• "(bkz: la nolir)"
  • "eger boyle bir oyunu ingilizce seviyesi dolayisiyla kotulemeye calisiyorsaniz, once oyun oynamaya ayirdiginiz vakti ingilizce ogrenerek gecirmenizi tavsiye ederim, sonra da siktiri cekerim."
  • "saat olmuş gecenin dördü, ben hala karıları öldürüp mücevherlerini çalan, 8 numara ayakkabı giyen o sapığı arıyorum. sinirimi bozdu ibne evladı, kim olduğunu bulmadan uyumamaya yemin ettim."




Facebook Yorumları
  • comment image

    eger boyle bir oyunu ingilizce seviyesi dolayisiyla kotulemeye calisiyorsaniz, once oyun oynamaya ayirdiginiz vakti ingilizce ogrenerek gecirmenizi tavsiye ederim, sonra da siktiri cekerim.


    (meta - 15 Mayıs 2011 16:44)

  • comment image

    --- spoiler ---
    cinayet masasının 3. bölümünde yavaş yavaş sıkılmaya başlamıştım, gene bir kadın, gene aile dramı gene öfke ile çıkarılmış ve kayıp bir nişan yüzüğü... neyse daha yeni başladık diye öff pöff diye maldonodaların komşularının kapılarını çalmaya başladım, komşulara gece ses vs duyup duymadığını soracağım da... her neyse çaldım bir kapıyı kapı bir hışımla açıldı yemyeşil maskeli bir adam hıyaaa diye bağırdı, ben de o adamla birlikte hiyaaa diye bağırmaya başladım. korkuttu it oğlu it, neymiş çocukları ile oynuyormuş ulan allah belanı vermesin. oyun tarafından ayar yemek de böyle bir şey, artistlik yapma yoksa seni böyle hoplatırım dedi oyun resmen...

    ---
    spoiler ---


    (denizgonen - 22 Haziran 2011 18:42)

  • comment image

    yayınlanan ilk trailer'ından beri playstation'a çıkmasını beklemiştim, ve birkaç ay önce çıktıığında bitirmiştim. atmosferi ve teknolojisi çok iyi yerlerde bu oyunun. zaten yapım aşamasında kullanılan facial capture teknolojisine dayalı tüm oyunun sorgu mekaniği, bu konuda üstüne oyun yok. senaryosu, anlatımı ve karakterleri de çok başarılıyken, oyunun bence en büyük eksiği; oynarken bunları yaparım dediğiniz şeyler dahil bitirildiğinde geri dönecek bir şey bırakmaması. zira sürekli ilerlemeniz gereken bir hikaye, yanınızda dolaşan bir partner falan varken onca gizli araba, sadece belli görevlerin arasında çıkan yan görevler heba oluyor. sorgu olayı da üç aşağı beş yukarı şöyle işliyor:

    - bizimle birlikte merkeze kadar geldiğiniz için teşekkürler bay winson.
    - ne demek... emniyete yardımcı olmak her zaman görevizimizdir komserim
    - (doubt) bana bi daha yalan söylersen senin gelmişini geçmişini sikerim orospu çocuğu!! neden öldürdün karını ha pezevenk??
    - yiyosa ispatla.

    (truth= iyi polis, doubt=behzat ç, lie= cal lightman)


    (batman - 17 Kasım 2011 23:54)

  • comment image

    --- spoiler ---
    saat olmuş gecenin dördü, ben hala karıları öldürüp mücevherlerini çalan, 8 numara ayakkabı giyen o sapığı arıyorum. sinirimi bozdu ibne evladı, kim olduğunu bulmadan uyumamaya yemin ettim.
    ---
    spoiler ---


    (poekmon - 7 Mart 2012 04:15)

  • comment image

    bu oyunda önüne gelen, hatta 15 yaşındaki sümüklüler bile yalan söylemiyor mu, acayip fitil oluyorum. ulan şehrin en prestijli dedektiflerinden biri ayağına kadar gelmiş, alt tarafı bir-iki basit soru soracak, seni suçlayan eden yok, niye yalan söylüyorsun şerefsiz?


