Pathfinder (~ Conquistadores) ' Filminin Konusu : Vikinglerin Amerikanın keşfinden 600 yıl önce bu topraklara ayak basmasını gösteren harap olmuş bir gemi sahnesiyle başlıyor. Bu gemiden kurtulan bir çocuk yerli Amerikalılarca büyütülür. Çocuk zaman zaman rüyalarında bu keşfin önderi olan babasını ve onların yerli halka yaptığı katliamı görmektedir.Çocuk yerli halkça büyütülür;lakin çok da kendilerindenmiş gibi kabullenilemez. Bu arada Vikinglerin bir istilası daha gerçekleşir ve çocuğu büyüten kabile vahşi Vikingler tarafından yok edilir. Buradan kurtulan kahramanımız onlara karşı şiddetli bir mücadeleye başlar. Bir ara esir alınmasına karşın bilge kızılderili liderin sözlerine uyarak onları kendi güçleriyle mağlup etmeyi bilecektir. Doğduğu ancak vahşetin timsali bir milletten değil de kanını taşımadığı ancak kabullenilebilir değer yargıları taşıyan bir milletten olmayı tercih eder.
The 13th Warrior(1999)(6,6-110419)
Centurion(2010)(6,4-73887)
Outlander(2008)(6,3-68796)
The Eagle(2011)(6,2-60570)
Ironclad(2011)(6,1-41105)
Solomon Kane(2009)(6,1-67102)
The Last Legion(2007)(5,4-32309)
fantastik ve de tarihi kurguyu sevdiğimizden kelli aylardır beklediğimiz filmdir bu. daha vizyona giremedi buralarda. dvd ciye sordum korsanını, gelmemiş. hayır gelse almam zaten. korsana hayır ! (çok kötü oluyolar). hem o tip bi filmi sinemada seyrediceksin. mümkün mertebe kimsenin çiklet çiğnemediği ve mısır kırtlatmadığı bi seansta. katil olmamak adına. madem seyretmedin ne diye konuşuyosun diyen çıkabilir. onu da anlatayım. şimdi bir fantastik kurgudan beklediğimiz nedir ? gerçeküstü bir senaryo (alıp götürsün bizi gerçek dünyadan), görsel efektler (gözümüz gönlümüz şenlensin) bi iki de iyi oyuncu. hatta ikiyi geçtim bunda sadece karl urban beklentileri karşılar. konusu da, bundan 1200 sene evvel vikingler basıyor amerikayı. öldürüyorlar kızılderilileri, geride kendi soylarından bi velet bırakıp "geri dönecez, sıkı durun", diyip gidiyorlar. tekrar amerikaya geldiklerinde geride bıraktıkları velet bunların ebesini.... eee... hepsini öldürüyor.işte bahsetmek istediğim olay, sadece filmin isminin ve konusunun (gösterime girmeden) internete düşmesiyle vukuu buluyor. biri geliyor (mesaj panolarından okuyorum bunları,) "vay efendim neden bir beyaz yerlileri kurtarsın, yerliler kendilerini kurtaramaz mı ? diğer ırkları aşağılıyorsunuz. wasp sınız siz. the last samuraida da böyle yaptınız. beyaz adamın allah belasını versin !" öbürü geliyor "neden vikingler barbar gösteriliyor ? benim atalarım onlar. biz barbar değiliz !" beriki geliyor "ülen beyaz adam ırkına ihanet eder mi, kendi şeysini öldürür mü ? geride kalmış, kızılderililer bozmuş bunu. allah cezasını versin !" daha böyle abuuuukkkkk subuuuuukkkkk yüzlerce mesaj. anca film gösterime girdikten sonra arada bir iki cılız ses çıkıyor: "kostümler harika. görsel efektler idare eder. oyuncular eh işte" falan diye. ulan bizim bu filmi seyretme amacımız bi 90 dakkalığına olsun, dünyadan gerçeklerden kopmak beee... adı üstünde "fantastik kurgu". kurmaca ! kurmaca ! kır kıçını otur, iki tane seyret, sonra siktir ol çık git sinemadan. her