aldığım screenshot'lar eşliğinde mini bir inceleme yapmam gerekirse;

yabancı forumlarda bazı insanlar source engine'in artık yaşlandığını, valve'in yeni bir engine geliştirmesi gerektiğini düşünüyor. bana göre grafikler oldukça şık ve zaten half-life 3'e kadar da yeni bir engine göreceğimizi düşünmüyorum (daha arada episode 3 var). özellikle model detayları inanılmaz güzellikte, aynı eski pipe bomb'ın üzerine takılmış 9 voltluk pil gibi yeni bile bomb'da ufak ayrıltılarla dolu (bkz: http://i35.tinypic.com/1sfwjo.jpg). içindeki yeşil sıvının hareketlerinize göre tepki verip sağa sola çalkalanması, ekranı yukarı ya da aşağı sabitlediğinizde baktığınız yöne göre yere paralel şekilde durması gibi ayrıntılar gerçekten çok hoş. ayrıntılara bir övgü de el modellerine, nick'in yüzüklerine dikkat (bkz: http://i34.tinypic.com/15na7pd.jpg).

artık oyun çok daha kanlı ve eskisi gibi zombilerin aldığı hasarlar birbirinin aynı değil. vurduğunuz noktaya göre gerçekten vurduğunuz noktada hasar oluşuyor ve kullandığınız silahın gücüne bağlı hasarın büyüklüğü değişebiliyor. zombilerin hasar aldıkça çıkan iskeletleri gerçekten çok detaylı ve gerçekçi.

(bkz: http://i35.tinypic.com/25ywzsk.jpg)
(bkz: http://i34.tinypic.com/290qv46.jpg)
(bkz: http://i35.tinypic.com/t7mseb.jpg)
(bkz: http://i35.tinypic.com/2jfkrjq.jpg)

yeni pipe bomb efekti mükemmel. aslında en başından beri bu şekilde olması gerekirdi (mesela garry's mod'da zaten bu şekilde), ilk left 4 dead'de bir anda buhar olmaları komik kaçıyordu. artık onlarca zombi cesedi patlamayla birlikte havaya saçılıyor ve izlemesi inanılmaz eğlenceli.

(bkz: http://i37.tinypic.com/344utew.jpg)
(bkz: http://i38.tinypic.com/2mms804.jpg)

demo'da grafik yönünden beni hayal kırıklığına uğratan map tasarımı oldu. bundan bilmem kaç yıl önce çıkmış day of defeat: source map'leri bile demo'da yer alan iki map'den daha detaylı ve kompleks yapıya sahipti. the parish olabildiğince düz ve tekdüze.. umuyorum diğer campaign'ler daha başarılıdır. belki çoğu kişi için önemsizdir ancak ikinci hayal kırıklığım, artık yere baktığınızda vücudunuzu göremiyorsunuz. bunları saymazsak grafikler, ilk oyunda olduğu gibi hayvan sayıda zombinin çizildiği bir multiplayer oyun için oldukça $ukela durmakta.

oynanabilirliğe gelirsek, tek cümleyle "ilk oyunun zenginleştirilmişi" denebilir. ilk oyun içeriğinin tamamı oynanabilirlik adına farklılığa uğramaksızın aynen bu oyunda da mevcut, ek olarak her şeye birer de alternatif gelmiş^*. ancak ilk oyun ile ikinci oyun arasındaki farklılık, team fortress 2 ilk çıktığı^* hali ile şimdiki team fortress 2 arasındakine yakın. daha zengin, daha renkli ve haliyle daha güzel. ama yeni bir oyun? pek sanmıyorum.

öncelikle ilk oyun zaten doyurucu bir içeriğe sahip değildi. hatta doğru düzgün tercih yapılabilecek yalnız iki^** silah bulunuyordu. sadece dört adet campaign vardı ve bunların da iki tanesi oyun ilk çıktığında versus oynanamıyordu. sdk bile oyun çıktıktan sekiz ay sonra sunuldu.. sonradan çıkan update'ler oyunu ancak "zaten en baştan olması gereken buydu" seviyesine getirebildi. valve'den gelen "left 4 dead için planlarımız team fortress 2 gibi" sözünden artık bahsetmiyorum bile dikkat ederseniz.

left 4 dead'e henüz başlamamışlara tavsiyem seriye bu oyunla başlamaları yönünde. ilk oyunun aksine left 4 dead 2 sdk'i bu sefer oyunla eş zamanlı çıkacak ve ilk left 4 dead map'lerinin source dosyaları valve tarafından sunulduğundan, çok kısa bir süre içinde serinin tüm campaign'leri left 4 dead 2 üzerinden unofficial olarak oynanabilecek. ilk oyuna türkiye şartlarında 50$ denkleştirip verenler de şimdi bir o kadar daha verip oyunu alınca diledikleri kadar küfür etmekte serbest tutulmalıdır bence, çünkü left 4 dead 2 aldıktan sonra bir daha ilk oyunu açacaklarını zannetmiyorum. iyi bir devam oyunu olduğundan değil, yalnızca içeriği daha zengin olduğundan..

