• "rpg shooter tarzı bir oyun. yakında burası entry dolar."
  • "" so big. so angry. so dead. ""
  • "hunter ın esprilerini yeniden duymak için, headshot yaptırtan oyundur. kahkahasına kurban olduğumun. so big, so angry, so dead."
  • "mad moxxi ek paketi adeta ''ben bu oyunu iyi oynuyorum'' diyenleri g*t etmek için çıkarılmıştır. küçücük bir skag ne kadar zor ölebilir? cevabı bu pakette.(bkz: reklam tadında entry)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    inanılmaz zevkli oyun. daha 1 saat oynayabildim ama neyinden bahsedeceğimi bilemiyorum. grafiklerine vuruldum zaten. oynanış deseniz akıp gidiyor. müzikler ayrı güzel. dünyanın tasarımı apayrı güzel. bir yanda dragon age origins bir yanda bu, aklımı kaybedeceğim lan. aynı anda iki harika oyun çıkarılır mı, biraz insaf.


    (topuklu - 10 Kasım 2009 21:15)

  • comment image

    hunter ın esprilerini yeniden duymak için, headshot yaptırtan oyundur. kahkahasına kurban olduğumun. so big, so angry, so dead.


    (nebuch - 24 Kasım 2009 17:19)

  • comment image

    yapımcıları ile yapılan röportajı okuduktan sonra, sonu hakkında fikrimin değişmeye başladığı oyundur.

    --- spoiler ---

    oyun içinde dikkatinizi çektiyse, vault'u bulan ve sizi engellemeye çalışan crimson lance isimli grup, atlas corporation'a ait. oyun sonunda, guardian angel'ın bizi bir hyperion uydusundan izleyip, oradan ulaştığını görüyoruz, echo sistemi devredışı kaldığında angel'ın paniklemesi de anlaşılabilir bu sebeple. yapımcılar da sadece konunun üzerinin tozunu aldıklarını, add on'lar ile konunun işleneceğini ve bu corporation'lar hakkında daha fazla bilgi edinmeye başlayacağımızı söylüyorlar. yani 29 saati salak bir şirketin piyonu olarak geçirmiş olma ihtimalimiz az değil. beni de deli mi zikti naptı anlamadım gecenin iki buçuğunda bunlarla uğraşıyorum...

    ---
    spoiler ---


    (the threshold of pain - 28 Kasım 2009 02:24)

  • comment image

    son 5 senede cikmis en tarz sahibi fps.

    bir janr'i yeniden tanimlamasa da o janr'in en eglenceli, en oynanasi, en zevk veren oyunlarindan biri olmayi beceriyor bir kac ufak trick sayesinde.

    "bu oyun cok tarz" derken bahsettigim "tarz"in cogunlugu grafiklerden geliyor tabi ki. artik oyunlar kim daha gercekci grafikler cizecek derdindeyken borderlands tamamen cizgi roman grafikleri ile gorur gormez "oha" tepkisi verdiriyor. kalin cizgilerle belirlenmis hatlar, pastel renkler ve abartili karakterler post-apocalyptic havasi verilmis gezegen ile birlesince, onunuze geleni zevkle biceceginiz bir ortam olusuveriyor onunuzde. hep okurken icinde oldugunuzu dilediginiz cizgi romanlarin ortasina ativeriyor sizi. 10 numara.

    free world / open ended gaming denen gunumuz iddiali oyunlarinin olmazsa olmaz standardi haline gelmis konsepti uygulayarak bir baska onemli unsurda daha basariyi yakaliyor borderlands. hem oldukca buyuk haritalar, hem de oyundaki araclar ve isinlanma sistemi sayesinde kolay ulasim sayesinde oldukca buyuk ve yasayan bir dunyada sikilmadan oynuyor ve oynuyorsunuz. yalniz burada bir handikap var, o da re-spawn sirasinda lokasyonlardaki dusman cesitlerinde ve adetlerinde degisme olmamasi. belirli sinirlar dahilinde random ativerin bunlari hocam, o kadar mi zor sunlari kodlamak?