    (financier - 22 Temmuz 2012 20:49)

  • comment image

    bir sanat eseri. gerci bu konuda objektif sayilmam. rockstar ceo'su olmamin yaninda, pazar gecelerini wamuda 4 saat boyunca "the big broadcast" dinleyerek, yani eskinin dragnet, gunsmoke gibi dedektiflik radyo programlarini dinleyerek geciren biriyim. senede bir chinatown izlemezse olecek hastaligindan muzdaribim. en sevdigim bilimkurgu dahi bir future noir *.

    bok olsa dahi, yani bildigin bokun resmini cekip oyun diye koysalar dahi, siyah beyaz oldugu ve arkaplanda billie holiday caldigi surece begenirdim. fakat bu gercekten guzel olmus. oynanabilir noir filmin icindeyiz, o yuzden de tribeca film festivalinde gosterdiler ciddi ciddi bunu. atmosferi insani oyle bir icine cekiyor ki, aksam isinden gelip bir an once kendini ruya makinasina baglayip baska bir zamana yolculuk etmeye can atan biri gibi oldum.

    bir de ustune, la'in gercek haritasini modellemis olduklarindan, orada yasamis olanlar mahallelerinin 1940 yilindaki haline bakip "buralar demek teee oraya kadar dutluktu" muhabbeti yapabilirler.

    fakat bu haritalama, landmarklari gezebilme ve sehirde arabayla dolanma isi, oyuna open-world (daha dogrusu istedigimizi yapabilecegimiz bir sandbox) izlenimini veriyor, oyle degil. o bir yanilsama, oyun sizi kendi akisina zorluyor. boylesi de daha iyi zaten, yoksa film noir'daki lineer anlatimin, o yavas yavas baslayip patlamaya hazir bir duduklu tencere kivamina gelen gidisatin da zevki kaybolur giderdi.

    begenmedigim yanlari, tekrar kisimlari atlayamamak (mesela bazen suc mahalinden cikarken cesedin ustunden filan geciyorum, kanitlari kirlettigim icin bitirmis oldugum sorgulamalar dahil her seye tekrar baslamam gerekiyor), rastgele gorevlerin bir noktadan sonra baymasi (bence direkt ana hikayeye takilin gidin) ve tabii ki araba kullanmanin zorlugu.

    muzikler, ses aktorlugu, yuz mimiklerinin capture teknolojisi, hikaye, ahlaki olarak arada kalmis noir karakterleri, dis yuzu parildayan ama icten ice curuyen bir sehir, her sey dort dortluk. gerci esas oglanin bunca pislik arasinda tek dogru olarak durmasi noir icin yaygin degil; kotu/sert/bikmis gozuken ama icten ice redemption arayan ve onu hakeden bir karakter daha da fazla boyut katardi.

    pc'de optimizasyon moptimizasyon takmayin arkadas, verin parasini alin, dogru duzgun video karti olmayan iki senelik lattitude laptopumda guzel calisiyor.


    (immanuel tolstoyevski - 10 Ocak 2013 02:35)

  • comment image

    maalesef hak ettiği değeri bulamadığını düşündüğüm oyun. zaten yapımcılar da istediklerini alsalar oyunu geliştirmeye devam eder ve pc versiyonunu çıkarmazlardı gibime geliyor.

    söylediğim gibi hak ettiği değeri bulamama sebebi oyunun zor olması. "geçene kadar denerim lan" zorluğu değil bu, en başta ingilizce bilmek gerekiyor. sonra bu polisiye ve noir konseptinden hoşlanıyor olmanız lazım ki oyun uzadıkça "ne zaman bitecek lan" derdine düşmeyin, bilakis keyfine varın. zaten bitirmek için oynuyorsanız hiç oynamayın. bu oyunu sevenler hemen bitmesin diye oynamaz bile, kendimden biliyorum.

