Night on Earth (~ Dünyada Bir Gece) ' Filminin Konusu : Eş zamanlı olarak beş farklı taksi şoförünün, beş farklı şehirde, yolcularıyla beraber yaşadıklarından küçük kesitlerin aktarıldığı filmde. Jim Jarmusch yine tarzı gereği son derece yalın ve minimalist bir şekilde karakterlerini ele alıyor. Sırasıyla Los Angeles, New York, Paris, Roma ve Helsinki'ye kamerasını uzatan Jarmusch; hayatın güzel ayrıntılarına bir kez daha dikkat çekiyor. Her karakterinin başka bir derdi ve yaşama amacı olan filmde, önemli oyuncular boy gösteriyor. Winona Ryder'ın taksici rolündeki müthiş performansıyla ve ikinci öyküdeki karakterlerin doğallığı ve sempatikliğiyle filmin büyüsüne kapılıp; son öykünün vuruculuğuyla da mest olmuş halde filmi hafızanıza kazıyorsunuz. Dünyada Bir Gece filmi, çekilmesinden yıllar sonra 21 Temmuz 2017'de Türkiye'de gösterime girdi.
Down by Law(1986)(7,8-42648)
Coffee and Cigarettes III(1995)(7,8-2267)
Dead Man(1995)(7,7-82430)
Stranger Than Paradise(1984)(7,6-30264)
Mystery Train(1989)(7,6-22710)
Paterson(2016)(7,4-52439)
Only Lovers Left Alive(2013)(7,3-78936)
Broken Flowers(2005)(7,2-91011)
Coffee and Cigarettes(2004)(7,1-54277)
Permanent Vacation(1984)(6,4-7269)
The Limits of Control(2009)(6,3-18125)
hayat güzeldirden tanıdığımız roberto benigni;'nin roma bölümünde gülmekten kırıp geçirdiği, ama new york'unda ayrı bir yeri olan diğer ülkelerde zerre sıkılmadan izlediğimiz mükemmel film, keşke birkaç şehir daha olsaymış boku çıkana kadar seyretseymişiz dediğimiz izlenesi film.
(rapper134 - 24 Eylül 2006 10:01)
new york'da ve roma'da gecen hikayeler icinde, down by law'a gondermelerde bulunan film. ayni zamanda -deyim yerindeyse- en hareketli jim jarmusch filmi. --- spoiler ---new york'ta gecen hikayede, dogu almanya'dan goc etmi$ taksi $oforu tiplemesinin adi, helmut grokenberger'dir. grokenberger, down by law'un produktor firmalarindan birisinin adidir ayni zamanda.roma'da gecen hikayede, kamera arada bir, firlama taksi $oforunun vites topuzuna zoom yapar. vites topuzu, uzerinde 8 yazan bir bilardo topundan yapilmi$tir. down by law'da ise, hapse giren italyan, ki yine night on earth'un roma episodundaki taksi $oforunu canlandiran roberto benigni cikar kar$imiza bu tiplemede de, hucre arkada$larina neden oraya du$tugunu anlatirken, "uzerinde 8 yazan bir bilardo topuyla adam oldurdum" der.--- spoiler ---
(nick the chopper - 23 Mayıs 2007 09:59)
bu filmden sonra taksi soforleriyle muhabbet etmek isteği artabilir; aman dikkat! filmdeki soforlerin ortak noktası, fosur fosur sigara içmeleri sanırım; bir de yolcularıyla çeşitli terslikler taşıyor olmaları. terslikler, benzerliklere dönüşüyor muhabbet koyulaştıkça (filmin roma ayağı, diyalogtan ziyade monolog şeklinde gerçi!). ben en çok paris kısmını beğendim.
(disconnectus erectus - 11 Şubat 2008 13:30)
mükemmel jim jarmusch filmi.birkaç yıl önce, sanırım gezici film festivalinde, geceden sabaha kadar olan gösterimde izlemiştim filmi, son gösterilen film buydu, beni etkilemiş olmasının sebebi sinemaya girerken havanın karanlık olup, sinemadan çıkarken havanın tam filmin son sahnesindeki tonda olması olabilir.
(bensadecebendegilim - 8 Nisan 2008 01:06)
amerikanın belki en havalı yönetmeninin en havalı filmi, izleyip görmeliyim kendini bi artis hissetmeliyim diyenlere birebir.
(el desmandado - 24 Haziran 2008 19:27)
new york ve roma bölümleri ayrıca mükemmel olup gülme krizine sokabiliyor insanı üçüncü izleyişinde dahi.
