Çıkış Tarihi     : 14 Ocak 2003 Salı, Yapım Yılı : 2003
Türü                : Döküman,Tarih,Savaş
Ülke                : Almanya,Rusya,Hollanda,Finland
Yapımcı          :  Broadview TV , German United Distributors , Special Broadcasting Service (SBS)
Yönetmen       : Sebastian Dehnhardt (IMDB), Christian Deick (IMDB), Stefan Mausbach (IMDB), Jörg Müllner (IMDB), Manfred Oldenburg (IMDB), Friedrich Scherer (IMDB)
Senarist          : Sebastian Dehnhardt (IMDB),Jörg Müllner (IMDB)
Oyuncular      : Albrecht Appelt (IMDB), Gerhard Dengler (IMDB), Luzia Kollak (IMDB), Hans Rostewitz (IMDB), Heinz Thomas (IMDB), Bob van Tol (IMDB), Winrich Behr (IMDB), Lew Bezymenskij (IMDB), Bernd Freytag von Loringhoven (IMDB), Raissa Galtschenko (IMDB), Manfred Gusovius (IMDB), Fjodor Iltschenko (IMDB), Heinz Kreutz (IMDB), Günter Mai (IMDB), Heinz Martin (IMDB), Hans Mroczinski (IMDB), Horst Rocholl (IMDB), Günter Schröder (IMDB), Hans-Erdmann Schönbeck (IMDB), Doris Sicker (IMDB), Wolf-Dietrich von Schenk zu Tautenburg (IMDB), Ferdinand Wiedemeyer (IMDB), Lidia Arazkaja (IMDB), Hermann Behet (IMDB), Richard Bäuerle (IMDB), Garja Chocholow (IMDB), Eugen Fritze (IMDB), Edith Gehlert (IMDB), Vincenz Griesemer (IMDB), Walter Göbel (IMDB), Viktor Kidjarow (IMDB), Arthur Kurth (IMDB), Marija Lapina (IMDB), Eberhard Manthey (IMDB), Erich Miethe (IMDB), Gerhard Münch (IMDB), Nicolae Necula (IMDB), Nikolai Orlov (IMDB), Michael Poselskij (IMDB), Anna Protas (IMDB) >>devamı>>

Stalingrad (~ Stalingrad - Der Angriff, der Kessel, der Untergang) ' Dizisinin Konusu :
Stalingrad, yönetmenliğini Fyodor Bondarchuk'un üstlendiği 2013 Rusya yapımı savaş filmidir. Film, tamamı üç boyutlu olan ve IMAXtekniği kullanılarak çekilmiş ilk Rus filmi olma özelliğini taşır. Aynı zamanda 86. Akademi Ödülleri'nde Yabancı Dilde En İyi Film Akademi Ödülü dalında Rusya adına yarışacak film olarak belirlenmiştir. 2. Dünya Savaşı sırasında Kumandan Gromov komutasındaki bir grup Sovyet askeri, yeni bir görevle Volga Nehri yakınlarında farklı bir bölgeye gönderilirler. Rastladıkları Alman askerleri karşısında tutunamayan Sovyet askerlerinden geriye kalanlar, geri çekilerek sivillerin sığınak olarak kullanmakta olduğu bir binaya girerler. Daha sonra binayı ele geçirmeye çalışan Alman askerleriyle çatışma başlayacak, Alman askerlerine komuta eden Nazi subayı Hauptmann Kann (Thomas Kretschmann), sivillerin arasına bulunan Masha isimli genç bir Sovyet kızına aşık olacaktır.


  • "stalingrad dayanıyor halamevsim meselesi, diyorlaryalan,dayanmak meselesidayanmanın ne olduğunu anneler bilir,bir anne gibi dayanıyor bu şehirnazım hikmet"
  • "hitlerin aşil topuğu"




Facebook Yorumları
  • comment image

    stalingrad dayanıyor hala
    mevsim meselesi, diyorlar
    yalan,
    dayanmak meselesi
    dayanmanın ne olduğunu anneler bilir,
    bir anne gibi dayanıyor bu şehir

    nazım hikmet


    (libertarian - 7 Kasım 2006 11:13)

  • comment image

    tarihin en büyük savaşının yaşandığı şehir. 1 milyon 100 bin asker ve sivil sovyet, 900 bin de alman üzere toplam 2 milyon kişi ölmüştür. ikinci dünya savaşının gidişini ve dünyanın tarihini kökten değiştirmiştir.


