Süre                : 1 Saat 44 dakika
Çıkış Tarihi     : 23 Mayıs 2006 Salı, Yapım Yılı : 2006
Türü                : Aksiyon,Macera,Bilim Kurgu,Heyecanlı
Ülke                : Kanada,ABD,İngiltere
Yapımcı          :  Twentieth Century Fox , Marvel Enterprises , Donners' Company
Yönetmen       : Brett Ratner (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Simon Kinberg (IMDB)(ekşi),Zak Penn (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Hugh Jackman (IMDB), Halle Berry (IMDB)(ekşi), Ian McKellen (IMDB)(ekşi), Patrick Stewart (IMDB), Famke Janssen (IMDB)(ekşi), Anna Paquin (IMDB), Kelsey Grammer (IMDB)(ekşi), James Marsden (IMDB)(ekşi), Rebecca Romijn (IMDB), Shawn Ashmore (IMDB), Aaron Stanford (IMDB), Vinnie Jones (IMDB), Ellen Page (IMDB), Daniel Cudmore (IMDB), Ben Foster (IMDB), Michael Murphy (IMDB), Dania Ramirez (IMDB), Shohreh Aghdashloo (IMDB), Josef Sommer (IMDB), Bill Duke (IMDB), Eric Dane (IMDB), Desiree Zurowski (IMDB), Adrian Hough (IMDB), Haley Ramm (IMDB), Stan Lee (IMDB), Cayden Boyd (IMDB), Tanya Newbould (IMDB), Anthony Heald (IMDB), Cameron Bright (IMDB), Connor Widdows (IMDB), Kea Wong (IMDB), Shauna Kain (IMDB), Julian Richings (IMDB), Mei Melançon (IMDB), Omahyra (IMDB), Clayton Dean Watmough (IMDB), Ken Leung (IMDB), Julian Christopher (IMDB), Brad Kelly (IMDB), Makenzie Vega (IMDB) >>devamı>>

X-Men: The Last Stand (~ X-men: Son direnis) ' Filminin Konusu :
Bu bölümde X-Men topluluğu ilk olarak bir seçimle karşı karşıya kalmaktadır. Bulunan yeni tedavi yöntemi ile mutantlar normal insanlar gibi yaşayabilme olanağına sahip olacaklardır. Mutantların liderleri Charles Xavier ve Magneto arasında, mutantları insanlardan ayıran inanılmaz özelliklerinden kurtulup kurtulmamaları arasında bir görüş çatışması olmuştur. Bu ise son bir savaşın temellerini atmıştır. Bu savaş şimdiye kadarki en büyük savaş olmasının yanında son olacaktır.

Ödüller      :

Academy of Science Fiction, Fantasy & Horror Films:Saturn Award-Best Supporting Actress


  • "cerebrosuz x-men filmi."
  • "creditsten sonraki sahnede gördüğümüz üzere xavier nalları dikmeden önce kendini, küçük mutantlara etik dersi verirken tvden gösterdiği komadaki adamcağzın vücuduna yerleştirmiştir."
  • "filmde charles xavier'in mezar taşındaki kabartma madeni paraların üzerindeki mustafa kemal atatürk kabartmalarına bir hayli benzemektedir."
  • "verdigi en onemli mesaj "istedikleri kadar kolunuzu kessinler, onemli degil; ama cukunuze bi darbe alirsaniz bitersiniz" olan film."




Facebook Yorumları
  • comment image

    bu filmden öğrenilenler...

    --- spoiler ---
    1-bu hızla hormonlu gıda tüketmeye devam edersek, dünya filmdekine benzer bir hale gelecek...
    2-biz google earth ile yetinirken usa oldukça hızlı yol katetmiş... evde donsuz gezmeyin...
    3-molotof kokyetli yapmanın daha karizmatik ve daha zor yolları da var, mutasyona uğramadan denemeyin...
    4-en gelişmiş mutant bile olsanız sakın ben oldum demeyin, sizden daha yeni sürüm mutantlar çıkabilir...
    5-tüm gücünüzü bir adama adamayın, tökezlediğiniz anda amaçları için sizi yarı yolda bırakır...
    6-yolunuz usa'ya düşerse yediğiniz, içtiğiniz, soluduğunuz havaya dikkat edin... çünkü sadece oradaki insanlar mutasyona uğruyor...
    ---
    spoiler ---


    (qfwfq - 23 Eylül 2006 16:13)

  • comment image

    --- spoiler ---

    creditsten sonraki sahnede gördüğümüz üzere xavier nalları dikmeden önce kendini, küçük mutantlara etik dersi verirken tvden gösterdiği komadaki adamcağzın vücuduna yerleştirmiştir.

    ---
    spoiler ---


    (rezalet - 8 Şubat 2009 18:36)

  • comment image

    aslında çok güzel bir şekilde işlenecek bir senaryoya sahip olduğu halde(mutantların tedavi edilmesi) süresi kısa tutulduğu için dramatik tarafı zayıf bırakılıp aksiyona ağırlık verilmiş bu durumda maalesef filmin derinliğini azaltıp ucuz bir aksiyona dönüştürmüş. ayrıca film ile çizgi roman arasındaki büyük farklılık da yabana atılacak cinsten değil. hatırladığım kadarıyla jean grey dark phoenix'e dönüştüğü zaman ateşten bir zümrüdüanka kuşu şekline bürünüyordu. oysa filmdeki dark phoenix buffy the vampire slayer'daki dark willow'a benzer bir şekilde görünüyor. aynı şekilde filmdeki callisto ile çizgi romandaki callisto'nun güçleri tamamen farklı. aynı şey kid omega için de geçerli. kid omega olarak gösterilen mutant aslında quill isminde başka bir mutantın güçlerine sahip. bundan başka rogue filmdeki gibi ergenlik sorunları olan kızışmış bir yeniyetme değil dağları taşları yerinden söken ve wolverine kadar dayanıklı ve yara almaz bir karakter. çizgi romanda oldukça önemli ve güçlü bir mutant olan psylocke ise sadece birkaç saniye gözüküyor. aynı şekilde takımın lideri cyclops ve colossus çok geri planda kalmışlar. ayrıca juggernaut'un mutant olarak gösterilmesi ve xavier'ın üvey kardeşi olmasından bahsedilmemesi filmi çizgi romandan ayıran başka farklılıklar.

    bunların dışında storm, kitty pryde, wolverine filmde en iyi şekilde işlenmiş karakterler. ayrıca danger room sahnesi, son savaş, pyro ile iceman'nin düellosu ve jean grey'in evinde geçen sahneler filmin eksikliklerini kısmen gideriyor. yine de x men 3 the last stand bryan singer'in ilk iki filminin yanında oldukça sönük kalmasına rağmen tek başına değerlendirildiğinde kötü bir film değil.


