Çıkış Tarihi     : 24 Temmuz 2019 Çarşamba, Yapım Yılı : 2019
Türü                : Komedi,Drama
Taglar             : nagging eş,domuz,dövmeli çöp
Ülke                : ABD,İngiltere
Yapımcı          :  Bona Film Group , Heyday Films , Sony Pictures Entertainment (SPE)
Yönetmen       : Quentin Tarantino (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Quentin Tarantino (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Maya Hawke (IMDB), Austin Butler (IMDB)(ekşi), Margot Robbie (IMDB)(ekşi), Sydney Sweeney (IMDB), Brad Pitt (IMDB)(ekşi), Leonardo DiCaprio (IMDB)(ekşi), Margaret Qualley (IMDB)(ekşi), Dakota Fanning (IMDB)(ekşi), Timothy Olyphant (IMDB), Al Pacino (IMDB), Harley Quinn Smith (IMDB), Kurt Russell (IMDB), Damon Herriman (IMDB), Luke Perry (IMDB), Kate Berlant (IMDB), Damian Lewis (IMDB), Emile Hirsch (IMDB), Mike Moh (IMDB), Lorenza Izzo (IMDB), Michael Madsen (IMDB), Rumer Willis (IMDB), Bruce Dern (IMDB), Scoot McNairy (IMDB), Clifton Collins Jr. (IMDB), Victoria Pedretti (IMDB), Rebecca Gayheart (IMDB), Zoë Bell (IMDB), Leslie Bega (IMDB), Martin Kove (IMDB), Rebecca Rittenhouse (IMDB), Samantha Robinson (IMDB), Lena Dunham (IMDB), Dreama Walker (IMDB), Clu Gulager (IMDB), Daniella Pick (IMDB), Brenda Vaccaro (IMDB), Nicholas Hammond (IMDB), Mikey Madison (IMDB), James Landry Hébert (IMDB), Nichole Galicia (IMDB) >>devamı>>

Once Upon a Time... in Hollywood (~ Bir Zamanlar... Hollywood'da) ' Filminin Konusu :
Bir Zamanlar... Hollywood'da, hit bir dizide oynamış bir erkek TV aktörünün film sektörüne girmeye çalışması anlatılıyor. Rick Dalton, bir televizyon filmi aktörüdür. Dalton'ın başarılı bir western dizisi bulunmaktadır. Ancak Rick, kendini televizyondan uzaklaştırıp film sektörüne adım atmak istemektedir. Onun dublörü olan Cliff Booth ise bu konuda ona katılmaktadır. Ancak ikilinin yaşlarının ilerlemesiyle birlikte Hollywood'taki şansları da azalmaktadır. Hollywood'un yeni gözdelerinden olan Sharon Tate ise Rick'in komşusudur. Ancak Hollywood'un ışıltılarla dolu ve pervasız akışı, Tate'in ve dört arkadaşının Charles Manson tarikatı tarafından katledilmesiyle kesilecektir...

Ödüller      :

Cannes Film Festivali:
Academy Awards - Oscar:En İyi Yapım Tasarımı, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
BAFTA:Best Supporting Actor
Golden Globes:Best Motion Picture - Musical or Comedy, Best Screenplay - Motion Picture, Best Performance by an Actor in a Supporting Role in a Motion Picture


  • "(bkz: içerisi çok güzel şampiyonlar ligi gibi)"
  • "teaser trailer'ı düşen film. edit: türkçe altyazılı"




Facebook Yorumları
  • comment image

    20 temmuz 2018 editi: belirtme ihtiyacı hissettim. son haberlere göre filmin vizyon tarihi artık tate cinayetinin yıldönümü değil. filmin yeni vizyon tarihi 26 temmuz 2019.

    13 temmuz 2018 editi: dakota fanning, emile hirsch, al pacino, kurt russell, tim roth, michael madsen, james mardsen, dexter'ın babası olarak tanıdığımız james remar ve burt reynolds da filme dahil oldu.

    tarantino'nun dediğine göre leo ve pitt ikilisi, paul newman ve robert redford ikilisinden beri en sansasyonel ikili. (bkz: the sting), (bkz: butch cassidy and the sundance kid)

    unutmadan: ilk fotoğraf.

    ******

    aşağıda bahsedeceğim olayların 50. yılı, 9 ağustos 2019'da vizyona girecek bir quentin tarantino filmi. tarantino tam 5 senedir bu filmin senaryosu üzerinde çalışıyor.

