eva green in başrolünü üstlendiği 2009 yapımı film.sheila kohler’in ayni adli romaninin beyaz perdeye uyarlanmış.

--- spoiler ---
film 1934 ingilteresi’nde bir kiz okulunda geciyor. kiz ogrencilerin cok sevdigi diger ogretmenlerden oldukca genc ve farkli fikirlere sahip olan miss g (eva green) ve de okula yeni gelen kiz ogrenci fiamma. eski ogrencilerin ogretmenlerini yeni ogrenciden kiskanmasi ve beraberinde gelisen olaylar. kesinlikle izlemeye deger.

--- spoiler ---

http://www.imdb.com/title/tt1183665/

(en bi gercek sour - 25 Mart 2010 17:22)

(bkz: #5292104)

(ercin - 31 Mart 2010 15:28)

iyi senaryo. harika oyunculuklar..
+ eva green'den muthi$ bir performans..

(burcix - 5 Nisan 2010 13:51)

enteresan ba$layip ortalama ilerleyen ve vurucu biten bir film.

--- spoiler ---

eva green'e deli olmak cok yara$ti, o ne zombi baki$lari, ne virginia woolfvari sigara tutu$laridir. zaten ben genel hal ve tavirda bir virginialik gordum gibi. gerek manik depresyonlari, gerek sac ba$ kiyafeti ve sigarasi, gerek lezbiyenligi olsun.
kiz ogrencileri canlandiran minik hatunlarin da performanslari takdire $ayandi.

miss g ile di arasindaki cinsel gerilimin sahneye fiamma'nin giri$i ile odak degi$tirmesi, kizlarin hepsinin ne olursa olsun miss g tarafindan onaylanma ve sevilme ihtiyaclari, miss g'nin fiamma'ya tecavuz ettigini bile bile fiamma'ya "igrenc kiz" diyerek onu dovmeleri, bir kadinin bir kadini bir ucuncu kadindan kiskanmasi, saplanti, delilik. kadinlik. evet bildigin kadinlik var her bir yerinde filmin. on uc ya$indaki de kadin, otuz ya$indaki de, altmi$ ya$indaki de. bir kadinin bir genc kizda hem genclik bulmasi, hem onu kiskanmasi, hem a$ik olmasi, hem oldurmesi var. daha ne istiyoruz? bir de bunlari yapan eva green yahu, kirmizi ojeleri, her daim elinde sigarasiyla eva green.
--- spoiler ---

(willow is still blessed - 9 Temmuz 2010 03:24)

--- spoiler ---

eva green'in ne kadar başarılı bir oyuncu olduğunu anlamış oldum bu film sayesinde, özellikle birden fazla kişiliği olan bir rolü bu performansla, bittim.

tahmin ettiğimden farklı ilerleyen ve beni az çok şaşırtan film. izlemeden sahnelerden malesef bir-iki spoiler almıştım ama yine de keyfimi bozmadı bu. önce bir idol olan, kızların kendilerini geleceketeki miss g olarak görürken, miss g'nin ilerleyen zamanlardaki manik depresif halleri ve fiemma'ya kendini benzetmesi, onunla eşleştirmesi -ki aslında benzemeyip, fiemma'nın kendinin hep olmak istediği gibi biri olması- olay örgüsündeki en tat veren yerlerdi bana.

--- spoiler ---

(dysbaricosteonecrosis - 27 Ağustos 2010 15:41)

eva green çok başarılı, o enfes yüzünü yine muhteşem kullanmış... diğer oyunculuklar da çok başarılı...

--- spoiler ---

filmden aklımda kalan yegane sahne; tüm parasını verdikten sonra kurabiyesini paylaşmak zorunda kalan küçük kızın hüznü, çok başarılı olmuş...
--- spoiler ---

(oguzmania - 16 Eylül 2010 19:12)

gerek 1930'lardan fırlamış hali ile eva green'in gerekse kızların performanslarının harika olduğu, yönetmen jordan scott'ın ilk uzun metraj denemesinde oldukça başarılı olduğu kadınlık halleri, kadınların aşkı, tutkusu, öne geçme hallerini, rekabet etmeyenlerin bile rekabete etmeme hallerinin hakaret gibi algılanıp, karşı tarafı daha da azdırdığı keyifli bir film olmuş. seyredilesi .... ne güzel bir göldü o öyle .....

eva green manik depresif halleri, bir anda korkunç çekici egzotik prensesten bir anda dengesiz deli bir kadına dönen halleri, eline acayip yakışan sigarası, gözleri ile acayip çekici idi ....

