Çıkış Tarihi     : 27 Ekim 2004 Çarşamba, Yapım Yılı : 2004
Türü                : Drama,Gizemli,Romantik,Savaş
Taglar             : Kadın kahramanı,cracking a nut,Yatalak,çizme,fare
Ülke                : Fransa,ABD
Yapımcı          :  2003 Productions , Warner Bros. , Tapioca Films
Yönetmen       : Jean-Pierre Jeunet (IMDB)
Senarist          : Sébastien Japrisot (IMDB),Jean-Pierre Jeunet (IMDB),Guillaume Laurant (IMDB)(ekşi),Guillaume Laurant (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Audrey Tautou (IMDB), Gaspard Ulliel (IMDB)(ekşi), Dominique Pinon (IMDB)(ekşi), André Dussollier (IMDB)(ekşi), Ticky Holgado (IMDB)(ekşi), Marion Cotillard (IMDB)(ekşi), Jodie Foster (IMDB), Jean-Pierre Darroussin (IMDB)(ekşi), Clovis Cornillac (IMDB), Denis Lavant (IMDB), Albert Dupontel (IMDB), Jean-Paul Rouve (IMDB), Julie Depardieu (IMDB), Michel Robin (IMDB), Tchéky Karyo (IMDB), Jean-Claude Dreyfus (IMDB), Bouli Lanners (IMDB), Frédérique Bel (IMDB), Xavier Bonastre (IMDB), Rachel Desmarest (IMDB), Aleksandra Yermak (IMDB)

Un long dimanche de fiançailles (~ Kayıp nişanlı) ' Filminin Konusu :
Yıl 1919. Birinci Dünya Savaşı tüm harareti ile devam ediyor. 19 yaşındaki Mathilde, nişanlısı Manech’in cepheden dönüşünün yolunu gözlemektedir. Eline ulaşan tek bilgi ise nişanlısının savaşırken öldüğü haberidir. Mathilde, kendi sezgilerinin gücüne o kadar bağlıdır ki bu bilgiye hiçbir şekilde inanmaz. Sevdiği adamın ölümünü hissetmeme ihtimali yoktur. Bu sırada yaptığı araştırmalarla nişanlısı ile beraber savaşmış olan bir çavuştan, Manech’in dört başka askerle birlikte bir suç işleyerek ceza aldıklarını öğrenir. Ölüme terk edilmişlerdir. Mathilde, meseleyi daha da ileri bir boyutta sorguladıkça ummadığı şekilde dehşet verici sonuçlara ve gerçeklere ulaşır. Audrey Tautou’dan eşsiz bir oyunculuk!


  • "en iyi yonetmen odulunu clint eastwoodun almasiyla martin scorsesenin gene patladigi toren. adam bir dahaki torende kalp krizi gecirip gidecek kesin.."
  • "million dollar babynin en iyi film odulunu kazanmasiyla agzimi acik birakan odul toreni. clint eastwood kesin akademiyle asna fisne halinde ya da ben kil oluyorum adama."
  • "(bkz: chris rock)(bkz: clint eastwood)(bkz: fiyasko)"
  • "akademinin ne asiri tutucu (ornek: passion of the christ) ne de asiri liberal fimlerden (ornek: fahrenheit 9/11) hazzetmedigini bir kez daha kanitlayan toren olmustur."
  • "hollywood'un en guzel iki kadininin odul aldigi toren olmustur.."
  • "gözlerimin sharon stone 'u aradığı tören, ama yoktu sanırım. olsa kesin görürdüm"
  • "(bkz: #6931132) (bkz: #6976999)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    akademinin iki yanlış bir doğru yapar inancı yüzünden bu sene johnny depp'in oscar'ına kavuşabileceğine inandığım oscar töreni. şöyle ki; finding neverland'deki james m barrie karakteri güzel, özgün olmasına ve johnny depp'in pırıltısını yansıtmasına rağmen, geçen seneki jack sparrow başarısının yanında biraz sönük kalıyor.

    johnny depp geçen sene jack sparrow karakteri ile oscar'ı haketmişti. ama filmlerde daha derin bir anlam arayan akademi karayip korsanları - siyah incinin laneti gibi eğlencelik bir filme en iyi erkek oyuncu gibi önemli bir dalda oscar vermeyi gururuna yediremedi. onlara göre johnny depp'in öyle bir rol ile oscar adayı olması bile büyük bir başarıydı. böylece akademi johnny depp konusunda bir hata yaptı (ve ondan sonra da gelen tepkileri hayretle karşıladı).

