fragmaninin ilk saniyesi itibariyle hem gözlerimi hem de kulaklarimi kapatip koltuga buzustugum film.

milyon dolar verseler izlemem.

(les fleurs du mal - 28 Ağustos 2017 20:05)

yapılmış en iyi korku filmi olabilir. alper mestçinin cin tasvirlerine her zaman hayran kalmışımdır, bu filmde de bunu bir seviye daha yukarı taşımış gibi görünüyor. koskoca fragmandan sadece hayni hayni ıfta hayni cümlesini çıkarıp bunu da götünden anlayıp de haydi diye mi korkutacaksın milleti diyen aptallar da izlemeyiversin. korku filminden korkmuyorum :) yavşaklığındaki sik kırıklarından ölümüne nefret ediyorum. aferin en cesur sensin tbrk.

(bela tarr - 29 Ağustos 2017 14:33)

iki üç yerdeki sağlam jump scare dışında iyi olduğunu söyleyemeyeceğim film. aslında konusu ilginç gibi ama mizansenler üstünde daha çok durulduğundan konunun ilerleyişiyle birlikte filmin yükselmesi durumu ortaya çıkmıyor. arkada düzgün akan bir konu olmadığı için de filmin içine girilemiyor.

(sound and vision - 2 Eylül 2017 10:59)

başarısız, vasatın altında kalmış, içi boş ve ilerlemeyen, anlatamayan dağınık film. parça parça korku öğeleri sermeye çalışmışlar doğru düzgün bağlayamamışlar bile.
filmin sizi tek korkutan yanı sinemada hiç beklemediğiniz bir anda aniden karşınıza çıkan yüksek sesli "böh" tarzı şeyler. saniyelik korku ki o da insanoğluna has bir şey. dolayısıyla korkutamadığını söyleyebiliriz.
ne zaman vazgeçecek bu korku çekenler böhlerden amk?
nerede dabbe 4 akıcılığı?
bütün film bir evin içinde geçiyor ve sığ kalmış, paranıza yazık gidilmeye değer bir film değil kesinlikle.

(maykil - 2 Eylül 2017 18:05)

çok hızlı giden, bir bok anlamadan biten, bitince ee noldu şimdi gibi düşünceler içinde bırakan film. bu kısım filmin sonuyla ilgili bir spoiler değil yalnız filmin genel gidişatı ile ilgili... ilk iki filmini beğendiğim serinin genel anlamda korkutmaktan uzak olan, yavan bir hikayeyi anlattığı olmasa da olurmuş 4. filmi.

4dx teknolojisiyle izleyebildiğimiz ilk türk filmi de siccin 4'müş sanırım. bu konuda bir bilgim yok lakin film böyle pazarlanıyor. ben de filmi bu 4dx olayı ile izledim. aslında filmi bu şekilde izlemek daha eğlenceliydi. yani evde götümü yayıp izleseydim belki daha çok sıkılabilirdim ama koltukların kamera hareketlerine göre hareket ediyor oluşu, verilen sis, koku, su efektleri falan güzeldi. tek tip koku vardı yalnız. koku almamızı gerektiren tüm sahnelerde aynı kokuyu almamız saçma oldu. ayrıca bütün bu sistem biraz fazla gürültülü çalıştığı için, gerilimin arttığı sahnelerde filme girmeyi zorlaştırdı, filmden alabileceğimiz keyfimiz yarım kalmış oldu belki de.

yine de normal bir salonda izlemiş olsaydım da bu kötü bir film olduğu gerçeğini değiştirmezdi. en fazla müzik girdiği yerde boşu boşuna ciğerimize kadar titreşim yemezdik. öyle diyeyim yani...

(kelimelerle oynayan adam - 3 Eylül 2017 18:46)

"klasik cinci hoca" tiplemesinden ziyade "düşmüş melek" konseptiyle şaşkınlığa uğratan dram filmi. verilmek istenen mesajdan tutun da sahne geçişlerine, korku/gerilim unsurlarına kadar diğer cinli/perili filmlerden farkı olmayan, aynı vasat hikaye ve kurguya sahip zaman kaybı film.

aniden ortaya çıkan zombiler, kulak tırmalayıcı ses efektleri, rüya içinde rüya içinde rüyalar, gözünü pörtletip duran bir adet sorunlu velet ve maalesef zerre kadar korkutmayan bir başka korku(!) filmi...

dabbe cin çarpması gibisi bir daha zor gelecek sanırım.

(ezana yakalanan pornocu - 4 Eylül 2017 19:37)

diğer üç siccin filmini izlemiş biri olarak alper mestçi'ye yakışmamış film.havada kalan senaryosu,tam oturmayan olay örgüsü ile hayal kırıklığına uğratmıştır.

