• "inşallah sınır ötesi operasyona gönderilirler de biz de kurtuluruz dedirten olay"
  • "(bkz: genç subaylar rahatsız)"
  • "herhalde türk sinemasi tarihindeki en uyduruk, en zevksiz ve en özensiz afise sahip olan film..."
  • "rahmetli halit akçatepenin canlandırdığı generalin soyadı etiketinde "ılgaz" yazmaktadır. burada rıfat ılgaza bir gönderme yapılmıştır."




Facebook Yorumları
  • comment image

    basrollerini mehmet ali erbil ve hulya avsar'in oynayacagi ogrenildigi anda bunyede tik ve segirme seklinde ufak ufak rahatsizlanmalara yol acan filmdir.. gonul ister ki bunlarin oynadigi hababam sinifi ile eski hababam siniflarindan biri ayni anda gosterime girse ve kemal sunal, munir ozkul, adile nasit, sener sen, tarik akan'li kadro bunlari gise de soyle en azindan bir bese katlasa..


    (sheva - 21 Eylül 2004 01:20)

  • comment image

    herhalde türk sinemasi tarihindeki en uyduruk, en zevksiz ve en özensiz afise sahip olan film...


    (fason - 4 Ocak 2005 20:27)

  • comment image

    bu nasıl bir sınıftır ki topluca aynı yere çıkar askerliği.
    tsk'nın disiplinli bir yer olduğunu anlatmaya tabi ki lüzüm yok. bu sınıfın askerliği herhalde bu nedenle acayip uzar.
    orduyla da taşak geçebilercekler mi bakalım?

    ne diye yaparlar böyle filmleri bilmem. bırakın da biz hababam sınıfını o 70'lerdeki saf ve ne zaman izlesek tebessümle andığımız haliyle hatırlayalım. bırakın, geçmişin çok değerli bir sinema mirasını kirletmeyin. onun mirasını bu şekilde çarçur etmeyin.


    (tut miki yan cek - 7 Ocak 2005 08:36)

  • comment image

    birisi ekmeğine bal sürer birileri de kendi ekmeğini diğerinin altına koyar ki bal akarsa kendi de nasibini alsın. birileri de abartıp bal sürenin elini sallar ki ballı ekmeği elinden düşürsün diye.
    işte böyle bir durumda türkiye'de sanat... hababam sınıfı bir külttür. mükemmel bir uyarlamadır. eserdir.
    `the godfather`'ın yenisini çekmeye gerek yoktur, olsa da yenisinin yapacağı tek şey eskiden uzaklaştırmak olacaktır yeni nesli.
    işte aynı durum hababam sınıfı için geçerlidir. hatta örnek vermek gerekirse güzel bir kadına ne kadar makyaj yaparsan ve dozunu kaçırırsan kadın güzelliğini kaybedip başka bir kişiye dönüşür.

    dikkat çekmek istediğim konu ise hababam sınıfı kadrosu:

    mehmet ali erbil: muhtemelen filmden kazanacağı parayı bir gecede kazandığı oluyordur
    hülya avşar: o da herhalde aylık kozmetik masrafını karşılayabilir bu parayla
    halit akçatepe: türk sinemasına bu kadar emeği dokunmuş, hele ki hele hababam sınıfı üzerinden ekonomik oyunlara telef olmayacak değerli insandır
    mehmet ali alabora: o değil mi shakespeare oynayan?

    şunu demeye getiriyorum: bu insanların çoğu parasal kaygıdan uzak bu filmi çektiler. demek ki bir sebep kalıyor sonuç olarak:
    hababam sınıfını askere, mc donaldsa, disneylanda, bodruma, diskoya, ne bileyim fransaya, taksime, hatta bizim eve getirerek sanatsal bir zaman uyarlaması yaptıklarını sanıyor bu değerli insanlar.

    durum demek ki daha vahim; sanata bakış açısı bu kadar sığ.
    öyle ki hababam sınıfının tekrar diriltilmeye ihtiyacı var mıdır yoksa bu klasiği gelinim olur musun ile ana haber bülteninin arasında kalan program boşluklarına sıkıştırıp film bitmese de zamanı dolunca filmi kesen zihniyette de suç var mıdır.
    hatta sinemaya olan ilgi, saygı yine hababam örneğinde bile şu denli yıkılmaktadır: jenerik diye bir şey yoktur bu insanlar için. sinemaya emek vermiş kimsenin adı önemli değildir. belki de bunun için hayatım boyunca hababam sınıfının jeneriğini bir türlü göremedim.

    ve böyle sanat saygısıyla dolu ülkemizde, özellikle de takdire şayan seviyesizlikleriyle medya sanatçıları dizilerinde besleyip, sanatsal yapıtları da kolayca yok edebiliyorlar; sonra yeni versiyonları adı altında tekrar tanrısı oluyorlar bu eserlerin.
    bırakın hababam sınıfı sınıfta kalsın; sınıftan çıkmasın. bari onlar ait olduğu yerde kalsın; hak etmediği yerlerde olanların olması gerektiği yerde olmadığı şu türkiye'de.


