frontier(s) the unrated director's cut olarak adlandırılan film fransızların saw ve hostel'e cevabı olarak nitelendiriliyormuş. fakat trailerı itibariyle (bkz: http://www.apple.com/…ndependent/frontiers/trailer/) hostel'e daha yakın olduğunu iddia etmek mümkün.

(sargonnas - 9 Mayıs 2008 09:19)

xavier gens tarafindan yapilan korku ve gerilim filmi.
hostel ve saw'a fransa'dan karsilik gibi bir slogani var.

izledik, korktuk. tavsiye ederim.

(cateye - 12 Mayıs 2008 02:18)

--- spoiler ---
yeni fransız korku sinemasının en sakat filmlerinden biri. naziler, sapkın aile, yamyamlık, vahşi çocuklar... ne ararsanız var senaryoda ve biraz uzun olması dışında pek bir sorunu yok filmin.
--- spoiler ---

(enis zenci - 24 Mayıs 2008 02:17)

fransızların saw ve hostel'e neden cevap verme gereği duyduğunu anlayamadığımdan traile sahip film. gene de bir vakit bulup izlenebilir; ki hostel serisini de bir izlemem lazım önce cevabı anlamak için sanırım ^*

(tanya - 24 Mayıs 2008 02:42)

filmin başlangıcı mathieu kassovitz'in la hainesinin başlangıcı ile aynıdır. iki film de çevrildikleri zamanda fransa'da yaşanan ayaklanmaları göstererek açılır. la haine'nın sorunu ırkçılık ve devletin göçmenlere uyguladığı şiddetti. frontiers'de ise yönetmen o kadar belgeselvari kasmıyor. nazilerden daha mistik daha ırkçı bir karakter yaratamayacağına göre daya baba ordan nazileri gençlerin karşısına. hepsi teker teker ölsünler.
(bkz: sinemada nazilerin işlevi)

imdb forumlarında amerikalı bir izleyicinin bu filmi, siyaseti korku sinemasına alet ettiği için eleştirdiğini okumuştum. bazı insanlarda da film janrı tutuculuğu var heralde. korku filmi dediğinin bir formatı olur. psikopat bir katil, elinde kesici alet. oyuncular teker teker ölür. film ve popcorn biter. sevişilir. gerçi son kısmı kulağa hoş gelmiyor değil.

(oed - 24 Mayıs 2008 04:42)

--- spoiler ---
biricik oğlunun mürüvvetini görmek isteyen nasyonel sosyalist bir babanın hazin öyküsü.

--- spoiler ---

(oed - 26 Mayıs 2008 19:27)

"allahim ben ne yaptim da bu filmi izlememe izin verdin" denilecek derecede bir film.. gerçi benim bok yemem.. once otur bi konusunu oku degil mi arkadas.. yok.. resurrecting the champ 'i "negsel zombi filmi izleyecegim oley" diye izlemeye calisan ben (zira ressurrectin lan!!!) bu filmi de isminden dolayi "işte gercek bir fransiz, politik filmi" diye algiladim.. tam hadise istedigim gibi gidiyordu ki o sirada mis gibi nesquikimi yapmis ekrana karsi icmeye basladim..

o vakitten sonrasi gore fest arkadas.. taşrayi sevmeyecek bir insan.. ne bok varsa taşrada var. kenesi var, yırtıcı kuşu var, nazisi var.. var oglu var.. şehirden ayrilmiycan.. hiiiiiiiç gerek yok..

film genel olarak nikah masası filminde banu alkan'in araba kazası sahnesi gibi cekilmis.. bilmeyenler için soyle izah etmeliyim.. "olayi heyecanli, kavgali gürültülü gostermek istiyorsan, ekrandaki arkadaslarin başlarını cılgınca sallamalarini sagla, ve bu sırada kamerayi gerzek sekilde saga sola hareket ettir" bu yüzden hic bi bok anlasilmiyor.. mesela bir tünel sahnesi var.. zerre anlamadim bir sey. "lan tüneli nasil buldular açık alanda" diye hayiflandim tüm film oyunca.. insanlar orada birbirlerini yediler "belki orada bir delik vardi oradan girdiler.. allah allah.. olcak iş degil" diye düsündüm kaldi.. bu baglamda gorsel olarak olmadigini soyleyebilirim.. tamam bir nuri bilge ceylan sekanslari beklemiyoruz filmden, insanlar katliam yaparken, bir sari yaprak düsmesin koseden yere, sessizce.. ama bu kadar da karisik olmasin gorsellik.. lütfen! si vuple ulan!!

konuya gelince.. sahsen ben basarili buldum. en azindan orjinal.. wolfiştayn'dan beri nazilerin bu kadar manyakca kullanildigi bir eser bilmiyorum bilemiyorum.. çoook başarılı olmuş o yüzden.. hmmmm.. tamam cok anlamadim mevzuyu kabul ediyorum.. ama yine de cok güzeldi bence..