yerde ırkçılık anasını satıyım, her yerde benim ırkım üstün, senin ırkın rezil muhabbeti. aç gazeteyi allahın avusturya açık tenis turnuvasındaki bayrak krizini oku. ardından big day out a bayrak getirilmesin çağrısının sebeplerine bak, gül mü ağla mı karar vereme. aç televizyonu, milliyetçilik adına sırtından vurulan hrant dink in cinayetini gör, kahrol. insanlığından utan. bu ne beee...... iki dakka kaçıcaz. iki dakka kafamız rahat edecek. fantastiğe, kurguya yönelmişiz. kaçış edebiyatına sığınmışız, onun da içine sıçın. artık dünyada kaçacak yer yok arkadaşım. tüm yolları tutmuşlar. ne edebiyat ne başka bi halt. her yerde ama her yerde bunlar. eeeehhhhh........ kaçamıycaksam ben de koşuyorum mesaj panosuna. gidip yazıyorum:" boşuna dilinizi yormayın düdük makarnaları ! kzılderililer türktü bi kere.... you know barış manço ? indians'a kalkan eller kırılır ! hatta bak dikkatini çekerim, kıran da kırmaya çalışan da viking. vikingi vikinge kırdıran cengaverleriz biz ! yürrrüüüüüü be indians ! kim tutar seni !"offf... bazen herşey çekilmez oluyor.
(pieta - 27 Ocak 2007 16:11)
o muhteşem postere kanıp o kadar bekledikten sonra uzun zamandır seyrettiğim en sıkıcı, en bunaltıcı film oldu pathfinder... inanılmaz bir sanat yönetimi ile oscarlık bir görüntü yönetiminin üzerine berbat ötesi bir senaryo ve daha beter bir yönetim eklenince tam bir kabus çıkmış ortaya... amerikan filmlerindeki ailenin gerzek küçük kızı gibi kızılderili kızların vikingler gelirken "ay bebeğim yere düştü" diye bebek peşinde koşmasını falan geçtim, ortada muhteşem bir atmosfer ve vikinglerle savaş gibi harika bir konsept var... böylesine bir konsept daha ne kadar beceriksizce ve yaratıcılıktan uzak işlenebilirdi hiç bilemiyorum... daha önce görmediğimiz hiçbir şey yok filmde, varsa yoksa yakın plan ve aksiyonu göstermeyen aksiyon sahneleri ya da rambodan beri değişmeyen "uuu sudan çıkıyorum kesiyorum","uuu çamurdan çıkıyorum kesiyorum" sahneleri...ulan vikingler var, kostümler setler ortamlar harika gözüküyor, ama ortada berbat bir film var... buradan anladım ki marcus nispel texas chainsaw massacre yeniden çevriminde daha önceden nasıl işleneceğini gördüğü bir film yönettiği için başarılı olmuş... kendisine "abi bunu böyle yönet bak yönetilmişi var" denmedikçe bir şey beklememek lazım kendinden...
(madcan - 3 Temmuz 2007 22:21)
ulan uzun zamandır da berbat film izlemiyordum iyi geldi.. böyle filmler sayesinde vasat filmlerin değerini daha iyi anlıyoruz. hazır vizyonda rodrigez'in planet terror ü varken gidin hiç değilse bilniçli olarak kurgu hatası yapılmış, abartılı oyunculukla efektlerle bezenmiş, birbirinden kopuk sahneler barındıran bilinçli olarak kötü çekilmiş bir film izleyin.
(broken - 5 Ağustos 2007 13:39)
x1 hızında, yani filmin gerçek hızının iki katı hızında da izlendiğinde takip edilebilen, filmin yarısından cogunu olusturan slow motion sahnelerin normal hızına getirildiginde bile hala temposuz olan kotu bir film. oyunculuk kotu, senaryo kotu, yonetmen kotu ... tutulur yani yok yani. bir de cig sahneleri filan national geographic channel'dan araklanip gri filtreden gecirilmis .. ayip.