(cruelstroke - 5 Kasım 2009 06:30)

gerçekten de çok ama çok zevkli bir oyundur kendileri. versus mod yine zevkten dört köşe etmekte insanı. yeni infected'lar son derece güzel ve oyunda survivor - infected dengesi iyi ayarlanmış. versus mod'da oynarken yaşanan diyaloglar da koparan cinsten.

-kussana olum ne bekliyon!
-kusucam hocam da doğurmadı beni bi.

-çekti beni yetişin.

-hocam atla aralarına patla orda dalalım biz de.
-dalın abi dalın sıçtı boomer.(havada atlarken hedefe varamadan patlayan boomer'dan sonra)

-atladı bana üstümde. sopayla vurun.

-jockey aldı beni götürüyor. abi götürüyor!. aloo abi gidiyourm ben...
-(down olduktan sonra)abi niye izin verdiniz beni alıp götürmesine aranızdan. kılınız kıpırdamadı ya!

-tükür abi tükür asansörün içine...

-charger gelebilir dikkat edin.
-yok lan gelmez burda tankı'ı bekler o şimdi.
-(2 sn sonra charger'ın ortama hayvan gibi dalarak giriş yapmasının ardından) aha geldi lan. vay be beni de yukarı fırlattı. niye tankı beklemedi ki?!

(kirpii - 26 Şubat 2010 17:15)

bu oyunda level aralarinda verilen istatistiklerde en cok infected oldurmus gorunen adam kuvvetle muhtemel takimin en boktan herifidir. hep en onden kosar daha cok zombie oldurucem diye, arkadaslarini beklemez, kimseye yardim etmez, yaldir yaldir kosturur. sonra ilerde biyerde bi smoker'a hunter'a yakalaninca siz taa gerilerden bu ipneyi kurtaracam diye kendinizi zombilere yedire yedire yetisirsiniz, kalkar kalmaz yine anasinin amina kosmaya baslar. bu oyunda hayatta kalmaya, cok zombie oldurmeye falan calismiyoruz guzel kardesim. oyunun tek amaci arkadaslarini korumak. baska turlu kazanamazsin zaten. special'lara karsi kendini korumak gibi bi yetenegin yok. herif seni altina aldimi biri beni kurtarsin diye mal gibi beklemekten baska bi bok yapamiyosun. dolayisiyla kendi gotunu korumaya calismak yerine digerlerini korumak daha akillica. hem bu sekilde 4 kisilik takimsan her adami 3 kisi koruyor demek oluyo. herkes kendini korusa her adami 1 kisi koruyor demek. istatistikler bizi yardimlasmanin, digerlerini kendinden fazla dusunmenin daha karli oldugunu gosteriyor. iste bu yuzden cok seviyorum bu oyunu ben. ideal bir dunya ayni boyle olmali. tabi zombiler disindaki kismi.

(dursun yasbasar - 18 Eylül 2011 14:11)

geçen gün steam'de kampanyası vardı 6 dolardı. harcadığım en iyi 6 dolar resmen, müthiş eğlenceli bir oyun. bir de bunu oynadıktan sonra counter-strike oynayınca terolar zombi gibi geliyor adama.

(ssg - 7 Kasım 2011 12:45)

valve ve steam hayranlığını bilmem kaç milyon katına çıkartan online oyun. özeti şu: yardım etmezsen ölürsün.

post apokaliptik hikayeleri seviyorsanız ve 28 days later seyrederken "orada olsaydım şöle böle yapardım" dediyseniz, oynamak lazım (insan niye zombili bir ortama girmek istesin bilemedim ama oluyor işte bazen) fizik motoru ve ilk kez beni hl2'de kendine hayran bırakan yapay zeka sayesinde oyun oldukça gerçekçi. bir de karakterler birbirinin içinden geçemese. ama oyun o kadar başarılı ki, "kesin vardır bir bildikleri, bir şey düşünmüştür canım bu adamlar, hatta böyle daha iyi olmuştur" dedirtiyor.

oyunda 4 karakter var, biri diğer 3'ü olmadan ayakta kalamıyor, sayı ideal. bazı manyaklar garip hilelerle 2 ekibi toplayıp (ilk ve ikinci oyundaki tüm karakterler) 8 kişi birden oynuyor ama işte bu tam olarak "nerede çokluk orası nasıl da gerizekalı gerzek bir yer" durumu.

fransız görünce kaçmak üzereyken şimdi oyundaki en eğlenceli arkadaşlarımdan birinin fransız olduğu oyun aynı zamanda. türklerin çoğu fransızlardan şikayetçi; üçüyle aynı oyuna düştüm, asansöre kadar bekleyip orada birden hakaret ederek dövüp ateş ettiler. faşist manyak online dünyada daha manyak oluyor, tüm kompleksler ortaya dökülüyor, yapacak bir şey yok.

bir de tamamen alakasız bir detayda sevilesi oyun: karakterlerden rochelle depeche mode tshirt ü giyiyor.

beğenerek oynuyoruz.