    şimdi, nedir bu film, neyi anlatıyor?

    bu film manson cinayetleri sırasında hollywood'da ünlenmeye çalışan bir tv aktörünü (bkz: leonardo dicaprio) ve onun dublörünü (bkz: brad pitt) anlatıyor. leonardo dicaprio'nun karekteri rick dalton'un yan komşusu da sharon tate ve roman polanski olacak.

    peki ya manson cinayetleri?

    charles manson'ın işlediği ve işlettiği cinayetlere verilen isimdir manson cinayetleri. manson 7 kişiyi öldürmekten hüküm giymektedir. kendisinin ve grubunun 35 kişiyi öldürdüğü düşünülür.

    ünlü yönetmen roman polanski'nin eşi sharon tate ve onun dışında 4 kişinin (tate o sırada 8 buçuk aylık hamiledir ve karnındaki bebeği de sayarsak 5.) 9 ağustos 1969 gecesi öldürüldü.

    cinayetleri işleyen 4 kişi vardı. bu çetenin/tarikatın lideri ise kendini peygamber ilan eden 16 yaşında bir fahişenin çocuğu olan charles manson 'dı. bu adam tahmin edebileceğiniz şekilde kötü bir çocukluk geçirdi ve kötü yola düştü. (18 yaşında girdiği hapisten 33 yaşında çıktı.) daha sonra kendisine benzer şeyler yaşamış insanları (çoğunlukla kadınları) toplayarak kendine bir "aile" kuruyor. (bkz: the manson family)

    tate doğum yapacağı gerekçesiyle 20 temmuz'da amerika'ya dönerken, polanski 12 ağustos'ta dönecekti.

    9 ağustos günü sharon’ın yakın dostları akşam yemeği sonrası beverly hills’deki eve geldiler. bunlar, tate'in çok yakın arkadaşı ve bir ara nişanlandıkları jay sebring, folger kahveleri’nin sahibi folger ailesinin sosyalist-aktivist kızları abigail folger ve onun erkek arkadaşı voytek frykowski idi. öldürülen diğer kişi ise 18 yaşındaki steve parent.

    soldan sağa, voityck frykowski, sharon tate, stephen parent, jay sebring ve abigail folger

    steve parent'ın suçu ise yanlış zamanda yanlış yerde bulunmasıydı. parent’in polanskilerle bir ilgisi yoktu. sadece evin bekçisinin arkadaşıydı. bekçi kendisine radyo almasını istemişti ve parent'da bunun için arabasına binmiş gidiyordu. o sırada katillerle karşılaştı ve kafasına ateş edilerek öldürüldü.

    sanırım buradan sonra bir uyarı koymalıyım.

    --- cinayet ---
    9 ağustos günü 4 arkadaş saat 10 sularında eve gelir. frykowski kanepede sızmıştır. folger ise boş bir oda bulup kitap okuyordur. tate ve sebring ise kısık sesle muhabbet ediyordu.

    önce (cinayetin daha sonra çözülmesini sağlayacak) susan atkins içeri girer. hatta zavallım folger onu polanskilerin arkadaşı sanıp selam verir ve gülümser.
    diğer cinayet ortakları
    susan atkins.

    daha sonra içeriye charles "tex" watson ve diğerlerinin de girmesiyle, olaylar patlak verir. kasabian dışarıda bırakılır yolu gözlemesi için.

    tex kanepede uyuyan frykowski'nin yanına gidip, "ben şeytanım ve buraya şeytanın işini yapmaya geldim." diyerek kafasına tekme atar ve onu kaldırır.

    içeri giren çete üyeleri herkesin yüz üstü yere yatmalarını ister. tex'in emriyle sebring ve tate boyunlarından birbirlerine bağlanıp tavana asılır. sebring karşı çıkar ve tate'in hamile olduğunu vurgulayarak hoşgörü ister. o sırada tex tarafıdan vurulur ve yatarken yüzünden tekmelenir. ölene kadar 7 defa bıçaklanır, burnu ve göz yuvası kırılır.

    bu sırada fırsat bulan folger içeri, odasına döner ve saldırganlara kendilerini bırakması için 70 dolar teklif eder. sonucu mu? folger 28 defa bıçaklandı.

    frykowski bağlanmış olduğu iplerden kurtulup kaçmayı dener. atkins onu tutmayı dener ve bıçaklar fakat frykowski onu ekarte edip evden çıkmayı başarır. bahçede tex tarafından yakalanır. kafasına silahın kabzasıyla vurur, defalarca bıçaklanır ve kafasına 2 defa ateş edilir. bundan sonra silahın kabzası kırılmıştır. frykowski 51 defa bıçaklanmıştır.