    (bandini - 17 Ocak 2005 14:42)

  • comment image

    ispanyasından japonyasına, hindistanından meksikasına, dünya yönetmenleri ömürleri boyunca biriktirdikleri üç-beş kuruşla ne şaheserler yaratırken türkiye olarak ne kadar kaypak, gereksiz ve dibe vurmuş bir sinema anlayışımızın olduğunu idrak etmemiz için iyi bir fırsat.

    ben artık bıktım! eşkıya'dan sonra yeni bir bahar yaşayan türk sineması ne kadar da gelecek vaat etmişti halbuki. arka arkaya eşkıyalar, ağır romanlar. tam "hah budur işte, devam" derken bu sektörün de televole espri anlayışına kurban gideceğini bu kadar tahmin edemezdim. saf arkadaşlarımız istedikleri kadar "ne güzel, sinemalarımıza her hafta bir türk filmi geliyor artık" desinler, ama bunlar gelecekse kapansın türk sineması, bitsin. dünyaya daha fazla rezil olmayalım!

    allah aşkına şu afişi bir letonyalıya göstersen taşşak geçer yaa. bu nedir yaa? nasıl bir cürettir? film zaten yerlerde, ona diyecek lafı bile kelime dağırcığımın yetersizliğinden dolayı edemiyorum, bari imajını güzel yapsaydınız. bu afiş, bu fragman, ömür boyu yayınlanacak çünkü internette. çıkıp ta "şu türkler napıyo şu sıralar, bulun bakiyim bana yeni filmlerini?" diyen bir yabancı yönetmene bu filmin afişi gönderilecek, fragman izlettirilecek. yeter ya! ağzına sıçtınız üç kuruşluk sinema keyfimizin. rahat bırakın artık bizi! her hafta sinema salonlarını, vizyona girecek film kontenjanını dolduruyorsunuz boş yere. bi gidin! madagaskar sinemasından film gelsin, ona bile razıyım. adı sanı duyulmamış ülkelerin adı sanı duyulmamış yönetmenlerinin komik bütçelerle çektikleri o eserlere bakıyorum. mizahsa mizah. dramsa dram.. bi de bizim bu günlerce konuşulan filmimsilere bakıyorum. en anlamadığım da türk milleti olarak en geyikçi ve aynı zamanda en içli medeniyetlerden biriyiz anuna koyim, ama gel gör ki ne komedi filmimiz beş para eder, ne diğerleri..

    ama her zamanki gibi bu ne ilk ne de son. "aman ülkem kalkınsın yeter ki" diyen bazı 0-6 yaş zeka seviyesine sahip karton vatanseverler yine gidecek bu filmlere. "hiç olmazsa ülkem kazandı" diycek. ve bu gereksiz yönetmenler arka arkaya sıralayacak beş para etmeyen leş gibi filmlerini ne de olsa paza kazandıkları için. bitmeyecek bu kabus. hiç bitmeyecek amona koyim.

    çıkıp "hababam sınıfı askerde'yi imdb'de ilk 100'e sokalım" diycek yine bazı gerzekler, ondan korkuyorum (ne de olsa benzerlerini gördük) çok bi bok ya imdb'de 100'e girmek.. hala kasaba zihniyeti, adımızı dünya duysun zihniyeti, avrupa avrupa duy sesimizi zihniyeti.. sırf gösteriş meraklısıyız. işlevimiz sıfır. dünya sinemasına kazandırdığımız sıfır.

    son olarak: bu, ve buna benzer allahın cezası filmlere gidenler top olsun, ibne olsun. "gavura gideceğine türke gitsin param, sana ne ayol?" diyenler daha beter olsun. yeter be!

    (bkz: delirttiniz lan beni)


    (sir gawain - 27 Ocak 2005 17:26)

  • comment image

    birdenbire sebepsiz aklıma geldi.
    izlemedim; ama ikibinlerde yapılmış filmler arasında şenlikli bir kadroyu (belki son kez) biraraya toplamış bir filmmiş. ikinci kuşak hababam'dan da kaybettiğimiz değerleri (halit akçatepe, melih kibar) saygıyla analım bu arada.


    (tearhunter - 4 Nisan 2018 16:43)

  • comment image

    hababam sinifi emekli,hababam sinifi mezarda filmlerinin de cekilip bir daha icinde hababam gecen bir seyin cekilmemesi gerektigini hatirlatan film.
    rifat ilgaz yazmis,ertem egilmez cekmis ve harika bir sey olusmus.daha harika diye bir sey yok bundan oteye hababam la ilgili.
    simdi de ferdi egilmez cekmis.oglum baban cekti ya bunun kralini...sen daha ne ugrasiyorsun.hayir korkuyorum bu ferdi egilmez'in de oglu ceker hababam sinifi uzayda filan...olmasin boyle seyler.hersey de yozlasmasin di mi ama?


    (timsi - 15 Ekim 2005 04:11)

Yorum Kaynak Link : hababam sınıfı askerde