    (medsarpent - 18 Mayıs 2010 22:53)

  • comment image

    içinde büyük mantık hataları olan film.

    --- spoiler ---

    filmin sonu wolverine jean'i öldürür falan fıstık 1050. defa izledik zaten şimdi filmin mantık hatasına geçelim...

    sana ses ediyorum wolvi mal;

    1. sağda solda, mutant gücü başka mutantların gücünü bloke etmek olan kelaynak bi çocuk var...
    2. sağda solda, batırdığın zaman mutantların gücünü sıfırlayan atraksiyonik bir iğne var...
    3. sağında solunda ise 6 tane ademantiumdan pençe var...

    ula hobalak insanı, lan mal, ebe öküz, dangalak niye ilk iki seçenekteki silahları değil de son seçeneği seçiyorsun.

    ha bi de neymiş "ayyy lav yuuu" hastır lan öyle aşk mı olur?

    ---
    spoiler ---


    (gominist redar - 10 Şubat 2011 20:29)

  • comment image

    --- hafif spoiler ---

    okulda professor x'in etik derslerini kimsenin iplemediğinin anlaşıldığı film. bir tarafta bütün mutantları tekrar insana dönüştürebilecek olan bir ilaç var. her ne kadar sadece gönüllü olarak başvuranlara uygulanacağı duyurulsa da askerlerin elinde yüzlerce şırınga ateşlenmek için hazır olarak bekliyor. ki, storm başta olmak üzere okuldaki 'iyi' mutantların hemen hepsi* bu ilaca tepkili.

    diğer taraftaki magneto bu ilacı fırsat bilip tüm insanlığa* savaş ilan ediyor. aslında niyeti ilacın sentezlenmesini sağlayan veleti öldürüp durmak mı yoksa her insanı mı öldürmeye niyetli pek belli değil. kabul edelim ki ikincisini seçmiş olsun. ordular düzülüyor, köprüler atılıyor, savaşa gidiliyor..

    ortada müthiş bir etik ikilem var değil mi? bir arada yaşamayı beceremeyip çözümü diğer tarafı yok etmede bulan iki taraf var. (bkz: karşılıklı faşizm) üzerine 3 saatlik film çekilir, yetmezse 3 filmlik seri çevrilir. amma velakin bizim elemanlar ne yapıyor? atlıyorlar jete, direkt askerlerin yanında savaşa giriyorlar. hadi diyelim ki masum insanlar ölmesin diye yapıyorlar. ancak bunu yaparken çatır çatır mutant öldürmekten hiç mi hiç gocunmuyorlar. üstelik, bununla da yetinmeyip mutant geni yok eden iğneleri kullanmaktan dahi geri kalmıyorlar. profesör x'in kemikleri sızım sızım sızladı yemin ederim. okula döndüğünüzde çocukların yüzüne nasıl bakacaksınız lan? derse girip "50 mutant leşim var, ama onlar başlattı." mı diyeceksiniz?

    böyle senaristler olmaz olsun arkadaş. güzelim trilogy piç olmuş.

    --- hafif
    spoiler ---


    (barut hakki - 31 Aralık 2011 13:49)

  • comment image

    siz sevgili okuyucularla bu filmin sikintili cekim sureci hakkinda birazcik bilgi paylasayim. simdi efendim bu bryan singer denilen arkadas ben superman i dondurmeye gidiyorum deyip projeyi birakinca yapimcilar matthew vaughn isimli yonetmenle anlasmislar. vaughn hemen singer den kalan senaryo uzerinden cast calismalarina baslamis derken yapimcilar arayip film aralik 2006 da gosterime girecek kendini ona gore ayarla demisler. vaughn de ben en az x2 kadar iyi bir film yapmak istiyorum bu kadar kisa surede bunu yapamam deyip istifayi basmis. vaughin in ayrilisindan sonra haldir haldir yonetmen arayan studyo kiralik yonetmen brett ratner le anlasmis. ratner hemen cekimlere baslamis ancak bu kezde cekimlerin ikinci haftasi olmadan vaughn den kalan goruntu yonetmeni ben boyle bir rezilligin icinde yer alamam deyip istifa etmis. rattner yerine eskiden beraber calistigi bir goruntu yonetmeni getirip filmi belirlenen sure icinde bitirmeyi basarmis.


    (haggar - 11 Ağustos 2014 22:11)

  • comment image

    brett ratner diye bir komik kuklanın koskoca x-men mitini yerle bir ettiğini gösteren asap bozucu bir film.. hayır, tabi sadece onu sorumlu tutmak da imkansız zaten kuklayı da bu yüzden dedim.. o yapımcı denyolar istedikleri şeyi yapmadı diye matthew vaughn'u gönderip bu adamı kuklalık yapsınlar diye almadılar mı zaten? çocuk oyuncağına, komediye döndürmüşler işi, olur mu yahu..

    hayır nasıl bir çizgiroman konu olarak bu denli rezil edilir inanamıyorum.. zaten konu yönüyle çizgiromanla bırakın alakası olmasını yanından geçmediği gibi bir de bütün karakterleri harca, aptal bir sonla bağla, sonra da x-men diye süper seri yaptık biz diye adam kekle.. ayıp yahu..

    bu brett ratner'a zaten söyleyecek söz bitmez.. hadi hiç sorumlu tutmayayım ben konudan, filmin işleyişinden.. diyeyim ki yapımcılar her şeyi seçti, sen kuklasın, ağzını açamazsın dediler brett kardeşe.. o da kabul etti diyeyim.. ama o şekilde bile rezalet bir yönetmenlik gösteriyor.. yani her şeyiyle aynı senaryoyu, aynı filmi, aynı konuyu bryan singer'a versen bu haliyle bile bu komik insandan 10 kat iyisini yapardı ondan eminim.. o kadar leş bir yönetmenlik var ki kelimeler yetmez..

    film uyarlama olarak yerlerde sürünüyor.. film olaraksa paranın harcandığı, vasat, sıradan bir aksiyondan bir gram ileri gidemiyor.. hey hey ki, hey hey.. o kadar hisliyim, doluyum ki sözlük, kelimeleri seçemiyorum..