    her ne kadar jamie foxx* ve clint eastwood'u* şu ana kadar izlemediğim için karşılaştıramayacak olsam da, akademi'nin önceki senelerde yaptığı hataları daha sonradan telafi etmek için oscar vermesi ilk kez rastlanılan birşey değil. bu yüzden johnny depp'in diğer adaylara göre bu açıdan bir avantajı olabilir. jamie foxx zaten johnny depp ile karşılaştırıldığında daha genç bir aktör, önünde oscar için başka şanslar da bulacaktır (ben demiyorum bunu, akademinin bir başka bakış açısından bahsediyorum). clint eastwood'un da zaten oscar'ı var.


    (faervian - 7 Şubat 2005 00:01)

  • comment image

    bu sene sadece akademi ödüllerine aday olanlar değil hollywood çıkışlı filmlerin çoğu zaten biyografik.
    ödüllerde gerçeğin yansımalarına gidecek,en iyi erkek oyuncu ödülünü jamie fox sonuna kadar hak ediyor,
    johnny depp geçen sene muhteşemdi ama barrie karakterinin zorlamasız ve rahat bir rol olması onu ikinci plana atıyor.aslında oscar almanın pek umurunda olduğunu da sanmıyorum,ama başka bir rolle gelecekte bu ödülü rahatça alabilir.aday olmasa da benim gönlüm (bkz: jim carrey)'den yana ama onunda oscarı bir dramla değil de,
    asıl emek verdiği ve çok daha zor olan komedi dalında bir film ile almasını tercih ederim.kadın oyuncu dalında bening ile staunton çekişecek ama büyük olasılıkla annette bening alacaktır.yardımcı oyuncu ödülleri clive owen,(bkz: closer)'ın gerçek starı değilmidir kendisi ve cate blanchett katharine hepburn'dan sonra gördüğüm en iyi (bkz: katharine hepburn) dur.işin ilginci en çok oscarlı oyuncunun rolünü canlandırarak aday olmak ve almak gerçek oyunculuk bu demek ki.oscar alacak en iyi film ve yönetmen ödülleri yapım masrafları ve büyük prodüksiyon olması açısında aviator ve scorsese'nin elinde olacaktır.the sea inside hollywood'a hoşgeldin amenabar ödülünü zaten aldı.orjinal senaryo (bkz: eternal sunshine of the spotless mind)charles kaufman dururken kimseye gitmez herhalde.


    (limoni - 24 Şubat 2005 15:09)

  • comment image

    oscar'ların tahmin edilebilirliğine bir tepki gibiydi adeta. marty'nin kazanmaması üzmedi değil, million dollar baby'yi the aviator'dan biraz daha fazla sevdiysem bile scorsese'in yönetmenlik ödülünü almasını bekliyordum. tüm teknik dallarda ağırlığını koymasından da belli olduğu üzere altından kalkması kolay iş değildi. scorsese baba belki çok üzülmüştür ama teselli ikramiyesi gibi görünecek bir ödül yerine bugün sidney lumet'in aldığı gibi bir yaşam boyu başarı ödülü çok daha anlamlı olacaktır. hem bir dakika, yaşayan en büyük yönetmenden bahsediyoruz biz, hepimizi birden sarsacak birkaç film daha vardır onun çıkınında.

    ha, bir de üzülerek belirtmeliyim ki, yıllardır en büyük heyecanlarımdan biri olan, son birkaç senede dahi sevgimi, saygımı, ilgimi koruduğum oscar töreni çok sürprizsiz ve çoğu yerinde bayık geçti. pistons-warriors yerine daha çekici bi maç olsaydı nba tv'den kopmazdım galba. bir değişiklik lazım, akademi'nin son yıllarda yaptığı gibi emektar oyuncular yerine genç ve şirinlere (hak edilmiş) ödülleri vermeye başlaması da kurtarmaz durumu böyle giderse, 2000'de american beauty'ye yaptıkları gibi aykırı seslerin daha çok tercih edilmesi ve senaryo ödüllerine mahkum bırakılmaması öndeki en makul çözüm gibi görünüyor. benim gibi en sıkı takipçilerinden birini bile hayal kırıklığına uğratıyorlarsa ziller korkulandan da şiddetle çalıyor demektir.


