seçme filmler için:

ı, daniel blake

“anlatmak zorunda hissettiğin bir hikaye anlat” düsturundan şaşmaz filmleriyle ken loach, kendisine ikinci kez altın palmiye kazandıran filmi ben, daniel blake’le filmekimi takipçilerinin karşısına çıkacak. usta yönetmenin, bireyin bürokrasiye karşı verdiği amansız mücadeleye ve sınıfsal dayanışmaya odaklandığı filmi, son olarak locarno film festivali’nde de izleyici ödülü’nü kucakladı.

juste la fin du monde

xavier dolan’ın cannes’da yarışan ve marion cotillard, gaspard ulliel, vincent cassel, léa seydoux, nathalie baye’in başrollerini paylaştığı filmi programın önemli seyirliklerinden.

the salesman

asghar farhadi’nin imzasını taşıyan the salesman, günümüz iran’ında yaşayan iki tiyatrocunun başına gelen korkunç bir olayla mücadelesine odaklanıyor. film cannes’da en iyi senaryo ve en iyi erkek oyuncu ödülü’nü kucaklamıştı.

graduation

rumen sineması’nın yıldız yönetmeni cristian mungiu’ya cannes’da en iyi yönetmen ödülü kazandıran filmi mezuniyet de programın nadide parçalarından.

paterson

jim jarmusch’un son harikası paterson, küçük bir kasabada yaşayan, şair-otobüs şoförü bir adamın hikayesini anlatıyor. başroller adam driver ve gözümüzün nuru golshifteh farahani.

the handmaiden

oldboy’la yakın tarihin en büyük efsanesine imza atan chan wook park, cannes’da yarışan yeni filmi hizmetçi’yle programda. sieranevada bay lazarescu’nun ölümü’yle gönlümüzde yer eden cristi puiu, insanoğlunun türlü trajedisini mükemmel bir mizahla ele aldığı filmiyle programda.

the beatles^*

ron howard’ın imzasını taşıyan turne yılları, the beatles efsanesinin 1000 günlük ünlü turnesini, daha önce görülmemiş arşiv kayıtları ve röportajlarla ele alıyor. hazine değerinde bir çalışma.

hunt for the wilderpeople

başarılı bir mockumentary olan what we do ın the shadows’la ortalığı kasıp kavuran taika waititi’nin acı dolu bir hikayeyi eğlenceli bir dille anlatabilen yeni filmi de programın görülmeye değer parçalarından biri.

the birth of a nation

köleliğe karşı başkaldıran nat turner’ın hikayesini anlatan nate turner imzalı film, ismiyle de d.w. grffith’in 1915 tarihli ırkçı filmine gönderme yapan bir yapım aynı zamanda. film toronto film festivali’nin hemen ardından programda olacak.

elle

hollandalı yönetmen paul verhoeven, fransa’da çektiği bu filmde tecavüz mağduru bir kadının mücadelesine kamerasını çeviriyor. filmle ilgili dış basında çıkan eleştirilerde, başrol oyuncusu ısabelle huppert’in harikalar yarattığı vurgulanmıştı.

wiener-dog

bir köpeğin birleştirdiği dört farklı hikaye anlatan film, müstehzi yönetmen todd solondz’un uzun bir aradan sonra çektiği ilk filmi. ma loute bruno dumont’un zamanı geri sarıp 1910 yılından bir dolu cinayet hikayesine odaklandığı filmi aynı zamana absrüd bir polisiye hüviyetinde.

ma vie de

courgette cannes’da olağanüstü iyi eleştiriler alan bu stop-motion animasyon film, annesinin ölümünün ardından yetimhaneye gönderilen bir çocuğun hikayesini konu ediyor. filmde claude barras ve celine sciamma imzası var.

toni erdmann

almanya’nın oscar adayı ve cannes 2016’nın en çok konuşulan filmi toni erdmann, kimine göre bir mucize kimine göreyse bir hiç, ama hiç kimsenin kayıtsız kalamadığı bir film olduğu muhakkak. maren ade imzalı filmin türkiye’deki ilk gösterimi filmekimi’nde!

american honey

andrea arnold’un son harikası american honey, yönetmenin memleketimiz sathındaki sabık hayranlarını mest etmeye geliyor.

voyage of time

terrenc malick’in, 40 yıllık hayalini gerçekleştirdiğini iddia ettiği belgesel filmi de programın önemli parçalarından biri.

swiss army man

yönetmenleri dan kwan ve daniel scheinert’e sundance’de en iyi yönetmen ödülü getiren swiss army man, ıssız bir adaya düşen ve bir cesetle (harry potter’ı canlandıran daniel radcliff) arkadaşlık etmeye başlayan hank’in (paul dano) öyküsünü anlatıyor.