9/10

(lucida - 25 Haziran 2012 21:40)

grupta ayakta kalan tek kişi olunca "hassiktir hassiktir" nidalarıyla insanlıktan çıkartan oyun.hele bir de elinizdeki pompalıysa ve bölümün sonlarındaysanız tek kelimeyle sıçtınız. çünkü ayakta kalan tek kişi siz olduğunuz için zombilerin hepsi size geliyor ve bölümün sonları olduğu için zombilerin sayısı da epey bir fazla. bu durumda yapılabilecek tek şey, son nefesinizle bir adet pipebomb gönderip işe yaramasını umut etmektir. ha yoksa pipebomb, elinizdeki silaha kaldınız. burada da pompalı devreye giriyor. eğer pompalı silahınız varsa şu durumda, kurtulmanız çok zor. en iyi ihtimalle 8-9 atışınız var. ondan sonra silahın tekrar doldurulması için süre kalmıyor. bu noktada da sağ tıka abanarak dipçikle kendinize yol açmanız lazım. tabi bunların hepsini yaparken de kaçış için yolunuzu da bulmanız lazım.

o helikoptere giderken yaşadığım adrenalini, saydırdığım küfürleri bir ben bilirim.

(the thing that should be - 3 Ağustos 2012 22:44)

kendi nazarımda en zevk alarak oynadığım 3 multiplayer oyun arasında tartışmasız. 4 kişi ilerlerken bünyede uyandırdığı birliktelik hissini başka hiçbir oyunda yaşayamıyorsunuz.

yalnız aralıksız çok fazla oynarsanız, gece tuvalete kalkmış babanızı boomer sanıp tepikleyebilirsiniz benden söylemesi.

(mr rosebud - 9 Mart 2013 17:06)

yılbaşı nedeniyle mi ne, steam biz fakirlere bedava dağıtmaktadır. saldırın beyler.

(porcaine - 25 Aralık 2013 20:40)

steam'deki bedava dağıtımından sonra kundaktaki bebeklerin bile indirip oynamaya başladığı oyun. oyunun kilit noktası olan dayanışma ve birbirinden ayrılmama gibi noktalar artık kimsenin umrunda olmadığı için kimse finalini göremiyor. şu an için yerdeki bütün envanteri kapışıp boşa harcayanlara, bireysel olarak counter strike gibi oynayanlara rastlanabilir. izleyip gülmelik.

(maxhoper - 27 Aralık 2013 19:28)