(smartfly - 10 Ağustos 2007 18:56)
vikinglerle orklar arasındaki kalın çizginin tecavüze uğradığı filmdir. adamlar kükrüyor yahu.ayrıyeten yine viking içerikli bayaca eski bir pathfinder filmi vardı gibi hatırlıyorum. onun yeniden çevrimi olabilir.
(another blink of the owl - 14 Eylül 2007 16:06)
mundar edilmiş tonlarca* para.
(lqual - 19 Eylül 2007 01:57)
dogdugu yer* yerine doydugu yeri* secip soydaslarına kan kusturan silik bir kahramanın oykusu. ask desek ask yok (ibne mi ne!), hikaye desek hikaye yok (sanki turk filmi), cosku desek cosku yok (fransızlar mı yapmıs acaba!)...filme iliskin yapabilecegim tek saptama; 300'e dair iran'lıların yaptıgı tantananın %1 ni bile iskandinavların yapmamaıs olması. medeniyet boyle bir sey herhal...
(seyuranto - 2 Ekim 2007 12:50)
iskandinavlari cesitli forumlarda gorulebildigi uzere cilgina cevirmis vasat alti bir filmdir. vikingler konusunda gercekten isin bokunu cikardigini kabul etmek gerekir. fazla tantana olmamasi dusuk butceli zayif bir film olmasi, devletler seviyesinde bir tepki verilmemis olmasindan kaynaklanmaktadir. yoksa vikinglerin torunlarini bir hayli kizdirmistir.
(zaknafein - 16 Ekim 2007 15:24)
--- spoiler ---leif eriksson'un kemiklerini sızlatan film. yüzü bile olmayan, manyak gibi böğüren, yaban keçisi boynuzlu * * miğferlerle kükreyip çoluk çocuk demeden, işkencelerle öldüren vikingler (ki kızılderililerin de bu kadar ölmeye yatkın olması westernlerde bile görülmemiştir ya neyse), onların 50 kg lik zırhları olması vs. (vikinglerin zincir zırh * bile giymesi istisnadır tarihte, araları iyi değildir metal giysilerle pek) warcraft orc'larıyla runedaki vikinglerin karışımı saçma bir izlenim yarattı bende.. tabi başroldeki elemanın rambo ve punisher benzeri tripleri de unutulmamalı. tarihe bu kadar zıt düşen bir film bir de "efsane" kaynaklı gibi gösterilmeseymiş keşke diyorum.. adamlar utanmasalar "christophe colomb ve adamları geldi, pis vikingleri kılıçtan geçirdiler ve yerlilerle sonsuza dek mutlu yaşadılar" diyeceklermiş de "iskandinav lobisi" engellemiş.. *--- spoiler ---
(ozenti - 15 Aralık 2007 04:11)
(bkz: path finder)
(disq - 14 Şubat 2008 02:21)
film boyunca esas oğlanın zatürreden ölmesini beklediğim güneşsiz, soğuk film.
(cicekb - 10 Mart 2008 11:16)
vikinglerin amerika'ya bize okutulduğu anlamda "keşfedilmeden" önce gelmeleri ve aslında yine bir viking olan eleman tarafından gelip geldiklerine pişman edildiklerini anlatan film. gerçi anlatmayı pek beceremediğinden olayın böyle bir şey olduğunu anlamak için epey kasmak gerekiyor, hatta bu kasma işini sahneler arası geçişlerde olayların birbirine bağlanışında yapmak da gerekir ki, filmden bir şeyler anlaşılabilsin. görüntünün, dövüş sahnelerinin, kostümlerin vs. ihtişamı uyuz bir kurgu sayesinde heba olup giderken ulan hollwood paran var harcıyosun mu denmeli yoksa iki üç görüntü adına heba edilen 2 saate mi yanmalı kestiremiyor izleyici. bu da öyle bir film işte..
(24 saat uyuyan adam - 23 Aralık 2008 12:51)
şöyle bir diyalogu barındıran film;yerli, mantık kadını: insanın kalbinde besledigi iki kurt vardır; aşk ve nefretvikingten cıkma yerli aslan: sen hangisini besliyorsun?yerli, mantık kadını: seni!
