Oyuncular
  • "filmin basindan sonuna en az yuz kisinin cok ozur dileyerek soyluyorum sulalesini sikmesine ragmen pantolonunun utusu bozulmayan bir kisidir."




Facebook Yorumları
  • comment image

    bu mimiksiz abi sanirim aikido derslerinin sadece teknik bolumlerini takip etmis, felsefe kismina hic bulasmamistir. ya da etraftaki aikido'cu insanlar hepimize yalan soyluyor, dojo'larda toplanip her turlu siddet eylemini gerceklestiriyorlar ama cikinca "sevgi, dostluk, pozitif enerji" diye bizi yiyorlar. cunku bu tanimsiz abi her filminde karsisina cikan her adamin en az dort kemigini kirmadan birakmaz. sayi cogalabilir ama azalmaz, minimum dort kemiktir. gereksiz siddetin alasini sergiler, etrafta kim varsa rencide eder. bu acimasiz abi aikido'da ulasilabilecek en yuksek derecelerden birine ulastigina gore sormak gerekir "hani nerede sevgi? nerede pozitif enerji?" diye. yok gercekten aikido sevgi sporu ise ve bu anlamsiz abinin siddet meyilli tavri sahsi ise diger aikido'cularin toplanip dovmesi gerekir bunu, aikido'yu yanlis tanittigi icin.

    sahsen hic sevmem, acayip artist bir adamdir. at kuyrugundan tutup "ne artislik yapiyon lan?" diyerek cenesine cenesine vurmayi hayal etmisimdir ama henuz yeterince yaslanmadigi icin bu planlarimi erteliyorum, elbet birgun elden ayaktan dusecek kadar yaslanacak, o gun hain planlarimi gerceklestirecegim. oyle itici bir insandir kendisi.

    ayrica bu heyecansiz abinin ismini bilmedigim bir filminde patlayan bir trende (dusuyor da olabilir) olayin aksi istikametine dogru kosarak kacabilmesi de bir sure gerceklik algimin bozulmasina, evrene inancimi kaybetmeme sebep olmustur. fizik kurallarindan bagimsizdir kendisi ve at kuyrugu.


    (lemre - 9 Mayıs 2008 22:51)

  • comment image

    bu adamın en önemli özelliği saçlarını özel bir jöleyle geriye doğru taramasıdır. bu jölenin muhteviyatındaki kimyevi maddeler sayesinde saçı mermi gibi oluyor. öyle böyle değil düşmanına kafayı koydu mu karşısındaki adam altı ay bulanık sıçar. bir nevi süper güç. bi de ilerde imakanım olursa bu dayıyı bi de dolph lundgren ve michael dudikoff'u bir sanat filminde oynatmayı düşünüyorum. çok fena performans olur.


    (franz ferdinand - 10 Ağustos 2008 15:23)

  • comment image

    dün akşam kanaltürk'te oynayan "yakuza ile hesaplaşma" adlı dev prodüksiyonda elindeki kanlı kılıcı bir an olsun bırakmayıp kese kese ilerleyen ve belli bir süre sonra cinnet geçirmiş tavuk döner ustasından farkı almayan kült sanatçı. o kadar hızlıydı ki, atkuyruğu onun bu vahşi ortamda dengede kalmasını ve ani manevralarla rakibine saldırmasını sağladı. dövüş filmlerinin vazgeçilmezi olan düşük zekalı düşmanlar steven abimizin böğrüne tekme atmak yerine atkuyruğunu kesmeye çalışsaydı film daha onuncu dakikadan deplasman takımının galibiyetiyle sonuçlanırdı ama akıl edemediler. kılıcın tadına bakmakla yetindiler.


    (mies - 25 Aralık 2010 12:04)

  • comment image

    pornografik bu amcanın filmleri.
    yeni yüzü ile mesela tövbekar donanma eski subayımız mahallede mütevazi restoranda aşçı falan...
    yeminini bozana kadar gayet sevecen ama bir grup lavuk çıkıp geliyor cami duvarına işemeye o gece...
    dünyada yapacak binlerce hata dururken kalk gel sen steven abinin mekanında olay çıkar...
    vadesi dolmuş onların tabi
    yapacak bir şey yok acısız ölsünler diye dua etmekten başka...
    dedim ya porno gibi birşey;
    serisi var:
    trenli, gemili, polisli, zombili falan ama hadise hep aynı...

    alın size "bone breaking compilation" :
    http://www.youtube.com/watch?v=uiabnqgnqn4


    (felisky - 20 Ocak 2013 19:09)

  • comment image

    bu abinin kurt russell'la beraber oynadiklari executive decision adli bir film vardi . gitmeden once filmin afi$inde seagal'in russell'la beraber ba$rolu oynadiklari $eklinde bir intiba veriliyordu . ancak bu steven efendi film ba$ladiktan 10 dakika sonra bir ucaktan du$up geberiyordu . olay cikartmi$tim o zaman sinemada zor tutmu$lardi hic unutmam .


