiği gibi sscb'den ziyade çarlığa daha yakın duruyor; bu yüzden de batı medyasından gelen çar benzetmelerini kesin bir dille reddetmeyip bıyık altından gülüyor. geleneksel ve vatansever bir halk için mükemmel bir lider, ''gerekirse benim halkım kuru ekmek bile yer'' popülizmini bile yaparak beni zerre şaşırtmadı. dikkatimi çeken bir diğer nokta ise dini devletten tamamen dışlayan sscb'nin yarattığı boşluktan sonra dini öğeleri devletin ve toplumun içine başarıyla yerleştirmesi. dini ülkenin içine yedirirken devasa bir müslüman nüfusa ''siz russunuz, başka vatanınız da yok'' diyerek ipleri elinde tutmaya devam etmesi de ayrı bir tebrik konusu.

    abd-rusya ilişkilerinden laf açıldığı an birden mağrur bir tavra bürünmesi çok etkileyici. ''obama döneminde rusya fazla palazlandı john mccain başkan olsaydı böyle olmazdı'' diyen ben bile etkilendim yani siz düşünün. yine de bu etkileyiciliği cinsiyetçi ve geleneksel söylemleriyle biraz bozuyor. dört bir yanı düşmanlarıyla sarılı olduğu için ulusal ve uluslararası güvenliğe böylesine önem vermesi sebebiyle bize ders vermeli. böyle bir devlet başkanım olsaydı izlerken ''as bayrakları as as as'' derdim kesin. ama türkiye böylesine zayıf bir durumdayken 21. yüzyılın en güçlü lideri olan böylesine zeki ve realist bir adamın tam kuzeyimizde olması bana tedirginlik veriyor. politikaya atılacak olgunluğa ve güce sahip olsaydım bu adamı çok çok daha dikkatle izlerdim çünkü 5-10 sene sonra türkiye'de iktidar olması gereken lider profili tam olarak bu adamın profili. normalde rte'yi putin'e benzetsem de bu belgeseli izledikten sonra bunun bomboş bir goygoy olduğuna karar verdim, bir insanın en kötü özelliklerini alarak ona benzeyemezsin adamın yabana atılmaması gereken sürüyle artısı var.

    oliver stone'un kendisine yumuşak davrandığı konusuna da pek katılmıyorum. stone'un şanı malum, putin gibi bir devlet başkanıyla konuşuyor üstüne üstlük abd'li bir yönetmen ve karşısındaki adam rusya'nın devlet başkanı. böyle bir seriyi çekmek ciddi anlamda usul ve erkan ister, o yüzden oliver stone bence çok başarılı bir iş çıkarmış hem putin'in rusyasını anlatmak açısından hem de politik bir belgesel çekmek açısından.

    bir liderin gözünden dünya nasıl değerlendiriliyor diye merak ediyorsanız eğer kesinlikle izleyin. kafama eserse yine editlerim.


    (brooklyn carter - 24 Temmuz 2017 00:30)

  • comment image

    izlediniz mi bilmiyorum ama lider nedir ve nasıl olunur dersi veriyor.

    adam bütün dünyada olan herşeye hakim ve spontane sorularda bile oldukça mütevazi. benim en çok dikkatimi çeken bu oldu.

    belli bir konuyu açıklıyor, bizim politikamız böyledir, başka ne yapabiliriz ki diye bir mantık düzlemine oturtuyor ve ikna ediyor.

    hamasetin h'si yok. kimseye "eyyyy" demiyor, herkese saygılı ama ne yaptığını bilen gerçek bir lider portresi çizmiş putin.

    keşke bize de böyle bir lider gelse diye düşünmedim değil.


    (nuri - 25 Temmuz 2017 03:27)

  • comment image

    ilk iki bölümü izledim ve beklediğim gibi suya sabuna dokunmayan steril cevaplarla devam ediyor röportaj. tahmin ediyorum ki tüm kayıtlar önce rusya tarafından cımbızla ayıklanmış ardından bu tatlış putin imajlı konuşmalar oliver'a teslim edilmiş.