    --- spoiler ---
    hadi çizgiroman benim umrumda değildir, ben karakterleri alırım, hikayenin içine ederim, istediğimi yaparım dedin.. koskoca yol gösterici professor x'i, öldürdün.. onu öldürmekle kalmadın, bir de onun sağ kolu, bütün savaşçı mutantların lideri cyclops'u öldürdün.. evet buraya kadar bile kahkahalar attırır bu x-men hayranlarına da.. sen dağ gibi xavier'ı öldürüyorsun, seyirci hüzünlenemiyor bile.. kuracağınız dramatik yapının içine edeyim be afedersiniz.. en ufak bir duygu sağanağı, üzüntü olmaz mı? komik adamların elinde olmaz tabi.. yok saçmasapan bir tedavi bulurlar da mystique'in gücü gider.. utanmadan filmin sonunda magneto'nun gücünü alırlar..(bi bok yedik, xavier'ı öldürdük, e şunun da gücünü bi alıverelim canlar der gibi)

    halle berry'nin elinde maskara olunmuş, storm maşallah çılgın atıyor filmde.. koskoca x-men wolverine ve storm'un elinde madara olacak grup mudur yahu? colossus'u koyacağız demişsiniz, sevinmiş, delirmişiz.. filinta gibi çocuk filmde wolverine'i sağa sola fırlatmak dışında tek bir işe yaramıyor.. sanki çaylak, wolverine abi ve storm ablası ne derse onu yapıyor.. bryan singer'ın yaptığı en güzel şey olan bütün mutantları doğru ve güzel bir şekilde kullanmasından sonra felaket göze batıyor.. hayır ben ona kızıyordum filmi "wolverine show" haline soktu diye, bu adam bokunu çıkarmış.. anne ororo, baba logan.. diğerleri de çocukları sanki anasını satıyım..

    peki koskoca juggernaut'u mutanta çevirmeye ne demeli? ayıp değil mi? yok kardeşim ondan x geni falan, mutant değil o.. nerenizle okuyorsunuz siz.. nolur yani onu mutant yapmasan.. hadi brotherhood'a soktun elemanı içine sıçtın da mutant yapmasan, en azından ona sadık kalsan nolur.. mutant yapınca noldu, sana sağladığı avantaj nedir ki bunun?

    filmde güzel şeyler yok mu? var tabi.. bütün pasifize edilmiş haline rağmen colossus'un ekrana yansıması harika.. bobby drake'i 5 saniyeliğine de olsa gerçek bir iceman olarak görmek harika.. juggernaut beklediğimden çok daha iyi ve heybetli görünüyor.. kitty pride çok şirin ve onun yansıması da gayet hoş.. beast'in fiziksel olarak daha güzel yapılabileceğini düşünmeme rağmen aksiyon sahnelerindeki hareketleri, karizmaları muazzam olmuş.. çizgiromandan çıkmış gibi duran ender şeylerden biriydi beyazperdedeki yansıması.. son olarak gücü alınmış erik magnus lensherr'in filmin sonundaki metali hareket ettirişi sonrası son bir gaz olarak "magneto ölmez, mutantistan bölünmez" diyerek filmin sonunu getirmekse gülümsediğim, eheh afferim lan dediğim tek şey oldu belki de..

    ha onun dışındaki o buram buram yapmacıklık kokan mutant-insan kardeşliği, amerikan başkanının eheh artık savaş bitti, hep beraber mutlu mesut yaşayacağız tarzı iğrenç kelamlarının rahatsız etmeyeceği x-men okuyucusu yoktur.. anasını satıyım 500 sayıda çözemedikleri şeyi siz 6 saatte çözdünüz, tebrik ediyorum..(ilk iki filmi de çıkartıp 2 saat demek belki de daha doğru olur ya..)
    ---
    spoiler---

    fiyasko uyarlama, sıradan film.. oyuncuların elinde kukla olan yapımcıların elinde kukla olmuş yönetmenden ne bekliyordun ki denyo dese biri ona da verecek cevabım olmaz, öbür yanağımı çevirip bari buna da vur kardeş derim..

    yazık..


    (parma maniac - 26 Mayıs 2006 19:39)

  • comment image

    sayın ratner kendisinden umduğumdan daha iyi bir iş çıkarmış diyeyim ilkin ama sanılmasın ki film muhteşemdi hayır sadece ratner efendinin eline yüzüne bulaştıracağını umuyordum umduğumu bulamadım şansıma. film iyi bir aksiyon filmi ve şu an pek çok dodak düşüren sahne görmüş geçirmiş büyük bütçeli blockbuster ları sahnelerle ezberlemiş kişilere bile " ula ula one be?" dedirtmeyi başarıyor.

    ilk ve ikinci filmlerin ultimate x-men serilerine bir nevi "ebelik" ermiş olması düşünülürse hele, izlediğimiz last stand biraz dandik kaçıyor. ama x-men hikayelerinin doğasında bulunan devasa boyuttaki felaketler ve ölüm kalım savaşları reyonundan bir kaç üstüne yakışan şeyi kuşanabildiği için kabul edilebilir bir sonuç bırakıyor önünüze ve haliyle tatmin olarak ayrılabiliyorsunuz salondan.