(ride - 21 Kasım 2010 19:03)

eva green, maría valverde ve dönemin giysileri dışında pek bir olayı olmayan ama su gibi akması nedeniyle zevkle izlenen film. roman uyarlaması olduğu her sahnesinde hissediliyor ve insanda romanı okuyarak hikayeyi doğru düzgün anlama isteği yaratıyor. bir de o müthiş göl var tabii ki, insana düşler kurduran...

(balgam - 2 Ağustos 2011 13:11)

--- spoiler ---

--- spoiler ---

juno temple, filmdeki adıyla di, tıpkı atonement'da olduğu gibi bu filmde de konuşması gereken yerde susup bir ana karakterin daha hayatını kaydırmayı başarmıştır. benzer rolde bir filmde daha yer alırsa başı göğe erecek sanırım.

--- spoiler ---

--- spoiler ---

(stephen dedalus - 14 Ağustos 2011 06:56)

freestylers'tan güzide bir eser aynı zamanda.

leave the past behind, just walk away
when it's over, and the heart break
and the cracks begin to show

and the cracks begin to show

leave the past behind, just walk away
when it's over, and the heart break
and the cracks begin to show
begin to show [x7]

leave the past behind
begin to show [x6]

leave the past behind, walk away
when it's over, and the heart break
and the cracks begin to show

leave the past behind, just walk away
when it's over, and the heartbreak
and the cracks begin to show

and the cracks begin to show

leave the past behind, just walk away
when it's over, and the heart break
and the cracks begin to show
begin to show [x7]

leave the past behind
begin to show [x6]

leave the past behind, just walk away
when it's over, and the heart break
and the cracks begin to show

(el caballero sin espada - 10 Kasım 2011 11:54)

eva green'in muhteşem performansıyla psikolojik gerilim filmleri arasında yerini alan ingiliz filmi. her yaştan kadının aslında aynı duygulara sahip olduğunu bu filmde anlayabilirsiniz.

(sisi - 13 Aralık 2011 15:27)

fragmanından gördüğüm kadarıyla çok iç sıkıcı bir filme benziyor ama juno temple'ın burdaki saç modeli ve tipi nedeniyle feci izleme isteği doğurdu içimde.

(sombrefloe - 21 Ocak 2012 22:30)

turkceye 'çatlaklar' olarak cevirilmis tam bir kadin filmi. tekrar tekrar da olsa soylenmeli, eva green icin izlenmeli.

(archit3ct - 3 Nisan 2012 11:10)

kadın kıskançlığı, kadın duygusallığı, kadın mantıksızlığı ve kadın erkeksizliği konularını işleyen film. kız yurdu/yatılı okulu filmi ne kadar güzel olabilir ki? en fazla bu kadar.

(mukemmel sistem - 10 Mayıs 2012 11:36)

(bkz: #28843464)

(internal error - 4 Haziran 2012 11:15)

eva green çekiciliğinde bir film. fiamma karakterinin işin içine girmesiyle eva green ikinci planda kalıyor, öfkelendiriyor, karmakarışık ediyor insanı. önceden tahmin edilen bir gidişata sahip olsada akıp gidiyor film.

(lhasa - 25 Temmuz 2012 00:59)

dubstep'den nefret edenlerin bile severek dinleyebildikleri şarkı. girişindeki melodi efsane, belle humble'ın sesi de şarkıya cuk diye oturmuş. tabi elde böyle bir malzeme olunca flux pavilion şarkıyı başka bir boyuta taşımış ve inişli çıkışlı mükemmel bir parça olmuş. hakkında sadece 1 entry girilmesi beni bir hayli şaşırttı doğrusu.

http://www.youtube.com/watch?v=k1vlaxorrdk

(elishafanz - 1 Ağustos 2012 04:29)

flux pavillion remix'i kendine aşık eder. ve bağıra çağıra eşlik etme isteği uyandırır.