    (dikakana bey - 22 Kasım 2002 00:15)

  • comment image

    film olanı gerçekten enfestir, külttür. emir komuta zinciri altında bir grup insanın ne hale gelebildiğine, nasıl insanlıktan çıkabildiğine dair çarpıcı tespitlerde bulunur. emri altındaki binlerce asker açlık ve soğukla boğuşurken komutanların kendilerine sakladığı geniş imkanlar ve bu ikiyüzlülüğün vatan millet edebiyatıyla örtülmesi günümüzde halen mevcudiyetini sürdüren insanlık ayıplarıdır. özetle insan bu filmi izledikten sonra insanlığından utanmaktadır.


    (antigravity - 19 Haziran 2012 00:45)

  • comment image

    tarihi saray sehridir. ruslari 250 sene boyunca tatar hakimiyeti altinda tutan altin orda devletinin bas kentidir. adini bati han in sarayini bu sehre yaptirmasindan almistir. tarihte 2 kere yer degistirmistir. altin orda devletinin dagilmasindan sonra hanedanin 5 onemli sehrinden * *** * biridir zira her sehirde bir hanedan uyesi hanligini ilan etmistir. rus hakimiyetine gecmesinden sonra volgagrad yani volga sehri adini almistir. ihtilal sonrasi stalin herseyin oldugu gibi bu onemli sehrin de adini degistirmistir. turk tarihinin en onmli baskentlerinden saray ismi unutulmustur.


    (ray kinsella - 11 Aralık 2003 13:46)

  • comment image

    öncelikle "tarihin en kanlı savaşı"nın geçtiği şehir denilmesi kesinlikle doğrudur ve savaş sadece 6 ay kadar sürmüştür. çok daha fazla asker kaybeden tarafın kazanan olduğu ender çatışmalardandır. ruslar'ın kazanıp almanlar'ın kaybetmesi 3 buçuk sene sonra bitecek olan savaşın kaderini de tayin etmiştir. stalingrad'dan sonra alman ordusu'nun beli hiç doğrulmamıştır.

    (bkz: stalingrad savaşı) şimdilerde ise (bkz: volgograd)

    sadece 6 ay sürmesine rağmen, almanlar tarafının toplam kaybı 800.000 ölü ve 91.000 esir vererek 900.000'e yaklaşmıştır (91.000 esirin sadece 6.000'i hayatta kalmış). esirleri saymaz isek ve almanya'nın müttefiklerini çıkartırsak 500.000 kadar alman askeri öldüğü tahmin ediliyor. bu da o zamanki almanya nüfusunun 55 milyon civarında olduğu düşünülürse çok yüksek.

    rus tarafı ise 1.130.000 'e yakın kayıp verdiğini açıklamış. 1941'de 196 milyon olan nüfuslarının yanında bile çok büyük rakam. sovyetler 2.dünya savaşı boyunca da 27-30 milyon arası insan kaybetmiştir.

    stalingrad'da toplamda kayıpların 1,7-2 milyon arası olduğu tahmin ediliyor. columbia university bazlı kaynaklar ve google'dan basitçe bulabileceğimiz kaynaklara göre aşağı yukarı böyle fakat hepsi birbirini tutmuyor tabi.

    bu kadar kaybın en büyük sebebi hem iki liderin kendilerince çok iradeli olup insanların ölmesini umursamamaları, hem de karda geri çekilmenin ve hücum etmenin daha zor olması, fakat savunmanın daha kolay olmasıdır. kar savunana avantajdır. ruslar geri çekilmiyordu, bu sebeple cepheye sürekli yeni insan sürmek zorundalardı. almanlar ise rus ordusundan daha güçlüydü ve her alman askeri bir rus askerine oranla çok daha fazla öldürse de ilerlemeleri hem kar ve kıştan, hem de rusların geri çekilmeyi tercih etmek yerine aynı bölgeye sürekli taze asker yollamalarından dolayı çok yavaş oluyordu ve çok kayıp veriyorlardı.

    stalin'in savaşın başından beri yaptığı gibi hunharca insan harcamaktan çekinmemesi enteresandır. fakat savaşı kazanmak istiyorsa başka çaresi de yoktu. dediğim gibi kar-kış olmayınca almanlar rahat ilerliyordu, karda ise yavaş olsa bile gene ilerleyebiliyorlardı zaman zaman fakat zaferin bedeli çok ağır oluyordu. stalingrad'da ise almanlar tüm gücüyle saldırmışlardı bu sebeple durdurmak için "insan seli"ni kullandı sovyetler.