    bir baska "her uygulandigi fps'i ihya etme" garantisi uygulama da rpg sosu****. 4 farkli classtan istedigimiz secebilmemize ek olarak kullandigimiz silahlar uzerine uzmanlik kazanmamiz ve karakterin hem item olarak hem de genel yapi olarak levellanmasi sayesinde oyun oyuncuyu uzun saatler boyunca kendine baglamayi kolaylikla beceriyor. bu sekilde direk olarak rpg kokenli (action point dagitarak, skill gelistirerek istedigimiz class'i secmeli) action fps'ine fps'ten ziyade rpg olan elder scrolls serisi disinda daha once denk gelmemistim ben.

    oyunda yeterli derecede cok gorev olsa da her haritada kendini tekrar eden gorevler var. bunlar genelde verilen odunler, benzerlerini en yakin zamanda s.t.a.l.k.e.r. serisinde gormustuk, aslinda kacinilabilir bundan ama yine de oyunu biraz daha doldurmak icin burda da kullanmislar, hos goruyorum ben. istemezsen bulasmazsin buna, olur biter haci.

    oyunun sonu hakikaten boktan, o kadar oynadiktan sonra daha iyi birsey bekliyor insan.

    expansionlar kabul edilebilir duzeyde oynanabilirge sahip. hani oyun zaten baymiyor, expansionlara daliyorsunuz, ayni zevkin fazla odun verilmeden devam ettirilebildigini goruyorsunuz. zombie island aksiyon acisindan biraz yavas kalsa da riot adamin gotunden kan aliyor ama 20 roundluk maclar bayiyor lan, 1 gun suruyor bitirmek. single player isi degil riot. armory guzel bir son seriye. hem de oyunun ana cilginligi olan loot olayina cok iyi hizmet ediyor bu paket. acik ara en sevdigim borderlands dlc'si. dlc'lerin tek kotu yani dlc icinde isinlanma kullanamamak. haritalar arasinda illa aracla gezmek gerekiyor. sunu yazmadan gecmeyeyim moxxi benim hayatimda gordugum en tapilasi oyun karakteri. barina gidip karsina gecip izliyorum lan boyle mel mel. bi action figuru bi posteri falan goren olursa haber edin lan bulamiyom hic bi yerde.

    aklima gelen baska bir sorunsa dusman cesitliliginin az olmasi. keske skag, bocek ve rakklarin yanisira bir kac cesit dusman daha koysalarmis.

    bayagi bi zamandir oyun entry'si yazmiyordum, kismet borderlands'e imis. formdan dusmusum oyunun hakkini veren bir entry olmadi bu. neyse sonuc olarak loot manyakligi, levelling, action skill ve playthrough konseptleri ile elimizde fps aleminin diablo 2'si var. sakin kacirmayin ama ciddi zamaninizi alacagini bilin. ben expansionlarla beraber 70 saatimi falan gommusumdur, hem de sadece tek karakterle oynadim ustune ustluk onda bile 2. playthrough'a baslamadim. ona gore. tekrardan cok tarz grafikler diyip bitireyim.


    (jupiterianvibe - 14 Temmuz 2010 16:31)

  • comment image

    claptrap's new robot revolution adlı dlc'si, the secret armory of general knoxx'un değil de, the zombie island of dr ned'in izinden gitmiş gibi görünüyor. general knoxx zaten bir dlc'den ziyade, expansion pack gibi kapsamlıydı; robot revolution ise, zombie island gibi, daha çok oyuna eğlenceli ve farklı bir tema katmaya çalışmış gibi. yine de yaratıklar ve boss'lar genelde bildiklerimizin 'robotlaştırılmamış' versiyonları değil de, daha özgün şeyler olsaymış biraz daha ilginç olabilirmiş. yine de anlatım açısından yeterince eğlenceli ve ana oyunun mükemmelliği sayesinde baymıyor.