    çizgiromanları uzun süredir takip etmeye çalışan birisi olarak söyleyeyim x-men amerikan çizgiromanları arasında klişeleri barındırmasına rağmen en çok gerçekliğe ve ince ayrıntılarla bezenmiş senaryolara sahip seridir. çok satan kitaplar arasında pek çok anti-kahraman tadlarına yahut dodak düşürten eserlere rastlayabilirsiniz (bkz: sandman) ama x-men yanılmıyorsam 67 de yayınlanmaya başlandığından beri -ki bi kez çuvallayıp sonra 2. denemelerinde başarılı olurlar yayın olarak- kemikleşmiş bir okuyucu sayısına sahip olan ve bununla beraber yukarıda demeye çalıştığım özelliklere sahip bir çizgiromandır.

    ilk sayılarında -klasik seri olarak türkiyede basılanlardan bahsediyorum- birleşmiş milletler in barış gücü şeklinde güney afrikadan ororo munroe, rusyadan piotr rasputin, canada dan logan felan deye derme çatma bi başlangıç yapsada - ticari kaygılı olduğunu düşündüğümden böyle diyorum yoksa şahsi hıncımdır beğenebilirsiniz de tabii- ilerleyen zamanlarda hikayeye getirilen derinlik sayesinde çok değişik motivasyonlarla bir araya gelen asgari müşterekte birbirlerini kollamaya uğraşan bir grup insan ın hikayesini anlatırlar. hatta kitaptaki atmosfer o kadar ağırdır ki çoğu zaman bunaltabilir bile, zira herhangi bir karede bir anda birbirlerine dalmaya hazırdırlar bir çoğu.

    bu aksiyon, şamata nın da ötesinde nedir x-men efenim bunlar evrimin bir sonraki basamağıdır. zaten ilk iki filmin sırtını yasladığı sağlam hikayesi de budur x-men in. bir miktar taytlı ve iyi niyetli kimselerin diğer başka taytlı fekat habis kişilikleri denizin dibinde yahut atmosferin tepesinde dövmesi karelerini filme dönüştürseydi sayın singer sanırsam babayı görürdük biz 3. filmi. hikayenin bu kısmı öyle güzel göndermelerle doludur ki, gerçekten yaşanmış olaylarla öyle bir şekilde bağlanmıştır ki x-men in daima zinde kalmasını sağlayan nüve de budur zaten.

    filme dönecek olursak; en başta karakterlerle çok oynanmasına refleksif olarak sinirlenmek mümkün tabi. ve hatta "dark saga gibi bir seri dururken nettin sen lan?" deye yönetmene sataşmak ta mümkün, ama o hikayenin filme aktarılması da na mümkün afedersiniz. bir kere elinizdeki karakterlere yenilerinin eklenerek çoğaltılması gibi bir durum var 3. filmde. aynı anda 55 yeni varlığı 90 dakkada tanıtmayı başarmak mümkün değil. o yüzden tüm deste kullanılmadan yapılmış bir kart dağıtımı olarak bakmalıyız filme - ve hatta ekleyeyim yüksek pek çok kart eksik- , ha bu şekilde bakılırsa eldekilerden iyi bir iş çıkarılmış denebilir. spoiler a kaçmadan bu kadar laf geveledikten sonra. sinemada izlenmeyi hak eden bir film olarak ekleyeyim son olarak...

    --- spoiler ---
    cyclops ve jean grey ve hatta professor x in ölmeleri -prof efendi zor anlarda herkesi şaşırtan sürprizleriyle kurtuluyo gerçi- olası bir 4. filmde çok güzel bir geri dönüş hikayesine olanak tanıyor. sinister ve apocalypse le bezeli bir kötü kişiler timi cable ı meydana getirecek bu x-adam ları tekrar hayata döndürmeyi başarır pekte güzel olur hatta. juggernaut yenilip yutulmuş. mistik kaynaklı güçlerine bir açıklama getirilemiyeceğinden olacak basit bir kas yığını karakter haline getirilmiş. unstoppable ön ekiyle tanınan juggernaut un yakalanıp bir tırda hapis tutuluyor olması bakalım filmde orjinal hikayeden neleri değiştirmişler diye heyecanla bekleyen beni bile afallattı. emin olun ç.roman daki juggernaut magneto nun hükmettiği pek çok metali yanlışlıkla kırıverir odur yani.

    psylocke u ise yimişler diyeyim başka bişey demiyeyim. zihnen ingiliz menşeyli bedenen asyalı şu an x-calibur da görev yapan ninja-telepat bu ablamızı filmde çok az görmek bir yana, bir anda ölüp gitmesi hakkaten koydu yani. ki sayın jim lee nin elinden çıkan psylocke ları görseniz sadece bu karaktere dayalı filmler çıksın demeniz işten deil. warren worthington ın sadece hikayeye eklendiği bir film olmuştur ki orjinal hikayede ilk x-adam takımının bir parçası olan bu zat burda milyoner iş adamının mutant fekat temiz kalpli oğlu olarak bir yerlerden çıkıyor karşımıza, maalesef angel da hakkı verilmeyen bir başka karakter. colossus benim en sevdiğim x-men karakterlerin den biridir, sahip olduğu gücün yanı sıra son derece saf ve şiddet karşıtı karakteri onu nerdeyse bütün x-men tayfasından ayrı bir yere koyar. hatta sadece onun sırtlandığı bir takım özel kitaplarda soyunun rusyanın efsanevi rasputin in den geldiği felan anlatılır, şıktır yani abimiz. ha filmde klasik bir colossus wolverine takım çalışması olarak gösterilmiş o kadar. ne biliyim bir shadowcat elektriği tercih edilebilrdi yahut ultimate serilerinde olduğu üzre bir miktar eşcinsellik bile kullanılabilirdi -hmm zan altında kaldık heralde şimdi- colossus hakkında. hiç birinden yararlanılmamış. bu sebeple, istenen hugh jackman-halle berry filmidir x-men 3 yorumu edilinebilir tabii. ki hani bi nightcrawler vardı nooldu ona demek geliyor içimden. adı bile geçmedi filmde sanırsam.

