• "..."
  • "youtube'da yorum yapmadan oynayan birisini bulup film niyetine izledigim süper oyun."
  • "2 akşam birer saatlik oynadığım akabinde cumartesiyi pazara bağlayan gecenin sabahında * * * bitirdiğim oyundur. her şeye rağmen yaşamak güzel (bkz: still here)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    kesinlikle sahane olmus, aksam 9' dan sabah 5 e kadar durmadan oynadim,basindan kalkamadim oyunun hikayesi oyle bir bagladi ki kendisine basindan kalkamadik.
    grafikleri ve hikayesi beni asiri derecede etkiledi.
    ustune ustluk oyun sanirim oldukca uzun.
    2013 gercekten biz oyun sever insanlar icin sahane bir yil oluyor beyond ise bu yilin son ve en lezzetli meyvelerinden biri.

    diger meyveler :(bkz: last of us) (bkz: gta v)


    (carnagevisors - 12 Ekim 2013 05:01)

  • comment image

    oynayıp bitirdiğim ve beğendiğim ayrıca tavsiye de ettiğim oyun. hikaye çok fazla içine çekti ve bir günde bitirdim. almayı düşünenlere spoiler içermeyen bilgi vereyim.

    grafikler 10/10 : kameranın belirli açılarda sabitlenmesi ve field of view'in kısa olması nedeniyle adamlar grafikleri abartmışlar. öyle böyle değil görsellik ve grafik mükemmel. buna benzer bir grafiği pc'de görmek için 1200 tl'yi ekran kartına gömmek gerekir. hatta gömseniz de göremeyebilirsiniz.

    hikaye 7/10 : hikaye bir başa bir sonra bir ortaya dönen cinsten. bu şekilde anlatıldığı ve paranormal olayları incelediğinden merak uyandıran bir yapısı var. fakat belirli noktalarda gerçeklikten fazla uzaklaşıyor ve tutarsız kısımlar var.

    oynanış : belirli butonlara basmaktan ibaret bir oynanışı var. ama oyunun tasarımından ötürü gerçekten kendinizi karakter ile bütünleştiriyorsunuz ve oynarken hatta sadece tuşlara basarken dahi zevk alıyorsunuz. oyunda her şey benim kontrolümde olsun gibi düşünenler oyuna hiç yaklaşmasın. bu oyunda bir filmin içindesiniz ve akıp gidiyorsunuz, müdahale ettiğiniz şeyler sınırlı bunu bilerek oyunu alın. bunu kabullenerek oynadığınızda kesinlikle oyundan zevk alırsınız.


    (trolobit - 20 Ekim 2013 02:00)

  • comment image

    çağımızın en deli oyun yapımcılarından david cage'in sevdiklerinin ölümünü sindirememesi üzerine yazdığı ve yönettiği, sahnelerinden ayrıntı fışkıran oyun/interaktif film.

    otoritelerin yarısının "mükemmel oyun!" diyip diğer yarısının oyunu vasat olarak görmesi sanıyorum ki yapımdaki "oyun-film" dengesinden kaynaklanıyor. bu tartışmada bir yere varılacağını da sanmıyorum.

    oyun yapmak yerine filmini çekmeliydi diyenlere soruyorum: cage abimiz bu hikayeyi sinemaya aktarmak isteseydi bu kadar düşük bir bütçeyle* bu kadar değişik sahneler çekebilir, bu kadar özel efekt kullanabilir miydi? oyunun bütün çekimlerinin tek bir odada yapıldığını ve -iyi ya da kötü- alışık olmadığımız bir oyun tecrübesi yaşattığını unutmayalım. belki de ileride oluşacak yeni bir sanat dalının temelleri atılıyordur, bilemeyiz.

    bir devrim niteliğinde olduğunu ben de düşünmüyorum. kontrol yapısı oyuncudan yana mı değil mi kesin bir karar vermek zor. ben heavy rain oynarken quick time event'ları daha kolay gerçekleştirmiştim. ancak yaptığım hareketler tamamen dualschock tuş takımını öğrenmek üzerineydi. yeni uygulamada sizin arkanıza yaslanarak sadece ekrana bakmanız istenmiş. çok çok nadir çıkan tetik tuşları da olmasa tamamen film izliyormuş gibi davranacaktık. daha doğrusu filmi yönlendirecektik. kumandayı birisine verdiğinizde tuşları anlatmanıza gerek kalmayacak bir kontrol yapısı var oyunda. (ki zaten oyunu telefonla da oynayabiliyorsunuz.) sol analogla hareket ediyor, sağ analogla da aksiyonları gerçekleştiriyorsunuz. nasıl ki evde film izlerken kumandaya bakmıyorsak, bu oyunu oynarken de kontrolcüye bakmıyoruz. zaman zaman ne yapacağınızı kestirememenize rağmen, ben oldukça yenilikçi bir fikir olarak görüyorum bu yapıyı. yapımcı firmanın kalitesi belli zaten. sonraki oyunlarında çok daha olgunlaşacaktır bu yeni kontrol yapısı.