(mekare - 22 Ekim 2008 11:10)
jim jarmusch marifeti, 91 yapımı neffis film;los angeles, new york, paris, roma ve helsinki'de, aynı anda ve aşağı yukarı aynı sürede ve hep taksilerde geçen, akıllara birbirinden durgunluk verici beş hikaye. paris bölümünün fransızca, roma bölümünün italyanca çekildiğini söylersek, helsinki bölümünün ne'ce çekildiği kolaylıkla tahmin edilebilir.oyumu, paris ve helsinki hikayelerinden yana kullanmakta bir beis görmüyorum
(16bg - 23 Temmuz 2002 19:33)
tom waits ve kathleen brennan'in birlikte yazdiklari ve tom waits'in bir kacinda da vokal yaptigi sarkilara sahip film muzigi albumu.
(koyumavi - 23 Temmuz 2002 19:39)
bir gece los angeles, new york paris roma ve helsinki de kısa taksi yolculuklarıyla şehirleri gezdiren, kısa filmlerden mütevellit, güzel ötesi bir film. ben en çok winona ryder'ın taksi şöförü olduğu los angeles hikayesini sevdim. sadece benigni 'nin yer aldığının söylemek bile roma bölümü hakkında bir çağrışım yaptıracaktır sanırım. o kısmı çok sevmememin sebebi, hikayelerin hüzünlü birlikteliği ile uyumlu olmamasıydı. o kısım, jim jarmusch'un değil de benigni'nin bir filmi gibi duruyor. diğer bütün hikayelerde dokunaklı bir yön vardı; roma ise, nedense, kara komedi havasındaydı. belki ordaki taksi şöförünü başkası oynamalıydı ya da rahibi ya da hikaye başka türlü olmalıydı. bir şekilde diğerlerinden ayrılıyor gibiydi. ya da birbiri ile bağlantısız kısa filmler olmasına rağmen, o hariç, diğerleri birbirine sanki bağlanıyordu. her film öncesinde, o kısmın geçtiği şehrin meydanlarına, bir kaç köşesine birer bakış atılıyordu. en etkileyici manzara ise karla kaplı helsinki'ydi bence. ürkünç görünüyordu. tek gündüz görüntüsü de, los angeles'a aitti. insan, bir konsept doğrultusunda birleştirilen kısa filmler izleyince, bu tür ayrıntıları önemsiyor. kısa film izlemenin de tadı bir başka oluyor, demeden geçemeyeceğim.
(huthut - 23 Aralık 2008 02:15)
episodlardan oluşan bir jim jarmusch filmi.beyaz saçlı prens taksici kız rolünü özellikle vinona ryder için yazmış.
(tabularasa - 31 Ağustos 2002 13:06)
jim jarmusch sineması malumunuz diyaloglardan ziyade "durum" sinemasıdır. öyle yerlere yatıracak kadar komik de değildir; tabi gülmekten yerlere yatanlar oluyordur, onlara da lafım yok ama ben o kadar gülmüyorum bu adamın filmlerine. sonra jarmusch'un önceki filmlerinde bir buluşamama, kesişememe hali ve dahi pratiği vardır, ironi biraz da böyle işler. işte bu film kanımca jj'un yavaştan değişen ya da olgunlaşan sinemasının ilk adımlarından biridir. her bir bölüm kendi başına ironiktir; los angeles'ta olup hollywood'a kapak atmak 'istemeyen' winona ryder, new york'ta amerikan rüyasının peşinden koşan ama etrafıyla iletişemeyen alman karakter, paris'te hor görülen hassas fildişilinin 'renk'leri önemsemeyen birine denk gelmesi ve sorduğu sorular, dini merkez olan italya'da en çok konuşulan ve görülenin cinsellik olması ve aki kaurismaki'ye saygı mahiyetindeki helsinki bölümünün en trajik hikaye olması basitçe bu ironilere örnek olabilir. tabi yine geneli benigni tarafından doğaçlama yapılan ve en az jarmusch olan roma bölümünün burada en çok sevilmiş bölüm olması da ayrı. bana kalırsa favori los angeles, plase new york.
(shocktheworld - 11 Haziran 2009 00:03)
özellikle roma'da geçen hikayenin eğlendirici yanı (her ne kadar woody allen'ın every thing you always wanted to know about sex... filmini çok andıran yanları olsa da) ve helsinki'de geçen hikayenin dokunaklığı ile zihinlerde ve kalplerde yer edinen, bin bir uğraş sonunda film arşivimdeki yerini de alan film. filmin beş şehirde geçmesinin nedeni ise jarmush abinin hayatını bu beş şehirde yaşıyor olmasındandır.
