bugün onun ölüm yıldönümü. aradan koskoca üç sene geçmiş gitmiş. ölüm karşısında ne kadar çaresiz, ürkek olduğumuzu ve ona karşı hiçbir zaman hazırlıklı olmadığımızı, olamayacağımızı göstermiş, aramızdan ayrılmıştır. tanımıyorum, bilmiyorum ama vefatını öğrendiğimde içimden bazı parçaların koptuğunu hissettim. allah günahlarını affetsin.

nur içinde yat güzel kızım.

(slack - 16 Kasım 2007 11:10)

o öldüğünde ben 15 yaşındaydım. yazar değildim ama siteyi takip ediyordum ve burada yazılanları o gece okudum hep, bir çoğu aynı gün içerisinde yazılmıştı, önce inanmayanlar oldu ama sonra herkes öğrendi ki gerçekmiş onun ölümü. bütün yazılarını okudum o gece, sonra zaman zaman aklıma geldi tekrar tekrar okudum. hala dönüp dönüp okurum onu ve düşünüyorum ne kadar olgunmuş ne kadar tutarlıymış ve yazdıkları kendi içinde anlamlı ve hoş. yann tiersen i ondan öğrendim ben, o gece onun için dinledim hep daha sonra da alışkanlık oldu daha çok dinledim, sonra konserine gittim, 2 ağustos 2006, o olmasaydı gidemezdim, belki de hiç bilemezdim ve eğer o ölmeseydi 2 ağustos 2006 da benim yerime o konserde olacaktı. bunu biliyorum.

(pasiflaura - 8 Nisan 2012 19:55)

sözlükte bu zaman kadar istenmeyecek çoklukta merhum yazar vardı ancak deadgirl beni ekrana kilitledi. nickinde ölüm var. rüyasında öldüğünü görüyor ve 1 hafta sonra ölüyor. başlığını açan arkadaşı da ondan sonra ölüyor. korku filmi gibi.

deadgirl in ölümünü 1.5 yıl önce öğrendiğim gün yazdığı entryleri okumuştum. o entryler albümdeki fotoğraflar gibi bir iz, bir hatıra. ben onları okudukça deadgirl arkadaşım oluyor. olmayan saçlarım dikiliyor bana kendi ölümümü hatırlatıyor.

(etkilenmekicinkotuarkadasariyorum - 25 Mayıs 2012 05:21)

8 yıl önce gelmiş ona kaçınılmaz son. aldığı nick bile ürpertici zaten. 08.11.2004 tarihinde (bkz: #6247731) bu entryi girdikten on gün sonra da hayatını kaybediyor. üzüldüm gerçekten. ölüme adım adım yaklaşmış,hazırlanmış bu insan. rahat uyu deadgirl!

(yerdebozukparaarayangereksizadam - 22 Eylül 2012 23:08)

tanımazdım.
zaten yazar bile değildim o gittiğinde.
tesadüfen denk geldim entrilerine, okudum hepsini. nick altına bakayım dedim.
öldüğünü öğrendim sıkıldım, sonra rüyasıyla ilgili entrisi geldi aklıma daha çok sıkıldım, sonra başlığı açan arkadaşının da hemen arkasından gittiğini öğrendim iyice sıkıldım.

denecek tek şey kalıyor geriye.

(nagmesera - 4 Haziran 2014 19:06)

mezuniyet için fotoğraf çektirmekten baydığım bir günün akşamında sözlükte zümrüt fotoğraf stüdyoları başlığına bakarken bir entrysine rastlamıştım, eğlenceli gelmişti bana yazdığı. kimmiş neymiş diye bakayım derken sayfasındaki "merhum" yazısını görünce gülümsemem yüzümde dondu tabii.

sözlükte daha önce birçok merhum yazarın entrylerini okudum, hepsinde de insan kendini gerçekten bir garip hissediyor. ancak deadgirl kullanıcı adında ölüm olmasıyla, ölmeden bir süre önce rüyasında öldüğünü görmesiyle, arkadaşının da kendisinden kısa bir süre sonra ölmesiyle beni biraz daha etkiledi sanırım.

trafik canavarı, 10 yıl önce tam da bugünlerde onu henüz 18 yaşındayken aramızdan almış götürmüş. o öldüğünde ben 8 yaşındaymışım, şimdi onun öldüğü yaştayım. hatta 2 ay sonra ondan daha büyük olacağım. o hep 18 yaşında kalacak.

ruhu şad, mekanı cennet olsun.