    (set - 31 Mart 2001 16:50)

  • comment image

    zaman zaman içinde bulunduğum can sıkıcı durumlarda imdadıma yetişiyor. sıkışık trafikte veya kurtulamayacağım bir misafirlikte, "steven seagal benim yerimde olsa ne yapardı?" diye düşünüyorum. sürekli şerit değiştiren minibüs şoförünü ve kafamı ütüleyen ev sahibi arkadaşımı şiir gibi döverdi elbette.

    bunu düşününce, müthiş bir rahatlama geliyor ve gülümsemeye başlıyorum. hayat steven seagal ile güzel.


    (dersaadet vapurlari kadrolu isportacisi - 15 Nisan 2015 21:13)

  • comment image

    nasıl ki al pacino'ya hemen her filminde haykırmalı tiradlı bir sahne hazırlanır, ona asıl yeteneğini bu şekilde icra etme şansı verilirse steven seagal'e de çoğu filminde bir bilardo salonuna gitmek nasip ettirilir. aşağı yukarı anlatayım:

    steven çok pis maksatlarla bir adamı aramaktadır. şehrin dehlizlerinde dolaşır, zencilerle yüz göz olur, bir sonuç alamaz ve sonunda loş ışık ve nahoş tiplerle tıkabasa dolu bir bilardo salonuna gelir. barmene adamı tanıyıp tanımadığını nazikçe sorar. barmen müstehzi bir bakış atar, bilmemektedir. steven salona dönüp bu adamı tanıyıp tanımayan olduğunu bir kez daha nazikçe sorar. bu sırada kamera salona 180 derece bir çekim yapar, bilhassa bandanalı, kaslı ve dışarda harley türevi motoru olduğu anlaşılan tipleri kadraja alır. masaların üzerine hafif bir ışık vurur, salonun arka kısımları belli belirsiz görünür. steve bakar ki ses seda yok, bari bilardo oynayalım azcık der, bir bilardo sopası alır. masayı şöyle bir dolaşır bir iki spektaküler ve gözdağı maksatlı vuruş yapar. bu, ben adamı sıkı döverim mesajıdır. abiler aralarında bakışırlar, bir tanesi steve ile diyaloğa girer, işte adamı napıcaksın falan der aşağı yukarı. steven konuyla tamamen alakasız ama içinde metaforlar, gizil anlamlar ve incil'den öyküler barındıran, buna rağmen bir cümleyi nadiren geçen bir cevap verir. ama karşısındakiler hırt adamlar olunca edebiyat bilen pek olmaz, direkt agresifleşirler, ani bir hareketle steve'i ekarte, manipüle ve elimine eğilimi belirir. steve ise kendisine hazırlanan bu sahneyi gerekli verimliliğiyle kullanmak için doğuştan gelen yeteneğini icra etmeye başlar: ani bir hareketle bilardo sopasını alır, çevirir ve bir adamı yarar, diğerini ikiye böler. bu esnada otto e mezzo atan tipler kaçışırken steve yaralılardan birini uzun saçlarından kavrar ve edebiyatı bırakarak sokakların kanununu sokakların diliyle anlatmaya başlar: nerde lan bu falan der. abi valla bilmiyorum. nerde lan bu? abi valla. de amına kodumun der steven ve birkaç parmak kırar nihayet. hangarın orda falan der biçare herif de. steve de son bir hamleyle cezayı keser, ufak bir jestle gencin kolunu kırar, belki sopayı da kullanır. işte steven seagal'in kariyeri bu sahnelerde filizlenmiştir.

    bense şunu tavsiye edeyim: steveciğim hiç zahmet etme, bi dahaki sefere direk hangara git. adamlar orda bekleşiyorlar.


    (grapes of butcher - 2 Ekim 2004 12:10)

  • comment image

    adını hatırlamadığım bir filminde steven seagal köprüden aşağı uçan bir trenin içindeyken, newtonun kanununa aykırı olarak aşağı düşen trenin içinde yukarı doğru koşup ekstradan trenin içindeki bir iki adamı da tokatlayarak trenin sonunda helikopterin merdivenine atlıyordu.büyüksün abiii...


    (radio bemba - 8 Kasım 2004 01:37)

  • comment image

    filmin basindan sonuna en az yuz kisinin cok ozur dileyerek soyluyorum sulalesini sikmesine ragmen pantolonunun utusu bozulmayan bir kisidir.


    (fincan - 19 Mayıs 2005 08:45)

Yorum Kaynak Link : steven seagal