şu sıralar çok popüler olan wattpad kitabı.

(aklimayazcakbirnickgelmediyaa - 6 Aralık 2013 19:22)

d&r'da çok satanlar rafında gördüğüm büşra küçük kitabı.
genç yaşında iyi kötü bir kitap yazmış olarak görülen bir yazar kendisi de. ki yaşını bilmem etmem.
ama beni acayip sinir eden bir durumdur. ben karşıyım arkadaşım herkesin yazar olmasına. ister geri kafalı ister önyargılı isterse yobaz olarak görün. neyi damgalarsanız damgalayın üstüme. bir kitap ile nasıl bir kitleyi etkilediğinizin farkına varın önce. tamam ortada bir emek var, çaba var ama kendini yetiştirmeye bak önce. burada klavye delikanlılığı da yapmak istemiyorum. bana desen otur sen yaz o zaman daha iyisini diye, yazamam. biliyorum çünkü o mertebede, birikimde olmadığımı. sen de farkına var bunun, yapma. insan bir yerden başlamalı okumaya, hep mi klasik okuyalım hep mi edebiyat yapalım diyorlar; lan senin kurduğun cümle edebi sanat değeri taşısın demiyorum zaten ben. sana gelişim sağlasın okuduğun kitap, ayırdığın zaman. yoksa ileri gitmeyi bırak, gerilemeye başlarsın bu zihniyetle. sonra koyun gibi yetiştirilir, geçiştirilirsin hayat içinde. bırak öğrenmeyiver kötü çocuk neymiş. hep aynı tarz konu, aynı ele alış. bir bıkmadınız gitti.

okuma alışkanlığı kazandıran kitap diyeceğim ama cin ali serisini oku daha iyi. zaten bu yaşına kadar okuma alışkanlığını hâlâ kazanamamış biriysen eğer ben başka bir şey demiyorum, diyemiyorum.

(iki dirhem bir cekirdek - 5 Nisan 2015 15:09)

bir nevi christian grey'in ergenlik çağındaki hali olarak tasvir edebileceğimiz meriç tuna karakterinin ve onun özgüvensiz sevgilisinin hikayesi. karanlık, cinselliğine düşkün, gizemli ve sürprizlerle dolu bir gencin el değmemiş bir kızla muhabbeti de diyebiliriz. büşra küçük hanım kızımız meriç'i ünlü bir adamla özdeşleştirmeyi tercih ederek okurun hayal gücüne gereksiz müdahale etmiş ama sevgilisi kayla'nın "x kişisi değil herhangi biri" olduğunu söylüyor. hedef kitlenin o kızla kendini özdeşleştirmelerine engel olmamak için bir pazarlama stratejisi gibi ama bence edebiyat bu değil. hoş, ipek ongun'un cüneyt'le el ele tutuştu diye kalbi yerinden çıkıp annesinin bavuluna sakladığı "sakın yanlış bir şey yapma kızım." temalı ağdalı mektubunu okuyunca bunalıma giren firijit serra'sıyla büyümüş bir nesil olduğumuzu hesaba katarsak yeni nesil, kadın erkek ilişkilerine oldukça değişik yaklaşan kitaplar okuma fırsatı buluyor diyebiliriz. ha genç kuzenlerime önerir miyim asla önermem ama benim gözümde bir farklılıktır. artık kimse kimseye "örnek olmak" ya da "öğüt vermek" zoruna hissetmiyor kendini çünkü gençliğe hitap edenlerin çoğu artık elli yaşındaki beş çocuklu yazarlar değil. yıllar önce okuduğum gençlere yönelik eserlerdeki en erotik sahne aşağı yukarı sekiz satırlık bir paragraftı ve roman tabii ki mutsuz sonla bitiyordu. bu serinin nasıl bittiğini ise bilemiyorum. kız özgüvensizlikten kendini mi asar ne yapar artık orasını yazar belirleyecek.

