Prensesin Uykusu (~ Le sommeil de la princesse) ' Filminin Konusu : Sıradan görünen ama aslında rengarenk karakterlere sahip bir grup insanın birlik olup kaderi değiştirme çabalarını hayatın tam içinden anlatıyor
Ödüller :
Çemberimde gül oya(2004)(8,3-2537)
Mustafa Hakkinda Hersey(2004)(7,6-8423)
Unutursam Fisilda(2014)(7,5-6454)
Issiz Adam(2008)(6,8-16556)
Ulak(2008)(6,8-4122)
Çocuklar Sana Emanet(2018)(5,5-445)
Benim Adim Feridun(2016)(5,3-732)
SIYAD Turkish Film Critics Association Award : "Best Actress"
uyandırmak için anlatılan masal'ın filmi.dün gece filmin galası yapıldı. çağan ırmak'ın bu filmi çok sevdiği, çok içine sindirdiği sözlerinden gözlerinden belli oluyordu. "ilk defa eğlenceli fim yaptım, iyi eğlenceler" diyerek filmini anaons etti.önceki filmlerinde ilk 15 dakikanın nasıl geçtiğini anlamamıştım; bu filmde genco erkal'ın konuşma sahnesiyle film başlamış oldu benim için; sonrası yağ gibi aktı gitti. oyuncuların hepsi birbirinden iyiydi; alican yücesoy süperdi, ayşe nil şamlıoğlu yıkılıyordu.. bence bu ikisinin de afişte ismi olmalıydı. genco erkal ile ilgili söylenebilecek bütün sözler çoktan tükenmiş. aslında yıllar yıllar sonra çağan ırmakın filmlerini izleyen birinin içinde bulunduğumuz dönem ve bu dönemin gündelik yaşamı ile ilgili çok şey bulacağını düşünüyorum. müziklerin de bunda etkisi çok büyük elbette. filmin çıkış noktası prensesin uykusuyum şarkısı olduğu için redd ve müziklerinin filme ne kadar yakıştığını söylememe gerek bile yoktu sanırım.çağan ırmak'ın filmlerinde anlatmaya çalıştıkları tartışılabilir ama yönetmenliğine daha doğrusu "sinamacı" kimliğine laf atmak mekruhtur. ellerine sağlık."uyandırmak için anlatılan bir masal anlatıyorum sana dünyadaki bütün masalların aksineuyanınca okunacak bir masalbizim masalımızdünyanın tüm masallarının tersine"
(luna - 12 Kasım 2010 10:49)
dünya sinemasında da türk sinemasında da çok kullanılan bir temadır iyilik-kötülük. yeşilçam işin felsefi boyutuna girmeden, salt kötü adam- iyi adam üzerinden hikayesini anlatırken, özellikle dünya sinemasında satır aralarında zerdüşt düşünceden habil ile kabil’e göndermelerin olduğu ve iyi ile kötünün aslında ‘ne’ olduğunu çözmeye soyunmuş derinliği olan film örnekleri çoktur.çağan irmak’ın son film ‘’prensesin uykusu’’ bu ikisinin arasında duruyor. bu kavramların derinliğine inmiyor ama ticari sinemanın yüzeysel anlatımına da indirgemiyor. iyilik ve kötülüğü, ünlü masallara da gönderme yaparak modern masal olarak anlatıyor.bu masalsı anlatım çağan irmak’ın çoğu zaman işini kolaylaştırmış. çok da mantıklı bir olay örgüsüne gerek kalmamış. kızın günler boyu uyuması, toplam iki kere karşılaştığı adamı bu kadar sevmesi, pek bir karikatür gibi duran yönetmen kahraman karakteri böyle bir masalın içinde eleştirilebilecek bir kusur olarak gözükmemekte.çağan irmak, seyircinin yüz ifadesini aziz (çağlar çorumlu) karakteri ile eşzamanlı hale getiriyor nerdeyse. filmi, aziz’in mütebbessim ifadesi ile izlettiriyor, onun ağladığı yerlerde de gözlerinizi dolduruyor çağan irmak önceki filmlerinde de başarıyla yaptığı şekilde.. film boyunca da aziz’in yüzünün çok da asılmaması çağan irmak’ın filmini ’’ ilk güler yüzlü ve eğlenceli filmim’’ olarak tanımlamasına yol açıyor. burada çok ciddi bir şekilde merak ettiğim , çağan irmak’ın filmin proje aşamasında, yüzü pozitif elektrik saçan, inanılmaz sıcak bir gülümseme yayan bir karakter düşünüp bir oyuncu arayışına mı gitti? –ki böyleyse mükemmel bir cast seçimi- yoksa çağlar çorumlu’yu düşünüp mü böyle bir rol yazdı? sonuçta filmin ana fikrine, hem yüzüyle hem oyunuyla hizmet etmiş çağlar çorumlu.