dogs

bogdan mirica imzalı dogs, romanya’nın kırsal arazilerinde geçen modern bir western hüviyetinde.

florence

tarihin en ilginç başarısızlık hikayelerinden birinin kahramanı florence foster jenkins’in öyküsü, stephen frears’ın rejisi ve mery streep’in muazzam performansıyla beyazperdede.

arrival

venedik film festivali’nde prömiyer yapan ve uzaylı istilası filmleri arasında şimdiden kendine özel bir yer edinen arrival, denis villeneuve imzası taşıyor.

the unknown girl

belçika’nın medar-ı iftiharı dardenne biraderler’in son filmi bilinmeyen kız, iç burkan bir avrupa eleştirisi. başrolde adele haenel yıldız gibi parlıyor.

julieta

pedro almodovar imzalı julieta, yönetmenin olgunluk döneminin en nefis meyvelerinden biri olarak selamlanan, sonuna kadar bir kadın öyküsü.

uchenik

kirill serebrennikov’un cannes’da belirli bir bakış bölümü’nde gösterilen filmi, bir öğrenci ve öğretmeni üzerinden, din ve bilimi karşı karşıya getiren cesur bir tartışma atıyor ortaya. komün danimarkalı yönetmen thomas winterberg’in son filmi komün, bohem burjuva bir çitin, yakınlarıyla birlikte bir komün kurması ve peşi sıra gelişen hadiseleri konu ediyor. filmdeki performansıyla trine dyrholm, berlin film festivali’nde en iyi kadın oyuncu ödülü’ne uzanmıştı.

(hattorihanzoo - 9 Eylül 2016 16:40)

en lazım olduğu sene trabzon'a gelmeyerek üzen festival.

(mreyteyamreyte - 17 Eylül 2016 01:29)

bakalım hangi filmler bizi bekliyor:
1- öncelikle politik sinemanın baba ismi ve benimde çok sevdiğim yönetmen ken loach'un ı, daniel blake filmi var.
2- genç yaşına rağmen fırtınalar yaratan sinemanın deli oğlanı xavier dolan'ın juste la fin du monde filmi var.
3- iran sinemasının büyük ustası oscarlı yönetmen asghar farhadi'nin fransa’da çektiği dram forushande var.
4- altın palmiye'li yönetmen cristian mungiu'nun bacalaureat filmi var.
5- amerikan bağımsız sinemasının büyük isimlerinden jim jarmusch'un paterson filmi var.
6- güney kore’nin yıldız yönetmeni park chan-wook’un the handmaiden filmi var.
7- cristi puiu’nun yönettiği ve romanya’nın oscar adayı olan sieranevada var.
8- popüler filmlerin büyük ismi ron howard’ın imzasını taşıyan the beatles: eight days a week – the touring years var.
9- taika waititi'nin yönettiği hunt for the wilderpeople var.
10- yönetmen, senarist ve yapımcı nate parker, filmi the birth of a nation'da başrolü de üstleniyor. filmi oscar için iddialı olabilirmiş.
11- modern klasiklerin yönetmeni paul verhoeven'in elle filmi var.
12- kara mizahtan vazgeçmeyen yönetmen todd solondz’un wiener-dog filmi var.
13- yönetmen bruno dumont'ın absürd polisiye komedisi ma loute var.
14- dünya prömiyerini cannes’da yönetmenlerin 15 günü bölümünde yapan ve dakikalarca ayakta alkışlanan my life as a courgette filmi var. yönetmeni claude barras. bu film favoriler arasında.
15- almanya'nın oscar adayı olan ve cannes film festivali’nde eleştirmenlerden tarihinin en yüksek puan ortalaması alan, imdb ortalaması 8,3, metascore puanı ise 94 olan enteresan bir şekilde merakımızı cezbeden yönetmen maren ade'nin toni erdmann filmi var.
16- cannesdaki festivalden jüri ödülü ile dönen andrea arnold 'ın american honey filmi var.
17- bir başka favorilerimden usta yönetmen terrence malick'in 40 yıldır üzerinde çalıştığı ve "en büyük hayallerimden birisi" diye tanımladığı destansı belgesel voyage of time var.
18- yönetmenler dan kwan & daniel scheinert'ın swiss army man filmi var.
19- bogdan mirica’nın kara filmle western formlarını buluşturan ilk uzun metrajlı filmi caini var.
20- yönetmen stephen frears'ın florence filmi var. dönemin new york’unun en ünlü ve en yeteneksiz sopranosu florence foster jenkins’i canlandıran meryl streep’in adı şimdiden oscar’lar için anılmaya başlanmış.
21- denis villeneuve’ün yönettiği arrival var. bunu da favorilerinize ekleyin, izleyecek olanlar çok şanslı zira türkiye'de vizyona girmeyecekmiş. imdb puanı ve söylenenlere göre baya iyi bir iş çıkarmışlar. bilimkurgu sineması'nda büyük usta stanley kubrick'in 2001 filmini tek geçerim. bu film bakalım onun felsefi ve sanatsal ayarına erişebilecek mi.
22- iki altın palmiye’li yönetmen jean-pierre ve luc dardenne’in la fille ınconnue filmi var.
23- her filmi olay yaratan yönetmen pedro almodovar’ın julieta filmi var.
24- yönetmen kirill serebrennikov'un uchenik filmi var.
25- yönetmen thomas vinterberg'ün the commune filmi var.