    öte yandan putin neden putin onu da anlıyor insan izledikçe. adamda maske gibi surat var, ne mimiklerinden bir şey seçiliyor ne vücut dili esniyor. balmumundan heykel gibi cevaplıyor tüm soruları. cevaplara da bakarsanız çok kritik sorularda bile aradan sıyrılacak dar alanları bulabildiğini görüyorsunuz.

    yani demek istiyorum ki zor olan az konuşmak değil, çok samimi ve içten konuşuyormuş gibi görünüp en ufak fazladan bilgiyi vermemek. bence bunu başarmış izlediğim kısma kadar.

    tavsiye ederim başlayın.

    edit: tamamını izledim 3. ve 4. bölüm daha dişe dokunur konular konuşulmuş.


    (limon kimyon zorro - 31 Temmuz 2017 12:30)

  • comment image

    ikinci bölümde rusya'da eşcinselliğe bakış üzerine sohbet ederken oliver stone'un "orduda da kısıtlama yok mu? denizlatıda bi erkekle duş alıyosan ve eşcinsel olduğunu biliyorsan bu sorun olmaz mı?" sorusu üzerine "duşa girmemeyi tercih ederim. adamı niye kışkırtayım?" cevabıyla güldürmüştür.

    dış siyaset ilgi alanıma girmemesine rağmen belgesel oldukça sardı. putin insana güven veren aynı zamanda ürkütücü bir adam. çok tuhaf bir havası var. zaten ben 60 yaşında buz hokeyine başlayan adamdan korkarım. manyak mı ne?


    (elian - 31 Temmuz 2017 15:40)

  • comment image

    putin'in gayet sıkı esprilerinin olduğunu gördüğümüz belgesel.

    --- spoiler ---

    abd'nin anti-balistik çalışmalarından tek taraflı çekilmesini bir tehdit olarak algılayan putin'e, oliver stone "dr.strangelove" filmini izlediniz mi? diye sorar. filmi izlemeyen putin'le beraber otururlar ve dvd'sini açarlar. sonra stone, putin' e dvd'yi hediye eder ve putin odasına çekilir.

    aradan birkaç saniye geçtikten sonra odasından çıkar ve kameralara dvd kabını açık bir sekilde gösterir. içine cd'nin olmadığını görürüz. putin de boş dvd kabına bakar ve şöyle der:

    "tipik amerikan hediyesi."

    ahahahshshdhhfhdhshshsgsg

    ---
    spoiler ---

    edit: 01.28'den sonrası.


    (nazarethme ne olur - 24 Eylül 2017 08:18)

  • comment image

    kayda değer bir yapım olmuş. peşinen belirteyim, izlememiş olanlar spoilerdan sonrasına bakmasın. kendimce önemli gördüklerimi, kendim için not almışken burada da paylaşayım dedim.

    --- spoiler ---

    part i :

    - nato'nun varlığı abd'nin mandater sistemidir. sistem içindeki devletlerin hepsi abd'ye göbekten bağlıdır.

    - iki almanya'nın birleşmesi esnasında gorbaçov'a batı bloku'nun genişlemesinin almanya sınırını geçmeyeceği teminatı sözlü olarak veriliyor. ancak putin, önemli bir noktayı belirtiyor: yazılı olmayan anlaşma anlaşma değildir. gorbaçov bir hata yaptı ve o sınır baltık ülkeleri'ni de içine alarak rusya'ya dayandı.

    - yakın vadede rusya'nın dünya genelinde abd gibi bir dominant unsur olma hedefi bulunmuyor. aksine bir ortaklık talebi var, ancak abd, rusya'nın güçlü varlığını tehdit olarak görüyor.

    - putin gözüyle abd terörü destekleyen, uluslararası ilişkilerde açık bir şekilde terör örgütlerini faaliyetlerinde kullanan en büyük ülke.

    - önceki devlet başkanları yeltsin ve gorbaçov'a bir saygısı var. her insan gibi hataları olabileceğini ama öncelikle rusya'ya hizmet ettiklerini düşünüyor.