(azuth - 27 Mayıs 2008 02:36)

(bkz: frontiers)

(tut miki yan cek - 31 Mayıs 2008 11:39)

hostel çekildiğinde kendilerine soru sorulmuş hisseden fransızların malesef kotaramadığı film..saw ile ne alaka onu da anlayamadık..bıkmadılar da hala yüzü kana bulanmış evden canlı çıkan son kadın klişesinden..
buna benzer bir de seven' a cevap şeklinde yapılmışmış bir waz adında film var ki evlere şenlik..

(ellen ripley - 4 Haziran 2008 09:19)

"bu film çok gerçekçi şiddet sahneleri içerir" şeklinde bir afişten yola çıkarak günün en iyi saatinde filmi izlemek isteyen bir avuç insan (ki hikayenin akışında bu insanlara biz diyeceğiz) olarak 21:00 seansına bilet almış insanları pek mutlu etmiş xavier gens filmi..(gaza gelip film izleme konusunda aynı hatayı whisper da da yapmıştık (bkz: #11096305)..velhasıl kelam mutlu ayrıldık mı ayrıldık..spoiler ibareleri ile devam ediyoruz..

--- spoiler ---
bugüne kadar fransız filmi deyince aklıma hep mutluluk,aşk,çiçek,sevgi,romantizm ve işkence dolu bitmek bilmeyen saatler gelirdi..(jülyet binoş,ketrın dönov'u ayrı tutuyorum onlar prenses)..neyse efendim,film için öncelikle şunu söylemeliyim ki kesinlikle çok "rahatsız edici"..jenerikte -ki yanlış algılamadıysam eğer- bir ultrason görüntüsü arkasında yasmin'in "böyle bir dünyaya bebek getirmek istemiyorum" tarzı konuşmasını bir bok yediğimizi bize açıkça belli etti..ilk 15 dk.boyunca polisten kaçan azılı suçlular beynimizi sikti..gerek hostel gerekse bu tarz kanlı filmlerden hoşlanan bizler için "eee hadi kan aksın artık muhahahh" dediğimizi film çıkışında farkettik ki hepimizin gerçekten tedaviye ihtiyacı olduğunu hissettik..filmdeki gerizekalı vatandaşların (ki isimlerini bilmiyorum bile) yemek sahnesinde annelerini zorla beslemeye çalışmaları ve sonrasında olanlar (anlatmıyorum çok kötü),nazi subayı gerizekalı babanın kaçmaması için kurbanın tendonlarını keserken "afrikadaki elmas madenindeki kölelerin bu şekilde kaçmaları engellenir ve mutlu mesut yaşamaya devam ederler" tarzındaki konuşmasından sonra iğrenç kahkaha atıp hayatına devam etmesi (amına koduğumun yavşağı ya),esas kızın film boyunca tüm nazilere hayatı zindan etmesi kesinlikle görülmeye değerdi..şiddet gerekli mi değil mi orası ayrı bir konu fakat xavier gens bize bunları tek tek sormuş...zilyonlarca korku filmi izlemiş insanlar olarak kaçan iki kişinin bir delikten geçip kaçmaya çalışırken sıkışmaları akabinde vardıkları yerin bir mezba olduğunu farkettikleri an,biz de bittik..filmdeki her şiddet sahnesinde arkadan duyulan muhteşem müzikler beni benden aldı..(ki böyle birşey daha önce de salo'da da vardı..ki bak şu allah'ın işine salo'da faşizmle ilgiliydi)...geçen 2 saat boyunca zaman zaman filmde kötüler yok olsun iyiler kazansın diye düşünürken zaman zaman da "kafası kopsun şunun ya" diye küçük hayaller kurduk..filmle ilgili bir sürü ayrıntı var aslında...
--- spoiler ---

sözün özü, tanımı ikinci kez yapmak gerekirse,kan dozu bir hayli yüksek,sağlam bir xavier gens filmi der 7/10 deriz.

