Mindhunter (~ Caçador de Mentes) ' Dizisinin Konusu : FBI’ın özel bir biriminde görevli ajan Holden Ford ve ortağı Bill Tench kötü şöhretli seri katilleri ve tecavüzcüleri araştırmaya başlar. Acımasız olayları soruşturdukça yeni profil çıkarma teknikleri geliştirirler.
Fargo(2014)(8,9-324560)
Narcos(2015)(8,8-302485)
Stranger Things(2016)(8,8-645620)
Dark(2017)(8,7-134969)
Boardwalk Empire(2010)(8,6-158975)
Big Little Lies(2017)(8,6-93957)
The Night Of(2016)(8,6-95289)
The Handmaid's Tale(2017)(8,5-136234)
Ozark(2017)(8,3-111180)
Manhunt: The Unabomber(2017)(8,1-37802)
The End of the F***ing World(2017)(8,1-89938)
The Sinner(2017)(8,0-65614)
1. bölümün sonunda çalan şarkı için;don mclean - crying2. bölümün sonunda çalan şarkı için;talking heads - psycho killer3. bölümün sonunda çalan şarkı için;david bowie - right4. bölümün sonunda çalan şarkı için;klaatu- calling occupants of ınterplanetary craft5. bölümün sonunda çalan şarkı için;-6. bölümün sonunda çalan şarkı için;the boomtown rats - ı don't like mondays7. bölümün sonunda çalan şarkı için;exile - kiss you all over8. bölümün sonunda çalan şarkı için;-9. bölümün sonunda çalan şarkı için;the alan parsons project - ı wouldn't want to be like you10. bölümün sonunda çalan şarkı için;led zeppelin - ın the light
(dar alanda entryler - 15 Ekim 2017 00:19)
sound mixing ya da sound editing, artık tarif etmeye çalıştığım şey hangi kategoriye düşecekse, kesinlikle sesle ilgili teknik dalda emmy ödülü alsın bu dizi. hapishanelerdeki görüşme sahnelerinde, ya da polis departmanlarındaki eğitim sahnelerinde dışarıdan gelen seslerin, uğultuların oluşu, atmosferi daha gerçekçi kılıyor. hani mesela ders dinlerken bütün sınıf pür dikkat dinler halde sessiz olsa bile, sınıf kapısının dışından, koridorlardaki sesleri duyarsınız ya bir uğultu halinde, işte o etki çok dikkatimi çekti diziyi izlerken. hiçbir dizide buna rastlamadığımı fark ettim.yukarıda bir entryde de söylendiği gibi, gerçekten prodüksiyon kusursuz olabilir.
(cizimmasasi - 15 Ekim 2017 00:53)
neredeyse sadece diyalogdan ibaret böyle bir dizinin bu kadar heyecanlı bölümleri olmasına şaşırıp duruyorum. çok güzel. polisiye de sevmem ona rağmen harika.
(ssg - 18 Ekim 2017 01:20)
benim açımdan efsane kategorisine girmese de, diziyi çok sevdim.oyunculuk, karakter gelişimleri vs. vs. zaten bir çok yazar tarafından yazıldı. bu nedenle aynı şeylere girmeyeceğim.--- spoiler ---dizide, danışmanlık yaptıkları veya müdahil oldukları cinayetler, biri hariç, hepsi çözldü. 1.bölüm itibariyle, iowa'da işlenen anne ve çocuk cinayeti 10 bölüm boyunca sonuçlanmadı.şimdi hatırlanırsa, bill tench, 7.bölümde iowa cinayetlerinin fotograflarından birinde bir ayrıntı fark edip, ertesi günü dedektif frank mcgraw'ı arayıp, kadını bağlamak için kullanılan düğümlere dikkat çekti ve bunların gemici düğümü olduğunu belirtti.yine hatırlanırsa, 6.bölümün başında, park city kansas'lı eleman düğüm atıp duruyordu! elemanın attığı düğümler gemici düğümü mü bilmiyorum, bu konuda bilgim yok. ama bu düğüm meselesinin tesadüfi olduğunu sanmıyorum! sonra yine merak edip kansas ile iowa'nın haritada yerlerine baktım, bildiğim komşu sayılırlar. ama yine bill tench'in dediği gibi, ne iowa'da ne de kansas'ta deniz var...elemanın ilk cinayeti bu olabilir. 9.bölümde de bir cinayet işlediğini düşünüyorum.--- spoiler ---
(eimer - 21 Ekim 2017 15:39)
