Kuduz ' Filminin Konusu : Kendi başına buyruk bir motorsikletçi kız geçirdiği kaza sonucu estetik ameliyat olur. Operasyon sonrası vücudunda tuhaf tepkiler oluşan genç kız kan ve insan etine karşı tuhaf bir çekim duyar. Kurbanları da kendisi gibi bu kuduz benzeri enfeksiyonu yaymaya başlarlar ve kısa sürede olay kontrolden çıkar.
Ovo malo duse(1987)(8,5-568)
Savrseni krug(1997)(8,1-1787)
Otac na sluzbenom putu(1985)(7,9-7814)
Remake(2003)(7,7-658)
Kod amidze Idriza(2004)(7,6-763)
Karaula(2008)(7,6-5272)
Tesko je biti fin(2008)(7,5-935)
Gori vatra(2004)(7,4-1779)
Cirkus Columbia(2011)(7,3-2329)
Grbavica(2006)(7,3-5514)
Ljeto u zlatnoj dolini(2003)(7,1-882)
şüpheli bir hayvan tarafından yaralanma söz konusuysa, yaralanılan ilk gün, üçüncü gün, yedinci gün, on beşinci gün, otuzuncu gün ve doksanıncı günde olmak üzere altı adet aşı olmak gerekiyor. ilk gün, üçüncü gün ve yedinci gündeki aşılardan sonra, yaralanmanın onuncu gününde, eğer hayvan hala takip edilebilir durumdaysa, kaçmadıysa, ölmediyse aşılara devam etmenin gereği kalmıyor, çünkü hayvan 10 gün içinde ölmediğinden dolayı kuduz olmadığı anlaşılıyor. ama hayvan kuduzdan hariç olsa bile herhangi bir sebeple öldüğünde aşılara devam ediliyor. sağlık merkezi, kuduz vakasını jandarmaya bildiriyor ve jandarma da vakayı kontrole eve geliyor.kimi yurdum doktorları ilk muayenede "hayvanı yakalayıp getirin inceleyelim" gibi gudik bir şey söylüyorlar ki anlayabilmiş değilim. tamam yakalayıp inceleyince teşhis koyacaksın ama nasıl yakalayayım onu ben? hakikaten kuduzsa ısırılmadan yakalama şansım var mı? ben diyorum kuduz köpek, sen diyorsun yakala getir de bakalım. olacak iş mi?
(kibritsuyu - 16 Haziran 2007 13:21)
kaynak: istanbul veteriner hekimler odasıkuduz hakkında önemli bilgiler: köpekler kuduz virüsünün taşıyıcısı değildir. köpek, bir kuduz hayvan tarafından ısırıldığı zaman kuduza yakalanır. eğer köpek aşılı ise korunabilir. isırılınca hemen aşısı yapılır ve yara dezenfekte edilecek olursa, köpek de müşahade altına alınırsa, kurtulabilir. sağlam bir köpekte kuduz virüsü kesinlikle bulunmaz. kuduz virüsü (köpek kuduz bir hayvan tarafından ısırıldıktan sonra) köpeğin beynine ulaştığı zaman beyin iltihabı gelişir. ayrıca kuduz virüsü tükürük bezine gelirse salyada da kuduz virüsü bulunur. bu dönemde köpek insanı ısırırsa, salya ile virüsü ısırık yerine bırakır. kuduz köpek, ne sahibini ne de yanına yaklaşan kişileri tanır. saldırgan olur. köpekte kuduz hastalığının klinik belirtileri köpek gençlik hastalığı ile karıştılır.bu nedenle her köpekte kuduz virüsü bulunur, taşıyıcıdır demek yanlıştır. isıran köpek kuduz değilse 10 günlük müşahade sonrası serbest bırakılmalıdır, ve ısırılan insana yapılan aşı kesilmelidir. çünkü kuduza yakalanmış bir köpek 3 günde, en çok 10 günde ölecektir. ölmez ise kuduz değildir. istanbul veteriner hekimleri odası üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmiştir.hayvanları yaşatmak toplumsal sorumluluğumuzdur. zamanın valisi hayri kozakçıoğlu ile