    (edved - 28 Şubat 2005 07:01)

  • comment image

    belki de ilk defa odullerin yerli yerini buldugunu dusundugum bir toren olmustur bu sene ki. ozellikle million dollar baby'e the aviator gibi bir devin karsisinda hakettigi degerin verildigini gordugumde gozlerime inanamadim. morgan freeman, clint eastwood hilary swank ve butun sade guzelligi, etkileyiciligi ve ictenligiyle million dollar baby'nin hakettigi kategorilerde hakettigi odulleri aldigini dusunuyorum. eternal sunshine'la charlie kaufman'in, sideways ile payne'in, inanilmaz performansiyla kate blanchett ve jamie fox'un da oldukca yerinde secimler oldugunu dusundum. sonuc olarak kararlariyla ilk defa beni sevindirmis, million dollar baby'nin basarisiyla mutluluktan gozlerim yasli havalarda sicratmis bir toren oldu. ayriyeten efsanevi sidney lumet'in de hakettigi sekilde degerlendirildigini dusunuyorum.

    ama her seye ragmen sanirim bu senenin oscar odullerini bircok kisi beyonce ile hatirlicak. benim icin odul torenini bir goruntu ve ses faciasina cevirmistir kendisi. detone sesi, rezalet fransizcasi ve ozel bir itinayla bir opera sanatcisi havasi verirmiscesine tasarlanmis tapon kiyafetleri ile beyonce oscar'lari bu sene duzenleyen mtv yapimcisinin populer fikirlerinin cok da yerinde olmadigini gosteriyor sanirim. muzik performansi olarak yo yo ma'nin inanilmaz bach yorumu ve motorcycle diaries'deki parcasiyla oscar kazanan beyefendinin cok hos bir sekilde sarkisinin sozlerini soyleyip "ciavv" diyerek sade bir sekilde odulunu alip sahneyi terk edisi de olmasa tam olarak bir rezaletlik ornegi olucak bir toren olucakmis.

    clint eastwood'un ve million dollar baby'nin odullendirilmesini anlamayan insanlari ben de anlamadigim gibi, belki de ilk defa acaba akademi populeri, iddiali olani degil de, hakedeni, gercek anlamda "sinema" olani degerlendirdigi icin bir gelisme gosteriyordur belki de.


    (ningyo - 28 Şubat 2005 07:03)

  • comment image

    artık johnny depp'in şanssızlığına,bahtsızlığına daha da inandıran bir organizasyon oldu. adam her rolünde muazzam oynasada her sene farklı bir oyuncu hayatının performansını sergileyip ödülü kapıyor. adamın bu şanssızlığı böyle giderse hollywood camiasındaki tüm aktörler bi kere ödül almadan en iyi erkek oyuncu ödülünü johnny alamayacak. ama gönüllerin oscarı sende johnny. takma kafana sen, biliyoruz gerçek şampiyonun kim olduğunu. taşaklarını yerim be.


    (hallelujah - 28 Şubat 2005 09:31)

  • comment image

    elde bira ve pizzayla oh pazar eglencesi cikti derken beyonce (balik kiliginda), yine beyonce (gumuslu siyahli korku filmi olarak) ve 3. kez beyonce (bu sefer daha iyiydi de sarki eurovizyon sarkisi kivamindaydi), bir de antonio banderas-santana ikilisiyle napiyosunuz kardesim kulaklarima sicildi dedirten, (counting crows fena diildi bari, saçlarina hastayim zaten abinin, sideshow bob tiplemesi) gecenin en komik insani olarak yine robin williams'in one ciktigi ve sunucu chris rock'i geride biraktigi, jeremy irons'in adeta bir sean connery gibi seneler gectikce daha guzel bir insan oldugunu kanitladigi, johnny depp'in yine aday olup odul alamadigi, kiyafetleri seyredip pazar keyfi kivam aaaa bak o kurdele oraya olmus mu simdi, veya, cok zengin gostermis kutluyoruz filan diyerek tam laçka hale getirilebilmiş, salak ve paradan baska hicbir sey ifade etmeyen bir ödül olmakla beraber kesinlikle seyretmenin çok eglenceli oldugunu tekrar gosteren bir toren olmustur. detaylari, dedikodulari bol bol gazetede cikar herhalde zaten yarin.