gecen hafta diziyi oturup bir solukta izledigimde, sozluge girip hakkinda yazmak istemistim. ancak sol tarafa abanan, bilindik trollerin gereksiz basliklarini gorunce vazgectim. bugun sans eseri bu basliga denk geldim ve baslik altina girilen, birbirinden guzel yazilari keyifle okudum. en azindan kendi adima konusacak olursam, sozlukte hala yaziyor olmamin nedeni, sizin gibi insanlara duydugum saygidir. oncelikle dizi; john e. douglas ve mark olshaker'in 1995 yilinda yayinlanladiklari, 'mindhunter: inside the fbi's elite serial crime unit' kitabina dayanmaktadir. kriminoloji ve adli psikiyatri'nin yakin tarih boyunca hangi noktalardan bugunlere geldigini analiz eder. bu kitabin onculu de robert ressler ve tom shachtman tarafindan 1992 yilinda kaleme alinan, 'whoever fights monsters: my twenty years tracking serial killers for the fbi'dir. 'profiler', yani turkce meali ile katillerin profilini cikaran bir kisi olan robert ressler, 1981 yilinda ncavc denen birimin fbi icinde kurulmasina onculuk etmistir. dizide holden ford rolu ile gordugumuz kisi gercek hayatta john douglas'tir. john douglas daha once de 'the silence of the lambs' kitabinda ve filminde gormus oldugumuz jack crawford karakterine esin kaynakligi etmistir. bill tench karakterinin ise robert ressler oldugu dusunulmektedir. cunku gercek hayatta 'serial killer' tabirini bulan ve kullanan ilk kisi ressler'dir. dizide bu isi de bill tench ustlenir. yine ayni sekilde gercek hayatta seri katiller ile gorusmelere gitmistir ressler. ornegin palyaco kiligina girdigi icin 'the killer clown' olarak da taninan john wayne gacy ile yapmis oldugu gorusmeleri kitabinda detayli bir bicimde anlatir. jeffrey dahmer ve ted bundy de gorustugu seri katiller arasindadir. john douglas da ayni sekilde david berkowitz, john wayne gacy, charles manson, richard speck ve edmund kemper ile gorusmustur.yani bilindigi uzere dizide portrelenen edmund kemper, monte rissell, jerry brudos, richard speck ve darrell gene devier kurgu kisilikler degil, gercek karakterlerdir. ve bugun artik terminolojinin vazgecilmez kavramlarindan olan 'organized serial killer', 'mass mudering', 'spree killing', 'cooling off period' gibi ifadelerin tanimlanmasina onayak olmustur her biri.mesela dizide konu edilen richard speck bir seri katil degil, toplu cinayet isleyen bir katildir. yeri gelmisken kendisi hakkinda birkac bilgi daha vereyim; speck'in 1995 yilinda bir vhs kasedi sans eseri ortaya cikmis ve amerikan halkini sok etmistir. 1988 yilina ait bir kasettir. ve goruntulerde speck kalmakta oldugu stateville hapishanesi'nde cig sariya boyanmis saclari ve mavi dantelli ic camasiri ile kokain cekmekte, bir yandan da hucre arkadasi ile cinsel iliskiye girmektedir. ve ayrica kendisini bir erkek cennetine hapsettikleri icin amerikan adalet sistemine tesekkur etmektedir, kasetin bir yerinde. basta savcilar olmak uzere amerikan halkinin hissettigi ofke firtinasinin nedeni ise; cezalandirdiklari adami aslinda odullendirdiklerini farketmeleridir.yaziyi bitirmeden once profil cikarma konusundan da azicik bahsetmek isterim. profil cikarma mevzusu john douglas ve robert ressler'den once de mevcuttu pek tabi. en unlusu de, 1950'li yillarda newyork'ta bircok yere ev yapimi bombalar yerlestiren ve basin tarafindan 'mad bomber' olarak tanimlanan george metesky ile ilgili olanidir. arastirmayi yuruten ve bombaciyi bir turlu yakalayamayan dedektif sonunda bir psikiyatri uzmanina basvurur ve sunmus oldugu kanitlar uzerinden bombaci ile ilgili olarak bir yorum yapmasini ister. james brussel'in yani uzmanin yorumu da sudur; bombacinin hic evlenmemis, teyzesi ya da kizkardesi ile yasayan, dogu avrupa kokenli, orta yasli, tuberkuloz hastasi, nazik ve yumusak tonla konusan, surekli kiliseye giden bir paranok olabilecegidir. hatta dugmeleri ilikli kurvaze ceket giydigini bile iddia eder.bu tarif dogrultusunda george metesky isimli bombaci sonunda yakalanir ve sucunu itiraf eder. kendisi 54 yasindadir, son derece kibardir. hic evlenmemistir