çağan irmak filmlerinde oyunculukların mükemmel olması da artık tesadüfle açıklanacak bir şey değil. babam ve oğlum, karanlıktakiler, ulak hatta issız adam (özellikle yıldız kültür) çağan irmak’ın oyuncu yönetiminde ülkenin en iyilerinden biri olduğunu ispatlayan filmler.prensesin uykusunda da çağlar çorumlu (aziz) alican yücesoy (neşet) ayşenil şamlıoğlu (hacer) mükemmeller. sevinç erbulak ise ilginç bir şekilde gitgide oturmuş role sanki.. başlarda vasatken (özellikle gizem’in kafasını çarptığı sahne ) sonlara doğru rolüne ısınmış. büyük ihtimalle çekimler hikayedeki sırayla gitti ve erbulak bir süre sonra fakir mahallenin kadın kuaförü rolüne tam oturdu .zaten o da , çorabından oturuşuna makyajından saç rengine kadar fiziksel olarak da çok gerçekçiydi.--- spoiler ------ spoiler ---genco erkal için ise ayrı bir parantez açmam lazım. müthiş rol yeteneği saygı duyulası ama hayat verdiği kahraman karakteri karikatürize bir tip. erkal’ın çok iyi ama tiyatral oyunu bu karakteri daha da abartılı yapıyor ve açıkçası biraz yoruyor. genco erkal’ı ‘’pazar bir ticaret masalı’’nda çok daha fazla beğenmiştim.prensesin uykusunda en beğendiğim flasbacklerdeki animasyonlar oldu. hollywood’da neredeyse klişeleşen ancak türk sineması için orijinal bir fikir sayılabilecek animasyon çok başarılı ve yerinde kullanılmış.prensesin uykusu ,kesinlikle başarılı bir film ancak kendi adıma söyleyeyim başucu filmlerden biri değil. bunun sebebi filmin o aşırı iyimser havasının dışında kalmış olmam olabilir. rejisör kahraman’lı sahnelerde mizaha çok güvenildiğinden hikayeyi anlatmaya ara verilmiş, bu da tempoyu düşürmüş.ama iyi oyunculuklar masalsı naif anlatım özenli animasyonlar filmi vasatın üzerine taşımaya yetiyor.redd konusunda da benim aklıma gelen şu oldu; ‘’ bu gruba küçük gizem ne kadar hayranmış değil.. çağan irmak ne kadar hayranmış’’ tamam film , yönetmenin grubun prensesin uykusuyum şarkısından esinlenmesiyle ortaya çıkmış ama yine de filmin çok merkezine oturmuş gibi geldi bana müzik grubunun çalacağı şarkı..bir de bazı detaylarla ilgili eleştirim olacak birincisi, her planına, animasyonuna bu kadar özenilmiş bir filmde aziz’in kendini sakat diye beğenmeyen kadınla yaşamaktan kurtulduğu hayat gösterilirken yapılan kel makyajı bildiğin levent kırca parodisinden kötüydü, filme yakışmadı.. filmdeki tüm iyilerin mutlu gözüktüğü sahildeki hayal sahnesinde fahişe aygül de olsaymış bir de..film , ne ufak tefek detaylara takılıp tu kaka edilecek , ne de gülümseyerek izlettiği için başyapıt ilan edilecek bir eser değil..hikayesini baştan sona güzel anlatan, etkili oyuncu performansları ve sevimli animasyonlarıyla zevkle kendini izlettiren bir yapıt.zerdüşt felsefesinde 3.. evre olan iyiler ve kötüler mücadelesinde kazanan iyiler olur .filmin finali de bu felsefeye uygun düşüyor. uyutmak için anlatılan masallar bu sefer uyandırmak için anlatılıyor ve film baştan sona taşıdığı iyimserliğe yakışan bir biçimde bitiyor--- spoiler ------ spoiler ---.