görüşmüştür. bu konuda derhal önlem alınmasını ve tehlikenin büyük olduğunu belirtmiştir.26 ocak 1995'te "sokaktaki kedi-köpek ve toplumsal sorumluluğumuz" konulu uluslararası sempozyum düzenlemiştir. il sağlık müdürlüğü ve büyükşehir sağlık daire başkanlığı da sempozyuma katılmıştır. sonunda çözüm önerileri ilgililere bildirilmiştir.15 nisan 1996'da habitat'a bir proje sunmuştur. daha sonra 17.5.1996'da ikinci geniş kapsamlı projeyi habitat'a vermiştir. "haydok" doğa ve hayvan koruma vakfı girişimleri yapmıştır. bu vakıf bünyesinde kurulacak olan şirket ile sorunu profesyonel yaklaşımla ve çağdaş biçimde çözmek istemiştir. bugünkü valimiz erol çakır'a da projesi yaklaşık 8 ay önce sunmuş ve konunun önemine değinmiştir. kuduz türkiye'de her zaman vardı. 27 ikinci teşrin 1935 günlü 7 gün dergisinin kapak konusu: kuduz tehlikesi. haberi yazan ensari bülent bey, "1890 yılında şehremini operatörü cemil paşa, istanbul'da ne kadar köpek var ise hayırsız ada'ya sürmüş. o zamanki kuduz hastanesi başhekimi bakteriyolog dr. zekai muammer, "bundan önceki yıllarda istanbul'da 80.000 köpek olduğu zaman insanlarda 700 vakası vardı. 1923'ten beri 1000 aşağı düşmüyor. 1932'de 2018 kişi, 1934'te 1819 kişi kuduz için başvurmuş. son on yılda istanbul'da 17257 kişi tedaviye alınmış, uzaktan gelen tedaviye geç başlayan 94 kişi kudurmuştur." diyor ve ilave ediyor: "bu illetten kurtulmak için japonya ve ingiltere ne yapmış ise biz de onu yapmalıyız." ensari bey, yazının sonunu köpeklere katliam ile bitirmiş. yıl 1935, yıl 2000. katliamın olayı çözmediği ortada. öyleyse önerilen çağdaş modelleri bugüne kadar uygulamayan sorumlular nerede? pendik vet. kont. araş. ens. raporlarına göre (bu kurum kuduz teşhisinde en önemli ve uzman kuruluştur) 1990'da %82, 1995'te %81, 1997'de 198 şüpheli köpekte %77, 1998'de 194 şüpheli köpekte %82, 1999 şüpheli 300 köpekte %82 oranında kuduz müspet çıkmıştır. her yıl istanbul'da ısırılan insan sayısı 20.000 dolaylarındadır. geçtiğimiz yıllarda da kuduzdan ihmalkarlık sonucu insan ölümleri olmuştur. sağlık bakanlığı verilerine göre son 10 yılda 12 insan kuduzdan ölmüştür. bu yıl da 3 ölüm olmuştur. dünyada kuduz hastalığının durumu nedir? kuduz, dünyanın birçok bölgesinde insanlar için tehlike olmaya devam etmektedir. her yıl yaklaşık 80 ülkede kuduz nedeniyle 40.000'den fazla insan ölmektedir. dört milyon kişi şüpheli ısırık nedeniyle tedavi görmektedir. kuduz hastalığından oluşan ölümlerin çoğu afrika'nın bazı kesimleri, asya ve güney amerika'da meydana gelmektedir. avrupa bölgesinde ise sadece türkiye'de ölümler görülmektedir. ülkemiz gibi evcil hayvan kuduzunun tam olarak kontrol edilmediği bölgelerde, bildirilen insan kuduz vakalarının %90'ında köpeklerin sorumlu olduğu bildirilmektedir. evcil hayvan kuduzunun kontrol altına alındığı kanada, amerika ve birçok avrupa ülkesinde ise köpeklerin insan kuduzu vakalarının %5'inden sorumlu olduğu görülmüştür. diğer evcil hayvanlar kedi, sığır, at ve diğer çiftlik hayvanları, dünyada bildirilen diğer kuduz vakalarının %5-10'undan sorumludur. avrupa'da 1998'de dünya sağlık teşkilatı'na 2313 evcil hayvan kuduzu bildirilmiştir. köpeklerdeki kuduz olayı rusya federasyonu'nda 473, polonya'da 35, türkiye'de 104, macaristan'da 23, hırvatistan'da 15, slovak cumhuriyeti'nde 28, litvanya 11 vd. gibi avrupa ülkelerinde gözlenmiştir. 