Last Flag Flying (~ Siki Dostlar) ' Filminin Konusu : Vietnam Savaşı'nda yer almış Larry 'Doc' Shepherd (Steve Carell), savaştan 30 yıl sonra yani 2003'te Irak'taki Amerikan Ordusu'nda bulunan oğlunun hayatını kaybettiğini öğrenir. Karısını da kısa bir süre önce yitirmiş olan Doc, Vietnam döneminde arkadaşları olan bar sahibi Sal Nealon (Bryan Cranston) ve savaş yıllarını unutmak isteyen rahip Richard Mueller'i (Laurence Fishburne) yanına alarak, cenazeyi teslim almak üzere bir hava üssüne gider. Normal şartlarda oğlu askeri törenle Arlington Askeri Mezarlığı'na gömülecektir, ancak oğlunun ölümüyle ilgili saklanan gerçekleri öğrenince arkadaşları ve tabutla birlikte evine doğru bir yolculuğa başlar.
Jusqu'à la garde(2018)(7,6-4818)
Lean on Pete(2018)(7,2-8462)
Laurel Canyon(2003)(6,4-15112)
Days of Thunder(1990)(6,0-71930)
Danger One(2018)(5,8-829)
Pocket Listing(2016)(5,6-2012)
All I See Is You(2017)(5,3-7091)
Reaper(2014)(5,1-2753)
The Heyday of the Insensitive Bastards(2017)(4,6-1363)
the holywood reporter'ın yaptığı habere göre richard linklater'ın yeni sinema projesi.film, hal ashby'nin 1973'te darryl ponicsan imzalı romandan uyarladığı ve başrolünde jack nicholson'ın yer aldığı* the last detail'in devamı olacak ve 2005'te yayınlanan yine ponicsan imzalı kitaptan uyarlanacak. linklater bu projeyle 2006'da ilgilenmeye başlamış ve asıl niyeti orijinal kadroyu bir araya getirmekmiş (2001'de hayatını kaybeden otis young'ın yerine morgan freeman'ı düşünüyormuş). ancak sinema sektöründe işler genellikle umulduğu gibi gitmiyor tabi. (bkz: the man who killed don quixote)filmin başrollerinde* steve carell, bryan cranston ve laurence fishburne yer alıyor. the last detail, genç bir suçluyu* hapishaneye götürmekle görevlendirilen iki donanmacının** onu teslim etmeden önce ona son kez iyi bir zaman geçirtmek istemelerini konu alan bir yol filmiydi. last flag flying'te ise üçlünün 9/11 sonrası amerika'sında yeniden bir araya gelmesi anlatılacak (muhtemelen cranston nicholson'un, carrell de quaid'in rolünü devralacaktır). ırak'ta ölen oğlunun bedenini eve getirmek isteyen eski suçlu, iki eski dostunun yardımına başvurur. böylece bu üçlü onca yıl sonra yeniden yola çıkarlar.yapımcılığını amazon studios'un üstlendiği filmin çekimlerine önümüzdeki kasımda başlanması planlanıyormuş.
(provo - 31 Ağustos 2016 00:50)
richard linklater ve bryan cranston'ı buluştaracak olmasıyla şimdiden meraklandırmıştır. gerçi benim için sadece linklater olması bile yeter.