    bu arada gecikmeli bir bilgi de olsa, oyunu third person oynamak mümkün (son dlc ile gelen bir şey değil bu aslında).

    willowinput.ini dosyasını buluyoruz ve açıyoruz (belgelerim/my games/borderlands/willowgame/config klasöründe olması lazım).

    willowgame.willowplayerinput satırını arıyoruz ve altındaki bindings'lerin altına, şu satırları ekliyoruz:
    bindings=(name="f3",command="camera thirdperson",control=false,shift=false,alt=false)
    bindings=(name="f4",command="camera firstperson",control=false,shift=false,alt=false)

    crosshair'ların third person'da daha isabetli olması için de oyunun fov'unun** minimum 90'a çıkarılması tavsiye ediliyor (oyunda default olarak 70'miş sanırım), onları da yine aynı yere şu satırları ekleyerek halledebiliyoruz:
    bindings=(name="f10",command="fov 90",control=false,shift=false,alt=false)
    bindings=(name="f11",command="fov 110",control=false,shift=false,alt=false)

    böylece oyunu oynarken f3 ve f4 ile third person/first person arasında geçiş yapıp, f10 ve f11 ile de görüş alanını dilediğimizce ayarlayabiliyoruz (isterseniz aynı dosyada, f9'a da default'a geçmek için 70 fov ekleyebilirsiniz).


    (faervian - 9 Ekim 2010 19:29)

  • comment image

    bu fiyata alıp, oynayıp, 30 küsür saatte, 35. level'da bitirdiğim oyundur. ne bitmez oyunmuş lan kaç gündür elim ayağım buz kesmiş dolanıyorum ortalıklarda. bi de parasının hakkını öyle bir verdi ki bu oyun demeyin keyfime.


    (mus e ician - 4 Eylül 2011 21:44)

  • comment image

    bazı yarım akıllıların konusuz ve senaryosuz olarak nitelendirdiği über oyun.

    tamam bir life is strange tadı yok senaryoda ama fps-rpg karışımı olan bir oyundan zaten aşırı senaryo beklenmez. onun için tales from the borderlands var.

    benim anladığım kadarıyla oyunun senaryosunu ve hikayesini kısaca açıklamak gerekirse;

    --- spoiler ---

    oyun pandora gezegeninde geçmekte. atlas şirketi, prometheus gezegenini araştırken hemen yanındaki pandora'da çooook eski çağlardan kalma bir hazine olduğunu keşfeder. bu hazine o kadar üstün ve güçlüdür ki sahip olan kişi ya da şirket tüm evrenin hakimi olabilir. sonradan yapılan araştırmalarda pandora gezegeninde irili ufaklı çok fazla değerli madde olduğu keşfedilince atlas şirketi pandora'ya yerleşme kararı alır. ancak atlas şirketi pandora'ya kışın yerleşmeye başlamıştır ve baharın gelmesiyle vahşi hayvan sürüleri kış uykusundan uyanınca yetersiz ve uygunsuz şekilde başlamış olan hazırlıklar tamamen terkedilmiş ve şirket gezegenden ayrılmıştır.

    atlas'ın bulduğu ve yarım bıraktığı işe bu sefer dahl şirketi göz diker ve birkaç koloni gemisi gezegene iner. burada koloniler kurar ve getirdiği köle işçileri ölümüne çalıştırarak madenlere sahip olur. ayrıca şirket saygı duyulan bir zeno arkeoloğu olan patricia tannis önderliğinde hazine'yi* aramaya başlar. tüm ekibi gezegendeki olumsuz (vahşi hayvanlar, doğal koşullar) şartlar etkisiyle ölmüş olan patricia tannis, aklını kaybetme pahasına araştırmalarına devam eder ve pandora'daki hazinenin varlığına dair kanıtlar bulur. bu haberin atlas şirketine ulaşmasıyla, şirket kendi askeri gücü olan crimson lance'i gezegene yollar ve patricia tannis'i kaçırarak hazinenin yerini öğrenmesi için görevlendirir.

