fragmanı düşen britt robertson, scott eastwood draması.

http://www.youtube.com/watch?v=fus_q7fsfqu

(zeddicus zu l zorander - 23 Aralık 2014 18:23)

bana cok umutlu oldugumuz yeni neslimizi gosteren filmdir.bilmiyorum karne sevincinden midir genel itibari ile dogalarimi boyle; gencler ana ekranda cinsellik temasini gorunce,filmdekiler birbirlerine sarilinca,opusunce ,sevisince kiz uzerini degistirince kulaklari yirtan kahkayi basiyor kendi aralarinda fisildasiyor(!)
cocuk on siralardan arka siralardaki arkadasina satasip "fuck you" diyor arkadasi da "gel yap " diyor .gercekten tum salon filmi bu sekilde izledik.

bunca sozden sonra film hakkinda gorusume gelirsek biraz uzun gibiydi yada bn ortamdan oturumu boyle hissettim bilmiyorum.ama kesinlikle fena bir film degil zaten notebook yazarindan da farkli bir sey beklemiyordum.brittin de git gide kendini gelistirmesi gozden kacmiyor .

(mors non est finis - 12 Haziran 2015 20:21)

gayet hoş vakit geçirilen güzel bir romantik film. hikayesi biraz ilginç. bildiğimiz romantik filmlerden bir tık daha yukarda. yer yer amerikan romantik film klişesi barındırsa da yine de izlerken insanı sıkmaz, usandırmaz. insanda hoş bir tat bırakır.

(siyahliadam - 5 Temmuz 2015 03:51)

nicholas sparks romanlarından uyarlanan filmleri daha afişini görür görmez tanıyabilen bir insan olarak tam da sparks filmlerine has şekilde garip yerlerde kesilmiş birkaç sahneye rağmen hakkında hiçbir ön bilgiye sahip olmadan izlediğim, izledikten sonra "bakalım sözlükte ne yazmışlar?" diye başlığına tıkladığım an nicholas sparks ismini görmemle ağzımın açık kalakaldığı güzel film. romantik filmlerden nefret etmemekle birlikte kaliteli versiyonlarının diğer türlere nazaran sayıca az olduğunu kabul ederek görsel zevk dışında hiçbir beklenti taşımadan izleyen biri olarak suratımda gülümsemeyle, gözbebeklerimden kalp işaretleri çıkarak izledim bu filmi. nedenini bilmiyorum. tek bildiğim en önyargıyla yaklaştığınız insanın bile zaman zaman sizi anlattıklarıyla büyüleyebildiği. yine de oyuncuların performansına dua etsin.

(neyasarneyasamaz - 13 Temmuz 2015 11:37)

bekledigimden cok daha fazla begendigim film. bu tarz filmlerim meraklisi olmasam da herseyi tadinda birakarak gozume girmeyi basardi. tavsiye olunur.

(chakalll - 18 Temmuz 2015 01:26)

2015 yılı için fena olmayan romantik-drama kategorisinden bir film.

2015 bu kategori için oldukça ölü geçti malumunuz. gerçi son 5 yılda tarihe geçecek bir aşk filmine de rastlamadık zaten. konular fazla klişe, oyunculuklar vasat kalıyor bu kategoride. iyi oyuncular daha çok tarihi aşk hikayelerinde yer alıyor. gayet samimiyetle söyleyebilirim ki game of thrones'un herhangi bir bölümü oyunculuk, sahne, kostüm ve kurgu açısından bu filmden çok daha iyi.

öncelikle genç oyuncular maalesef ki filme pek katkıda bulunamamış. hele hele erkek oyuncu oldukça vasat, karakteri hiçbir şekilde verememiş, diyaloglarda bile sanki orada değilmiş gibi duruyor. bu sebeple de içiçe olan hikayelerde, esas kız- esas oglan hikayesini izleyici sempatik bulamıyor.

onun dışında filmde pek bir yamuk yok. temiz bir iş çıkmış, çok kurcalanmayan, göze çarpmayan bir kurgu ile çekilmiş. bu da oyunculuk ne kdar vasat, hikaye ne kadar klişe olsa da yönetmen george tillman jr sayesinde. daha önce hiçbir filmini seyretmemiştim ancak temiz bir eli varç takip edilebilir.

edit : esas oglan scott eastwood imiş. clint eastwood'un has be has oglu. sanırım genetik bir yetenek ( gift) bağışlanmamış. zira oyunayamıyor.
esas kız da britt robertson imiş. kendisini white rabbit, ask me anything, the first time, tomorrowland ile tanırız, olmadı under the dome ilk 2 sezonda angie roluyle bilebilirsiniz. bu kızda yetenek var ama sanki hala içindekini gösterememiş, bence jennifer lawrence gibi bir film patlatmasını bekliyorum.

yine de her ikisinin de oyunculukları bu filmde vasatın altında.

--- spoiler ---

filmin son sahnesi gayet şık bir hareketti. sanırım o romantizm ve o sürpriz herkesin hayalidir : )
--- spoiler ---

6,5/10

(yuzbinbaloncuklu - 23 Temmuz 2015 14:45)

luke ve sophia'nın hikayesinden daha çekici ve daha romantik olan ruth ve ira'nın hikayesiydi.
--- spoiler ---
ruth evi terk etmek istediğinde ira; "bir şeyler söylemem lazım" diyerek ruth'u durdurur, önce onu ne kadar çok sevdiğinden bahseder ve şöyle devam eder:

ira: i think you should go. you see, i love you so much, i just want you to be happy, even if that 'happy' doesn't include me anymore.

("bence gitmelisin. seni ne çok sevdiğimi görüyorsun, ben senin sadece mutlu olmanı istiyorum, bu 'mutluluk' artık beni içermese bile...")
--- spoiler ---

(kestane sekeri - 13 Ağustos 2015 09:34)

imdb puanına aldanıp da izledim, izlemeye çalıştım. kezban üniversiteli kızımız, yaşlı bir dayıyla dertleşiyor. ılişkilerinden dem vurup benzerlik kuruyorlar. yaprak gibi film. filmde bolca öküz, at, yeşil var. anlamsız, amaçsız diyaloglar, amarigan kaantri hayatı... sevişme ihtimaliniz olan biriyle izleyebilirsiniz. ılk onbeş dakikada sıkılıp birbirinize yumulmanız işten bile değil.

(piirsikli - 22 Ağustos 2015 11:00)

eğlenceli, kafamı yormayacak bir film istediğimde tavsiye edilmişti bu güzel yapım. yerin dibine sokulmuş ama iyiydi yahu.

--- spoiler ---

ıra ne güzel sevdi ruth'u öyle. yaptıkları, söyledikleri ve yazdığı mektuplarıyla filmdeki en güzel karakterdi.

"ı just want you to be happy, even if that 'happy' doesn't include me anymore."

--- spoiler ---

(buucu - 29 Ağustos 2015 23:10)

klişeler içerse de çook tatlı bir filmdir.

ön yargılarınızı bir kenara bırakıp izleyiniz.

(sakota - 22 Ağustos 2018 01:04)