(tziras dream - 19 Kasım 2014 18:55)

sözlüğü açar açmaz şu entry denk geldi: #6247731 . rüya olayı hep ilgimi çektiğinden, kimmiş bu deadgirl diyip profile girdim, merhum yazıyor. 6-7 senedir sözlüğü takip ederim ama merhum yazısına rast gelmemişim hiç. 10 sene önce yazdığını görünce herhalde yazmayı bırakanlara mı deniyor gerçi o da saçma diye düşünüp araştırırken başlık altında gerçekten öldüğünü öğrenince kanım dondu.
hem de ölümünü gördüğü rüyasını anlatan entrysinden bir hafta sonra.

niye bu kadar etkilendim bilmiyorum. tanımadığım, ölmüş birinin 10 sene önce yazdığını okumanın verdiği zamanın akıp gitmesi hissi mi, artık ulaşamayacağın tezatından doğan onu tanıma hissi mi yoksa 18 yaşının ümitvarlığı mı... bilemiyorum. her ölüm erken ölümdür, lafı geliyor aklıma sonra.

şuan her neredeyse,
umarım hastalanmadan dilediğince turşu yiyebiliyor
ve
papatyalar kadar mutludur.

(o my god they killed kenny - 9 Aralık 2014 01:27)

terapistini bırakması gereken , yoksa şizofrenik terapistten zarar görecek kişi

(la petite fille - 17 Ekim 2004 21:52)

bayramda trafik kazasi geciren, artik bizden uzaklarda olan insan. yakinlarinin ve onu taniyanlarin basi sagolsun. onu cok ozleyecegiz...

(vitriolic - 18 Kasım 2004 16:57)

(bkz: #6247731)

(bleufonce - 18 Kasım 2004 18:02)

(bkz: kader ve nick uyumu)
(bkz: rahat uyu)

(keysersouze - 18 Kasım 2004 19:45)

hiç konuşmamış, tanışmamış olsak da sonuçta aynı ailenin üyeleri idik^*; bu nedenle kaybımız oldukça büyük ve üzücü. başımız sağolsun...

(rhea - 18 Kasım 2004 19:53)

simdi olay kisminda okudum. cok uzuldum, gercekten cok uzuldum.
sonra aklima geldi bundan 5 gun once bi yazima mesaj atmisti kisa laflamistik. bu aklima gelince gercekten bi durdum ve cok kotu oldum.
ne olursa olsun insan olume ozellikle genc insanlarin olume zaten uzuluyor. bir de ufak da olsa; yuzunu gormese de, adini bilmese de bir dialog yasadigi insana cok daha fazla uzuluyor. allah annesine babasina, arkadaslarina sabir versin.
cok uzuldum.

(pomad man - 18 Kasım 2004 20:06)

yine trafigin kanattigi ölümlü yollardan cikmiştik, bize bayram gelmişken fellucelilere ölüm gelmişti, ölüm gözümüze sokulurcasina günlük manşetlerimizdeydi aciz hayatlarimizin, ölüm sayaçlari yağlanmişti yine, yine yaşıyorduk, yine ölenlerin adı bize ulaşmıyordu, yine birer istatistikdi, yine umursamiyorduk zincirleme ölümleri...taa ki olay butonuna acili haberin düşene kadar..bu defa sarsti ölüm haberi..bu defa kolay kovamadik aklimizdan..ölümün adi vardi: deadgirl.. sol frame senin arkandan gösyasi döküyor..ben butonun varmi bilmiyorum ama en güzel karmalarla ugurluyoruz seni..

(keysersouze - 18 Kasım 2004 21:01)

hayatın ne kadar kisa oldugunu bize bir kez daha hatırlatan kisi.biz ise su sanal alemde , sozlukte, hala birbirimizi yemeye, laf sokmaya calisiyoruz.1 saat sonra gine normale donucegiz bole bir kisir dongu iste.