(steve rogers - 21 Ocak 2017 01:11)
richard linklater'ın neredeyse hiç ilgi görmeyen filmi. gösterime girdiğinde bir milyon dolar bile kazandırmamış, seyircisizlikten sonra sinemadan kaldırılmıştı. bizde de vizyona girmedi tabii. halbuki bryan cranston ve steve carell için oscar kampanyası planlanıyordu. ama carell iki saatlik filmi üzgün suratla tamamladığı bu dramatik rolüyle değil de battle of the sexes'teki komik rolüyle adaylık aldı. amerikalılar komedyenleri dramatik rollerde görmek istemiyorlar galiba. halbuki carell enfes bir oyuncu. dramatik rollerin altından da rahatlıkla kalkar, hatta bu yaştan sonra daha fazla dramada oynamalı. gerçi last flag flying'in yıldızı carell değil. cranston. aktör filmin mizahı, neşesi, eğlencesi. cranston bu eğlenceli rolün hakkını veriyor. carell fena değil. laurence fishburne iyi. üçlüyü izlemek pek keyifliydi. filme gelirsem... ilk film epey eğlenceli, kaliteli bir filmdi. hal ashby yönetmişti, jack nicholson başrolde yer almıştı. last flag flying, the last detail'in öyküsünü devam ettiriyor. yol türünü sevenlere önerebilirim. olay pek yok, bu daha ziyade yıllar sonra buluşan üç arkadaşın muhabbetlerinden ibaret bir öykü. cenazeyi almaya giderken muhabbet ediyorlar, cenazeyi aldıktan sonra muhabbet ediyorlar. yaşlılık, gençlik, vietnam savaşı, dindarlık, ırak savaşı, kahramanlık edebiyatı ve saçmalığı ve daha onlarca konu... richard linklater yol türünü çok iyi bilen, diyalog yazmada mahir bir sinemacı. burada da eğlenceli diyaloglara imzasını atmış. ha senaryo pek iyi değil. genelde karakterler a noktasından b noktasına doğru yola çıktıktan sonra b'den a'ya dönerlerken değişirler, karakterleri değişir, yaşadıkları olaylar onları değiştirir. linklater karakterlerini hiçbir şekilde değiştirmiyor. yolculuk hiçbir karakteri değiştirmiyor. bu da filmin zaaflarından kanımca. eğlenceli bir film ama muhabbetin ötesine geçip karakterlerine değişim ve derinleşme şansı tanınmadığı için ortalamayı pek aşamıyor.
(sherlock holmes 90 - 30 Aralık 2017 19:07)
yalnızca başrollerde yer alan üç aktörün birbiriyle etkileşimi için izleyip hayran kaldığım film, ne yalnızca komedi, ne yalnızca dram, tıpkı hayat gibi. bir yandan çok güzel bir yol hikayesi, bir yandan üçlünün arasında, zamanla unutulmuş ve sonradan ağır ağır yeniden canlanan ilişkilerin anlatımıyla muhteşem bir dostluk hikayesi, üstelik "erkek dostluğu" olduğu için zor da ilerliyor ve oyuncular bu sıkıntılı dostluğu çok güzel yansıtıyor, sevgiyi aktarırken zorlanan karakterler ekranda değil de yanıbaşınızda kıvranıyor gibi ya.yalnızca trende bryan cranston'un ortamdaki karamsar havayı dağıtmak için gençlik ereksiyonlarını anlatışı için bile izlenir, fishburne arkası dönük olduğu için pek belli değil ama steve carell eminim ki o sahnede rol icabı falan değil gerçekten gözünden yaşlar gelerek gülüyor; bryan cranston coştukça steve carell'a dikkat edin ahah. ayrıca steve carell'ın mimiklerini pek kullanmadığı haliyle tipi çok sıradan, kendi halinde bir amerikan erkeği olduğu için kendisine dram oyunculuğu da çok yakışıyor, son zamanlarda kendisini komediden çok dramlarda izledim ve komiklik yapmadığı zaman çok hüzünlü bir duruşu var, dramı çok iyi yansıttığını düşünmeye başladım.