4 kişi aynı anda oynandığında; size ilginç anılar,hikayeler bırakabilme yeteneğine sahip bilgisayar oyunu.size bu oyunda yaşamış olduğum bir anıyı anlatacağım..
bölümün ismi dark carnival. konser salonunda geçen,devamlı üzerimize tankların,chargerlerin geldiği ve helikopterin gelmesini beklediğimiz bölüm. saldırı başlamadan önce 2 arkadaşım (apo, gökhan) , ben ve kız arkadaşım (gözde) benzin bidonlarını stratejik yerlere dizip ,molotofları , adrenalinleri falan stoklamıştık. kız arkadaşımın haliyle vasat bir performans sergileyeceği gün gibi açıktı ve biz 3 erkeğin üzerindeki sorumluluk bir kat daha artıyordu bu yüzden.''hepimiz birimiz için'' sloganındaki ''bir'' benim kızdı.
herkes köşelerini belirlemiş, pozisyonlarımızı almıştık. allah'ı var ilk gelen saldırıları sivri sinek avlar gibi savuşturduk da. ancak tanklar durmuyordu. 2'şer 3'er üzerimize gelmeye devam ettiler. saldırıların şiddeti ve adeti arttıkça benzin bidonlarını, molotofları,ekstra canları birer birer tüketmeye başlamıştık. artık gruptaki herkes farketmişti ki ''hataya yer yok'' 'tu. helikopterin gelmesine ve kurtulmamıza çok az zaman kalmışken apo ve gökhan bir tarafta, ben ve gözde bir tarafta; çetin mücadeleler vermekteydik. kim düşerse yardımına ekipten biri koşuyordu. düşman çığrından çıkmışcasına,amansızca üzerimize çullanmaktayken aniden helikopterin sesi uzaktan gelmeye başladı. hemen sonra kendisini de gördük bir binanın üzerinde.
hepimiz tek bir ağızdan ''alikopter !! alikopter geldii!! oraya doğruu haydiii !! '' dedik ve yönümüzü konser salonun sağ tarafındaki binaya doğru çevirip, düşmanların birçoğunu es geçerek koşmaya başladık. kız arkadaşım mouseyi sadece yön verme adına kullanmaya başlamıştı. önündeki zombileri dahi vurmadan,garip gurup sesler çıkararak (aeıhhhh,vooeehhhhh,ajgıamm bunlar bitmüüürr vb.) , çılgına dönmüşçesine oynuyordu oyunu artık. durumu anlayışla karşılayıp, bir süper kahraman edasıyla onun önüne çıkanları temizleyip, yolunu açmaya çalışıyordum. helikoptere ulaşmasına çok az yolu kalmıştı. onu oraya ulaştırırsak geriye kalan işin daha kolay olacağını düşünüyordum. lakin işler düşündüğüm kadar rahat ilerlemeyecekti..
nihayet kızı helikoptere ulaştırmıştım bir şekilde. artık kızı kurtarma modundan çıkabilirdim. bu lanet zombiler alikoptere de dadanacak değillerdi ya. geriye dönüp ; dostlarım apo ve gökhan'a yardım etmem gerekiyordu. durumları kritikti. apo yere düşmüş zombiler onu debelerken, gökhan'da hem onu hem de kendini kurtarma modunda sağa sola ölüm saçıyordu. yanlarına ulaştım. apo'yu yerden kaldırdım ve son kalan adrenalinimi ona verdim. bu bir ekip işiydi. adrenalini vermeseydim helikoptere kadar olan yolu arkadaşımın çıkarmasına imkan olmaz diye düşünmüştüm.
tam yol almaya başlamışken;benim kızın garip seslenmeleriyle(ıuuhuaha, vohivuhu ajgıaam !! ) bunlar alikoptere de geliollaarrr, ayykkss) irkildi grup.hepimiz panik olmuştuk.çok az canımız,çok düşmanımız ve katetmemiz gereken bir yol vardı.
hemen kriz yönetimi moduna girdim ve kız arkadaşımın panik havasından çıkıp, kendine gelmesi için ona ikazda bulundum. ''laynn vur ellaamm !! elinde silah var ,bas tetiğee !!''. sesimi duyan gözde savaş naraları atarak önüne geleni biçmeye başlamıştı. o an artık o da bir ''zeyna'' idi gözümüzde. kız arkadaşımın oyuna dönmesiyle birlikte biz de kaldığımız yerden yolculuğumuzu tamamlaya odaklanmıştık. işte o an gözden kaçırdığımız bir benzin bidonunun patlatıldığına şahit olduk. bizim kız yardım etme maksatlı önümüzdeki zombilere sıkarken;yanlışlıkla tam üçümüzün önündeki benzin bidonuna isabet ettirmişti mermiyi. alevlerin etkisiyle ben ve arkadaşlarım bir anda yerde bulmuştuk kendimizi. bu da yetmez gibi üzerimize yanarak gelmekte olan zombiler üşüşmüştü. helikopter bizi bekliyordu, ancak kurtuluşumuzun tek yolu gözde'nin aşağıya inip bizi kaldırmasıydı. o an hızlı bir şekilde ekip arkadaşlarımızla durumu değerlendirdik. apo ve gökhan''acı da olsa gözdenin bize sıkıp tek başına kurtulması en mantıklısı kanka''dediler. ben ''olurmu layn öle şey '' diyecekken monitöre baktım. durum vahim, yapılacak şey belliydi. kız arkadaşıma bu acı talimatı vermek sevgilisi olarak bana düşüyordu. gerekeni yaptım. zaman yoktu direk göreve odaklanmalıydı,odaklandı da.
gerçekten rezil bir nişancıydı , yaklaşık 5 dakika boyunca yerde olan bizlere bir kaç mermiden fazla isabet ettiremedi, yine de helikoptere çıkan zombileri temizlemesi de sevindiriciydi.sonunda zombiler ekstra mermiye gerek kalmadan işimizi bitirmişti.monitör başında 3 adam kurbanlık koyun gibi ölümlerini bir çare vaziyette izlemişlerdi. lakin gururluydular..
biz 3 arkadaş o gün orada düşmüştük. ancak bir tane masum insan kurtarılmıştı.. bizler ruhlarımızı teslim ederken gökyüzünde havalan bir helikopter vardı.
bu da böyle bir anımdır işte.

(macabre - 30 Kasım 2015 17:07)