    filmde bana en çarpıcı gelen bölüm ise magneto nun bir üs yapmaktan kaçınması oldu. topladığı mutantlarla beraber çadırlarda konaklayan belki de ortak kumanya yiyen bu süper egolu adam nasıl olduda elinden pek kolay gelen bir konstrüksiyon çabasına girmedi onu düşündüm. çizgiromanlarda daima elitist bir yaklaşımla yüksek standartlı bir hayat süren ve sürdürten magneto ve saz arkadaşları iyicene gerilla mı gösterilmek istemiştir bilemedim doğrusu. belki böyle bir şeyin gereksiz bir klişe olacağını düşünmüşlerdir ki kabul edebilirim böyle bir açıklamayı. bir başka eksik nokta mystique in nasıl yakalandığı. özellikle filmde, eşşeğin gusül abdestine yardımcı olacak kadar abaran bu öte yetenekli kadın ı nasıl yakaladınız abi? bi söyleyiverin bi zahmet. magneto nun halka yaptığı konuşmadan sonra -aciz aciz- yerini belirlemeye çalışıyoruz efendim diyen sayın bolivar trask -ki kendisi başkandan ne gerekiyorsa yapın emriyle beraber daha sonraları icad edeceği sentinellerin okeyini almış oldu heralde- mystique in yakalanmasını mı sağlamıştır? bir nedir hiç bir fikrimiz yok. belki henüz bu filmde gösterilmeyen bir mutantla mücadele tim i var başında albay john wraith li, onlar yapmıştır felan denecek ama bana bayaa dandik gözüktü o sahneler.

    ayrıca class 5 mutant bir nedir ona da pek açıklık getirilmiyor. kendisi bir mutant güç seviyesi dedektörü haline getirilen callisto tarafından ortalarda gezindi bu laf ama jedi lık göndermesi midir nedir, aciz bir arak çabası mıdır annamadım. ki hemen ekleyeyim callisto da dandik olmuş epey hele storm la mücadeleleri koltuk ısırttı doğrusu. arada hiçbir gerilim yaratmadan sürekli bu ikisini dövüştürmeyi seçmek catfight çabasımıdır nedir bilemedim. ama halle berry nin ortalarda gezinen çirkeflik yaptığı dedikodusu yerini bulmuşa benziyor zira kendisi olası bir 4. filmde kapı gibi karşımızda olcak sanki başrol olarak.

    multiple man in 200 ü aşkın sayıda kendini bölebilmesi ç.roma a göre pek mümkün deil ama hayal ürünü olan bir yapıtı gerçek deye kabul edip bir başka hayal ürünü yapıta karşı kullanmak bayaa eşşeklik olarak göründüğünden bu mevzuda çemkirmek istemiyorum çok ama maksimum sayı 27 dir -heh heh gereksiz bilgiler-

    haa bu arada cain marko yu xavier la hiç konuşturmadan hikayeye sokmak ta çok ucuz bir iş onu da eklemeden geçmeyeyim. kendisi xavier ın üvey kardeşidir orjinal hikayede. wanda maximoff ve quicksilver ın hiç hikayeye alınmaması da tercihen olmuştur herhalde zira magneto nun oğlu ve kızı olarak güzel bir giriş yapabilirlerdi ama neresinden aile mefhumuna gönderme yapılırdı acaba diye düşünürken belki de zorlama kaçarlardı gibime geliyor. ki daha kuyrukta bekleyen cable lar bishop lar gambit lerdururken longshotların ve hatta crossover team up ların esamesi okunmazken çokta yüklenmemek lazım sanırsam.bakınız hellfire demedim bile...

    mevzuyu gerektirdiğinden daha fazla bulandırdıktan sonra filme geri dönersem pek çok sürpriz le dolu film. hatta öyleki bir süre sonra sıkmaya başladılar. mystique ve cyclops un çook erken filme veda etmesi -ki scott summers tamda güzel bi kıvama gelmişken- eğreti durdu bile denebilir. last stand kelimesine oynanmaya çalışılmış adeta hatta bu yüzden film xavier sız geçiyor resmen. her seride ayrı bir gizli bilgisine ulaşılan sayın profesörün nasıl bir umman olduğunu kavramış ki senaristlerimiz hemen phoenix e background u charles xavier üzerinden yapmışlar.

    filmin en güzel anlarından dı iki eski dost gibi durdukları anlar xavier ve magneto nun. birbirine ölesiye saygı duyan düşman kişiler başlığında layıkıyla durduklarını kanıtlarcasına.

    x-men hikayesi burda bitmiyor tabii. filmler, çok ucundan girizgah yaptığı x-men efsanesine devam filmlerini getirecek kadar başarı/hasılat yaptılar hatta. daha sonrası olur mu bilemem ama. oyuncu kadrosu korunarakyahut korunmadan çekilebilecek çoğu hayranının ezberinde bulunan bir sürü hikayeye ev sahipliği yapıyor x-men kitapları.

    car car ötüp filmin şahsımca en goçumsu aksiyon sahnesi olan -yanılmıyorsam- golden gate in muhteşem kullanımı sahnesi hakkaten güzeldi. özellikle ian abimizin mimikleriyle bezendiğinde müziğin de eşlik etmesiyle hatırlara kazınan bir sahne oluşturdu. eyvallah dedim, film şimdi kurtuldu dedim hatta. ki bir köprünün worthington labaratuarlarına yapılan saldırıda yok edilmesi ve filmin bitişinde insan-mutant arasında ki kardeşliği perçinleyen hank mccoy un terfiisi sahnesinde köprünün yeniden inşa edilişinin gödterilmesi ucuz bir hileydi doğrusu. filmin şaaşaasından götüren bir başka unsurdu denilebilir.