1999 yılında ise rusya 314, türkiye 66, polonya 18, macaristan 12, slovak cumhuriyeti 13, litvanya 3, moldova 11 vd. şeklindedir. görüldüğü gibi daha çok, eski doğu bloku ülkelerinde köpek kuduzu olayları gözlenmektedir. dünya sağlık teşkilatı verilerine göre bu ülkeler ile birlikte almanya'nın da içinde bulunduğu ülkelerde vahşi hayvan kuduzu bildirilmiştir. türkiye, vahşi hayvan kuduzu yönünde bir bildirimde bulunmamıştır. ancak dünya sağlık teşkilatı (who), köpek kuduz olayının avrupa ülkelerine bildirimini zorunlu kılmamaktadır. bu durumun önemli bir faktör olduğunu düşünebiliriz. yani gelişmiş bu ülkelerde köpek kuduzu çıkıyor olabilir (bilhassa çoban ve kırsal alan köpeklerinde) ancak bildirilmediğini düşünebiliriz. yani vahşi hayvan kuduzu var ise kırsal alandaki köpeklerde de olabilir. sokak hayvanlarına yönelik projemiz:sokak hayvanlarına yönelik proje öncelikle istanbul ili içinde düşünülmektedir. daha sonra şubeler ile diğer illerde de uygulanabilecektir. öncelikle vakıf senedi hazır olan hayvan doğa koruma vakfı (haydok) kurulmalıdır. b) vakıf bünyesinde işletmeler ve veteriner hekim üniteleri (klinik, poliklinik, eğitim merkezleri) kurulacaktır. barınaklar geliştirilecektir. (şehir dışında geniş alanların kullanılması önceliklidir) yerel yönetimlerin şu andaki klinik, veteriner hekim hizmetleri, ekipman ve barınaklardan öncelikli olarak yararlanılabilecektir. şehir içinde gezici, tam donanımlı ve eğitilmiş toplama ekipleri görev yapacaktır. bunlar ilk aşamada 14-20 midibüs şeklinde düşünülmektedir. sokak köpekleri toplanıp gerekli uygulamalardan geçirildikten sonra sahiplendirilmeye çalışılacak, ondan sonra kısırlaştırma ve aşı programları uygulanacaktır. hasta ve güçten düştüğü tespit edilenler, etik kurul kararı ile insancıl bir biçimde uyutulacaktır. iki yıllık aşı, tasma, deri altı mikroçip uygulamasıyla köpekler koruma altına alınabilecektir.ilk aşamada yavru (2-3) aylık erkek ve dişiler kısırlaştırılacaktır. her yönüyle profesyonel ekiplerle bu sorun en uzun vadeli 5-7 yıl içinde çözümlenebilecektir. bu proje bizim elimizde bulunmaktadır. haydok vakfının kurulması için tüm hayvanseverleri yardıma çağırıyoruz. çünkü yerel yönetimler bu konuya yeterli kaynak aktarmakta zorluk çekebilirler. taşın altına elimizi koymalıyız! bu projenin gerçekleşmesiyle her yıl 20-40 trilyonluk insan aşısı ithalatı en aza indirilecek ve proje kendi maliyetini böylece çıkarmış olacaktır. en önemlisi insan ölümünün utancından kurtulmuş olunacaktır.bu proje mayıs 1990 tarihinde cenevre'de sunulan "guidelines for dog population management" (dünya sağlık organizasyon, köpek nüfus kontrolü yöntemi) doğrultusunda yapılmıştır.