    sıra en son tate'e gelir. tate doğmamış bebeğini kurtarmak için saldırganlara teklif sunar. kendisinin bebeğini doğuracak kadar yaşamasını ve bebek doğduktan sonra da kendisini rehine olarak almalarını teklif eder. tate’in vücudunda 16 bıçak yarası saptanır. (5'i ise doğrudan karnındaki çocuğa...) tex'in daha sonra dediğine göre tate'in son sözleri "anne... anne..." imiş.

    cesetler dışında evin içinde ilgi çeken ilk şey duvara kanla "domuz" yazılmasıydı. (bazı kaynaklara göre de domuzlara ölüm.) bu kan sharon tate'in kanıydı. tex giderken atkins'ten bir iz bırak demesi sonucu yazılmıştı.

    olay mahalli fotoğrafları +18
    sharon tate +18

    manson'un emriyle çeteden bir başka iki kişi ertesi gece leno ve rosemary labianca isimli karı kocayı öldürürler.

    cesetleri ertesi sabah hizmetçiler buldu.

    bu geceden kurtulan tek kişi 19 yaşındaki evin bekçisiydi. eh doğal olarakta tüm dikkatler onun üzerinde toplandı. fakat kendisi ne bir şey görmüş ne bir şey duymuştu. tüm gece yüksek sesli müzik dinlediğinden ötürü olanlardan habersizdi. yalan makinesine girdi, kendi dediğine göre iyi polis kötü polis oynandı ve bir gün sonra suçsuz olduğu anlaşılarak gözaltından çıktı. bekçi william 2016 ağustosunda kanserden öldü.

    peki cinayet nasıl çözüldü?
    atkins yıl sonunda alakasız bir suçtan hapse girer ve arkadaşına gevrek gevrek bu olayı anlatır. sonrası bu kişiler ve charles manson gaz oda idam cezası alırlar. ama bu suç ömür boyu hapse çevrilir.
    --- cinayet ---

    film hakkında konuşursak , brad pitt ve leonardo dicaprio'nun karekterleri cliff booth ve rick dalton olarak açıklandı. açıklamalarda aktör ve dublör olarak söylenselerde film bu ikisini eksenine alıp arka plandan cinayetleri mi verecek? margot robbie ismi konuşuluyor ki kendisi çok çok büyük ihtimal sharon tate'i oynayacak. tom cruise ise roman polanski deniyor ama ben jay sebring rolü de kendisine gidebilir diye düşünüyorum. belki de gitmez. (kesin tahminlerde bulunmamak gerekiyor sonuçta tarantino bu göt edebilir.) tarantino al pacino'ya özel bir rol yazmış, özellikle kendisinin oynaması için. jennifer lawrence söylentileri de var susan atkins rolü için.

    hani tarantino bu filmde bize neler verecek hiç bilmiyoruz. azılı bir suç hikayesi olmayacak gibi. chinatown veya l.a confidential tarzı bir şeyler görmeyi beklemiyorum. ama bu kadar sert bir konuda tarantino kendi tarzını nasıl yansıtacak bilmiyoruz. odağına bir aktör ve dublörü alan film arka fonda manson'u nasıl işleyecek? bekleyip görmek lazım. sonuçta bu tarantino. bir çanta koyar 20 yıl konuşuruz...


    (walkyrie - 2 Mart 2018 03:48)

  • comment image

    tarantino dediğimiz adam; 2.dünya savaşını hitler ve goebbels'i paramparça ettirerek almanların kaybettiği bir evren yaratmış, 1900'lü yıllarda kullanıma başlayan dinamiti, django'da 1800lü yıllarda kullandırmış, hamile bir kadını alanında en iyisi olan suikastçilere dövdürüp, kafasına bir el ateş edilmesine rağmen öldürmeyip, tabuttan tahtayı kırarak çıkan bir kadının intikamını anlatmış birisi.

    the godfather'da marlon brando rolünü samuel l.jackson'a verir ve i'm gonna make him an offer and that motferfucker can't refuse bile dedirtir.

    çünkü o tarantino. tarzı bu. filmine spoiler arayıp, hikaye işleyişine takılmayın. hayvan gibi güzel planlar, sinematografinin en üst seviyesi, kullanılabilecek en iyi müzikler, daha önce yapılmış aşırı underrated bir filmden alınma sahneler ve şahane oyunculuklar.

    keyif almaya bakın.