ve kizkardesleriyle yasamaktadir. daha once tuberkuloz tedavisi gormustur. her pazar duzenli olarak kiliseye gitmektedir. polonya gocmenidir. zamaninda gitmis oldugu bir saglik kurulusu tarafindan hakkinda paranoya teshisi konmustur. ve yakalandigi anda da, uzeride lacivert renkli, dugmeleri ilikli bir kruvaze ceket vardir.ilgilenenlere her zamanki gibi yine nacizane birkac kitap tavsiyesinde bulunayim;- the a to z encyclopedia of serial killers- introduction to forensic and criminal psychology- criminal profiling- the jigsaw man--- spoiler ---dizide gordugumuz ve kimligi aciklanmayan katil literaturde btk* olarak tanimlanan dennis rader'dir. 1974 ve 1991 yillari arasinda toplam 10 kisiyi oldurmustur. basina gonderdigi mektuplari, oldurme tarzina ithafen btk olarak imzaladigindan oturu adi boyle bilinmektedir. kendisi hic yakalanmadan, aynen bir 'zodiac killer' misali varligini surdurecek iken, 2005 yilinda hapsi boylamistir. nedeni de kendisidir. uzun suren bir hareketsizlik doneminden sonra, tam olarak 2004 yilinda bir nevi boburlenme ihtiyaci ile bill thomas killman adinda mektuplar gondermeye baslamistir, kansas'taki bir gazeteye. ve gelisen teknoloji sonucu bu sefer adaletten kacamamistir.--- spoiler ---
(okyunus - 23 Ekim 2017 14:25)
tek kelimeyle muazzam bir dizi. akan her saniyede büyük bir özen ve büyük bir emek var.yazı karakterleri bile diziye özel olarak düşünülmüş, tasarlanmış.olay örgüsü, katillerin hayata bakışının ve düşünce sistemlerinin temellerine inilmesi, çözümlenmesi, sorgulayanların psikolojik yapılarının değişimi, ruh hallerinin giderek daha karanlık olması gibi unsurlar da bazen bir dostoyevski romanından bir sahneyi andırıyor; bazen sanat tarihinde önemli bir eserin, mesela daha önce de bir arkadaşın değindiği gibi etkileyici bir edward hopper resminin içindeymişiz gibi hissedebiliyoruz. bazen de sıkı bir belgesel izlediğimi zannediyorum. nasıl oluyorsa kimi basit sahneler bile tüyler ürpertici olabiliyor. bütün bunların birleşimi şimdi ne olacak duygusuyla daha dikkatli izlemeye çağırıyor, seslere mimiklere karşı daha duyarlı bir bakış geliştiriyoruz. sözün özü, diziye başlayınca yarıda bırakmak çok zor.ayrıca amerikan sisteminin, yaşam tarzının ve ortak kültürünün bir parçası olan bu katillerin canlandırılması da müthiş; gerilim hiç dağılmıyor. muhafazakar anlayışlarının kurumsal ve düşünsel ilerlemenin önünde engel olması, kadın erkek, anne baba çocuk ilişkilerindeki hoyrat davranışların yan etkileri, yalnızlık ve sevgisizlik herkesi başka arayışlara itiyor. öyle ki bir noktada organize katillerin pekala çok iyi bir dedektif olabileceğini, dedektiflerin de son derece kusurlu katillere dönüşebileceğini görmek mümkün.
(bizans - 23 Ekim 2017 18:05)
dizi david fincher'lı bir true crime, kurgu sayılmaz bile. konu gerçek, karakterler gerçek, hatta katillerle yapılan röportajlar bile gerçek;gerçek ed kemper röportajı vs. mindhunter röportajıana karakterlerin gerçek isimleri ise john e. douglas, robert k. ressler ve ann wolbert burgessdizi de zaten bunların yazdığı mindhunter* isimli kitaptan uyarlanıyor.dizi, son yılların en popüler fbi ajanları yani nam-ı diğer profilerajanlarının nasıl ortaya çıktıklarını ve bunların kullandıkları yöntemlerin neler olduğunu anlatıyor, bunu yaparken de iyi ve kötü kavramlarınızı sorgulamanızı sağlıyor. hala da burada gelmiş baş roldeki karakter sıfır karizma, çok silik, dizi çok sıkıcı, takip edilmiyor falan diye bok atanlar var. gerçek hayat bu amk. bir konu hakkında bilgilenmek ya da katillerin derin psikolojik analizini yapmak istemiyorsanız zaten neden bu diziyi izliyorsunuz? gidin dexter izleyin, o da mükemmel bir dizi. hem de tam size göre.
