4N1K ' Filminin Konusu : Yaprak (Gözde Mutluer) çocukluk yıllarından beri yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen 5 kişilik arkadaş grubundaki tek kızdır. Ali, Sinan, Gökhan ve Oğuz'un yanında adeta erkek gibi büyüyen Yaprak, Barış (Burak Yörük) ile tanışmasının ardından bambaşka bir dünyayla tanışır. Yaşıtı genç kızların dünyasını ve kendisini daha iyi tanıması gereken yapmak, bir seçim yapma aşamasına gelecektir.
Kalp Atisi(2017)(6,8-1072)
Aci Tatli Eksi(2017)(6,3-800)
We'll Get Back to You(2017)(6,2-475)
Kardesim Benim(2016)(6,1-3122)
Meleklerin Aski(2018)(5,8-157)
4N1K(2018)(5,7-215)
Aci Ask(2015)(5,5-549)
Masa ile Koca Ayi 2(2018)(5,4-475)
4N1K 2(2018)(5,3-270)
Sansimi Seveyim(2017)(5,2-307)
Ilk Öpücük(2017)(5,2-300)
Kötü Çocuk(2017)(2,3-1891)
(bkz: büşra yılmaz)
(sesege - 9 Kasım 2015 18:31)
(bkz: 4jd4r 4n1k)
(john voxville - 23 Ocak 2017 23:03)
bugün sinemadaki ergen istilasının sebebi sanırım.
(johnmalkow - 13 Mayıs 2017 13:18)
türkiye'de çekilmiş en profesyonel gençlik filmi diyebilirim.oyunculuk olarak vasat biri bile yoktu diyebilirim. gözde mutluer'i tanımıyordum, ilk kez filmde izledim ve bayıldım. film eleştirmeni bir arkadaş "o kız hep aynı" dese de filmdeki karaktere cuk oturmuş o aynılık. umarım bilinçli karar verilmiş bir şeydir de yetenekli kadın oyuncularımıza +1 eklenir.cemrehan karakaş gerçekten efsane keyifli sahneler izletti. buraya yazmazsak taş oluruz.cihan şimşek'i şahsen tanıdığım için pek objektif bakamayacağım ama en güzel sahnesi kurguya kurban gitmiş gibi gözüktü gözüme. güzelim oyuncu var, güzel bir dram ardından komedi sahnen var. her şey bu kadar iyiyken genelden bağlama lüksün yok arkadaş o sahneyi.hikaye klasik ergen hikayesi işte. mecbur kalmasam izlemezdim ama mecbur kalınca da neredeyse hiç can sıkmadan sonunu getirtti.sözün özü 100.000 barajını 3 günde rahatlıkla aşacağını düşünüyorum filmin. aşmalı da zaten. içinden en az 3 yetenekli oyuncuyu kazandıracaktır sektöre. talep eden tayfanın ergen olmasına dayanarak sikindirik açı, plan ve oyuncularla çekmedikleri için de fabrika yapım ve taff tebriği hak ediyor. umalım güzel izlensin de "iki göt göbek koyalım fragmana nasılsa izlenir" zihniyetinden kurtulup hakkıyla film çektiğimiz dönemlere döneriz.ergen filmidir evet ama hakkıyla çekilmiş bir ergen filmidir. hakkıyla çekilmiş her film de güzeldir kanımca.
(erken paydos - 14 Mayıs 2017 17:58)
her ayda bir kere kötü film izleme gibi bir alışkanlığım olduğu için izlediğim film. arkadaşlarımın tavsiyesiyle gittim ve beklentilerimin hepsini karşılayan kötülükte bir filmle karşılaştım. gerek başroldeki gamzeli kazulet jönümsü traktörün süpersonik kötü oyunculuğu gerek esprilerin bokluğu gerek de senaryonun rezaletiyle iliklerime kadar kötü film izledim. sağolsunlar bu ayı da oldukça iğrenç bir film izleyerek bitirdim. buradan beni tatmin eden bütün film ekibine teşekkür ediyorum. harikasınız.