    (johanericcalvinelmander - 21 Mart 2019 11:27)

  • comment image

    uyarı:
    ya adam gibi gidip izleyen yok mu. o yorum yapsın arkadaşım, yok bugün izleyeceğim, yarını iple çekiyorum, bugün bilet aldık... vay anam ya, sikimize mi sizin hangi seansta, hangi sinemada, kimle ne zaman izleyeceğiniz. insan gibi spoiler vermeden film hakkında içeriğini yaz. sonra siktir ol git. nasıl kendini özel hissetme kafasıdır bu anlamadım gitti...


    (emhay - 23 Ağustos 2019 11:50)

  • comment image

    bulunduğum şehirdeki 2 sinemadan birinde günde 4 seansla vizyona girmiş film.
    quentin tarantino nun 10. filmi (serileri tek sayarsak 9), 21. yy'ın en ünlü 2 oyuncusu olan brad pitt ve leonardo dicaprio nun beraber rol aldığı ilk film, bunun dışında kadrosunda margot robbie ve büyük sinema ustası al paçino gibi önemli isimler yer almakta.

    işte bu büyük filmi izlemek için biletlerin tükenmeyeceğini düşünerek 20.00 seansı için saat 19.50 de sinema salonuna giriş yaptım. gişeye yönelerek filmin adını söyledim, gişe görevlisi henüz hiç izleyici olmadığını gelen tek izleyicinin ben olduğumu bu yüzden filmin oynatılmayacağını söyledi.

    işte bu büyük film, şehirdeki 2 sinemadan birinde vizyona girmesine rağmen, günde sadece 4 seans olmasına rağmen, vizyonunun ilk günü olmasına rağmen ve bu sıcak yaz günlerinde sinemaya gidilebilecek en iyi saatte sadece 1 izleyicisi olduğu için oynatılamıyor.

    bu arada sinemada izleyicisi olan ve izlenebilecek 3 film vardı onlarda geniş aile 500, siccin 600, hızlı ve öfkeli 1300 dü.


    (daraheni - 24 Ağustos 2019 00:00)

  • comment image

    "sevişme, savaş" diyor tarantino bu filmiyle. şiddet dilini yine bir intikam aracı olarak kullanmış.

    -spoiler-

    inglourious basterds filminde hitler ve nazileri bir sinema salonuna doldurup yaptıkları kötülüklerden ötürü hepsini kurşuna dizmiş ve vahşice yakmış, django unchained filminde ise ırkçı beyazları, öfkeli bir kölenin silahından çıkan kurşunlarla bok çuvalına çevirmişti.
    bu sefer hedefinde manson'ın müritleri var. tarantino'nun, sharon tate ve arkadaşlarına yapılanları roman polanski'den bile daha kişisel algıladığı ortada. tüm film sharon tate için yakılmış bir ağıttı resmen. yakılan bu ağıta bir itirazımız yok. yaşadıkları korkunç ve anılmayı fazlasıyla hak ediyor. ancak burada mesele biraz farklı. işin boyutu manson ve müritlerini aşıp, hippilere ve onların temsil ettiği ideolojiye kadar gidiyor. inglourious basterds fiminde nazilere uygun gördüğü sonu, bu filmde müritlerden bir kıza uygulamaktan hiç çekinmiyor. nazileri canlı canlı yaktığı gibi, hippi kızımızı da havuzda lav silahıyla küle çeviriyor. her ikisi de yaptıklarından dolayı böyle bir ölümü hak ediyorlar. fakat, 1960'ların sonunda hippilerin temsil ettiği ideoloji de bu ateşten etkilenmiyor mu sizce? manson ve müritleri o dönemin popüler akımından etkilenmiş olsalar da, onlara filmde yapıldığı gibi sürekli "hippi" denilmesi kolaya kaçmak olur. manson bir tarikat lideriydi ve yaptıklarının o zamanki hippilerin savundukları ile yakından uzaktan bir alakası yoktu. vietnam savaşında bir ülkenin işleyebileceği tüm insanlık suçlarını işleyen amerikaya, o topraklardan kafa tutabilmiş ve bir taraftan da kafayı bulmuş barışçıl bir hareketin, manson ve müritleriyle bu denli yakından ilişkilendirilmesi ne yalan söyleyeyim hoş olmamış.