(paqho - 31 Aralık 2008 21:58)
senaryo hallice, oyuncular hallice, yönetmen olayı bitirmiş. filmin yönetmeni marcus nispel'e hörmet edilmeli, saygıda kusur edilmemeli. yüzüklerin efendisi filminde, eomund oğlu eomer olarak karşımıza çıkan karl urban ortalamanın biraz üstünde bir oyunculukla çıkıyor karşımıza. tarzanın bir viking, gorillerin de kızılderililer olduğu mekanımızda herşey olması gerektiği gibi işliyor. ben çekimlere hasta oldum, yazının nedeni o. ne güzel bir film kullanmışsınız öölü, biraz anlasam metraj, kadraj işlerinden, şöyle şöyle bir film kullanmışlar diyeceğim ama nanay. zevkle izledim, aha da tavsiye ediyorum.derinek : biri çıksa da, filmde, vikinglerin konuştuğu dilin ne olduğunu söylese süfer olar, eski nors mudur nedir? zira adam iki laf ediyor, çevirisi 2 satır. merak edilesi.
(kackelacka - 4 Ağustos 2009 10:22)
http://cocoatech.com/ adresinden edinilebilecek muhtesem bir macosx finder replacementidir. klasik bir windows manager 'in sundugu tum ozelliklerin yaninda, osx e ozel bir takim iyilestirmelerle gelir. bulunulan dizinde tek tusla komut satiri acmak, quickview ve diger gorunum secenekleriyle tam uyumluluk, preview icerisinde dosyanin exif datasindan, hex view 'in izlenebilmesine kadar uzanan genis bir yelpazede destek verir.yerlesik masaustu, finder ' a oranla cok daha gelismistir. tek bir sag tik ile istediginiz bolgede yeni klasor/dokuman yaratabilir, dosya iceriklerini goruntuleyebilir ve duzenleyebilirsiniz. ozellikle windows 'dan osx 'e gecis yapan poweruserlar acisindan hem daha tanidik, hem de daha oyuncakli bir ortam sundugu icin ozellikle bu klasmandaki kullanicilara oldukca faydali olacaktir.yapilan birden fazla incelemede "finder 'in gercekte olmasi gerektigi gibi" yakistirmasini aldiginin da altini ayrica cizmek gerekir diye dusunuyorum...
(loosey - 17 Ekim 2009 19:56)
vikinglerin amerikaya gitmesi gibi güzel bir konuyu slow motion'la gözler önüne seren film.--- spoiler ---klişelerde olsa ki aynı klişe birebir avatar'da bile var, izlenebilir.--- spoiler ---
(betatron - 6 Ocak 2010 18:17)
dnd yani dungeons and dragons serisinin 3.5 versiyonundan sonra çıkmış bir frp(fantasy role playing) oyunu, daha doğrusu sistemidir. çoğu kural ve sistemin işleyişi dnd 3.5'i andırdığından ilk çıktığında dnd 3.75 diye tanınmıştır.itü de oldukça güzel oyunlar düzenleniyor. açıkçası gitmeyen çok şey kaçırır. bir frp tutkunu olarak iki haftada bir uğramaya çalışıyorum.