(sahurdayumurta - 27 Mayıs 2017 00:23)
kitap filmden daha başarılı yine, o klişe değişmemiş. öncelikle bir kitabı ya da filmi ergen işi diye ezmek komik oluyor sonuçta ülkede milyonlarca ergenlik çağında genç var, onlara yönelik iş yapılmayacak mı? üstelik bu kadar insanın ilgisini çekmişse, yazarı tebrik etmek düşer bize de. gençler tabii ki dostoyevski de okuyacak da, twilight da okuyacak. bu da ilki değil ikincinin ayarında, ergen işi derken sanki sizin yazları okuduğunuz gülse birselleriniz, grinin elli tonlarınız yokmuş gibi bu işi kötülemek komik oluyor. film eleştirilerime geçmeden önce:evet yazar çok fazla entelektüel mesaj vermiyor, ana karakterlerin hiçbiri kitap okuyan, sanatla haşır neşir gençler değil tuna hariç. tuna üzerinden gayler ve veganlar hakkında güzel mesajlar var. yine sevgilinizi kıskançlığınızla boğmanızın zararı, maçoluğun gereksizliği üzerine mesajımız var. kızların illa pembe giymesi gerekmediği, ruh güzelliğinden de bahsediyor. kitap boyunca verilen en önemli mesaj da "dostluklar önemlidir, dostlarınıza sahip çıkın" oluyor bence. henüz üniversitedeki bir yazardan daha ötesini de beklemiyorum açıkçası, daha ne olsun? gençleri, animeyi anlamış, espriler güldürüyor güncelliğiyle. belki s....r kelimesini kullanması seksist, ama kimse kimseye amk ya da o... ç... diye küfretmiyor. --- spoiler ---kitapta ali'nin habire sigara içmesi, nunu'nun elinde sigara ile tasvir edilmesi yanlış bir mesaj bence, arabesk kültürümüzün fazla etkisi altında cümleler, bir de ali'nin bıçaklanması var; bir anda kendimizi gereksiz bir tv dizisi izler gibi "ameliyattan çıkacak mı allam nolur ölmesin" gerilimi içerisinde buluyoruz. bunları filme almamışlar, filmin nadir artılarından biri bu.diğer artısı da oğuz karakterini oynayan oyuncu. gerçi sinan'ın "parmağımı emikle" lafı bile oğuz'a verilmiş, yani "tüm absürtlükleri o yapsın" demiş gibi senaristler, o yüzden de karakterlerden en çok o sivriliyor. tuna'nın efsane diss'leri bile yok gibi filmde. senaryo büşra yılmaz'a aitse, sinema dilini bilmediği için olmamış derim ama illa uyarlayan, yardım eden birileri vardır maalesef onlar da bilmiyormuş bu işi. tamam birebir kitapla film aynı olmak zorunda değil biliyoruz ama bazı şeyler de çok yanlış uyarlanmış. hadi izmir'i istanbul yaptınız; prodüksiyondan kısmak için. bu durumda yaprak'ın her doğum gününde kar dilemesi biraz gereksiz kaçtı. son sahnede yağmur olmalıyken şakır şakır yine kar yağdı pekiyi de, ali aşkını ilan ederken neden hayvan gibi böğürdü kızın yüzüne?! romantik olması gereken bir sahne yine tv dizisi çemkiren adama döndü, bıçak çıkarıp kıza saplasa o kadar bağırmadan sonra şaşırmazdık. yönetmenin (bkz: deniz coşkun) daha önce dizide çalıştığını düşünüyorum, ilk filmi falan sanırım...filmde çöpe atılan elbise, mucizevi şekilde geri dönüyor kızımıza. kitabın ilk sürprizi olan, iddiaları başlatan o elbisenin barış'tan gelmesi filmde yok. yine yaprak'ın anlamsızca çığlık atması yerine annenin ilk sahnede battaniyeyi üstünden çekip açmasını bekledim, kitap boyu yaprak'ın bundan nefret etmesini okumuşken. yaprak'ın efsane bedduaları yoktu filmde?!? yaprak daha ilk sahneden nasıl rujlu