    (geyiketto - 28 Şubat 2005 09:38)

  • comment image

    cok surprizli ve abartili olmayan; bilakis gayet sade ve "beklenen" sekilde sonuclanan bir toren oldu. yine kimileri sevindi, kimileri hayal kirikligi yasadi. akademinin ikiyuzlulugu bir kere daha teshir edildi *.

    ote yandan toreni canli yayinlayan ntv'nin, gecen yilki ceviri skandalindan sonra bu yil sukseli bir sey yapmasini beklerdim. ama olmadi. bir kere konuklar cok sonuktu. amerikan sinema endustrisi'nin en cok bilinen odul toreni hakkinda yorum yapmak uzere bizim sinema endustrimizin en bilinen kisilerini ve dahi yan sektorden profesyonelleri gormek isterdim acikcasi. buna karsin, kiyafetlerle ilgili fikir beyan eden kisi dilek hanif'ti. yillarini sinemaya vermis onca sinema emekcisi dururken ceyda duven ve emre kinay oradaydi. yapimcilar, dagitimcilar zayif kaldilar. banu guven'le mirgun cabas cabaladilar ama onlari da konuya cok hakim bulmadim. pek kliseydiler. odul toreni oncesi, "kirmizi hali olayi" sirasinda, studyoda hep beraber konusmalar, roportaj veren unluye baglanmak icin o anda konusan kisinin sozunu kesmeler filan oldu. cok rahatsiz ediciydi. fakaaaat vakko'nun yaptigi soylenen, ucuz dugun salonu isi dore kumas giydirme sandalye ve dore ortulu masalar bence bu sene ntv studyolarina damgasini vurdu. hele bir de pek conceptual access kart reklamini 50 kere izleyince, uykusuz kaldigima hafiften yandim.

    sonuc olarak, balli hillary hanim'i ve clint bey'i kutluyorum. martin'cime ise seneye, taxi driver'in 30. yildonumunde, bir yasam boyu basari odulu gorunuyor. boylece akademi vicdanini rahatlatir, hepimiz seviniriz. guzel olur.


    (little red riding hood - 28 Şubat 2005 11:22)

  • comment image

    martin scorseseyle uzuldugum, jamie foxxla, charlie kaufmaneternal sunshine of the spotless mindla ve alejandro amenabarthe sea insidela sevındıgım odul torenı..
    bu torenden sonra da artık martin scorseseye odul verılmıyecegı nerdeyse garantı olmustur.. alt metın ustası scorsese dururken gayet banal bı senaryoyla eastwood fılmının odul (hem yonetmen hem de en ıyı fılm odulunu ustelık) alması gercekten sınır bozucu bır durumdur..
    ama eskıye bakıp zamanında catherine zate jones a ve 11 eylul olaylarının hemen arkasından hadı zencılere odul verelım mantıgıyla en ufak oyunculukların degerlendırılmeyıp ten renklerıne bakılması suretıyle denzel washington ve halle berry ye odul veren bu zıhnıyetın, dun gece de sacma sapan odul dagılımı yapması gayet dogal karsılanması gerekılen bır durumdur..
    bu akademı jurısının martin scorseseyle alıp veremedıgı ne, merak edılen budur aslında.. yoksa odulu hakedıp haketmedıgı ya da yonetmenlıkte eastwood a kac basıcagı kesınlıkle tartısılıcak bır mevzu degıldır..
    hos, verılen heykelcıklerın ne kadar hatırı sayılır oldugu da artık saıbelıdır. ama ıster ıstemez ınsanın ıcıne ukte olmaktadır bu durum.. o mıkrofonun gerısınde bır kez olsun martin scorseseyı, elınde en ıyı yonetmen oduluyle gormek ıster ınsan.. bu kadar saglam fılmlerı olan bır ınsana odulu layık gormek akademı jurısını baslı basına onurlandırıcak bır durumdur hatta..


    (lululom - 28 Şubat 2005 18:10)

Yorum Kaynak Link : 77. oscar ödül töreni