    hikayeye gelecek olursak öncelikle uyaralım:

    --- spoiler ---

    verdiğimiz kararların hikayeyi etkileyeceğini ya da karar vermedeki özgürlüğü heavy rain'deki kadar hissedemedim açıkçası. aiden'ı kontrol ederken çoğu zaman yaptığım şeyin mecburi olduğunu hissettim. bunu da en çok jodie ile ryan'ın akşam yemeği sahnesinde fark ettim. etrafa dağıtmadan beklesem sanki sonsuza kadar konuşacaklar ve beni bekleyecekler gibi hissettim. bahsettiğim bu özgürlüğü heavy rain çok çok daha iyi hissetttirmişti bana. ayrıca verilen kararların hikayeye etkisi de yine zayıf duruyordu.

    burada kendi sonumdan bahsetmem lazım. sadece navaholu amcayla teyze ölmüştü veyaşamı seçerek bitirdim. en keskin kararı oyunun bitişinde vermek bana biraz yapmacık göründü. "bakın, verdiğiniz kararlar oyunun sonunu etkiliyor. sonu siz seçiyorsunuz!" demek için yapılmış bir kandırma gibi gözüktü bana. halbuki heavy rain'de hikaye kırılımaları size hiç fark etmeden gerçekleşiyordu. öyle oyunun sonunda nasıl bitirmek istediğinizi seçmiyordunuz. yalnız şu noktayı da takdir etmem gerek ki, son bölümü tekrar oynanabilir olarak bırakmış ve ulaşabileceğiniz diğer sonları da görmenize olanak sağlamışlar. böylece oyundaki 20 küsür sonu görmek için, oyunu 20 küsür kere oynamanıza gerek kalmamış.

    devam oyunu gelir mi? keşke gelse, ellen page'i tekrar yönetmeni çok isterim. gerçi olası devam oyununda zoey'i yönetiriz gibime geliyor ama bu sefer de jodie'nin zoey'i eğitmesi gibi unsurlar gayet çekici geliyor hikayenin devamı hakkında. ancak biraz objektif düşünürsem devam oyununun olmayacağını düşünüyorum. bir kere david cage'in tarzında quantic dream'in yapısında yok böyle bir şey. oyunun bir sonu yok. hikaye sizin hikayeniz. ha bu sefer tek bir genel sona bağlandı ve hikayeye yeni bir düğüm atıldı, o ayrı. ama yine de oyunun felsefesine aykırı olduğunu düşünüyorum.

    ---
    spoiler ---

    sözün özü; quantic dream, özgeçmişine çok sağlam bir referans daha yerleştirmiş. şimdi merak ettiğim tek nokta firmanın bundan sonraki projesi. sanırım yeni nesil için olacak ve eminim ki yine kendini önsiparişle aldıracak kadar sağlam olacak.


    (soyleyecek cok seyi olan insan - 21 Ekim 2013 21:40)

  • comment image

    edit: saçma sapan bir entry' karşılık bunları yazmıştım. ama uçmuş :)
    (bkz: #37990837)

    splinter cell o kadar dandik oyun ki; adamın kafasındaki yeşil yeşil parlayan gözlüğü kimse görmüyor.

    assassin's creed o kadar dandik oyun ki; adam 200 metreden samanlığa atlıyor ama hiç bir şey olmuyor.

    minecraft o kadar dandik bir oyun ki; adam cebinde tonlarca toprak, taş, odun taşıyabiliyor.

    battlefield o kadar dandik oyun ki; yaralandığında bir köşeye saklanıp beklediğinde kendi kendine iyileşebiliyorsun.

    gran turismo o kadar dandik oyun ki; şoförlerin karnı hiç acıkmıyor.

    gibi argümanlarla beyond two souls başlığında the last of us'a bok atanları gördük ya... bir afyonunuz patlasın evladım sakin olun.

    tanım: fırsat olursa tekrar oynayıp bambaşka yollarla bitirmeye çalışacağım çok güzel oyun.


    (flame of feanor - 31 Ekim 2013 10:42)

  • comment image

    kesinlikle oynanması gereken oyundur bu oyun.

    --- spoiler ---

    senaryosu mu desem karakterlerin sizi oyunun içine çekmesi vs. baş yapıt ya oyun. yavrum judie'ye çok üzüldüm ya ben. kız annesinin doğumu sırasında ikiz kardeşinin öldüğünü öğrenmesi aslında nefret ettiği o ruhun onun kanından hatta ruhunun bir parçası olduğunu öğrenmesi... özellikle son son sahne de öbür dünya - hayat arasında kalması (-ki ben hayat'ı seçtim zaten çok acı çekti kız) oradan oraya sürüklenmesi. bi yandan cia'in kızın peşini bırakmaması bi yandan aieden'ın peşini bırakmaması adeta nathan'ın son zamanlarda ölen ailesi için similatör geliştirmesi onları hologram'lı da olsa ruhlarını getirnesi kendini avutması ve akabinde nathan'ın kendini vurması'yla ailesine kavuşması çok hüzünlü bir oyun arkadaş. bu zaman'a kadar tereddüt eden kafama sıçayım dedim. the last of us bir bu oyun ikidir benim için. he bi de grafikleri ps3'e göre harika olmuş tıpkı the last of us gibi.