(siyah gocuk - 12 Kasım 2010 17:52)
gelirinin büyük bölümü tegv'e gidecek olan film. içindeki masalsı öğeler bana the fall filmini anımsattı. o filmde ağladığım kadar bunda da ağladım ama bir o kadar da güldüm. ayşenil şamlıoğlu ve genco erkal başta olmak üzere tüm oyuncular müthişti. redd'in en güzel parçalarından birine neden klip çekilmedi diye merak ederken, şarkı hakettiğini buldu ve filmi çekildi. bir filmde ille ki dünyanın yeniden keşfedilmesini beklemiyorsanız, mutlaka kan, vahşet ve seks görmek isterim demiyorsanız sevebileceğiniz bir film olmuş, emeği geçenlerin ellerine sağlık.
(henalama - 19 Kasım 2010 22:45)
yaklaşık 90 dakika boyunca suratımda ebleh bir gülücükle izlediğim, zaman zaman da hüzünlendiğim sıcacık bir çağan ırmak filmi. aziz'in o gülümseyen suratı içime işledi resmen. animasyonlar çok başarılıydı. müziklere söyleyecek söz yok, zira büyük bir redd hayranıyım. çağan ırmak; cemal hünal ve erdem akakçe'den sonra, bu filmde de çağlar çorumlu'yla tanıştırıyor bizi ve "bakın bu adam da iyi oyuncudur, dikkat edin." diyor. genco erkal'ın oyunculuğu hakkında yorum yapacak titre sahip değilim, zinhar çarpılırım. ancak şu kadarını söyleyeyim; rejisörlük günlerini anlattığı sahnede attığı tirat, tiyatro ve oyunculuk okullarında ders olarak gösterilmelidir. filmde tabii ki eksik kalan bir şeyler var, "şurası da şöyle olsaymış" diyeceğimiz kısımlar var ancak yine de ben çok zevk aldım filmi izlerken.
(tardy - 20 Kasım 2010 23:10)
afişten gördüğüm kadarıyla filmde john lennona benzeyen küçük bir kız oynamaktadır.
(jewel to sparkle - 21 Kasım 2010 13:38)
öncelikle şunu söylemem gerek; çok enteresan bir senaryo ve alengir beklentiniz varsa gitmeyin bu filme. çağan ırmak, her zamanki gibi basit olanı ince ince işleyerek işini çıkartmış ortaya. oyunculuklara yüklenmiş yine, çok da iyi yapmış. nefis oyunculuklar var. hatta diyebilirim ki, ana karakterlerde "eh" dedirten yok. hepsi çok çok iyi.buradan sonrası sanırım spoiler:--- spoiler ---ben bu adamın detay kullanımına hayranım. izlediysen hatırlarsın şimdi, seçil aziz'in yanına iniyor, sigara yakıyor. birkaç plan sonra seçil'i görüyoruz, sigarası sönmüş ama anlattığı şeye devam ediyor. biz "öf ya sönmüş" der demez kadraja alttan aziz'in eli giriyor çakmakla. beraber farkediyoruz.bir masal sahnesi var, kütüphane değişiyor, eski dönem oluyor. aziz elinde daha kalın bir kitap tutuyor. eski dönem ya, ilerde oturan çocuğa kitabı açıp gösterirken tersten başlıyor, eski yazı hesabı. süper.zargana'yı görür görmez aklıma filmdeki iki karakterin öksüz olması geldi. zargana'da da yalnız kalmış çocuklar yok muydu, yanlış mı hatırlıyorum? filmde kullanılan animasyonlar aklıma kill bill'i getirdi. çocukluğun irdelenmesi, ebeveyn ölümü falan. çok daha fazla miyazaki havası var tabi. hatta finalde bu ikisi yatakta otururken karşıdan gelen koca canavar sen to chihiro no kamikakushi'de insan yedikçe kocamanlaşan, altın