    bir diğer zorluğu da oyuna ara vermenizin performansınızı baya etkilemesi. oynamayı bıraktığınızda davanın ortasındaysanız dönünce başını unutursunuz zaten, verilen cevapların doğruluğunu anlamada yanlış şeyler işaretlemeye filan başlarsınız. sonra moraliniz bozulur. o yüzden geniş zamanda ve azar azar alınması daha faydalı olacaktır böyle bir oyunun. bazı oyun ya da kitaplar vardır mesela, insanın hayatının bir dönemini kapsar. bunu da o şekilde, dizi tadında ama fazla kopmadan oynayabilirseniz ne ala.

    gönül isterdi ki bu oyun hala popüler olsun, ara ara yeni paketler gelsin, biz de indirip oynayalım.

    oyunda dikkat çeken şeylerin başında karakterlerin yüz ifadeleri geliyor. bunun sebebi yüz hareketlerinin video olması. zaten oyunun bu yüzden çok yer kapladığı söyleniyor. ayrıca karakterlerin hepsi hollywood'da az çok tanınmış yüzler, çabuk benimsersiniz o yüzden.

    müzikleri de çok iyidir, oyunun atmosferine rahat girmenizi sağlar.

    bir de mesela merdiven iniş-çıkışları çok dikkatimi çekti, oyunlarda genelde bakarım buna, karakterler merdivene çıkarken filan basamaklara basmaz, normal yürüyor gibi çıkar. bu oyunda basamaklara basıyorlar mesela, oyunda merdiven inip çıkmayı çok severdim o yüzden heheh.

    ama araba ve silahlar daha güçlü olabilirdi. ayrıca aiming ve shooting de çok yüzeysel olmuş. ama oyun shooting oyunu olmadığından böyle tabii, o yüzden çok da göze batmıyor.

    gözüme çarpan ufak tefek şeyler de vardı. mesela silahlı çatışmada şapkanız uçuyor, sonraki sahnede geri geliyor, ya da varış noktasında bir video varsa ve videoda arabadan siz çıkıyorsanız, arabayı öncesinde partnerinize kullandırdığınız halde gene siz çıkıyorsunuz. arabayla kovalama sahneleri bazen zorluyordu çünkü arabaları kontrol etmek zor, direğe vurunca betona vurmuş gibi kalakalıyor araba. e suçlular da hep sokak aralarına girdiğinden bi direk ya da bi çöp kutusu baştan denemek zorunda bırakabiliyordu.

    sorguladığınız karakterin hareketleri bazen yanıltıcı olabiliyor. aslında daha doğrusu oyun ilerledikçe öyle oluyor. adam yalan söylüyor ama gözünüzün içine bakıyor, kendinden emin görünüyor, sizi tereddütte bırakıyor. ya da her delili güçlü bulmuyorlar, bazılarında alay konusu oluyorsunuz filan.

    bir de her zaman lokasyonlara not defterindeki sıralarıyla gitmemek lazım. bir keresinde 3 lokasyonda 3 suçlu vardı, önce sonuncuya gittim diğer ikisine gerek bile kalmadı.

    --- spoiler ---

    oyundaki flashbacklerin ve gazetelerdeki hikayelerin sona doğru senaryoya bağlanış şekilleri muazzamdı. bir de teşkilat içindeki entrikaların etrafınızı sarması ayrı bir tat verdi. sonlara doğru kelso'yu oynamak da zevkliydi. başta phelps'i özler gibi olsanız da onun işi kundaklama vs. olduğundan sıkıcı geçebilirdi.

    sonu kesinlikle şok ediciydi ama karakterin çektiği vicdan azabının sebebini de sonunda görebildik zaten. o zaman phelps reyizi acı da olsa anladık. :(

    ---
    spoiler ---

    son olarak, bu oyunu seven şunu izlemediyse izlesin: (bkz: l.a. confidential), bu filmi seven de bu oyunu oynamadıysa oynasın.

    8.5/10


    (karsidan karsiya gecme uzmani - 21 Mart 2013 19:51)

  • comment image

    ne kadar etkileyici bir oyun olduğunu gerçek yaşamda hissettiğim oyun.