(yao - 25 Ekim 2007 01:20)
türkiyenin kirsal kesiminin sehirlerinden cok alakasiz oldugu dönemlerinde gecen, konusunun köyde kuduz bir köpek tarafindan isirilan bir cocugun sehre kuduz asisi olmaya yetistirilmeye calisma oldugu, küçükken izledigim icin kuduzdan inanilmaz derecede korkmama sebep olmus türk filmi. asiyi da göbekten yapiyolardi zavalli cocuga, daha bir fena olmustum.
(aged - 31 Mayıs 2002 19:23)
bulaşması için kuduz canlının salyasıyla doğrudan temas olması gereken hastalıktır. kuduz hayvanın ısırması durumunda kuduz virüsleri mutlak suretle kan ile karışır. pençesi salyası ile bulaşık hayvanın deriyi tırmalayıp yaralamasıyla da bulaşır. diğer bulaşma yolu ise nadir olmakla birlikte tam kabuk bağlamamış açık yaranın üzerine taze tükürüğün/salyanın temas etmesidir. bunların dışında burun, ağız içi, göz kapağı gibi dokuların salya ile teması halinde de virüsün vücuda girdiği belirtilmiştir. sağlam deriden ve tamamiyle kapanmış yaradan bulaşması mümkün değildir. ancak bu durumda bile sabunlu suyla yıkamak faydalıdır. sabunlar virüsün çeperini parçalayarak virüsü yok eder.tüm memeliler kuduz hastası olabilir ve yarasa dışındaki hepsi ölür. yılan gibi hayvanlarda kuduz bulunmaz.şükür ki kuduz virüsü dış ortama çok dayanıksızdır. güneş ışığında kısa sürede denatüre olarak enfeksiyon özelliğini kaybeder. kurumuş salyadan da kuduz bulaşması mümkün değildir. kuru ortamda (4 c ve altı soğuk olmadıkça) virüs yok olur. bu bakımdan kuru nesnelerden (kurumuş salyanın bulaştığı toprak, giysi vb.) kuduz kapılamaz. kan, dışkı, idrar ve hayvan derisinden de kuduz virüsü bulaşmaz.bugüne dek kuduz olup da iyileşebilen insan sayısı 10'un altındadır. bu nedenle ölümcüllüğü %100 olan bu hastalığa karşı ihmalkarlık yapılmamalı, şüpheli durumlarda derhal tıbbi yardım alınmalıdır. bulaşmayacağı bilinse dahi, bir doktor veya veteriner hekime danışmak gerekir. aşıyla bu hastalığı tamamen önlemek mümkündür. kuduz aşısı geçmişe kıyasla oldukça basit bir aşıdır ve tüm türkiye'de ücretsizdir.düzeltme: bu yazı yalnızca bilgi verme amaçlıdır. herhangi bir vakada, en ufak bir şüpheniz bile olursa mutlaka bir doktorla görüşün.
(ulu han - 24 Ekim 2008 13:43)
omer seyfettin'in kuduz adli feci bir hikayesi vardir. cocugun birini kopek isirir, asi masi hakgetire tabi, yarayi daglarlar, zaten bu daglama sahnesinde yeterince iciniz kalkar. ama omer seyfettin bununla yetinmeyerek, cocugun asama asama kudurmasini butun detaylariyla anlatir. son asamada, cocuk mahzen gibi bir yere hapsedilir, ama tavani tahta oldugundan, ust kattan tahtalarin arasindan baktiginizda gorulmektedir ve aile efradi caresiz bir sekilde cocukcagizin salyalar icinde kudurup olmesini, ustunu basini dislemesini izlerler. akillara ziyan bir hikayedir, hele de cocukken okumak sanssizligina ugramissaniz...