--- spoiler ---
bir kere başlangıç ve ilerleyişte fena halde edward cullen'dan ve onun kurallarından etkilenilen kısımlar var. sevgilisiyle cinsel ilişkiye girmek için 18'inci yaş gününü beklemesi bella'nın vampir olmak için mezuniyetini beklemesiyle eşdeğer. çift bir anlaşma yapıyor ve ona sadık kalmak çok önemli. en ufak bir hareketten sürekli erotik anlamlar çıkarılması, uzun uzun tasvir edilen fanteziler e.l. james'in erotik romanslarının da okunduğuna işaret. kızın cinsellik fobisi ve sevgilisine ellenmedik yerini bırakmamasına rağmen bir türlü bekaretini kaybetmeye yanaşmaması her ne kadar karakter bunu evlilik dışı hamile kalan annesine benzeme korkusuyla açıklasa da türk kızının tipik korkularını yansıtıyor aslında. anneye benzeme korkusu türk edebiyatında çok yetkin eserlerde de kullanılır ama büşra küçük herhalde halit ziya uşaklıgil'e gönderme yapmaya filan çalışmamıştır. sonuçta eğlencelik bir seriden bahsediyoruz. buradaki genç çiftin başarısızlıkla biten her ilişki denemesinde türk kızlarının zihnine yüklenen o endişenin şiddetle patlak verdiğine şahit oluyorsunuz. "ya canım yanarsa? ya korkarsam, ya yapamazsam?" diye sorup duruyor ve bunu her defasında yapıyor. sürekli aynı sözlerin tekrarlanması kitabın belki de tek edebi aynı. yüzyıllardır, büyük büyük annelerimizden küçük kızkardeşlerimize kadar bilinçdışımıza yüklenmiş gerdek gecesi korkusunun 2015'te wattpad'ten yaşıtlarını eğlendirmeye çalışan modern bir üniversite öğrencisinin cümleleriyle yazıya geçirilmesi. christian grey'den çok etkilenen ama "amerikalı kız" kadar rahat bir şekilde teslim olamayıp bunun için acı çeken light versiyon bir anastasia yaratmak. yine de kayla olanca alıklığına karşın serra gibi bir kezban prototipi değil. daha çok bir türk anastasia. tabii karakter 17 yaşında ve ruhsal olarak boyundan büyük deneyimlerin peşinde, saçma sapan derecede zengin bir yaşıtıyla sevgili ama kısaca böyle tanımlanabilir.
--- spoiler ---

(neyasarneyasamaz - 22 Eylül 2015 23:34)

kitapçıya girip çok satanlar kısmında gördüğüm her an sanki yanıma bir ruh emici gelmiş de içimdeki tüm umudu emiyormuş, sanki ışınlanmaya çalışmışım da moleküllerim doğru şekilde birleşememiş, sanki sarı çizginin gerisinde dururken ani bir hava akımıyla metro raylarına düşmüşüm ve metronun gelmesine 1 dakika kalmış, sanki marketlerin kapalı olduğu bir saatte gelen mısır gevreği yeme ihtiyacıyla heyecanlı bir şekilde mutfağa gidip mısır gevreğini kaseye koyduktan sonra dolabı açtığımda sütün bittiğini fark etmişim ve sanki gecenin bir yarısı gördüğüm kabustan uyanıp kafamı dağıtmak için whatsappa baktığımda sevgilimin çevrimiçi olduğunu görmüşüm gibi hissettiren, içinde cümleler olan, kitap demek istemediğim sayfalar bütünü.