    *****

    sabiha gökçen havalimanı'nda büyük bir kavga olmuştu. polis iki grubu ayırmış fakat bağırmalar devam etmekteydi. valizi bıraktım, not defterini çıkarttım. mekan olarak iç hatlar terminali önü yazdım ve olay yerine geçtim. bağırışmalar harici pek bir şey duyulmuyordu. daha iyi yanaşmam gerekti. yanaştıkça yanaştım. olay yerinde ticari bir taksi vardı. polis adama ''yusuf'' ismi ile hitap ediyordu. ilk şüpheli adamımızın ismini yakalamıştım. hemen yazdım not defterine.

    polise ''merhaba, cinayet masasından dedektif ömer. yusuf bey'le görüşebilir miyim?'' demek için hazırlansam da, polisin ''dağılın lan'' demesiyle diğer şüphelinin yanına geçtim.

    diğer tarafta da fazlaca polis memuru vardı. zanlı havalimanında çalışan bir personeldi. yakasına mahmut ismi yazıyordu. ikinci şüphelimiz de ortaya çıktı. hemen yazdım not defterine. mahmut bey, polise, yusuf bey'in ticari taksilerin park etmesinin yasak olduğu yere park ettiği için sözlü olarak uyardığını, ardından yusuf bey'in taksiden inerek kendisine saldırdığını söyledi.

    hemen not defterini çıkartıp parçaları birleştirdim;

    yusuf bey ticari taksi şoförüydü. bir müşterisi 12'de sabiha gökçen havalimanı'na ineceğini söyleyip, orada bulunmasını istedi. yusuf bey yola biraz erken çıktı. havalimanında erken bulunmasından dolayı beklemek için iç hatlar çıkışın tam önüne park etti. mahmut bey ise uyarmasına rağmen hareket etmedi. uyarı sertleşince yusuf bey gururuna yediremeyip mahmut bey'e saldırdı.

    olayı çözmüştüm.

    bir anda arkadan bir vatandaş ''cüzdanım'' diye bağırdı. hemen polisin yanına koştu. polis memuruna cüzdanının çalındığını içinde ise yüklü miktarda paranın olduğunu söyledi.

    hemen polis memuruna ''memur bey cinayet masası, dedektif ömer, yusuf beyle görüşebilir miyim?'' dedim. buyrun dedi.

    yusuf bey'e olayın nasıl olduğunu sordum, anlattı. personel kartını istedim ve inceledim. çok basitçeydi. hava limanında bu kadar basit kart kullanılmazdı. hemen kimliğini istedim. kimliğinde doğum tarihi, 22.02.1976 yazıyordu. ''yusuf bey mart ayının kaçıncı günü doğdunuz'' dedim, ''22'si'' diye cevap verdi. kimlik de elle hazırlanmış ve anlamıştım.

    düğüm çözülmüştü. yusuf bey ve mahmut bey arkadaştı. havalimanları gibi kalabalık yerlere gidip tartışıyorlardı. kalabalığın ilgisini bir tarafa yönlendirip yardımcı 3. veya 4. kişilerle milletin cüzdanlarını veya valizlerini çalıyorlardı.

    olayı çözmüştüm.

    bir anda bir polis memuru taksinin bagajını açmış ve içinde şüpheli çanta bulmuştu. hemen koştum o tarafa. çantayı açayım dedim ama geri itildim.

    yoksa hırsızlık, olayla bir bağlantısı olmayıp tamamen şans eseri mi oluşmuştu? yusuf ile mahmut bir terörist miydi? bomba patlatmak için mi girmişlerdi? olay çok karmaşık bir hal alıp kalp atışım birden hızlanmıştı. ve,

    gözlerimi bir anda yatağımda açtım. hepsi koca bir rüyaymış.

    *****

    oyun fevkalade ama fazla oynanması görüldüğü üzere zararlı.


    (nph - 6 Temmuz 2015 11:07)

Yorum Kaynak Link : l.a. noire