    ve stalin'i buna zorlayan ise komutanlarının "geri çıkalım, diretmeyelim, gerek yok" önerilerini takmayıp mızmız bir çocuk gibi direten hitler'dir. hitler önceki yıldan ders çıkarmamış, hava kuruyken rusları ezip geçtiğini, ilerleyebildiğini farketmiş, fakat gaza gelip bunu her mevsimde yapabileceğini zannetmiştir. fakat önceki sene kar bastırınca moskova'ya girişi yalan olmuş. tekrar havalar kuruduğunda ilerleyebilmiş, fakat bu sefer tercihini stalingrad'a, hem de kış olmasına yakın bir zaman olan eylül'de gerçekleştirmiştir. ekim sonu-kasım demek orada kış demek bunu da belirtelim. alman ordusu daha az kayıp vermesine rağmen almanya'nın insan gücü bu kayıpları karşılayamamış ve daha da karşılayamayacaktı bu sebeple eninde sonunda geri çekildiler. ruslar'ın ise insan gücü sınırsızdı neredeyse.

    eğer hitler komutanlarını dinlese, kış aylarında daha sakin ve geri çekilmeli strateji izleseydi, çok fazla kayıp verdirmeye neden olacak ısrarcılıklarda bulunmasaydı ve atak için kuru havaları bekleseydi belki kazanırlardı, ya da belki de bu kadar insan ölmezdi. aslında iki tarafın da bu kadar diretmesinin nedeni iki liderin bunu aralarındaki bir mesele olarak görmesidir, şehrin ismi aralarından birinin ismi olunca bu rekabet ayyuka çıkmıştır. sanki çocuk oyuncağı misali.

    savaşta bu kadar kayıp olmasının tek özeti "diretmek". bu kadar insanının ölümünün sadece iki insanın tercihlerine kalması ise gerçekten diyecek bir şey bırakmıyor.


    (smokinle kopruden atlayan adam - 27 Ekim 2014 01:36)

  • comment image

    ikinci dunya savasinin resmi olmayan sonucunun belirlendigi sehir. tarihin en korkunc cephelerinden biri olan ikinci dunya savasinin dogu cephesinin uc noktasi. ruslarin kendi geri cekilen askerleri icin mitralyozler kurdugu ya da acimasiz fasistlere karsi inanilmaz derecede basarili bir savunma yuruttukleri gibi iki ucta gezinen sacma sapan efsaneleri bir kenara biraktigimizda akil sagligimiza hunharca saldiran tarihi kent. dunya savasinin, ozellikle dogu cephesinin korkunclugunun semboludur. bu cepheden sag donen italyan curzio malapartenin kaputt ve volga avrupadan dogar kitaplari mutlaka okunmali, siyah beyaz bir sovyet filmi olan askerin turkusu mutlaka izlenmelidir. hala reel politikadan, savasa girmenin gerekliliklerinden, dunya jeopolitiginden falan bahsedilebiliyorsa insanliktan suphe edilmelidir.


    (denhamtoothpaste - 30 Ağustos 2004 11:26)

  • comment image

    "-ben nazi değilim"
    "-sen kimler adına hizmet ettiğini bilerek savaşmaya devam eden aptal subaylardansın"
    repliğiyle almanların geçmişlerine pişmanlıkla dolu kin ve nefret duygularını bir çırpıda kusuvermiş bir film.


    (divedeep - 20 Kasım 2005 00:23)

  • comment image

    alman kusatmasi oncesinde sivil halkin tahliye edilmedigi bir sehir olmustur. nedeni: "ordumuz canli bir sehri terkedilmis bir sehre gore daha iyi savunur". bu sozlerin sahibi stalin... ve stalingrad'da her bina -daha dogrusu binalardan geriye kalan yikintilar- birer kale olur, ruslar sehir icinde binalarin arasinda savasmaya aliskin olmayan alman ordusuna agir kayiplar verdirir.

    rusya saldirisinin ikinci senesinde almanlar stalingrad'da ikinci kez -40 dereceye varan soguga yenik duserler. sadece yazlik kiyafetleri olan askerler donar. tanklarin depolarindaki benzin donar. bu esnada ruslar 750bin kisilik bir ordu hazirlar ve en onemlisi japonya tehlikesine karsi doguda bekletilen "sibiryalilar" adli kayakli askerlerden olusan ozel birligi stalingrad'a kaydirir. alman 6. ordusu cevrilir. ruslar 75bin askeri kusattiklarini sanirken aslinda 6. ordudan geriye kalan tum 250bin askeri kusatmislardir. bu ordu, daha 2 sene once blitzkrieg ile fransa'yi fetheden, paris'teki zafer aniti onunde gecit yapan ordudur.