    filmde canımı sıkan bir diğer sahne ise bruce lee ve dublör cliff'in yer aldığı dövüş sahnesi oldu. fragmanlarda bruce lee'nin yer aldığını görünce tarantino'nun efsaneyi nasıl işleyeceğini çok merak etmiştim. çünkü, kill bill filmlerinde baş roldeki hanım ablamıza giydirdiği sarı renkli kıyafetle bruce lee'ye selam yollamış ve bu sebeple efsaneye sonsuz saygısı olduğunu düşündüğümüz bir yönetmendi tarantino. meğerse yanılmışız. bu filmdeki sahneyle resmen efsaneyi yerle yeksan etmiş. unutmayın ki muhammed ali nasıl sadece bir boksör değilse, bruce lee de yalnızca bir dövüş filmleri yıldızı değildir. her ikisinde de karşımıza çıkan ve belki azıcık da sizi rahatsız etmiş olan kibrin haklı bir nedeni vardır. muhammed ali, hor ve hakir görülen amerikadaki siyah ırkın temsilcisiydi. "i am the greatest" diyerek yüzlerine karşı haykırdığı kalabalıklar yıllarca siyahları küçük gören beyazlardı. bruce lee de benzer bir amaçla hollywood'a adım atmıştı. yüzyıllardır hor görülen ve batılılarca sömürülen sarı ırkın üstün taraflarını göstermeyi kendine ödev bilmişti. sırf bu amaçla, the way of the dragon filminde, chuck norris gibi beyaz amerikalıların gücünü temsil eden bir film ve dövüş yıldızını, batı medeniyetinin temellerini atan roma imparatorluğuna ait kolezyumda bir çuval gibi derdest edip yere çalmıştı. bu zafer, doğu milletlerinden birinin sinema ekranında bir beyazı bu denli acımasızca yendiği önemli anlardan biriydi. tarantino'nun bu unutulmaz anı yok etmeye çalıştığını iddia etmek çok ağır kaçar; ama efsaneye yapılmış haksızlığı da dile getirmeden edemezdim.

    -spoiler-

    bunların harici yine klasik bir tarantino filmi... izlemesi zevkli ve heyecanlı...


    (ozkulu - 24 Ağustos 2019 00:01)

  • comment image

    baştan sona spoiler:

    bir zamanlar hollywood'da amerikan yaşam tarzına sapına kadar sahip çıkanlarla amerikanlaşmayı reddedenler arasında yaşanan çatışmayı ve bunların arasında kalan taklit-insanları irdeler. öncelikle rick ile cliff arasındaki ilişkiyi doğru okumak gerekir.

    cliff yalnızca filmlerde rick'in dublörlüğünü yapmaz. gerçek hayatta da onun dublörüdür. sondaki çatışma sahnesinin büyük bölümünde cliff çatışır. rick ise çatışma tamamlanırken artık tamamen etkisiz kalmış, havuza düşen kadını film kahramanı gibi bir pozda yakarak cliff'in rolünü çalar. alkışlar cliff'ten çok rick'e gider. polis saçmasapan da olsa (polis anlamsızca olayın saatini netleştirmeyle uğraşır) sorularını rick'e sorar. tate'in misafirleri rick'le sohbet eder. bütün tehlikeyi cliff bertaraf etmesine rağmen son karede sharon tate ve doğmamış oğlu, rick'e sarılır. cliff filmlerde olduğu gibi yine perde gerisinde kalmıştır. filmin açılış sahnesindeki kısa söyleşi (o benim dublörüm, benim omzum yaralanacağına onun yaralanması daha az maliyetlidir) filmin sonunda gerçeğe dönüşür. cliff hastaneye kaldırılırken rick, seyircileri selamlar. bütün film boyunca cliff'i rick'in dublörlüğünü yaparken yalnızca bir kez görürüz. italya'da çekilen filmde araba açık köprüden geçerken. onda bile aslında ekranda yoktur. tarantino bunu mimlemek için kareyi dondurup cliff yazar. cliff'ler bu dünya için bir hiçtir.