biz de ergen olduk arkadaşlar, biz de blue dinleyip bublin diye diye duncan'a aşık olduk, yapmadık değil ama şu anda olan şey çok başka.
sadece kötü çocuk denen bu şey de değil, buna benzer çok fazla anlamsızlık türedi son zamanlarda.
yazsınmış, önü açılsınmış. yazmasın arkadaş ya da yine yazsın da hobi olarak yazsın. "kitap" üretmek bu kadar kolay olmamalı. kitaplara gerçekten değer veren insanlara nasıl acı çektirdiğini bir önceki paragrafımda yeterli şekilde açıklayabildiğimi umuyorum. bu kadar ele ayağa düşen bir şey olmamalı edebiyat.

son olarak bir toplumsal mesaj: sırf ince ve okunması kolay olduğu için herkesin "bakın ben kitap okuyorum ve çok entelim" temalı fotoğraflarına meze olan ve bu yüzden son yılda çok satanlardan inmeyen, 1943 yılında yayımlanmış kürk mantolu madonna'ya da daha fazla acı çektirmeyin.

(apwbd - 3 Ocak 2016 16:46)

25ime yaklaştım, ehliyet almadım. fragmanına baktım yine lisede araba süren çocuk gördüm, ben sizin hayal gücünüzün taaa...

(neptun savascisi - 4 Aralık 2016 15:55)

az önce youtubeda tekno seyirin haftalık gündem değerlendirmesini izlerken karşıma reklamı çıktı..

önce dizi reklamı sanıp tam "reklamı atla"ya tıklayacaktım ki, baktım uzun metrajlı bi filmin reklamı.. az daha izleyeyim bakiym dedim..

klasik "ben seni üzerim" erkeği çıktı sahneye.. ismini de duyunca beni bi gülme aldı..

(bkz: meriç)

neyse sonuçta ergen filmi olduğu belli.. benim işim olmaz!!!

(strobist - 22 Ocak 2017 01:42)

geekyapar kanalı, 500 imza gelirse bu "kötü" filme gideriz diye bir iddia atmışlar ortaya. 1000 küsur imza gelince de ekipçe gitmişler. sonrasında; 2 saatlik bu filmi 60 dk konuşarak gömmüşler. üstüne kürekle kaka atmışlar. videodaki tek salakça yer, soldaki dombilinin filmin kötülüğünü zack snyder reyizin ismini kullanarak yapması. lan o adam 300 spartalı diye şahane bir iş çıkardı sinema tarihi için. sucker punch, watchman'den bahsetmiyorum bile. bir daha böyle hareketler görmeyeyim, keserim o saçı...

yorekok da benzer bir video hazırlamış ama izleyemedim. çünkü youtube linkine girince "bu video tims yapım medya film prod san tic a.ş. adlı iş ortağı tarafından sağlanan ve iş ortağının telif hakkı nedeniyle engellediği içeriğe sahip." cümlesiyle karşılaşıyoruz. hehehe. tims bebeğim, hadi yiyorsa geekyapar'ın da videosunu kaldırsanıza. :)) kötü bir iş yapıp, başlarını önüne eğip, eleştiriye açık olmaktansa mahalle çocuğu gibi "benim babam senin babanı döver" tripcanlık yapmak da nedir yaf? :)) sanki bana cannes film festivaline yarışabilecek bir film çektiniz. acıdığım şey ise bu filme doluşan gençlik. o zihinlere yazık yahu.

(matrix - 2 Şubat 2017 05:33)

tezkeremi aldığım gün gittiğim film.

birliğe geri dönüp ''alın beni alın aq'' diye bağırasım geldi. o kadar kötü, saçma salak bir filmdi.

(karmasutra - 30 Nisan 2017 00:28)

cinselliğini yeni keşfetmeye başlayan ergenin elinden parasını nasıl alırım projesi.

(stack - 28 Mayıs 2017 20:03)

o kadar kötü ki çok iyi. bir süre sonra ciddi bir şey izlemediğinizi düşünün. varsayın ki flash tvde mahmut tuncer şovu açtınız. tek amacınız beyninizi boşaltmak olur. bu da öyle bir film işte.

(nesekamourinho - 9 Temmuz 2017 16:20)