Micmacs à tire-larigot (~ Micmacs) ' Filminin Konusu : Bazil'in silahlardan yana hiç şansı olmadı. İlk silah patladığında yetim kaldı, ikincisinde ise kendisi ölümle burun buruna gelecekti. Bazil yetim bir evsizdir. Neyse ki yalnız değildir. Birbirinden farklı ve uyumsuz arkadaşları onu yalnız bırakmamaktadır: Remington, Calculator, Buster, Slammer, Elastic Girl, Tiny Pete ve Mama Chow. Kendi hayal dünyasında yaşayan Bazil, günlerden bir gün silah fabrikası ile karşılaşır. Bambaşka bir hayat sürebilecekken, daha hayatının başında yalnız kalmasına sebep olan silahlardan intikam almasının vakti gelmiştir. Bazil arkadaşlarını da yanına alarak bu silah fabrikasını imha etmeye karar verir.
Le fabuleux destin d'Amélie Poulain(2001)(8,3-639802)
Foutaises(1989)(7,7-1959)
Chanel No. 5: Train de Nuit(2009)(7,6-32)
Un long dimanche de fiançailles(2004)(7,6-71400)
Delicatessen(1994)(7,6-82740)
La cité des enfants perdus(1995)(7,6-61476)
Casanova(2015)(7,3-625)
Bienvenue chez les Ch'tis(2008)(7,1-40089)
Deux escargots s'en vont(2016)(6,6-30)
Rien à déclarer(2011)(6,4-11844)
jean-pierre jeunet'nin çekimleri 2008'de başlayacak olan 27 milyon euro bütçeli filmi. jamel debbouze oynayacakmış yine. geri kalan oyuncular da henüz açıklanmamış durumda fakat kadro "prestijli" olacakmış.yasadışı silah ticaretine dair bir komediymiş bu film. 2009'da gösterime girecek gibi duruyor.
(rwn - 25 Ocak 2008 19:53)
jamel debbouze çeşitli anlaşmazlıklar nedeniyle filmin kadrosundan çıkarılmış, yerine dany boon getirilmiştir. ayrıca dominique pinon, françois berléand ve albert dupontel kadroda görülen diğer isimler...görüntü yönetmenliği koltuğunda la chambre des officiers ve la vie en rose ile iki kez cesar ödülü kazanan tetsuo nagata var. jeunet, filmin senaryosunu daha önce de un long dimanche de fiançailles, le fabuleux destin d'amélie poulain ve la cité des enfants perdus'de de beraber çalıştığı laurant guillaume ile birlikte yazmış.hararetle 2009 yılını bekliyoruz efendim...
(fataliyev - 17 Eylül 2008 09:48)
jean pierre jeunet'in 5 sene sonra sinemaya döneceği hâla hazırda post-prodüksiyon aşamasında olan, eğlenceli olacağa benzeyen film.(filmin ismi, anlayabildiğim kadarıyla "sonu gelmeyen karışıklık.")
(gioberg - 17 Temmuz 2009 01:18)
jeunet nin yasamin kenarda kosede sakli detaylarindan eglence yaratabilme yetenegi , mekanik icat zekasi ve surrealist karakter uretme hastaligi her zamanki gibi cizgifilmsel imajlarla birlesip eglendrirken dusunduruyor.amma ve lakin film ciddi konulara yaklasirken fazla gayriciddi kaliyor. kor gozune parmagim bir antiraciste/antimilitarist soylem ve silah sanayii bazli fransa elestrisi dislerini gostere gostere siritiyor. "eaahhhh iste" dedirtiyor , orada kaliyor , daha da ileri gitmiyor.