    toparlamaya uğraşaraktan; x-men 3 the last stand orjinal hikayeyi geceleyin ormanda mini etekle yalnız başına geçerken yakalamış bir "fırsatçı" dır. bütün ihtimaller lehineyken bekleneni yapmış ve bildiğimiz -ç.romanlardan yahut çfilmlerden- hikayeyi iğfal etmiştir. ha bu durum zaten bir yerden sonra kaçınılmazdır zira bir e bir kitaplara sadık kalınarak çekilmesi olanaksızdır filmin. bu gözle bakıldığında filmden kaçınılmaz olanı yapıyor olduğu için zevk alınabilir. ha bana sorarsanız ilk iki filmin gölgesinde kalmıştır, ama zaten singer la ratner ı aynı kefeye koyuyor deildim. halen de deilim...

    not: logan ve storm un 6 lıyı toplayıp brotherhood a dalmaya gitmeden önceki konuşmalarında kullanılan kamera açısı gözlerimi doldurdu hakkaten. iki karakterinde kameraya yüzlerini döndüğü ve birbirleriyle konuştukları bu kare için bana pembe dizi estetiğinden ne kadar nefret ettiğimi hatırlatması nedeniyle emeği geçenlere teşekkür etmek istedim.

    not2: bir spiderman / wolverine ortak macerasına gönderme yapan final sahnesinde wolverine in jean grey i öldürmeden önce söyleyeceklerini bilmek ve hatta o an aklından geçenleri kelimesi kelimesine okumuş olmak zevkli idi doğrusu. sanırsam o sahne için bir teşekkür borçluyum birilerine...

    not3: asla baştan sona okunamayacak ve hatta belki de okunmaması gereken bir nerd lük abidesi bu entry mi okuyan ey değerli ve azimli okur, sözüm sana; inşallah x-men le acık muhabbetin vardı da sabrettin hepsine yoksa gerekli olmasa da bir özür diliyorum ben senden...
    ---
    spoiler ---

    not4: son olarak filmin tamamını gösteremeyen etiler movieplex sinemasına burdan selamımı yolluyorum. gizli bir sahne içersin içermesin bir filmin "tamamını" göstermek onların harcları değildi herhalde, en azından bunu öğrenmiş olduk. ve hatta "film bitti biz de kapattık abi valla ben izledim yazılardan sonra bişey yok" diyen yer gösterici abiyi ise alnından öpmeyi borç bilirim. şu erkek bünyeme erken boşalan döşek partnerinin verdiği hüznü tattırdılar ya çok yaşa movieplex...

    (bkz: anne ben nerd oldum)


    (varosozkurdela - 28 Mayıs 2006 01:34)

  • comment image

    bu bölümde öğrendiklerimiz:

    (spoiler sayılabilir)

    - terk edilen kadınlar intikam almak için herşeyi yaparlar.(bkz: mystique)
    - kıskanan kadın sevgilisini kaybetmemek için güçlerini bile feda edebilir.(bkz: rogue)
    - süper güçlere sahip ve aklını yitirmiş bir kötü olsa dahi bir kadını durdurmanın tek yolu onu herşeye rağmen sevmek ve sevdiğinizi göstermektir.(bkz: phoenix)


    (olay - 28 Mayıs 2006 23:55)

  • comment image

    --- spoiler ---
    efendim yazdığım entry'den sonra bazı mesajlar aldım "hacı ama wolverine de pek güzeldi yahu, bobby drake meaşallah pek uymuştu vallahi çizgiromandaki haline.." tarzında.. bunlardan elbette ki brett ratner kifayetsizini sorumlu tutacak, payeyi ona çıkartacak değilim.. ilk iki filmdeki mutantların hepsinden bryan singer ve ekibi sorumludur.. ratner mis gibi bir mirasın üzerine oturdu, aldığı film serisi bugüne kadar yapılmış örnekleri içinde en iyi 3-4 yapımdan biriydi..

    o nedenledir ki ben sadece 3. filmle beraber ortaya çıkanlara bakıyorum ve koca bir fiyaskodan başka hiçbir şey görmüyorum.. canım, ciğerim colossus logan'ın tabiriyle teneke adamdan başka bir şey değil.. koskoca archangel zoraki bir dramatik yapı kurmak için harcanmış, o amacı da başaramamış vasat bir yan hikaye dışında piyasada yok.. callisto başta olmak üzere brotherhood'da gördüğümüz birçok sağlam mutant malca hikayeye serpiştirilmiş, aha 5 saniye görün tamamdır hacılar denmiş.. juggernaut tip olarak yapımı gerçekten zor olmasına ve buna oranla gayet başarılı bir şekilde canlandırılmasına rağmen mutant yapılmış gerizekalıca, brotherhood'un göbeğine sokulmuş, magneto'nun emir eri haline gelmiş.. koskoca rogue kitty pride-iceman yakınlaşmasını kıskanıp 2-3 sahnede trip yapmak için komikler ötesi bir role sokulmuş.. ikinci filmdeki rogue'un psikolojik durumuna bakın bir, bir de bu filmdekine.. arada himalayalar göreceksiniz..

    bütün bunların yanında ciddi anlamda kötü çekilmiş bir film var.. şöyle bir örnek vermek istiyorum, herkesin beğendiği magneto'nun köprünün canına okuma sahnesi bile bence gayet vasattı.. iyi bir yönetmenin elinde ciddi anlamda sinemasal bir doruk noktası olabilecek o sahnenin bile harcandığını düşünmekteyim.. yine bir karşılaştırma yapacağım izninizle, başrolde yine magneto'nun olduğu, 2.filmdeki plastik hapishaneden kaçış sahnesine bakın bir, bir de bu köprü sahnesine.. son filmdeki sahne yapı olarak çok daha görkemli olması gereken bir durumdayken magneto'nun hapishaneden kaçışı çizgiroman estetiği, yönetmenlik, seyirciye gaz pompalama açısından çok daha büyük, sağlam bir sahneydi..

    peki dramatik yapı katmak istenirken yapılan dallamalıklara ne diyeceğiz? daha önce söylediğim gibi koskoca xavier'i öldürüp seyircide en ufak bir his uyandıramamak ne demektir.. orda wolverine ve storm'u birbirine sarmalayıp ağlatmak, acemice bir duygu sekansı yaratmak nedir? hele onu bırakın, bu tip bir çizgiroman uyarlamasında gördüğüm en yapmacık sahnelerden biri olan xavier'in okulunu devam ettirmeye kararın verildiği sahnedeki halle berry ve arkadaşlarının berbat oyunculuğu nedir? çok ciddi yazıyorum, bu tip bir filmde görülebilecek en kötü, en yapmacık sahnelerden biridir o.. sinema okulunu yeni bitirmiş birini getirseniz daha yapmacık, daha leş bir şekilde çekemez bu sahneleri.. bakın tırsıp ama 6 kişiyiz logan, ne bok yiyeceğiz mutant sürüsüne karşı diye ağlayan bobby drake'e(koskoca iceman'sin ulan sen, omega level mutantısın, piyasada harcayamayacağın eleman yok) biz x-men'iz, adamın amına koruz odaklı gerzek wolverine söylemini saymıyorum bile..