"leave the past behind, just walk away
when it's over, and the heartbreak
and the cracks begin to show!"

(bisquit - 8 Aralık 2012 06:48)

güzel bir kadın filmi. bir erkekle izlemek istemezdim.

--- spoiler ---

filmde mss g karakteri kapanda kırk kaplan misali bir deli. bir hikayeci. müthiş bir anlatıcı. anlattıkça yaşıyor. hikayeleri dinlendikçe gerçeğe bürünüyor..
ve bir gün adaya biri geliyor. sadece mss g için değil, bu ütopik okuldaki herkes için tehlikeli biri. çünkü gerçek dünyayı ve miss g nin anlattıklarının 'hikaye' olduğunu biliyor.

(okulu çok sevdim ne yalan söyleyeyim.çocuğum olsa, eve de yakınsa yazdırırdım, o denli. o güzel sofralar olsun, o doğayla iç içe eskiz derleri, o peyzaj dersleri, gecenin bir yarısı yüzme dersleri...hangi özel okulda bunlar var? varsa yoksa tüyap, miniaturk gezisisi düzenlesin onlar. a bir de tandırda kendi ekmeklerini yapıyorlarmış..laf, laf..)

fiamma tehlikeli çünkü, latin diyarlarindan donuk ingiliz topraklarına düşen bir kıvılcım adeta. genç yaşına rağmen hayatı yaşamiş, deneyimlemiş, tad almış bir afet. oyuncu çok iyi -hatta eva' dan bile-. karakteri hissettiriyor.
katıldığı ilk yüzme dersindeki hali, rahatlığı vs.
masalsı göndermeler çok. örneğin, o eşsiz coğrafyada bir patikadalar, rüzgar o kabarık ve kat kat elbiselerini havalandırıyor. derken kızlardan biri fiammanın yüzüne kara bir leke sürüyor. sonra da bir efsaneye göre bu izin anlamının, yakında öleceği olduğunu söyleyip onunla eğleniyorlar..
burayı okuyorsanız filmin sonunu biliyorsunuzdur.
sadece şunu söyleyeyim eva sürtüğü: filmin başinda seni çocuğumu emanet edeceğim tatlı bir madam sandım. sana çocuk emanet ediliyor. böyle mi eğitiyorsunuz çocukları? sen formasyonunu nerede aldın?
ve filmin başında, oh hiç hayvani kötü yok demek ki gerçekçi bir film derken neden ani geçiş verdin ey senarist. kötü viraj can sıkar. öptüm fiamma. bahtsız kızım.

--- spoiler ---

(marya peru - 12 Ocak 2014 20:28)

ilk kez bu tarz, kadınların hakim olduğu bir film izledim ve çok sevdim gerçekten. eva green'i izlemek için başlamıştım(penny dreadful dizisindeki halini sevenler yardırın) fakat üzerine çok güzel görüntüler, bazı detaylar, tatlı oyunculuklar ve tabi ki basit ama vurucu bir "okul" eleştirisi ile gecemi bir anda daha da güzelleştirdi.
imdb'ye baktım eva'ya hayran saçaklı kız ve yancısı sarı ile astımlı koca burunun(evet, isim hafızamı sıfatlarla kapatmaya çalışıyoryum) filmin çekildiği zamanlarda 20 yaşından büyük olduklarını teyit ettiğime göre kendilerini çok beğendiğimi söyleyebilirim. saçaklı iyi rol kesmiş gerçekten, ona sin city ve killer joe'da da dikkat edeyim. yancı sarının filth'de de oynadığını filmografisini araştırınca hatırladım gerçekten hoş bir izlenim bırakmıştı. eva için belki 007 bokunu izlemem ama camelot kasabilirim emin değilim. neyse sırada sin city ve the salvation var.

(gadasiz - 23 Kasım 2014 03:46)