(croaton - 26 Şubat 2013 05:24)
windows tabanli arayuze sahip elektronik etiket-barkod basma makinasi.(bkz: hayattan sogutan aletler)
(gombaldak - 23 Haziran 2013 19:55)
wizards of the coast, dungeons & dragons 3rd edition ile harika bir sitem yaratmıştır. ad&d'ye göre daha power play odaklı olduğu yönünde eleştirilse de oyun mekanikleri temiz ve anlamlıdır. varolan ufak tefek eksik ve aksaklıklar düzeltilir, e3.5 piyasaya çıkar. artık kusursuz bir frp sistemi geliştirilmiştir. sistem köküne kadar powerplay'e imkan tanısa dahi basılı materyallerin hikaye anlatımı powerplay odaklı değildir. "biz nümerik değerleri sadece fikir versin diye kullanan, rol yapma odaklı oyunlar oynamanızı dileriz" mesajı verilmektedir. nedense 3e sistemi 10 yaşına geldiğinde, kaynak kitap sayısı ve olgunluğunun zirvesindeyken wotc piyasaya 4e'yi sürmeye karar verir. ne var ki nasıl ad&d'den 3e'ye geçiş win98'den winxp'ye geçiş ise, 4e de bir o kadar vista'dır. ancak wotc bu sistem için en baştan çok saçma (ve çok güzel) bir karar almıştır. oyun sistemi linux gibi açık lisanslıdır. yani isteyen 3e için istediği gibi oyun materyali üreterek pazarlayabilmektedir. bu mantık, wotc'nin daralan pazarda hacim yaratacak bir çıkış yolu olarak gördüğü anlamlı bir strateji olarak 10 sene işlediyse de 4e gibi iğrenç bir sistem çıkarttığında işler tersine dönecektir. çünkü hiçkimse zaten görünürde kusursuz olan bir sistemde değişikliğe giderek çok afedersiniz yarrak gibi olan 4e'ye adapte olmak istemiyordur. bu dönemde paizo publishing adındaki abiler (ki kendileri 2007'ye kadar wotc ile sözleşmeli olarak dungeon ve dragon dergilerinin resmi yayıncısıdırlar) pathfinder'ı piyasaya sürer. sistem e3.5'un açık lisansını birebir çakarak orijinal sistemin geliştiricilerinden monte cook'un danışmanlığında ve yine resmi d&d ekibinden wayne reynolds'un sanat yönetiminde 578 sayfalık tek bir kitapta toplanarak piyasa sürülür.aslında mantıken birebir orijinal d&d 3e olan oyun, sistemde çok sayıda ince ayar yaparak farklılaşır. d&d oyuncularının yarısı pathfinder'a geçer. (diğer yarısı da 4e'ye geçmez zaten eheh) sistem belli bir perspektifte d&d'deki yavan ve eksik noktaları düzeltmiştir. hatta bir nevi oyun modudur demek yanlış olmayacaktır. mesela magic item yapmak için xp yakmak gerekmesi gibi saçma salak kuralları terk eder. karakter sınıflarının özelliklerini revize eder ve geliştirir. düz kırşehirli faytır oynatmayı bile daha eğlenceli hale getirir. oyun kahramanlarını daha bir ''kahraman'' gibi yapar. ama ana kural kitabı bence çok iğrenç bir şekilde powerplay'i düstur edinen, banal bir dille kaleme alınmış. bir de kitabın sayfa tasarımında yer alan gotik yapraklı öğeler çok aşırı derecede tahammül edilemeyecek kadar iğrenç bir tasarım anlayışının tezahürü. bu 2000'lerin başında ölmüş olması gereken amdan götten zevksiz bir tasarım anlayışıydı niye 500 küsur sayfalık koca kitabı böyle tasarladınız lan koduklarım? ayrıca d&d'nin tarzını en sevmediğim çizeri de wayne reynolds idi, majör bir isim olsa da hiç sevmedim. (adam muhteşem sanatçı, yanlış olmasın, tarzına ısınamıyorum sadece) taptığım bir grubun tiksindiğim şarkısı gibi tarzı var herifin. pathfinder'la falan uğraşana kadar kendi işini gören 2 tane house rule koy; oyuncuları powerplay yaptığında cezalandır, tersi durumda ödüllendir; adam gibi, arkaplanı zengin, npc'leri kanlı canlı, ve oyuncuyu serbest bırakan senaryolar yazıp oynat, senden kralı yok zaten. yemişim pathfinder'ı. hadi kal sağlıcakla baby, oh baby.
(minikbalina - 25 Ekim 2013 23:32)
keskin nisancilara verilebilecek en yuksek rutbelerden
(nephran ka - 20 Şubat 2005 12:34)
Yorum Kaynak Link : pathfinder