    3 elemanın ölümüne, the cure denyoluğuyla onlarca mutantın tedavi edilmesiyse daha az nefret ettiğim şeylerdi bunların yanında.. evet, çizgiromanda ölmeyen x-men karakterini bulmak çok zordur, xavier de, cyclops da, phoenix de ölüp geri gelmiş karakterlerdir.. ama bunları aynı anda öldürüp, biz son film yapıyoruz, sonumuzu yaptık, bozuk para gibi harcadık, mutant-insan kardeşliğini sağladık, amerika başkanına dostça konuşmalar yaptırdık, mutlu mesut yaşadılar derseniz komik olur.. taşak geçer bütün okurlar.. tüm bu son film açıklamalarından sonra filmin sonundaki magneto sahnesiyle aslında tedavi tamamen bir yalandı, hepsi yavaş yavaş güçlerini kazanacak ve xavier ölmedi hadiseleriyse(ilk başta ben bunu sadece magneto için düşünüp gülümsemiştim ama sonra uyandım) 4. film için açık kapı bırakmaktan başka hiçbir işe yaramaz, duygu uyandırmaz izleyicide..

    bir de şu wolverine'i tanrılaştırma olayına gelelim, hadi aslında bunlara çok takmak da istemiyorum ama filmin son sahnelerinde phoenix'e yaklaşmaya çalışırkenki wolverine yalan bir wolverine'dir.. öyle bir wolverine en skindirik çizgiromanda bile yok.. bu adamın iyileşme özelliği o kadar abartı değildir yahu.. parça parça etti phoenix adam 5 saniyede düzeliyor.. hayır hadi derideki yaralar tamam da bi ara bütün göğsü açıldı, içerdeki adamantiyum iskelet göründü be birader.. o hale gelen wolverine %90 ölür.. ölmese de o yaraların kapanması saatler sürer.. vücudu kurşun manyağı olmuş bir wolverine'in düzelmesi bile saatler sürerken günler sürer hatta ya neyse..

    lütfen ama biz çok eğlendik, insanlar da çok eğleniyor demeyin.. benim de eğlendiğim yerler oldu.. boru mu, çocukluğumuzdan beri okuduğumuz şeyleri görüyoruz ekranda.. hatta ben colossus'umu, 5 saniyelik iceman'imi görmek için bi daha da giderim belki.. çizgiromanla alakası olmayan insanlar da eğlenir.. severler de hatta belki.. zira sevmek için yeterli malzeme her zaman vardır.. 150 milyon dolar harcanmış, konu olarak birbirinden karizma karakterlere yer veren, içine etmesine rağmen x-men gibi gelmiş geçmiş en güzel hikayelerden birini konu eden bir film var karşımızda sonuçta.. filmin efekt ekibi iyi isimlerden oluşuyor, güzel de iş yapmışlar.. hugh jackman'ın efsane wolverine, ian mckellen'ın her ne kadar fazla uymasa da efsane magneto olduğu karizma sürüsü oyuncularıyla böyle efektli, aksiyonlu bir filmin insanları eğlendirmemesi zaten sözkonusu olamaz.. ama bu film kötü bir film, kötü çekilmiş bir film.. kötü bir uyarlama.. kifayetsiz bir yönetmenin elinde harcanmış sahneleriyle mundar olmuş bir x-men hikayesi.. o kadar..
    ---
    spoiler ---


    (parma maniac - 31 Mayıs 2006 12:12)

  • comment image

    --- spoiler ---
    prof. x oldukten sonra okulun gelecegi hakkında konusurlarken storm'un kalkıp "ne demisti kel xavi, okul dört tarafı duvarlarla kapalı yer demek değildir." demesini hababam sınıfı müziği eşliğinde hafize ananın zil çalarak mutant okulu merdivenlerinden inmesini bekledim ama yönetmen bunun yerine mal mal konuşmaları tercih etmiştir.
    ---
    spoiler ---


    (murtilli - 1 Haziran 2006 15:51)

  • comment image

    neredesin bryan singer, reva mıydı bu bize dedirten film olmuş. ilk iki x men'le alakası olmayan, "haydi kalan sahalar bizimdir" temalı ucuz kahramanlık sahneleri ve amarikan politika anlayışının yüceltildiği uyku getirici diyaloglarla bezeli sıradan bir aksiyon filmi izlediğimi fark etmem yazık ki uzun sürmedi. birilerinin ratner'a ve aynı haltı yemekten vazgeçmeyen diğerlerine filmin üzerine yapıştırılmış gibi duran ağlak sahnelerin seyircide göz devirmekten başka etki uyandırmadığını, höt, zöt efektleriyle ona buna ayar vermenin bir karakteri hiç de karizmatik, süper yapmadığını erkut abi tarzıyla anlatması gerektiğini düşünüyorum. ekstradan, singer'ın çok iyi bir oyuncu yönetmeni olduğunu da daha önce fark etmemiştim, balon gibi sönen hugh jackman'ı, kabarmış hindi misali koşuşturan halle berry'yi, dark phoenix'ten çok şaşkın ördeğe benzeyen famke janssen'i görünce kafama dank etti. (ian mckellen bana mısın dememişti tabii ki.) kendisine ettiğim bir kaç nahoş sözü geri alıp almayacağıma superman returns'ü gördükten sonra karar vereceğim. diyeceğim odur ki marvel evreninde karakterler zaten bumerang gibidir, giden illaki geri gelir. ama bunu filmlere yansıtmaya gerek var mıydı, ya da bu en azından jean grey ile sınırlı tutulamaz mıydı, "kapattık kardeşim ama tam da kapatmadık gibi sanki" demek yerine 2'nin matığında şöyle uzun, güzel bir devam filmi yapılsaydı daha iyi olmaz mıydı, bunu asla öğrenemeyeceğiz. hollywood'a bir kez daha sağ gösterip sol vurduğu için teşekkür ediyor, filme dair bir kaç not düşerek huzurlarınızdan çekilmek ve köşemde doyasıya küfretmek istiyorum.