    bütün film boyunca rick'in "namuslu ve çalışkan" amerikan genci rolünde alnının teriyle filmlerde oynayıp servet yapmasını izleriz. tarantino rick'i alkışlamamızı bekler. filmlerde 8 yaşında kız çocuğunu fırlatıp rehine isteyen karakteri oynayan rick'in karşısına savaş yüzünden topal kalmış bir adamı ya da bir binbaşıyı çıkarır yönetmenler. rick, bu kötü adamları shakespeare'den esinlenerek oynadıkça kariyeri yükselişe geçer. rick'in filmlerde alt ettiği savaş gazileri tarantino'nun yüz vereceği tipler değildir. çünkü o gaziler de başka amerikalıları öldürerek gazi olmuştur. tarantino iç savaşı lanetler ama vietnam savaşı'nı umursayan hippi kızı bir fetiş objesine dönüştürerek (cliff'e oral seks teklifi, bulunduğu her sahnede aptalca dans etmesi, sürekli vücudunu teşhir etmesi vs...) vietnam savaşı'na karşı çıkanları yerin dibine sokmayla meşgul olur. tarantino'ya göre amerikalılar birbirini öldürürse bu gereksiz şiddet, başkalarını öldürürse bu olması gereken şiddettir. rick de olması gereken amerikan tiplemesidir. oysa rick gibilere sürekli kötü adam rolleri verilir. iyi adam rolü verilen oyuncunun soyadı "madrid"dir. total yabancı. rick harika bir arabayla evine dönerken, madrid'i oynayan oyuncu döküntü bir motosikletle evine döner. tarantino her fırsatta rick'in tarafını tutar.

    cliff için dünya rick'ten müteşekkildir. hippi, arabanın lastiğini indirdiğinde ona bu hareketi için sinirlenmez. patronunun arabasına zarar verdiği için sinirlenir. ağzından çıkan ilk laf da "bu araba patronumundu" olur. hippi, lastiğe bıçak sokarak rick'in arabasına ve dolayısıyla rick'e tecavüz eder. bıçak amerikan solunun penisidir. eğer amerikan solu ve hippiler gibi özgürlükçü tipler rick gibi örnek vatandaşlara tecavüz etmeye kalkarsa bu kişilerin ağzının burnunun kırılması gerekir tarantino'ya göre. cliff de adamın ağız çevresini kana bular. açık ve kanlı bir ağızla bu açıkça vajinaya sembollenir. rick'e tecavüz etmeye kalkan hippinin yüzü vajinaya dönüşür.

    cliff'le rick'in ev hayatı uzun uzun karşılaştırılarak gösterilir. rick'in evi sterildir, cliff'inkini ise bok götürür. rick, leziz görünümlü içkiler hazırlar, cliff kirli tabaklarda basit makarnalar hazırlar. ondan da beteri ise köpeğe verdiği mamadır. rick'ten cliff'e, cliff'ten köpeğe doğru aşamalı bir ucuzlaşma gösterilir. olması gereken rick'tir ve bir kez daha o övülür. köpek ise cliff'in dublörüdür. çatışma sahnesinde de bütün işi köpek görür. cliff varken rick, köpek varken de cliff'in elini kana bulamasına gerek yoktur. cliff, ancak köpeğin yaraladığı saldırganları bertaraf eder. rick de cliff'in yaraladığı kızı yakar. amerikan dünyası dublörler dünyasıdır. bu bir zaman sonra bütün finans sistemine de uyarlanacak bir hiyerarşidir. tarantino evreninde en altta köpekler vardır: işçiler. bir hareketinizle sizin en tehlikeli işlerinizi görecek değersiz köpekler.

    charles manson da dublörler kullanır. filmde manson'ın sadece bir sahnede, kim olduğu bile tam belli olmadan gösterilmesi tarantino'nun hesap hatasıdır. rick'le manson'ı karşılaştırırken manson'a yeterince eğilmemiştir. charles manson hakkında ancak film dışı bilgilerimizi kullanmak zorunda kalırız bu yüzden. tarantino'nun amerikan solu ya da özgürlükçü amerikan tiplemesine örnek olarak seçtiği tiplemenin gerçek bir seri katiller lideri olması filmin tarafsızlıktan hiç nasibini almamış olduğunu gösterir. film boyunca gösterilen tüm hippiler ya tekinsizdir ya da pussy gibi (kızın adı bile cinsel referans içerir) ucuzlaştırılmıştır. film boyunca çalan şarkıların bir kısmının hippi kültüründen gelmesi ise tarantino'nun büyük çelişkisidir. manson da rick gibi dublör kullanır dedik. kendi öldürme itkisini harekete geçirir ama kimseyi öldürmez. bunun yerine zaten loser karakterler olan tex ve arkadaşlarını cinayetlere telkin eder. işler sarpa sarsa bile manson'ın burnu bile kanamadan atlatacaktır. tıpkı rick'in filmlerde tehlikeli sahneleri cliff sayesinde atlattığı gibi. rick hollywood tepelerinde lüks içinde yaşar, manson izbe bir çiftlik eskisinde kir pas içinde yaşar. buna rağmen manson ve onun gibiler saygıdeğer rick gibiler için tehlikedir. arabalarının egzozları bile rick gibi çalışkanlık timsali amerikan vatandaşlarının hayatlarını taciz eder. hal böyleyken manson ve çetesi yok edilmelidir. gerçek hayatta manson ve çetesi sharon tate ve arkadaşlarını yok etmiştir. tıpkı hitler'in yahudileri yok ettiği gibi. ama tarantino bu gerçeklere dayanamaz ve sinemanın tarihi yeniden yazma şansını alabildiğine kullanır. önceki filmlerinde hitler'i yahudi askerler nasıl kalbura çevirmişse bu filminde de güvenilir amerikanlar rick, cliff ve köpeği çeteyi tanınmaz hale getirene kadar dövüp öldürürler. ölen üç çete üyesi de yüzünü kaybeder. bu açık deformasyon tarantino'nun tahammülsüzlüğünün kanıtıdır. tarantino hippiler arasından seri katilleri seçerek onları tüm hippilerin sembolü yapar ve en şiddetli şekilde yok eder.