    ---
    spoiler ---

    kısacası alın oynayın oynatın tavsiye edin eşe dosta.

    edit: eğer oyunu oynamadıysan bu entry'imi okuma!!


    (kinyas ve kayra 23 - 23 Şubat 2014 20:52)

  • comment image

    oyunda malum, alternatif sonlar var. siz birini bitirdiniz ama diğerlerini merak ediyorsanız yazayım:

    --- spoiler ---

    1) bu dünyada kalıp, yalnız kalmayı seçersiniz. bu durumda ryan'a gidip olamayacağını söylersiniz. herif yıkılır. zaten hiç mümkün olamayacağını düşünerek kendinizi telkin edersiniz. şehir şehir gezmeye başlarsınız. bir gün otel odasında tv izlerken yayın gider, tv ekranına "still here" (hala burada) yazılır. aiden geri gelmiştir. sonra kabuslar görürsünüz. kara güneş geri gelmiştir, siz bir şeye hazırlanıyorsunuzdur ama belli değildir. sanırım oyun devam ederse diye zemin atmışlar.
    2) yine bu dünyada kalıp, zoey'i seçersiniz. yine ryan'a gidip olmayacağınızı söylersiniz. herif yine yıkılır. bu durumda, evsizken kaldığınız insanların yanına gidersiniz. bir apartman dairesindedirler. sizi çok özlemişlerdir. bir de kendi ellerinizle doğurttuğunuz bebek vardır, sizi görünce uzun süre tanıyormuş gibi bakar. aiden'ın geri gelmediği tek alternatif sondur. oyunun sonunda yine o kabusları görürsünüz fakat bu kez yanınızda o kız da vardır.
    3) jay'i seçersiniz. sanıyorum ki jodie'nin en mutsuz olduğu sondur. ryan'a olmayacağını söyledikten sonra çiftliğe geri gelir. hiç konuşmadan jay ile sarılır. kardeşi mal mal bakar. sonra gece olur, sevişilmiştir. jodie sürekli ağlamaktadır. gece aniden uyanıp aynaya gider, bakar. aynanın buharına "still here" (hala burada) yazılır, aiden geri gelmiştir. sonrası malum, kabuslar görülür, şehrin üzerindeki kara güneşe doğru uzaktan tek başınıza bakmaktasınızdır.
    4) ryan'ı seçersiniz. her ne kadar başta kendisinden nefret etmiş olsam da, sonunda canını vermek pahasına jodie'yi korumaya kalktığı için gönlümü kazanmıştır. aiden'ın imdat çığlıklarını da o duymuştu zaten. ehem, bu sonda ryan ile mutlu mesut yaşamaya başlarsınız. sizi büyüten siyah adama da posta ile prenses resmi gönderirsiniz, iyi olur. ryan ile tropik adaya çıkmışken kumların üstüne "still here" (hala burada) yazılır. aiden geri gelmiştir. sonra kabuslar, atraksiyonlar falan.
    5) bunların hiçbiri olmaz, çünkü daha önceden öbür dünyayı seçmişsinizdir. bu durumda, bekleneceği üzere ölürsünüz. kara güneş kapatıldıktan sonra ryan sizi uyandırmaya çalışır, ama öldüğünüzü anlayınca çok ağlar. ömrünü de sizin resimlerinize baka baka tüketir. insanı üzer. siz ise çok değişik, bambaşka alemlerdesinizdir. kendi ellerinizle doğurttuğunuz bebek var ya, hani üstte de yazdım. hah, bu kez siz onun aiden'ı olursunuz. onunla konuşursunuz. bu kez o kabuslar görmeye başlar, yine oyunun sonundaki ilginç kara güneşli mekandadır ama sizin yerinize o vardır. siz onu bir savaşa hazırlıyorsunuzdur.

    sanıyorum ki en mutlu olan son 4. son

    zira:
    1) ömrünüz yalnızlıkla geçiyor, şehirden şehire, evsiz, kimsesiz,
    2) aiden geri gelmiyor,
    3) jodie sürekli ağlıyor,
    4) aiden da geliyor, jodie de gülüyor, ömürleri cıa parasını tatilde çarçur etmekle geçiyor, jodie'yi büyüten siyah adam da unutulmuyor,
    5) ryan kendini mahvediyor, arkanızdan ağlıyor sürekli.

    ---
    spoiler ---


    (eksi was here - 14 Ekim 2014 01:51)

Yorum Kaynak Link : beyond two souls