(al sana bir kaya nereye dayarsan daya - 4 Eylül 2017 20:01)

ilk yarı bitti ve salondakilerin yarısı filmi terketti bile. bütün film kocaman bir korku filmi fragmanı gibi olmuş. arka arkaya korkunç sahneleri dizmişler.

perdenin sağından solundan balçığa bulanmış korkunç suratlar fırlıyor. sanki korku filmine değil de korku tüneline gelmişim gibi.

edit: ikinci yarıda ufak senaryo kırıntıları vardı. ancak bu sefer de jump scare yapacaz diye sinemanın kolonlarını patlattılar. ya da kulağımın zarı yırtıldı emin değilim.

küçükken annemi güldürmeye çalışıp beceremediğimde, güldürmek için gıdıklamaya çalışırdım. bu filmde de korkutacaz diye yaptıkları kolonları yırtan "squieee!!" çıkışlarında aynı çaresizliği hissettim.

görüntü yönetmenliği iyiydi ama.

(ketchup - 10 Eylül 2017 16:17)

serinin diğer filmlerinden daha çok sevdiğim bir film oldu siccin 4. bunun en büyük sebebi de görüntü yönetmenliği ve çekimlerde sağlanan başarıdır. serinin diğer filmlerinden senaryo olarak da sıyrılmasını isterdim çünkü ortada muazzam bir senaryo yok. fakat çekim kalitesi ve sahnelerin yansıtılmasında sağlanan başarı alper mestçi'nin kendini geliştirdiğinin bir ispatıdır. farklı platformlardandan eleştirilerde de zaten belirtildiği gibi ''hollywoodvari'' bir iş çıkmış ortaya. ama dediğim gibi aynı ilerlemeyi ve kaliteyi senaryo üzerinde de görmeyi çok isterdik.

--- spoiler ---
oyunculuklarda da hiç canımı sıkan bir nokta olmadı. özellikle küçük star merve ateş çok başarılıydı. ileride çok iyi yerlere gelmesini gönülden isterim. korku sahnelerinde gerek mimikleriyle gerekse hareketleriyle yeteneklerini çok iyi kullanmıştı. ayrıca ben ''rahime hanım'' rolünü oynayan sebahat adalar'ı da beğendim. arapça konuştuğu sahnelerden ve bütün film boyunca donuk suratlı halinden çok etkilendim. yatalak kadın karakter de iyiydi. neredeyse hiç repliği yoktu fakat sadece gözlerini kullanarak iyi bir iş çıkardı. bunun dışında adnan koç da olduğu sahnelerde güzel bir performans sergiledi. özellikle onun da arapça konuştuğu sahneleri beğendim.

filmde korku sahneleri genel olarak ''jump scare'' olarak hazırlamış. bu da benim hiç sevmediğim bir şey, çünkü ekrana birden bire yüksek sesle korkunç bir figür belirince verdiğimiz tepki tamamen anlık refleks oluyor, yani aslında korkmuyoruz. ama böyle olmayan, gerilimi yavaş yavaş hissettiğimiz sahneler de vardı ve en çok onları beğendim.

final sahnesini de beğenmedim. aşırı basite indirgenmiş ve kurtarıcı karakterin hiçbir düğümü çözemeden ve bizi bir tatmin hissiyle rahatlatmadan hızlıca olup bitmiş bir finaldi. çok kolay ve çok basitti. ayrıca adan koç'un oynadığı karakter hakkında genel olarak bir fikir bile edinemedik.

filmin en büyük sorunu zaten bana göre karakterleri tanıyamamamız. karakterlerin önceki yaşamları hakkında hiçbir fikre sahip değiliz ve pat diye filme hızlıca bir giriş yaptığımız için karakterlerle empati kuramadık. zengin yaşamları ve çöküşleri hakkında bir fikir edinebilseydik en azından onlara acırdık.

bunun dışında yeni bir cin figürü daha tanımış olduk. :) makyaj bence güzeldi. ayrıca cine bayağı bir insani özellik de eklenmiş. yani karakterlere fiziksel olarak saldırması hatta onlara ısırması falan ilginçti. ama cinin yanmadan önceki halini korkunç isterdim. bildiğin bütün oyunculardan daha güzel bir karakter gördük. bu biraz can sıkıcıydı.

ama bence bu film sinemada izlenmeyi hak ediyor. ortada set anlamında ve yönetmenlik anlamında ciddi ve güzel bir emek var. alper mestçi izleyicilerinin cebinden çıkan parayı kendini geliştirerek geri dönüşümlü olarak kullanıyor. bu da sinemaya ve seyircisine olan saygısını gösteriyor. daha iyi ve özellikle senaryo anlamında kaliteli işler bekliyorsak destek verip izlemeli ve eleştirilerimizi sunmalıyız diye düşünüyorum.

--- spoiler ---

edit: imla

(ozlu elestirik - 11 Eylül 2017 17:06)

demir çelik teknolojilerini takip etmeyen çağının gerisinde kalmış kaslı evliya demirciyle, gözlerini pörtletmek dışında bir şey yapmayan su tabancası ve başına geçirdiği çuval gibi şeyle kafayı sıyırmış bir çocuğun hikayesini anlatan filim. film değil filim.

(kuba gibiyim kendi kendime yeti - 25 Eylül 2017 00:22)