(ex - 14 Haziran 2008 18:32)

efendim öncelikle ilk on dakikasında politik bir film olacağı sinyalini verse de sonunda, gerçekçilik konusunda hakkı yenmeyecek şiddet sahnelerinin mantık hatalarıyla dolu bir çatı altında buluşmasıyla kotarılmış bir film olarak aklımda yer etmiştir. film için güncel bir kötülerle daha az kötülerin çarpışmasıdır denebilir. bu kez kötüleri garip psikonevrotik ve nazi aile üyelerinden ne yedüğü belirsiz motel işletmecisi tribindeki vahşi elemanlar, iyileri ise fransa'nın malum 2007 olaylarından yararanarak bir soygun yapip fransadan kacmaya calisan bir avuç göçmen ve asi temsil etmektedir. arasıra çıkan tv ve radyo haberleri dışında başlarda vaadettiği politik tavrı sürdürmeyen film, politik vurgusunu(dokunuşunu mu desem?) belirsiz bir izlek olarak pragmatistçe kullanır. bizim cılız asi gençlerin aldıkları onlarca öldürücü darbeye rağmen ölmemekteki direncinin yanında güçlü kuvvetli besili aile bireylerinin nispeten oldukça kısa geberme süreleri garip fakat oldukça da tanıdık bir çelişkidir.
filmin onuncu dakikasından itibaren ölümler başlar ve kurbanlar birbirinden değişik (yaratıcı diyesim geldi) şekillerle ölür. adam öldürme teknikleri konusunda paradan, araştırmadan ya da kandan sakınılmayan filmdeki kişilere ve olaylara anlamlı/derin bir altyapı kurma konusunda malesef pek başarılı olunamamıştır. filmin yarısında ara verildiğinde kim kime yardım edecek kime ne olacak kim hayatta kalacak her şey tahmin edilebilir haldedir. sonuçta film başından sonuna on cesetlik bir gösteriden ibarettir, ve bu gösterinin de hakkını vermektedir, daha fazlasını beklememek gerekir.
sıkıcı derecede abartılı ses efektleri ile seyirciyi aman daha da gerelim mahvedelim eğilimi filmin yüzeyselliğinin belki de en önemli göstergesidir.
benzer bir ardarda kıyım içeren şiddet mizansenini ses efektleriyle şişirmeden de etkili kılabilmiş film örneği için, son yirmi dakikasına istinaden bakınız straw dogs

(onewayticket - 17 Haziran 2008 00:53)

kendi kategorisinde kendi adıma tartışmasız en iyisi. hatta mükemmeli, kusursuzu.
genel klasmanda da kafaya oynar rahat benim kafamda.

--- spoiler ---

1 saat 40 dakikalık filmde yasmin'in yüzünü adam akıllı göremedik yalnız.
ya boka ya kana battı hatunun suratı, yazık.

--- spoiler ---

(ultrasgala - 26 Haziran 2008 15:38)

fransada başkanlık seçimleri sırasında ortalık pek bir karışıktır, insanlar ayaklanmış şehir merkezleri bile yakılıp yıkılmaktadır. bu durumdan yararlanmak isteyen bir grup arkadaş büyük bir soygun hazırlığındadır fekat olaylar bekledikleri gibi gelişmez.. elemanlar soygun işini eline yüzüne bulaştırıp iki gruba ayrılıp kaçarlar. sığındıkları yer, lüksemburg sınırına yakın eski bir pansiyondur..ne yazık ki pansiyonun sahipleri eski birer nazi'dir ve kendi arı ırklarını yaratma konusundaki fantazilerini pansiyonda gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar.. ee bundan sonrasında bizim hırsız elemanların nasıl boku yediği yönünde olaylar gelişir diyebiliriz..
film politik bir film gibi başlayıp, oleyy iyi bir şey geliyor galiba diye düşündürsede ne yazık bu yönde ilerlemiyor. kendi ülkendeki karmaşadan bahsederken nazi muhabbetiyle topu başkasına atmak ne iştir anlamadım.. yine de filme kotu bir filmdi demek zor. konusuyla türe farklı bir örnek olmuş. ayrıca ''ee millet ölüyoo film bitecek ama daha zaman vaar'' dedikten sonra devam eden bolum, yemek sahnesi filan iyiydi hoştu..