(mascara - 31 Ekim 2009 04:42)
jean-pierre jeunet ustadimizin avrupada gosterilmeye baslanan yeni filmi.fragmandan gordugum kadariyla yine ortaligin tosunu atmis. buyuksun be baba...http://www.micmacs-lefilm.com/jeu/
(korkmam yalandan yilandan kadar - 15 Kasım 2009 22:00)
görsel açıdan fena değilse de içi boş kalmış. (bkz: armament)
(samagona - 27 Aralık 2009 00:28)
http://danceofthebadangels.blogspot.com/…ot_27.html
(the patient - 30 Ocak 2010 21:55)
fragmanı ile jean-pierre jeunet ağza bi parmak bal çalmıştır. görsel olarak izlerken kendimizden geçiceğimiz kesin. hele birde filmin hikayeside doyurucu olursaaa...
(tatuhan - 15 Nisan 2010 15:10)
--- spoiler ---iyilerin kazandigi, moralinizi duzeltmek icin izleyebileceginiz, tiplemelerin ve icatlarin cok ilginc ve cok guzel oldugu jan piyer jone filmi.--- spoiler ---
(yandim sevket - 15 Nisan 2010 15:15)
çok çok çoook datlu bir film. izlemek, izletmek lazım..izlemeyene de çok kötü şeyler yapıyorlarmış; regl zamanı kalan bir yutumluk dondurmalar birden yok oluyormuş.. kullandığında iyi hissettiğin eşyalar birdeeennn bireee hokuss pookuuusss alakaaazaaamm veee pooofff.. birilerinin sesini duyasın geldiğinde ne bedeva dakikalar ne hatta yüklü paralar, ne bir ses ne de haber gelmiyor artık senden.. son güne yetiştirmeye çalıştığın ödevi koşa koşa hocanın odasına bırakmaya giderken ne olsa beğenirsin, hiiihhh.. su birikintilerinin üzerine boca edilmesinden, mastürbasyon yaparken anneannene yakalanmandan, uyumaman gereken bir gecede dolu kahve kavanozunun dibindeki yellerin az gelişmiş kahve taneciklerinin üzerindeki evlerdeki çatıları uçurmasından, libidodaki hızlı düşüşten, çok şirin bulduğun bir bebeği sevmeye giderken ağzına sıçılıyormuşçasına zarıl zarıl ağlamaya başlamasından, bir daha hiç bulamayacağını düşündüğün birşeyi alıp hayattaki bir ukteni doldurmaya çalışırken cebinde para olmadığını fark edip satıcının da pos makinesinde bir arıza olduğunu, bankacıların bugün yenisini getireceklerini söylemesinden, kendini süper hissettiğin bir günde en yakınlarından birinin hayırdır senin bir derdin var kemoterapi gören insan çökkünlüğü var ne zamandır üzerinde demesinden, hep konserine gitmek isteyip de bir türlü denk getiremediğin bir adamın çaatttaa diye ölmesinden, sadece kitap okumak istediğin bir günde eski bir arkadaşının seni kalabalıkta fark edip bütün günü seninle geçirmeye çalışmasından, 118'in yeni numarası reklamlarını izlemeye zorlanmaktan, yeniden görüşmek istediğin sevdiceğinle gururlarınızı geridönüşüm kutusuna atıp liseli aşıklar gibi msnde konuşurken birden elektriğin kesilmesinden, annenin iç çamaşırı gözünde vibratör ya da kayganlaştırıcı krem bulmasından, metroda daşş gibim birinin karşısına geçip oturdum derken enn süper soft selpaksız anında burnunun ordunun dereleri gibi yukarıya değil de aşağıya akmasından, evden hızla çıkman gereken bir anda sağ işaret parmağındaki o nalet ojenin sürekli bozulmasından, yüksel çıkışındaki greenpeacecilerin evini de öğrenip sana greenpeace'i 7/24 anlatmaya çalışmalarından, şehirlerarası otobüste yanındaki teyzenin üstüne ne yediyse bırakmasından, necati şaşmaz'ın dublajsız sesinin iç sesin haline gelmesinden falan hiç bahsetmiyorum...hayır hayır.. murphy değil, murphy'i tanırım, iyi çocuktur..reçelli ekmek yere düştüğünde reçelli kısmın yere denk gelmesi gibi şeyler değil bunlar..