dağıtan canavara benziyordu bence oldukça. hani başta köprüde duruyor yüzü beyaz maskeli. neyse işte, anlayan anladı. güzeldi animasyonlar. bu kalitede bizden bir animasyon izleme isteğiyle dolup taştım. bak ne güzel filmmiş, yazdıkça aklıma geliyor. yine seçil'in alt kata aziz'in yanına indiği sahnede inceden bir mikadonun çöpleri havası var. ya da ben oyunla kafayı bozdum her yerde onu görüyorum. kemal sunal, gülen adam. anmazsam olmaz.redd, ah redd. oyuncu değiller tabi, o sahneler kısa tutulmuş "hemen yanına gidelim". motorla gelişleri-gidişleri falan, redd şov olmuş oralar. güzel ama, tadında hep. klişelerle çok uğraşmış bir de çağan ırmak. belki bu biraz fazla dikkat çekici olabilir. hayalet sahnesi gereğinden uzundu bence. eğlenmişler.--- spoiler ---gidilip görülesi, kıymet verilesi.
(stanley weber - 23 Kasım 2010 23:53)
--- spoiler ---sevgili çağan ırmak,çok uzatmicam. iki kelam edip, gidicem. öncelikle, benim çok derinlerde hissettiğim ancak tıp dünyasının kabul etmediği "gönül teli" uzvunun olduğuna artık eminim. senin sayende keşfettim, teşekkür ederim.söylemek istediğim diğer şey şu; beni ayrılıkla ağlattın, anladım. ölümle, yetimlikle, haksızlıkla ve hatta zamansız mekansızlıklarla bile ağlattın, bişey demedim. ama çizgifilmle insan ağlatmak, özel yetenek gerektirir ve bu yetenek iyi ki sende var. ps. i love you--- spoiler ---
(venusteki limon agaci - 28 Kasım 2010 00:43)
--- spoiler ---küçük gizem'in redd hayranı olmasına anlam veremeyerek konsantre olamadığım filmdir. redd barış manço değil ki 7 den 77'ye hayranı olsun. adamlar alternatif rcok grubu ve çok iyiler evet, ama hem küçük gizem hem ben aynı anda redd'e hasta olmayalım. gizem gitsin ismail yk, demet akalın falan sevsin. yoksa bu kız hızını alamaz bi iki seneye de sözlüğe yazar olur.--- spoiler ---
(placebo - 29 Kasım 2010 09:51)
--- spoiler ---aziz seçil ve gizem ile ilk karşılaşmasının ardından ev arkadaşı neşet'e seslenir. onu odasında göremeyince yeni komşuları için çay hazırlamaya koyulur. ama ondan tam önce takvim yaprağını koparır. günlerden 14 mart'tır.....aziz gizem'in defterini okumaya başlar: "bugün yeni hayatımızın ilk günü..."bilenler bilir 14 mart rumi takvime göre yeni yılın ilk günüdür.--- spoiler ---
(lovely rita - 11 Şubat 2011 17:14)
izleyene anlatmak istedikleri olan, "dert" sahibi bir film*;dünya kötü bir yer oldu ya hani.. hani eskisi gibi değil ya hiçbir şey..iyi insanlar bir bir terkettiler ya limanları ve dünya kötülere kaldı ya..hani masumiyet ve merhamet unutuldu ya..ışıklar söndü, dünya karardı ya..kahramanım; biliyorum uçamıyorsun, lazer de çıkmıyor gözlerinden.. süpergücün yok, yetemiyorsun kötülükleri devirmeye..belki de bunların hiçbiri gerekmiyordur, çok başkadır belki gereken..kahramanım; korkma..!her şey düzelecek ve bunu yalnızca sen yapabilirsin.. yalnızca sen..
(sahlanankoc - 18 Aralık 2014 10:53)
Yorum Kaynak Link : prensesin uykusu