(hoopak - 25 Temmuz 2008 03:18)

biraz politika, biraz başkalaşmış canlılar, haylice kan, surata çalınan bok, her sahnede salak saçma bağıran kadınlar, psikolojisi bozulduğunda alzheimer hastası gibi titreyen başrol oyuncusu, aşil tendonu makasla kesildiğinde çıkan elektronik ses efektleri, birbirini siken orospu çocuğu naziler, sıradışı gençlik.....
öyle filmi ebem de yapar, yönetmene sormak lazım orospu çocuğu nazileri mi kötülemek istemiş yoksa kan gövdeyi götürsün, herkes izleyemesin diye mi uğraşmış? yapboz çalışırken işi adabına uydurup çok belli etmemek lazım. eğer naziler orospu çocuğu demeye çalışıyorsa biraz yahudi yönetmenleri takip etmesi lazım. adamlar profesyonel o işte, oscar bile alıyorlar. yok kan çıksın, izleyenler yediklerini çıkarsın diye uğraşmışsa bu işin boku çıkarmadan yapanlar var. haute tension vardı yine fransız yapımı, çok uzaklara bakmasına da gerek yok.

(sonsivri - 27 Temmuz 2008 17:01)

texas chainsaw massacre ve hostel karışımı sapık ailenin dehşeti konseptli bir film. imdb'nin 5-7 puan arası gore korku filmlerini yiyip bitirenler için tek öğünlük vasat bir yemek, ötesini beklemeyin.. ayrıca kıza sonlara doğru "o kadar korku yaşadım ki artık telirtim" havası yüklemeye çalışmaları, o kafa sallamalar falan çok itici geldi bana. nazi olayıysa sırf korku filmlerine şu ana dek politika pek eklenmediği için "ekstradan bir ekmek kapısı olur belki" niyetiyle katılmış. neticede kandan boyanan suratlar görmek istiyosanız izleyin işte..

--- spoiler ---
ps: ayrıca yönetmenler sözüm size; şu komple kana bulanan karakterlere lütfen biraz daha dikkat.. kız her sahne değişiminde bir temizlendi bir kızardı son 3 dakikada..
--- spoiler ---

(sir gawain - 21 Ağustos 2008 00:04)

--- spoiler ---

yaşlandığım için mi oluyor bilmiyorum, beğenmediğim filmlerin abartı övgü almasına dayanamıyorum, vır vır ötesim geliyor. ulan tamam kan aksın, kafa göz kopsun insanlar diri diri yakılsın izlemekten zevk alıyosunuz anladık da, neresi harikulade olm bu filmin? tek olayı fransa'dan kaçan gençlerin bir insan mezbahasına düşmesi... bi de gerçeklerle ilişkilendirmemiz için nazi subayı süsü verilmiş birini koymuşlar mezbahaya, amca ikide bir "asil ırk, saf kan" deyip duruyor. bu filmi tutup saw'la filan kıyaslamak saw'a büyük ayıp olur- ki sawları da pek sevmem. hostel'le de kıyaslamayın çünkü ordaki kızlar güzeldi, eheh.

--- spoiler ---

(fitneci - 6 Ekim 2008 14:54)

"araya biraz la haine atarsam sikindirik senaryom birşeye benzer mi?", "verdim araya otantik müziği de" yanlış basım dvd arkası övgüsü sanki ama yanılmayın, böyle düşünmüş olsa ve bu da dvd nin arkasına basılmış olsa "sıradışı bir itiraf. izleyelim lan şunu" denilebilirdi belki.
zaman kaybı. binikiyüzellialtı adet benzerini izlemişsinizdir emin olun.

(eticin - 21 Ocak 2009 00:18)

baştan sona hollywood klişeri ile dolu fransız filmi, film kızın sesinden bir anlatımla başlıyor. o anda anlıyosun zaten filmde en sona kalacak olan kız olacak. sonrası hep tahmin edebileceğiniz şekilde ilerliyor ilk olarak pansiyona varan elemanlar aileye kolay lokma oluyor. arkadan gelen kız ile erkek biraz daha dişli çıkıyor. yinede erkek ölüyor ama kız kurtuluyor ve birazda yardımla sapık nazi ailesinin kökünü kurutuyor. kısaca böyle .

(efe25 - 11 Mart 2009 00:24)

hostel filminin olmamış taklidi. film boyunca bi kaç adam kesiyorlar ama hostel filmindeki gibi kesmenin bir mantığı, amacı yok. filmin başından sonuna izlediğinizde aklınızda kalan anafikir sanırsam sadece 'polisten kaçılmaz' olur.
ayrıca filmdeki hamile kızın isminin yasmin olması da ilginç bir ironi.

(ik ben een ster - 3 Mayıs 2009 00:07)

hostel'den ziyade texas chainsaw massacre'a benzeyen, başları sosyal mesaj kaygılı kan banyosu filmi. saw serisi ile ise hiç alaksı yok. deliren hatun sahneleri de 28 days later'ı anımsatıyor.

(cryptorchid - 6 Ekim 2009 23:51)