(grizabella - 31 Temmuz 2002 17:59)
rabies virusunun etken olduğu, merkezi sinir sistemini ağır bir şekilde tutan, enfekte hayvanların genellikle ısırmaları suretiyle insana bulaşan ölümcül hastalıklardan.sanılanın aksine insandan insana bulaşmaz.ülkemizde en çok başıboş köpeklerden insanlara bulaşmaktadır.herhangi bir hastalık etkeni vucuda girdiği zaman göstereceği belirtiler ile çoğu zaman hastalık ilerlemeden hastalığa karşı gerekli önlemleri, tedavileri alarak sıhhatimize kavuşuruz.fakat kuduz bu tarz hastalıklardan değildir; virus sinir sistemine konuşlandıktan sonra ilk belirtiler peyda olmaktadır.klinik belirtiler baş gösterdikten sonra ise aşı, ilaç yahut başka bir tedavi fayda sağlamamaktadır; virusun sinir sistemini tutması tedavi için çok geç kalındığnı gösterir; atı alan üsküdarı geçmiştir artık.belirtileri gösterdikten sonra kurtulan hasta sayısı bir elin parmaklarını geçmemiştir.çok sinsi bir virus olan rabies vucut savunmasından çok iyi bir şekilde saklanır.hastalığın bu özellikleri kuduz şüphesi taşıyan en ufak olayda dahi soluğu hastanede almamızı gerektirmektedir.virusun inkubasyon(kuluçka) dönemi 8 gün ile 2 yıl arasında değişmektedir.ortalama ise 40 gündür.virusun salyada bulunma miktarı, yaranın derinliği, ısırılma yeri kuluçka ve diğer başka faktörler inkubasyon dönemini etkiler.kuduz vakalarında yapılacak ilk iş, yaranın sabunlu su veya deterjanla iyice temizlenmesidir.akabinde hiç vakit kaybetmeden hastaneye koşmak lazım gelir.kuduzun klinik bulguları oluşmazdan evvel yara yerinde kaşınma ve iğne batma hissi şeklinde ağrılar oluşur.daha sonra hastalığın kendine has ağır klinik tabloları oluşmaya başlar.öncelikle halsizlik, ateş, bulantı, kusma, boğaz ağrısı,iştahsızlık ve fotofobi(ışık korkusu) görülür.daha sonra halüsinasyon, sinirlilik, endişe, salya artışı, terleme ve hidrofobi(su korkusu).belirtilerin son evresinde ise koma ve solonum felcine bağlı ölüm görülür.ağır klinik tablolar yaşanırken hastanın bilinci açıktır; başına gelen habis olayların farkındadır.klinik belirtiler kendini gösterdikten sonra yapılacak bir şey kalmamıştır.sadece hastaya sakinleştirici verilerek daha az acı çekmesini sağlayarak son nefesini vermesi sağlanır.kuduz vakalarının takriben yüzde 50'si çocuklarda görülmektedir; bu sebepten ötürü sokaktaki başıboş hayvanlardan, bilhassa köpeklerden, kendimizi ve küçük çocukları olabildiğince uzak tutmak gerekiyor.evcil hayvanların aşılanması da önemli bir husus.kuduz aşısını bularak insanlığa büyük hizmet etmiş olan louis pasteur'a ne kadar teşekkür etsek azdır.