(dvck - 18 Kasım 2004 22:08)

ölümden korkan birisi olarak, tanımadığım da olsa sadece aynı yerde bulunmuş olmam bile ölen kişi için ağlamama sebep oluyorken, bu haber herkes gibi beni de kötü etkiledi. bunun en büyük sebebi; hergün televizyonda izlediğimiz ya da gazetede okuduğumuz ölüm haberlerinin bizim dışımızda oluyormuş gibi, bu olaylara dışardan, başka bir dünyadan bakıyormuşuz gibi bizim, ailemizin ve çevremizdekilerin (bu ekşi sözlük gibi tanımadığımız, sadece her girişimizde nicklerini gördüğümüz, entrylerini okuduğumuzda kimi zaman güldüğümüz, kimi zaman da "saçmalamış, olur mu böyle şey" deyip kötülediğimiz kişiler de dahil) hiç ölmeyeceğini düşünmemiz gibi geliyor. belki sözlükte kimseyi tanımadığı için ölüm haberini almadığımız kişiler de vardır. kabul etmek zor gelse de ölümü kabullenmek lazım. hatta bencilliği ölüm korkusunun önüne geçirip "çevremdekilerin ölümünü görmeden öleyim, bu acıyı yaşamayayım" bile denilebilir.

kaç yaşındaydın bilmiyorum ama umarım yapmak istediklerinin çoğunu gerçekleştirmişsindir. rahat uyu.

(raquelle - 18 Kasım 2004 22:39)

(bkz: ruhuna fatiha)
(bkz: mekani cennet olsun)

(denemeler - 19 Kasım 2004 09:45)

basligina girilen bazi entryleri okuduktan sonra konu hakkinda bildiklerimi aciklama geregi duydum. ismi seda, 18 yasinda bir genc kiz... kendisi cok yakindan olmasa da arkadasimdi. vefat haberini persembe gunu ogleden sonra kardesi ile konusurken aldim. babasinin kullandigi aracta bayramin ucuncu gunu saat 03.00 sularinda, yani sali gecesi trafik kazasi gecirmis. arac sag tarafindan bir kamyonun altina girmis. babasi ve arka koltukta oturan kardesi kazayi onemsiz yaralarla atlatirken on koltukta oturan bu melek insan onlar kadar sansli degilmis maalesef.
kardesi onunla ayni msn messenger hesabini kullaniyordu, ve girdigi entryden(bu entry moderatorler tarafindan silinmis, cunku acilan basligin altinda benim de entrym mevcuttu ve o da yok oldu) anlasildigi uzere ablasinin sozluk sifresini de biliyormus. kardesi ablasinin arkadaslarina haber vermek icin nete girdiginde bir mesaj da sozluge atmak istemis, belki bir taniyani vardir diye. ayri bir sozluk hesabi olmadigi icin de ablasinin kullanicisini kullanmis. seda'nin olum haberinin sozluge intikali persembe gunu ogleden sonra oldugu icin haberi aceleyle yetistirme diye bir olay soz konusu degil, zaten olayin uzerinden 1,5 gun gecmis o esnada. ben kardesi ile konustugumda cenaze kaldirilmisti, ne yazik ki onu ugurlamaya yetisme sansim olmadi.
kardesi, onunla konustugum zaman hic iyi durumda degildi, bunu tahmin etmek zor olmasa gerek. kanimca bu konuyu daha fazla desmeye gerek yok. nur icinde yatsin, yattigi yerde rahat ve huzurlu olsun. seni unutmayacagiz seda.

(vitriolic - 19 Kasım 2004 22:53)

bir hoş seda imiş meğerse...

(atlantis - 21 Kasım 2004 05:59)

neden bilmem yatmadan önce sözlüğe gireyim dedim, sabaha karşı, ne karşısı sabah sabah, ve yarın dersim var erken..

ama o bakınız buraya bu bakınız şuraya yönendirirken kendimi buluverdiğim yerde sadece oturdum ve boş gözlerle ekrana bakmakla yetindim.. yetinmek zorunda kaldım.. boğazımda da bir düğüm, ne aşağı iniyor ne yukarı çıkıyor, kaldı öylece..

ne nikini gördüm, ne yazısına dek geldim.. hiç tanımadım belki tanısam da hiç sevmicektim..

ama gidişinden bunca zaman sonra haberim oldu, sanki kollarımdayken bu dünyayı terketmişçesine üzüldüm..

dilerim sevdiklerine onun yokluğunu hatırlatıp da acılarını tazelemem.. sabaha karşı yazılmış bu bikaç satır öylece kaybolur gider görülmez bilinmez..

dilerim o da görüyordur bu yazıyı ve farkediyordur aslında burda bir aile olduğumuzu ve bir giden için onu tanımayan pek çok kişinin üzüdüğünü.. ve benim de onun için üzüldüğümü..

aslında o kadar da yalnız değiliz heralde hiçbirimiz..

(santralin - 19 Aralık 2005 07:09)