    luftwaffe kusatilan birlige bombardiman ucaklari ile muhimmat tasimaya calissa da ucaklarin cogu ruslar tarafindan dusurulur, gereken malzemenin sadece onda biri cemberin icine ulastirilabilir.

    hitler birligin teslim olmasina izin vermez. 6. ordunun son adama kadar savamasini emreder. hicbir field marshall'in dusmana canli teslim olmadigini bilerek ordu komutani generali field marshall rutbesine terfi ettirir. ayni gun ya da bir kac gun icinde yiyecekleri ya da cephaneleri kalmayan 90bin asker ruslara teslim olur. teslim alma islemini yuruten rus general daha once bu kadar yuksek rutbeli bir alman askeri gormediginden maresalden kimligini gostermesini ve 6. ordunun komutani oldugunu kanitlamasini ister.

    kisin 100lerce mil yurumek zorunda birakilan alman esirlerin 50bin kadari birkac hafta icinde aclik, soguk ve tifus'ten olur. teslim olan 90bin askerden sadece 6bini almanya'ya sag donebilecektir. rus ordusu batiya dogru ilerledikce de almanlarin vahseti yavas yavas ortaya cikar. zor kosullarda ordular esir almadigi icin milyonlarca rus oldurulmustur.

    bir alman general rusya ile savasi soyle tanimliyor: "alman ordusunun ruslarla savasi, bir filin karincalarla savasmasi gibidir. fil binlerce hatta milyonlarca karincayi oldurebilir ama karincalar gelmeye devam edecektir. sonunda sayilari sayesinde karincalar fili oldurur ve kemiklerine kadar yerler." stalingrad'da tam da bu olmustur.


    (i invented internet - 25 Kasım 2005 11:02)

  • comment image

    almanya-isvec ortak yapimi bir film ayni zamanda. ikinci dunya savasindaki stalingrad muharebesini bir grup alman askerin gozunden anlatiyor. rus sivil ve askerler de zaman zaman olay akisinin bir parcasi ama esas olarak alman askerler bu filmin merkezinde.

    --- spoiler ---
    meshur altinci ordunun bir taburunun askerleri teker teker oluyorlar, basta kimin ne oldugu cok anlasilmazken yavas yavas bu karakterlerle empati kurmaya basliyor ve sonra kendini rus tanklari karsinda tanki olmayan almanlarin tarafini tutarken bulabiliyor insan. fakat aslinda filmin soylemeye calistigi sey, almanlari temize cikarmak degil de alman askerlerin cogunun da cildirmanin esigine gelmis, siradan, dogal olarak gerektigi gibi olumden korkan, acikan, kahramanlikla alakasi olmayan, kimi zaman gercekten mecbur kalarak daha once yakinlik kurdugu rus cocugunun gozune baka baka kursuna dizmeye zorlanan, ve alman ordusunun hiyerarsinin dibinde siradan insanlar oldunu anlatmak. ayrica bu askerler yataga baglanmis bir rus kadini bulunca sirayla ona tecavuz etmeyi de akillarindan geciriyorlar, sonra bu baska nedenlerle olmasa da. ozetle film hic bir karakteri digerinden ustun tutmuyor.

    hic birininin sag kalmayisi da gercekci. simdi bu bir hollywood filmi olsa illa ki aralarindan biri kurtulur seyirci de herseye ragmen hayata dair icine dolan bir iyimserlikle kalkabilirdi bu filmin basindan. ama film bu manasiz iyimserlige sapmamis, araya ask hikayesi katmamis. gercekte oldugu gibi 1942-43'de stalingrad'da olan alman veya rus askerlerin cogunun basina gelen seyle, olumle ve surgunle bitirmis hikayeyi. filmin en buyuk basarisi bence, sadece alman tarafina baksa da olabildigince tarafsiz, olabildigince anti-militarist , olabildigince kahramanlik guzellemesi yapmaktan uzak ve bir o kadar gercekci durus gostermesi.
    ---
    spoiler ---


    (selviboylumalyazmalim - 5 Şubat 2006 22:43)

Yorum Kaynak Link : stalingrad