    - bir sovyet insanı olarak yetişmiş, sovyetler'in son yıllarını yaşamış, rusya federasyonu'nun ilk yıllarında bürokrasi ve devlette etkin bir kişi olarak yapılan hatalardan büyük üzüntü duyduğu anlaşılıyor. özellikle sovyetlerin dağılmasını takip eden ilk yıllarda, o yılları yaşadık biz, der gibiydi. ama 1999'dan önceki hayatı ile ilgili yine çok detaylandırma yapmıyor.

    - 1999-2000'de yeltsin'in neden kendisini tercih ettiğine dair bir açıklama getirmiyor ya da 1996'dan sonra nasıl yükseldiğini çok açıklamıyor. yine bir gizem.

    part ii:

    - politika söz konusu olduğunda ciddi, iç dünyası söz konusu olduğunda açık bir putin var. açık derken her şeyi anlatan değil, daha güleç bir insan.

    - dindar bir özel alanı olduğu görülüyor ve bu post-sovyet dönem için bir etki yaratıyor.

    - rusya içindeki etnik-dini aidiyetleri rus üst kimliği-anavatan kavramlarında buluşturuyor.

    - demokrasi ile ilgili oldukça realist. batı tarzı bir demokrasinin zaman içinde gerçekleşebileceğini, rusya’daki mevcut demokratik sıkıntıların dönem ve şartlar bakımından normal olduğunu ve mükemmel olmadığını belirtiyor. biraz da bardağın dolu tarafından bakıyor.

    - ilk bölüme göre daha rahat, samimi bir tavır içine girmiş ama devlet ciddiyeti kaybolmuyor. mesela mikheil saakashvili için hala bay saakashvili ifadesini kullanmaya özen gösteriyor.

    - iletişimin edward snowden vakasında olduğu gibi rusya’da herkes için takip altında olmadığını söylüyor ama buna kendi de inanmıyor gibiydi.

    part iii:

    - ukrayna ile ilgili baştan girdi kırım'dan çıktı. konulara hakimiyet mükemmele yakın.

    - rusya’nın bir tehdit olmadığını ancak tehdit oluşturan abd ve nato’nun girdiği her yerde mukavemet göstereceğini çok açık söylüyor. gürcistan ilk, ukrayna ortanca, suriye son örneği bunun.

    - bu partta çevirisi yapılmamış ama o dönem rusya’nın iddia ettiği ışid’in petrolü türkiye üzerinden sattığı iddiasını da oliver stone yöneltiyor. putin gayet politik olmak kaydıyla, 1 tır olsa neyse de bir yol dolusu tırın türkiye’ye doğru yolda olduğu, buranın sözde türkmen bölgesi olarak iddia edildiğini ama ciddi ciddi bir işbirliği olduğunu dile getiriyor. ekliyor: herkes her seyi biliyor. sanırım uçak krizi sırasında bu görüşme gerçekleştirilmiş.

    - “sayın başkan, şu an her ne konuda olursa olsun kimseye güvenilemeyecek bir bölgedesiniz.”* ariel sharon - putin'in israil ziyareti esnasında.

    part iv:

    - amerikan seçimlerinin hacklendiğini her şekilde red ediyor. işin ilginç yanı obama ve biden’ın bu hack işlemlerine karşılık vereceklerini belirtmeleri üzerine biraz dalga geçerek, "bunların zamanı kalmamış, eski sovyet liderleri gibi gider ayak birbirlerine madalya takıyorlar*, havalı laflar ediyorlar." diyor.

    - belgeselde snowden’dan aktarma yaparak amerikalılar’ın japon siber sistemine sızdığını ve ülke içerisindeki siber altyapılı her şeyi kontrol eder nitelikte olduklarını ve gerekirse tüm ülkenin elektriklerini bir anda kesebilecekleri belirtiyor. aklımıza hemen ne geliyor: (bkz: 31 mart 2015 türkiye geneli elektrik kesintisi)

    - evet, stalin’e bile sahip çıktı.

    - adam, ceket cebinden mikrofon çıkarılırken, cebe bir şey kondu mu diye kontrol etti ya, final oydu işte.*

    ---
    spoiler ---

    oliver stone'un kabiliyetine saygı duydum.


    (harti - 28 Eylül 2017 01:49)

Yorum Kaynak Link : the putin interviews