ve güzelse filmin sonunda da öyleydi. hadi oyuncu kısa diye o topuklu ayakkabıları çıkaramadınız ayağından, biz de yedik ilk kez topuklu giyen bir kızın öyle yürüyebilmesini ama kitaptaki gibi oyuncuya beline kadar saç eklenmesi, biraz kaşlarını bıraktırması çok zor olmasa gerek. böylece filmin sonundaki değişim/dönüşüm de inandırıcı olurdu. yaprak partiye gittiğinde milletin arkada toplanıp "dans! dans! dans!" (wtf?) demesinde ve yaprak'ın -niyeyse- barış'a yapışmasında error verdim resmen! ki yaprak ilk dansını ali ile yapar multitap'tan ben anlarım şarkısı eşliğinde! kitaptaki en güzel anlardan biridir, siz tutup barış ile dans ettiriyorsunuz yuh :/ kitap, yaprak gibi "halıda yuvarlanan, tavandaki avizelerle konuşan" insanlara ithaf edilmiştir ama filmde yaprak bir kere bile bunları yapmıyor!!yine yazarın şiddetle itiraz etmesini beklediğim konu, filmde "tuna şey değil" denmesi ısrarla, gay kelimesinin hiç kullanılmaması! tuna'nın herkese "ben gayim" demeleri yok! yahu sen sırf gaylerin hakkını savunmak için herkese yalandan "ben gayim" diyen bir modern zaman kahramanı yaratmışsın kitabında! gençlere homofobikliğin yanlışlığını anlatmışsın ama filmde gay lafını kullanmaya korkuyorsunuz?!?! yani film, kitabın aksine homofobik! "sen hayırdır?" derler adama!barış sürekli gülüyor, aşkına inanmıyoruz. bade'nin neden ali'den vazgeçip tuna'ya aşık olduğunu, sinan ile ece arasındaki durumu hiç anlamıyoruz. biricik arkadaşları gökhan hastaneye düşüyor ama bizimkiler sonraki sahnede gamsız bir şekilde okulda yemek yiyor.yine casting'de (nesrin ünlü&melis suçsuz) sorun var, sarışın denen kimse sarışın değil! gökhan merve'yi kumralım diye sevseydi bari de hepimiz renk körüymüşüz gibi kumral kıza sarışınım demesini izlemeseydik...filmde oğuz'un asıldığı kasiyer kızın büşra yılmaz cameosu olması güzel bir detaydı ama hiç replik verilmemiş, halbuki oğuz ile bir diyalogları olsa orada güzel olurdu. yukarıda söylendiği gibi müdür güzel detaylandırılmış, fizikçi de gökhan'a yürüseymiş keşke. neyse aklımda kalanlar bunlar...--- spoiler ---bu arada büşra yılmaz'ın sosyal medyada çok geniş bir takipçi kitlesi var ve o gençlere iyi örnek olduğunu düşündüğüm güzel bağış postları falan var. bunlar değerli. yine çekilişle ikinci 4n1k'daki karakterlere vereceği isimleri takipçileri arasından seçiyor. wattpad'de paylaşıyor yazılarını ve cümle cümle okurların tepkisine göre şekilleniyor kitap. teknoloji çağında da olması gereken budur belki bu türler için. okurunu önemsediğini hissediyorsunuz, ki o gençlerin de en çok ihtiyaç duyduğu bu, yalnız olmadıklarını ve önemsendiklerini bilmek... bu kitabı okuyarak oğuz gibi sinan gibi gökhan gibi arkadaşları olduğunu hissediyorlarsa bu çok güzel. erkek okurlar ne derece bilmiyorum, çoğunluk kızlar mı, ama erkekler için de güzel bir kitap...not: henüz yazar olamamış tüm okurkuşların aklına takılanları yazdığımı umuyorum, onlar da yazar olsun bir gün daha iyilerini yazsınlar tabii. ortalık biz yaşlılara kalmasın :)
(su nanesi - 22 Ağustos 2017 03:00)
önce filme, sonra diziye uyarlanan kitap. bodrum masalı'nın da bitmesiyle izlediğim yerli dizi kalmamıştı. yeni sezondaki gözde'm!