(yasoyasoyaso - 11 Temmuz 2010 03:07)
çok çok güzel bir film. şiddetle tevsiye edilir. acayip lezzetli, görsel olarak da hikaye olarak da çok iyi bir film.
(alieyi - 13 Temmuz 2010 01:55)
film harika. çekimler, yani renkler, görüntü falan, onlar da harika. senaryo da öyle. oyunculuk da öyle. sonu da harika.farkındayım harika anlattım filmi ama tek diyeceğim bu; harika.
(ne nedir ne ne degildir - 20 Temmuz 2010 13:36)
iki tepsi baklavayı arka arkaya, nefes almadan yemişsiniz hissiyatı veren film.(bkz: bayık)
(ruprect - 21 Temmuz 2010 13:36)
--- spoiler ---filmdeki bütün karakterler ayrı arıza zaten ama, hele bir remington ile fracasse var ki tadından yenmiyor! amelie ekolünden gelen bu filmi mutlaka izleyin bence.--- spoiler ---
(paspasanahtarinustunde - 22 Temmuz 2010 18:58)
güzel başlayan fakat ilerledikçe kekremsi bir tat veren görsel şölen. senaryonun bir çok yerinde "amaan burayı da şöyle kotaralım gitsin. fıss" şeklinde düşünmüşler sanki.lö edit: sizin kötülemeniz filmi daha da güzel yapmıyo.
(francois - 28 Temmuz 2010 12:01)
güzel bir film. ben normalde imdb'de genre: family yazan bir filmi izlemem. bunda da zaten yazmıyordu, izledim. keşke +7 sahneleri çıkarsalarmış da çocuklar da izleyebilseymiş. sırf genre'a family yazdırmamak için takla atmışlar bence.
(midesiz - 1 Ağustos 2010 22:03)
fransızların car car laf ürettiği filmlerden biri daha. izleyeli epey oldu, o nedenle ayrıntı veremeyceğim ve film şu anda yanımda olmadığından açıp bakamıyorum, ancak hatırladığım en belirgin unsur; abartılı mimikler, uzun ve gürültülü cümleler, histerik kriz benzeri diyalog sekansları.yine de 10 üzerinden 7'yi hak ediyor tabi ki. sırf görüntü bile o kadar eder açıkçası.yalnız bu filme bir jean reno lazım.
(spinapubica - 22 Ağustos 2010 02:29)
jean pierre-jeunet filmlerini cok ozlemisim.sıcacık bir film.. insan mutlanıyor.. bir hayli keyifli..tarzını seviyorsanız kesinlikle izleyin.
(tuzbuzz - 29 Ekim 2010 20:35)
harikulade bir filmdir. içinde barındırdığı -jeunet'nin tüm filmlerindeki gibi- kendine has mizah, dokunan ama can yakmayan trajedi ve harika atmosferiyle insan zihnine kazınan cinsten bir film gerçekten.izleyin, izlettirin. ama özellikle şöyle bir tavsiyem var; sevdiğiniz, çok sevdiğiniz bir insanla izleyin bu filmi. aranızdaki sevgiyi beslediğini hissedeceksiniz.not: ama ben öyle yapamadım, tek başıma izledim, yanımda bir kilo şam fıstığı vardı. ona karşı sevgim büyüdü mesela, sarıldım oturuyorum. tek tek soyuyorum. yoksuluz, gecelerimiz çok kısa ;)
(breuer - 4 Kasım 2010 14:32)
evde ütü yaparken zaman boşa gitmesin bir yandan da şunu izleyeyim diyemeyeceğiniz jean pierre-jeunet filmi... offf hiçbir şey anlamadım. müsait bir zamanda yeniden görüşmek dileğiyle diyerek yeniden izlenecekler listesine aldığım filmdir...
(yuice - 14 Kasım 2010 14:01)
Yorum Kaynak Link : micmacs a tire-larigot