(sweet leaf - 2 Ocak 2018 09:50)
steve carell "severliğim" dolayısı ile 2017'nin merak ettiğim bir diğer işi. türkiye gösterim tarihi henüz netleşmemiş deniyor. bakalım richard linklater ne işler çevirmiş.her eve imdb
(karinca beli - 3 Ocak 2018 19:26)
son zamanlarda izlediğim en iyi filmlerden. bir diğeri (bkz: three billboards outside ebbing misouri)son günlerde sözlükte göndermeler çok moda. bu filmde ise bir tane hakkıyla yapılmış çok şık bir gönderme var.spoiler alertotobüs terminalinde rahip richard mueller ( laurence fishburne ) sal'e ( bryan cranston ) bir konuşma esnasında " that's god damn right " repliğini kullanır. malumunuz cranston'un breaking bad'de canlandırdığı efsanevi heisenberg'in repliğinin başka bir filmde bryan cranston'a söylenmesi ciddi ciddi çok iyi olmuş.spoiler alertgod damn right
(manfromearth - 10 Ocak 2018 14:24)
mesajlarıyla sert denebilecek eleştiriler yapan, dürüst, cesur, sevimli bir yol filmi.bryan cranston'un trollükleri ve oyunculuğu her zamanki gibi efsaneydi.huzur içinde yatsın, güzeller güzeli abilerimizden vedat okyar'ın pek güzel bir sözü vardır: "sergen'i futbol oynarken izlemek benim özel zevklerimdendir" diye. aha bryan cranston da, saygıdeğer gary oldman gibi benim için o düzeyde bir oyuncudur. yaşlanmış ve papaz olmuş bir morpheus da izliyoruz filmde.ama steve carell ise filmde tam anlamıyla bir şener şen olmuş. şener babanın dram filmlerindeki karakteristik özellikleriyle, mimikleriyle, kahkahalarıyla ve üzünçlü duruşlarıyla bile çok benzeştiğini düşündüm izlerken. hep şener şen canlandı gözümde.aslında, pek de farklı bir hikayesi, olayı olmayan, klişe denebilecek stereotip bir senaryo. film olarak durağan ve trafik sahnesinde arkalarından hızla gelip yol isteyen tıra bryan cranston'un trollük yapıp yol vermeyişindeki 5 saniyelik aksiyon hariç hiç aksiyon yok filmde neredeyse. ama hikayelere değer veriyorsanız; geçmiş, şu an ve geleceğin farklı varyasyonlarını değerlendiren yerine göre muzip, yerine göre epey ciddi 3 asker arkadaşının beyin fırtınalarından fazlasıyla tatmin olacaksınız.---sıpoylır---bryan cranston'un, gıcık albaya yaptığı atar fena güzeldi. o tonlama, o yüzdeki "gençliğimde olsam o kemçük ağzının yayını şuracıkta sikerdim" bakışı, mimikler ve albayın şehit babasının yanında olay çıkarmak istemeyip itidalini koruyarak sakin kalışı... en keyifli gerilim sahnesiydi filmin.---sıpoylır---daha çok şey yazardım, hani irdelenecek çok mesaj olsun, sahne olsun, tavır olsun var filmde. ama uzun uzun yazasım gelmedi şimdi. belki bir gün editler, uzun uzun tespitler ve eleştiriler yaparım. ama o gün bugün değil*.ama güzel film, izleyin.
(nen secjel ka - 21 Ocak 2018 11:15)
afişten dolayı ilk başta amerikan milliyetçiliği sosuyla bezenmiş basit bir amerikan savaş filmi sansam da, izledikten sonra hiç de öyle olmadığını gördüm. gerçekten iyi bir film. steve carell'in oyunculuğu da çok iyiydi.
(komunist vaiz - 12 Şubat 2018 02:43)
abd'nın ırak politikasıyla ve öncesinde vietnam politikasıyla ilgili taşlamalar içeren, milliyetçilik adı altında savaşa giden ve bir hiç uğruna ölen askerlerin abartı olmadan anlatılan bir hikayesi aslında. belki de abd eleştirileri olması nedeniyle çok izlenmemiş olabilir, amerikan vatandaşları hoşlanmıyor olabilir ama gerçekleri çok açık ve yalın bir şekilde yüzümüze vuruyor bu film. zaten bu eleştiriler nedeniyle oscar adaylığı falan beklemek saçma olurdu. bryan cranston filmi alıp götürüyor tek başına. bu üçlünün ilginç ve yer yer komik diyalogları çok eğlenceli.
(maamut - 20 Şubat 2018 13:50)
linklaterimzalı kolay öğütülen ama boğazımda yutkunamadığım bir kederle kahkahalar attığım yol filmi olmuş. güzel diyaloglarla senaryo doğal ve sıcak ilerliyor. yine de hikaye, karakterler, akış öyle klasik ki! festival kitlesi açısından hiçbir yeni söylem getirmeyen, ruhunu çıplak bir yerinden kıstırmayan bir film.steve carrol’un oyunculuğu başarılı. bryan cranston heisenberg rolünü buraya da getirmiş, ama sal rolüne de iyi yerleşmiş. çıtır bir film.
(berhava - 24 Şubat 2018 02:23)
Yorum Kaynak Link : last flag flying