(miscellaneous - 28 Ekim 2017 01:00)
neden her bölümün başında ibrahim kalın'ı gösterdiğini anlamadığım netflix dizisi. bakalım sezonun sonunda anlaşılır belki.
(seldon von neumann - 30 Ekim 2017 01:12)
+ we're talking a lot about parents. harsh mothers, absent fathers...- all fathers are absent fathers.
(cua - 2 Kasım 2017 01:28)
gördüğüm en kötü introya sahip olan akıcı bir netflix dizisi. diziyle ilgili en çok sevdiğim detayı paylaşayım:--- spoiler ---şimdi hemen hemen herkesin birbirini tanıdığı bir bölgedeki okulda* müdür olan roger wade isimli bir amca var. bu amcamız yaramazlık yapan çocuklara ceza olarak sözlü uyarı yerine başka bir uygulamayı tercih ediyor. istenmeyen olaylara karışan çocuklar roger wade amcanın odasına gittiklerine wade onların ayakkabılarını ve çoraplarını çıkarttırıp ayaklarını gıdıklıyor ve sonrasında çocuklara 5 cent veriyor. olay bundan ibaret lakin bazı öğretmenler bunu rahatsız edici bulup velilere söylüyor ve veliler de bu durumdan rahatsız oluyor. dizinin ana karakteri ajan holden da hem müdürle hem velilerle konuştuktan sonra müdürden bu davranışı bırakmasını, aksi taktirde kötü sonuçların doğacağını söylüyor ve her ne kadar holden bunu reddetse de müdürün işten çıkarılmasına sebep oluyor. buraya kadar çok bir sıkıntı yok sanırım, kabul edilebilir bir olay gibi. daha sonra roger wade'in karısı gelip holden'dan hesap sarıyor o iyi bir adamdı şimdi kimse bizi sevmiyor vs. vs. diye ama sonrasında bu olayın üzerinde çok durulmuyor. peki niye böyle bir şey yaşandı? genelde gerçek olayların ve vakaların mercek altına alındığı mindhunter'da bu anlattığım olay gerçek bir olay değil ve tamamen yönetmenin dehasını ortaya koyduğu bir kurgu. şöyle ki kahramanımız holden, sosyopatlarla görüşmeye gittiğinde bazen sosyopatlar konuşmayı reddediyor bu yüzden holden onları konuşturmak adına onların anlayacağı dilden konuşmaya başlıyor. örneğin zamanında 8 tane hemşireyi öldürmüş, bir tanesine de bu esnada tecavüz etmiş bir sosyopat var ve saniyede 5 kere küfür ediyor. holden'lar konuşmaya geldiğinde de küfürlerine devam ediyor ve konuşmayı reddediyor. bu sırada holden onun anlayacağı dilden konuşmaya başlıyor ve o sekiz olgun amcık nasıldı ama tarzı bir soru soruyor. bu noktadan sonra holden başarılı oluyor ve sosyopat konuşmaya başlıyor fakat holden'ın iş arkadaşı bill tench, holden'ın bu sözlerinden oldukça rahatsız oluyor ve onu uyarıyor. fbi'ın üst kademesindeki amcamız da holden'ı uyarıyor, holden'ların yaptığı araştırmaları denetleyen bir grup da holden'a temkinli olma uyarısında bulunuyor devamında hoş şeylerin olmayacağını söylüyor vs. halbuki çoğumuz holden'ın o tarz konuşmasının art niyetli olmadığını, karşısındakini konuşturmak için bir doğaçlama olduğunu düşünüp holden'dan yana tavır takınmışızdır. işte burada yönetmen dehasını ve seyirci ikiyüzlülüğünü görüyoruz çünkü holden da istenmeyen bir şey yapıyor, yapmaması konusunda tavsiye almasına rağmen kendi yöntemlerinden taviz vermiyor, müdür roger wade de öyle. halbuki biz bir olayda holden'a hak verirken öbüründe roger wade'i haksız bulduk. çizilen olaylar bütünüyle paralel olmasına rağmen. --- spoiler ---sırf bu olay yüzünden bile dizinin ne kadar başarılı bir dizi olduğunu söyleyebilirim. alanım psikoloji olduğu için tabii ki dizinin geliştirilebilecek bir sürü alanı olduğunu da eklerim fakat o kadar bilimsele girse dizi belki de izlenmez. onun için ufak tefek eksiklikleri olsa da dikkatli izlendiği taktirde eğlendirecek dizidir. dizinin neredeyse tamamı diyaloglardan ibaret olmasına rağmen sıkmaz, ki bu da ne kadar başarılı bir örgünün izlendiğinin göstergesidir.
(imansiz ateist - 29 Eylül 2018 00:36)
Yorum Kaynak Link : mindhunter