    gezegenden alacağını almış ve yeterince zenginleşmiş kişiler, bu istila karşısında gezegeni terkederler ve geirde kalan halkı kurak topraklarda ve endüstriyel atık mezarlıklarında bırakırlar. dahl şirketi'nin bu başarısızlığına rağmen efsane haline gelen hazine bizim yani hazine avcılarının son derece ilgisini çeker ve üstün yetenekli ve eğitimli olan 4 şilahşör pandora'ya gelir.

    oyun, dahl şirketi'nin gezegeni terketmesinden hemen sonra başlıyor. marcus kincaid'in kamyonetiyle pandora'ya gelen hazine avcıları fyrestone'da gizemli koruyucu melek'ten * talimatlar almaya başlar. burada hazine avcısı, robot claptrap ve dr. zed ile tanışır. dr. zed hazine'ye ulaşmak için gereken gidiş yolunu gösterir ve çevredeki haydutları ve vahşi hayvanları öldürerek namının yayılmasını sağlar aynı zamandan kendi ayak işleri yaptırır. başarıyla biten işler arttıkça hazine avcısı, patricia tannis'in dikkatini çeker ve zeno-arkeolog, hazine avcısıyla iletişime geçip hazine'nin 200 yılda bir ulaşılabilir olduğunu ve zamanın yaklaştığını söyler. patricia tannis ayrıca hazine'nin açılması için 3 tane daha artifakt'a ihtiyaç olduğunu söyler. hazine avcısı tehlikeden tehlikeye atılırken crimson lance'in komutanı steele de hazine avcısını artifakt'ı kendisine vermesi konusunda tehdit etmeye devam eder.

    hazine avcısı, patricia tannis'in yönlendirmeleriyle ikinci ve üçüncü artifakt'ı ele geçirdikten sonra son artifakt'ın pandora'nın haydut liderlerinin liderinde olduğunu öğrenir. bu bilgiden hemen sonra komutan steele, hazine avcısıyla iletişime geçerek sadece 3 artifak olduğunu ve patricia tannis'in kendisini yanlış yönlendirdiğini ve ihanet ettiğini söyler. hemen sonra komutan steele pandora'nın tüm iletişim sistemi'ni keser ve hazine avcısının koruyucu melek'ten bilgi almasını önler. hazine avcısı, crimson lance karargahı'na sızar ve patricia tannis'in esir alınmış olduğunu görür. patricia tannis, hazine avcısı'na kendisine komutan steele ve crimson lance'ten önce hazineye ulaşması için ihanet ettiğini ve onu bu şekilde yönlendirdiğini söyler. iletişim sistemi açıldıktan sonra koruyucu melek hazine avcısı ile iletişime geçer ve komutan steele'nin yerini söyler. hazine'ye yaklaştığında hazine avcısı, crimson lance'in çoktan hazinenin koruyucularıyla çatışmaya girmiş olduğunu görür. hazine avcısı tam olaya dahil olacakken hazine'nin steele tarafından açıldığını görür. hazine açıldığında, dev bir yaratık ortaya çıkar var komutan steele ile tüm askerleri öldürür. koruyucu melek, bu yaratığın "the destroyer" olduğunu ve eski bir uygarlık olan eridialılar tarafından tüm evrenin yok olmasını engellemek için oraya hapsedildiğini ve koruyucuların da hazinenin açılmasını önlemek için orada olduğu söyler. hazine avcısı, the destroyer'ı öldürmesine rağmen hazine 200 yıllığına kapanır. koruyucu melek'in ise pandora'nın yörüngesinde olan bir hyperion uydusunda olduğu açığa çıkar.

    bundan sonrası borderlands 2'nin konusu.

    ---
    spoiler ---


    (nickiyle oynayan adam - 26 Haziran 2016 14:49)

Yorum Kaynak Link : borderlands