    cliff, rick'le alakalı olmayan olaylarda son derece sabırlı, şiddete bulaşmayan hatta yasalara karşı gelmemek için reşit olmayan bir kızın seks teklifini dahi reddeden bir adamdır. karısını öldürdüğü söylenir ama muhtemelen öldürmemiştir. karısı rick için tehlike arz etse öldürdüğüne inanabilirdik ama böyle bir durum olmadığı için öldürmemiş olması fikri daha ağır basar. cliff film boyunca bruce lee de dahil kimseye yüksek yoğunluklu bir şiddet uygulamaz. dövdüğü hippi rick'in arabası yerine kendi döküntü arabasına zarar verseydi muhtemelen ona da dokunmazdı. cliff için rick tanrıdır.

    cliff, hippilerin mekanında kendini bir yabancı olarak görür. çiftlikteki gençlerin elinde silah olmamasına rağmen ortam tekinsizdir. ısrarla arkadaşını görmek ister ve sonunda onun kör haliyle karşılaşır. çiftliğin sahibi hippilerden şikayetçi değildir. hatta bir tanesinin gönlü olsun diye gündüz uykusuna bile yatmıştır. kör haliyle tv izlemeyi sorgulamaz bile. tarantino'ya göre bu hippilere ancak körleşmişseniz sempati duyabilirsiniz. kendisine bir zarar vermeyen polis arabasına dahi küfür edebilen bu gençlere sağlıklı bir insan sempati duymamalıdır. onların çöplüğü o kadar geri kalmıştır ki tex, cliff'i yakalamak için at gibi ilkel bir araç kullanır. ama cliff, rick'in arabasıyla onu çoktan geride bırakmıştır. hippilerin ilkelliği hiçbir zaman örnek amerikalının çağdaşlığını geçemeyecektir.

    tarantino hippi çiftliğinin simetriğini playboy partisine giden hollywood dünyasına ilişkin bir sahneyle kurgular. rick'in alt edemediği tek adam steve mcqueen'dir. the great escape filminin deneme çekiminde rick gayet başarılı olmasına rağmen rol steve'e gider. tarantino mcqueen aracılığıyla gerçek hayattaki örnek amerikan aktörüne saygısını sunar. film boyunca sharon tate ve onun jim'le ilişkisini eleştirebilen tek kişi de steve olmuştur. tarantino, çağdaş amerikalı'yı ancak ondan daha başarılı başka bir çağdaş amerikalı'ya eleştirtir. playboy partisi açıkça izbe ve toz toprak içindeki hippi komününden daha göz alıcıdır.

    tarantino ve şiddet sineması, yönetmenin kariyerinin bütününde vardır. ama bu şiddet olgusu gittikçe yönetmenin içindeki faşist'i ortaya çıkartır. gerçek hayattaki yenilgileri (polanski-tate çiftini yıkan cinayetler, yahudi soykırımı, ırk ayrımcıları) bir türlü kabullenemeyen tarantino filmleri aracılığıyla bunlardan intikamını alır. pacino'nun canlandırdığı schwarz'ın rick'e verdiği öğüt tarantino için de geçerlidir aslında. rick, sürekli filmin sonunda ölen ya da dayağı yiyen kötü adamları canlandırdıkça seyirci bunu kanıksayacak ve onun daha iyi rollere atılım yapması engellenecektir. tarantino da o yolda ilerliyor. bir tane daha gerçek yıkımı kabullenemeyip filmi aracılığıyla intikam almaya çalıştığı bir film çekerse üzerine ezik ve faşist yönetmen damgası yapışacaktır. sonra o damganın çıkartılması da imkansızlaşacaktır.