(dipteyim sondayim depresyondayim - 26 Ekim 2011 04:51)
bir arkadasim anlatmisti, bir gun kopegi aniden halsizlesiyor, bir kanepenin altina giriyor, cikmiyor. ciftlesme donemi gelmistir ellesmeyelim diyen aile, bir kac gun sonra kanepe altindan beslenen kopegi merak edip bir bakiyorlar ki hayvan olmus. veterinere goturduklerinde ise hayvanin kudurarak oldugu ortaya cikiyor, veteriner de asisi yapilmamis kopegin olumu hakkinda "evcil, uysal hayvanlar kudurdugunda genellikle boyle olurler" diyor ustune de ekliyor "evden cikmasa bile asisini yaptirin, zira kuduz un nereden nasil bulastigi hala tam olarak bilinemiyor" diyor. sonra da "basiniz sagolsun, yeni kopek lazimsa bulayim diyor" ustune bir de karadeniz turkusu okuyor.
(otisabi - 6 Mayıs 2001 02:41)
bir de kuduz oldugundan bir sekilde suphelendiginiz hayvan sizi isirmissa (nereden isirdigi da onemli, beyine ve virusun beyine ulasmakta takip ettigi sinir yollarina yakinligi gibi detaylari var) ve de "ya ne kuduzu bi bok olmaz bize sunnetliyiz biz" diyip 4 gun suresini gecirmisseniz, sonradan "kuduz olabilir miyim lan acaba?" diye telas ettiginizde basinizin sag olup olmayacagini su sekilde anlariz.intaniye servisine gidilir. ben bi esseklik yaptim 4 gunu gecirdim, olmemem icin ne yapmam lazim? denilir. kuduz serumu diye bir sey verirler, bunu aldiginiz anda kiciniz basiniz ayri oyunuyorsa, sizi hemen karantinaya alirlar, karantinali despina yaparlar. yok eger olmediyseniz, korkacak bisi yoktur, ama yine de korkulur.
(otisabi - 6 Mayıs 2001 02:47)
eski vakitler... aidsdi, ebolaydı icat edilmemiş daha. ama ajanslar her gün, taşrada bir ilin filanca kazasında bir çocuğun kudurduğunu, tecrit altına alındığını ilan ediyor. okul, hastane (annenin işyeri), ev üçgeninden mütevellit hayat trafiğimin en koca puntolu levhalarında acil, gasılhane, morg vesair yazıyor. fakat şüphesiz ki, bütün bu levhalar arasında en etkileyici olanı tecrit odası levhası. önünden geçerken, kuduzların varolmayan çığlıklarını duyuyor, zavallı insanlar ağzından köpükler saçarak benden yardım isterken, çaresizce adımlarımı sıklaştırıp nefes nefese annemin odasına kaçıyorum. böyle bitmek tükenmez bir heyecan içinde geçirdiğim çocukluğun ardından, tazecik bir üniversiteli olarak istanbul'da yaşamaya başladığım ilk yıl, haylaz bir sokak kedisine kaptırıyorum elimi. git, aşı ol diyorlar. sultanahmet'teki izbe kuduz hastanesi'ne gidiyorum korka korka. sağlık memuru önce elime, sonra yüzüme bakıp, "yerli aşı vuruyoruz biz" diyor "kuduracağın yoksa da kudurursun..." koşar adım uzaklaşıyorum ordan. o gece rüyamda demir parmakların arkasında, tecrit odası levhasının önünden geçen bir kız çocuğuna sesleniyorum, koşarak annesine kaçıyor.
(zazie - 14 Mayıs 2004 02:16)
kuduz beyninize girdikten sonra (yani ölmeye başlarken) ışığa ve sese karşı ekstra hassasiyet gösterirsiniz.su dan korkma geyiği ise tamamen kişinin tükürüğünü bile yutamayacak kadar kasıldığı için, yutamadığı tükürüğünü hastalıklı beyni tarafından düşman olarak algılaması, zorla içmek zorunda bırakılacağını sanmasıdır.
(otisabi - 28 Aralık 1999 02:11)
Yorum Kaynak Link : kuduz