    - filmde her şeye kahramanca direndikten sonra bok yoluna gidişine üzüldüğüm tek şey scott'un gözlüğü oldu. (scott'a pek üzülmedim, singer zaten şopar yapmıştı kendisini.)
    - filmi izledikten sonra gördüğüm ilk rüyada brooklyn köprüsünün üzerine yeşil boyayla "dandik senarist istemiyoruz!" yazıyordum. derken uçarak dark phoenix geldi, üzülme ben sizin kalbinizde yaşıyorum dedi. ona sarılayım derken köprüden düşüp öldüm. uyanınca bir baktım ki, balkon kapısı açık kalmış, üzerimi de örtmemişim.
    - yalvarırım bundan sonra hiçbir yönetmen hugh jackman'ın herhangi bir karakterine sevdiği kadını öldürtüp ulumasına izin vermesin. yeter artık be, midem kaldırmıyor.
    - catwoman'la aldığı altın ahududu'yu x men'deki storm'un rolünü genişlettirerek unutturabileceğini düşünen halle berry'ye yeni bir menajer ve akıl fikir diliyorum.
    - marvel evreni üzerine kurulu herhangi bir film çekip de efektleri ucuza getiren zihniyeti kınıyorum. smallville birinci sezonu izliyorum sandım be, reziller sizi.
    - dc comics kına yaksın.
    - ratner'ın yerinde olsam çok üzülmezdim; (kaldı ki çektiği filmi kötü bulduğunu hiç zannetmiyorum.) başkasının serisini piç etmek, kendi serisini piç etmekten kötü olmasa gerek.


    (solonielle - 2 Haziran 2006 10:34)

  • comment image

    cizgi romani hakkinda hic bir bilgiye sahip olmadigim, ama buna ragmen bana pek keyif vermemis, kanimca serinin en kotu yapimidir. patir patir karakter olmustur ama hic birinin arkasindan bakipta uzulesimiz gelmemistir. halle berry serinin basindan beri rolunde egreti durdugu halde bu son bolumde daha beter gozumuze sokulmustur.

    --- spoiler ---

    x-men cehaletimi mazur gorun ama sessizce baskin yapilacak bir adaya, hemde herkes bir sekilde ucup, ziplayip, cildiriyorken, neden kopru yikilarak gidilir, ya da sevdigin kadini kendisine zararli evil mutant guclerinden kurtabilecek antidot ayaginin dibindeyken neden cart diye oldurursun, bunlari aciklayamadim kendime.

    ---
    spoiler ---

    sanirim filmin beni sarmamis olmasinin bir kanitida oturup bir aksiyon filminde mantik aramis olmamdir. kusura bakmayin.


    (ky3 - 12 Haziran 2006 02:23)

  • comment image

    başarılı efektler içeren film. gerekli tanımı yaptıktan sonra gelelim notlara.

    ---spoiler---
    i) hiçbir yerde metal satranç taşı duymadığım için son sahnenin kolpa olduğu konusunda kuvvetli şüphelerim var. tabi yanılıyor da olabilirim, x-men evrenindeki tüm satranç taşları metal de olabilir.
    ii) jean grey'in özellikle alcatraz'da geçen sahneleri abartı olmuş. phoenix falan değil bu, level bilmemkaç disintegrate büyüsü yapan yarı-tanrıça yapmışlar kadını resmen.
    iii) ice man de sübyancı olmuş çıkmış görmeyeli. angut.
    iv) mor saçlı hatuna (sanırım psylocke) hasta olduğumu belirtmeden geçmeyeceğim. senin ben "they want to exterminate us" deyişini yerim ben senin. gel sen korurum ben seni onlardan.
    v) storm da olmuş mu sana palpatine. ellerinden elektrik akımı çıkıyor ulan, force grip yapmadığı kaldı bir tek.
    vi) wolverine paçozu çok kral sopa yedi juggernaut'tan. yaa, beast'e ayar vermeye benzemez.
    vii) ayar dedim de filmde ayar çılgınlığı yaşanmış. beast wolverine'e, wolverine beast'e, rogue ice man'e, magneto pyro'ya, shadowcat juggernaut'a.. herkes baya sinirliydi anlaşılan.
    ---spoiler---

    ikincisi kadar güzel bulmasam da "oha, oooha, oooooh..." tepkileriyle izlettirdi yine kendini.


    (lepidodendron - 12 Haziran 2006 04:24)

  • comment image

    verdigi en onemli mesaj "istedikleri kadar kolunuzu kessinler, onemli degil; ama cukunuze bi darbe alirsaniz bitersiniz" olan film.


    (aluminyum - 13 Haziran 2006 00:07)

  • comment image

    sözlükte yönetmenin bir sürü akrabasının olduğunu düşündüren film. belki bir aksiyon filmi izleyicisini tatmin edebilir ama bir x men fan'ını asla. juggernaut mutantmış da phoenix jean grey'in bastırılmış bilinciymiş de professor x orda atomlarına ayrılırken magneto eline pop corn alıp izlermiş. tırt, evet tırt. alayına tırt ulan.

    insan bi alır okur çizgiromanını yada bilen birilerine danışır koskoca bütçeli film çekiyorsun, alişan'a klip çekmiyorsunki.
    (bkz: allah akıl fikir versin)


    (john mason - 16 Haziran 2006 14:56)

Yorum Kaynak Link : x-men the last stand