(meksikalibirdost - 7 Eylül 2017 21:48)
az önce meçhul bir kitapçının ismi lazım değil bölümünde azıcık göz attığım kitabımsı. allah diye bir şey eğer varsa bunu seven insanlara akıl fikir versin. zira ihtiyaçları var. hele ergen olmayıp bunu okuyanlar... tamam, bağırmayın... edebi anlayış sonuçta bir zevktir, herkes dilediğini okumakta özgürdür falan ama bu kitaplar bana kalırsa edebiyat falan değil.birkaç sene önce bir arkadaşımla wattpad konusunda tartışmış ve ben "ya bırak veletleri, ınstagram'da beğeni kasacaklarına kitap işiyle uğraşsınlar. ne güzel işte." demiştim. arkadaşım ise "bu edebiyat değil. bununla götümü bile silmem, sen de biliyorsun haklı olduğumu, hadi söyle!" demiş ve akabinde ühü ühü şeklinde göz yaşlarına boğulmuştu. arkadaşım haklıymış. argo kelimelerle bezeli, edebi anlamda hiçbir şey ifade etmeyen bu çöplerin peşinden koşan ergenlere acımaya başladım. kırmızı hapı yutmuş neo gibiyim, yeni bir evrene uyandım, gerçekleri görür oldum. umarım bir gün bu ergen kardeşlerimiz de bunu görür. sanmıyorum ama umut etmekten hiçbir zaman vazgeçmeyeceğim.biz çocukken tolstoy'lar, dosto'lar okurduk şeklinde ahkam kesmek istemiyorum ama biz çocukken tolstoy'lar, dosto'lar okurduk keh keh keh.
(leroy smith - 27 Kasım 2017 22:25)
oyunculuk, müzik, karakterler pek de orijinal bulduğumu diyemeyeceğim ancak gayet başarılı ve beklentimin çok üstündeydi. (bkz: türk sineması)’nın çekilmiş nadir ve başarılı gençlik filmi örneklerinden birisi. liseli gençleri yine 25 yaşlarında oyuncular oynamasına karşın hiçbiri sırıtmıyordu. bunun yanında kostümleri es geçemeyeceğim, giyim konusunda her karakter gayet özgün ve kişiliğe uygundu. espri ve şaklabanlık haricinde kostümlere gülünebilecek birkaç sahne dahi vardı. karakter belki orijinal olmayabilirler ama gayet de özgünler. bu karakterlere yazılmış metinler gayet hoş ve karaktere yakışmayacak hiçbir replik bulunmuyor.salt kabadayılığı veya aynı şekilde trollüğü icra etmiş karakterlerin içleri boş değil, tam aksine gayet kendilerini bu yönlere itmiş geçmişlerinin bulunduğuna dair küçük dokunuşlar da filme güzel bir şekilde yedirilmiş.bahsetmeden geçemeyeceğim bir konu ise oyuncuların birçoğunun ilk yapımı olması, tabi oyunculuk konusunda bazılarının tecrübesizliği yok değil ancak yönetmenin başarısı olduğu düşündüğüm şekilde karakter sayısı abartılmadan arttırılmış ve bu durumun göze batma ihtimali tamamen ortadan kaldırılmış.filmde farkedilebilecek iki tane reklam bulunuyordu ve pek uzatılmadan reklam yapılıp geçilmiş. bu konuda da bir haksızlık yapılmaması gerektiğini düşünüyorum, sonuçta düşük bütçeyle yapılmış olsa da risk alınmış bir yapım. beklentinin çok altında da çok üstünde de gişe yapma ihtimali mevcuttu.müzik mevzusu ise beni tatmin etti diyebilirim, ne kurgunun eksikliği müzikle doldurulmaya çalışılmış ne de tek şarkı üç dört kez tekrarlamıştır. uygun yerde uygun müziği bularak güzelce süsleyebilmişler.oyuncularının umarım ilk ve son filmleri olmaz ve kariyerleri film/dizi sektörüne geç başlamış olmalarına rağmen istedikleri gibi şekillenir.--- spoiler ---eleştirebileceğim noktalardan en neti ise sonunda bulunan aşıkların birbirine kavuşma anıydı. tabi hemen sarılıp aşkım, cicim denmesi hoş olmazdı ama bağırışmaya da gerek olduğunu sanmıyorum. --- spoiler ---
(obvious pipe - 7 Ocak 2018 18:55)
imdb puanini gorunce "allah allah neymis ki bu?" deyip izleme gafletinde bulundum, ustelik dizisini de cekiyorlarmis. filmdeki sarisin kivircik cocuk haric tum oyunculuklar cok kotu. diyalog yok, konu yok yok oglu yok. gercekten bu filmi neden cektiniz?
(burayanickyazilacak - 10 Ocak 2018 00:20)
Yorum Kaynak Link : 4n1k