    (parliament night blu ray - 25 Ağustos 2019 01:51)

  • comment image

    ancak ama ancak ortalamanın çok üstünde bir yönetmenin yapacağı şımarıklıkta bir film.

    kariyerinin başında bir yönetmen böyle bir film yapsa o kariyer orada biterdi.

    hikayesi olmayan çok üst düzey bir sinematografi kullanımı diyebiliriz. yönetmenin hiç ama hiç beğenilme derdi yok.

    yani ben gideyim güzel bir hikaye izliyeyim, beni şaşırtsın falan diye gitmeyin.

    zaten artık işlenmeyen konu mu kaldı, ne gerek var ki kasmaya.


    (uda - 26 Ağustos 2019 01:08)

  • comment image

    bazıları, "filmde inanılmaz fazla detay ve göndermeler var. amerikan tarihini de bilmek gerekiyor" gibi şeyler karalamış. izleyecek olanlara söyleyeyim: filmde öyle inanılmaz fazla detay ve göndermeler yok. amerikan tarihini de öyle çok bilmek gerekmiyor. gerekenler:
    - sharon tate ve charles manson hakkında bilgi.
    - bu tatlı kadın ile bu manyağın hayatlarının nasıl olup da kesiştiği hakkında bilgi.
    - 1960'lardaki cinsel devrim ve hippi hareketi hakkında bilgi.
    hatta spoylere geçmeden ben kendi yazdıklarımdan önereceğim.
    (bkz: 10050 cielo drive/@saladze)
    (bkz: chaos/@saladze)

    --- spoiler ---

    mesela bilen için filmin daha başlarında leo ve brad'in eve giderken döndükleri sokakta gösterilen "cielo dr." sokak tabelası bile tüyleri ürpertici. şöyle düşünün, 1993 yılında gecen bir film izliyorsunuz ve filmdeki araba uğur mumcu'nun katledildiği karlı sokak'a dönüyor. gibi...
    işte bu amerikan izleyicisinin suratına daha filmin başında şamarı basıyor. ama amerikalı olmanıza da gerek yok şamarı hissetmek için. dediğim gibi olayları iyi bilince büyük heyecan ve merak sarıyor birden. sıradan bir eve dönüş yolu bizi dünyanın en sansasyonel cinayetlerinin işlendiği noktaya götürüyor. tarantino sokağı da neredeyse birebir yapmış. hafif yokuşlu ve eğimli viraj ile yapılmış girişi birebir benziyor.

    daha sonra brad'in arabaya almak üzere olduğu otostopçu kızımız dünyanın gelmiş geçmiş en meşhur suçlusunun yerleşkesinde kaldığını söyler. spahn ranch. o sahne de aslında o sokak tabelasının göründüğü sahne kadar şok edicidir. çünkü spahn ranch'in cinayetlerle ilgili yapılan haberlerde manson ailesinin kaldığı yer olarak defalarca ismi geçiyor. amerikalı orayı biliyor ama hiç gitmedi. o pislikler orada neler yapıyordu hiç görmedi. işte brad hadi bir bakalım şuraya diyerek bizi tura çıkarıyor.

    biraz inglorious bastards, biraz pulp fiction. geçmişte yaşanmış şeytani/travmatik/sansasyonel bir hadiseyi al ve ona mutlu son ekle. bunu yaparken de biraz pulp fiction gibi kesişen farklı hikayeler yarat.
    tarantino doğurmasına çok kısa bir süre kalmışken defalarca bıçaklanarak öldürülen sharon tate'in ülkede ve dünyada yarattığı ve hiç iyileşmeyen travmaya bir el atıyor ve herkesin içindeki o öfke yangınına, intikam ateşine biraz su döküyor. bu da ancak öldürmeye gelen arkadaşların hunharca katledilmesi ile olabilirdi. tarantino inglorious bastards'da nazileri yakarken bu kez susan atkins'i yakıyor. hatta doyamamış olacak ki bu filmde biraz daha nazi yakıyor :)

    yine de pulp fiction'daki gibi muhteşem bir senaryonun yanına yaklaşamadığını söylemek lazım. bu da böyle bir film ama konuyu bu yaptığında ne kadarını değiştirebilirsin? bence adam bu konudan yapabileceği en iyi filmi yapmış. bir de klasik uzun tarantino diyalogları hiç yoktu. tarantino izlerken bunun eksikliği hissediliyor.

    ---
    spoiler ---


    (saladze - 30 Ağustos 2019 10:33)

Yorum Kaynak Link : once upon a time in hollywood