(dikakana bey - 12 Kasım 2002 23:02)
rialto 'nun 3. we entry giriş tarihi itibariyle son stüdyo albümü...1. london crawling2. anything could happen3. anyone out there?4. catherine's wheel5. idiot twin6. shatterproof7. brilliant fake8. three ring circus9. drive10. deep space11. underneath a distant moon
(darksting - 27 Kasım 2002 22:13)
ne güzel filmimizdin sen night on earth. paris, helsinki ve los angeles hakkında yazmak uzun iş, çok şey var, yazılmış zaten bi kısmı. new york'a da koptuk öldük diyip geçiyoruz da, roma bölümünde roberto benigni'nin anadoluda eşekler teklif ediyormuş temalı günah çıkarması yok mu.. o oyunculuk, o padre'ler.. o işte. gece gece insanın aklına düşünce bile güldürüyor.
(sylarcan - 24 Mayıs 2010 03:36)
armin mueller stahl* ve roberto benigni'nin* yer aldığı sahneleri kahkahalara bogularak izleyeceginiz bir jim jarmusch filmi...jim jarmusch, yazıp yönettiği bu filmde gene ince mizahını sonuna kadar konuşturmuş...ayrıca filmin soundtrackinde yer alan back in the good old world, on the otherside of the world ve good old world de tom waits ve kathleen brennan ortak yapımı...when i was a boy, the moon was pearl the sun a yellow goldwhen i was a man, the wind blew cold the hills were upside down...şeklinde filmin perdesi açılır...
(polyethylene - 3 Şubat 2003 14:55)
1991 jim jarmusch yapımı güzel film..bu filmi izleyen ve özellikle taksicileri sevmeyen insanların birden bu taksicilik mesleğine saygıyla bakacaklarına inanıyorum..(özellikle roma'da roberto benigni'nin şöförlüğünü izledikten sonra..)film festivalinde kaçırdım diyenelere küçük not.. filmin dvd veya vcd sini kadıköy'deki the end den bulmanız mümkün...
(cecil b demented - 22 Şubat 2003 17:08)
bir baska super jarmusch filmi. uzun suredir senaryosu uzerinde calismakta oldugu film yalan olunca, jarmusch gaza gelmis, sikerim boyle askin izdirabini, o zaman kankalarla cekecegim bir film yapayim diyip 8 (yaziyla sekiz) gunde bu filmin senaryosunu yazmis. filmde bence one cikan veya zayif kalan bir bolum yok, hepsi esit guzellikte. ama tabi roberto benigni neden et ve ot yemedigini anlatirken ayri yarmakta. son ve gereksiz bilgi kabilinden, winona ryder'i bilincli bir tuketici olarak lucky strike icerken gorebiliriz bu guzide eserde.
(oblivion - 6 Aralık 2005 07:18)
jarmusch'un basit bir hikayeyi harika dialoglar ve sempatik karakterlerle anlatıp izleyiciyi yakalamasındaki başarısının önemli örneklerinden biri. en gerilimli ve en hüzünlü anlarda bile insanı gülsetmeyi başarabiliyor. roberto benigni'nin sahnesinde kalp krizi geçirmemek elde değil. en güzel sekans "new york" bence. ayrıca bu bölüm, izledikten bir kaç gün sonra bindiğim taksinin şöförünün "bugün benim taksicilikte ilk günüm" demesi ile gülsem mi ağlasam mı dedirtmiştir...
(anahita - 26 Şubat 2006 13:25)
diyalog üstüne kurulmuş ilk dönem jarmusch filmlerinden biri. abartılı karakterler mevcut,diyaloglar da basit** bu yönüyle diğer jarmuschlara pek benzemiyor, tipik episode filmi . wynona ryder a edward scissorhands te doyamayanlar için birebir, 10 dakka yakın çekim hayran hayran izleyebiliyoruz kendisini , tabi düz giden araçta direksiyonu zırt pırt sağa sola kırmasına pek anlam veremedim ne yalan söyliyim. fransada gecen bölümü filmin felsefi, siyasi, insani mesajlarını bir arada etkileyici performaslar eşliğinde vermesi nedeniyle pek tuttum , beatrice dalle in gözbebeklerini bölüm boyunca yok etmesi de cabası tabi.*.
(ditriell - 23 Nisan 2006 02:41)
crazy penis şarkısı:in the city i see clearlylite surrounds mewhere are all the starsi dont seethey are stoleni see what evil sees(?)and soon it will wash over mei know that nite has fallenand the sky will cover meand by the break of dawnthe city will have swallowed mei know the nite has fallenand the sky will cover mei see what evil seesand soon it will wash over mei know the nite has fallen...
(deja - 1 Ağustos 2006 15:30)
Yorum Kaynak Link : night on earth