bu seneki filmler ortalamanın epey üzerinde işler ve diyeceğim tek şey iyi seyirler dilemek olacak.

(owencem - 25 Eylül 2016 01:03)

filmekimi 2016 kapsamında istanbul'da gösterime girecek 51 adet filmin yer aldığı imdb listesi : liste

(the man from another earth - 25 Eylül 2016 14:57)

ankara'da sadece üç gün ve iki salonda gerçekleştirilecek festival. teşekkürler festival ekibi.

alt tarafı dünyanın sonuna bilet bulamazsam yakacağım orayı, herkes rahatlasın.

edit: bileti tabii ki bulamadım, orayı yakmadan önce son şans olarak adı geçen filme bilet arıyorum. lütfen.

(yoruichi - 1 Ekim 2016 12:35)

benim adıma istanbul'un en güzel film festivali. önemli film festivallerinde yer alan bir çok filmi türkiye'de ilk izleme şansı. çok iyi hazırlanmış bir program.

tek türkiye yapımı film albüm. okuldan arkadaşım olan mehmet can mertoğlu altın koza'da bu film ile en iyi senaryo ve en iyi yönetmen ödüllerini kazandı. albüm, evlat edindiğini gizlemeye çalışan bir çiftin, olmayan hamilelik sürecini anlatıyor. filmin afişi de çok güzel, cem dinlenmiş'e ait.

cannes'da altın palmiye için yarışan ve jüri büyük ödülü alan xavier dolan'ın juste la fin du mondeu en çok merak ettiğim film listede ama bilet bulamadım ne yazık ki. lea seydoux ve marion cotillard gibi dünyanın en güzel iki kadınını barındırması dışında bir açıdan son akşam yemeği hikayesi.

terrence malick'in belgeseli voyage of time dikkat çeken iki belgeselden biri. the tree of life filmi ile biraz içine girdiği insan ve evren ilişkisini bu sefer bir belgesel ile anlatmak istemiş. filmekimi'ndeki versiyonunda anlatıcı cate blanchett. imax versiyonu için anlatıcılığı brad pitt üstlenmiş. görsel olarak büyük bir zenginlik vaat ediyor film. kafamı karıştıran konu bu kadar geniş bir konuya sahip olmasını rağmen 90 dakika süreye sahip olması filmin.

i, daniel blake, bu senenin altın palmiye sahibi film. büyük usta ken loach'un son filmi, bir sistem bozukluğu ve bürokrasi eleştirisi.

swiss army man, albüm dışında listede izlediğim tek film. hayatımda izlediğim en absürt film olabilir. ben filmi beğendim fakat bir çok sinema seyircisinin beğenisinden çok uzakta olduğunu tahmin ediyorum. yönetmenlerinin film için kullandığı şu tabir film hakkında bir ipuçu verebilir size. "the first fart makes you laugh and the last fart makes you cry."

adettendir, elle, julieta, ah-ga-ssi, la fille inconnue, goksung, the beatles eight days a week, la pazza gioia filmlerine bilet alabildim. yukarıda yazdığım izlediğim swiss army man ve albüm dışındaki üç filme de gitmek isterdim. bilet sahibi olup gidemeyecek olan varsa sevinerek talibim.

nefes almamızı sağlayan az sayıdaki şeyden biri filmler. iksv'nin güzel işlerinden biri, iyi ki varlar.

(darth werther - 3 Ekim 2016 21:39)

3 filmle katılacağım festivaldir. paterson - komün - three generations. jim jarmusch ve adam driver sevdiğimden paterson, iskandinav sinemasına hayran olduğumdan komün ve feminist kuram ile postmodernism çok okuduğumdan mıdır nedir, o yüzden three generations. gönül isterdi ki kim ki-duk da izleyeyim ama bu seferlik kısmet değilmiş demek.

herkese iyi seyirler.

(britthebohemian - 7 Ekim 2016 20:18)

iksv'nin bu yıl yüksek lisans ve doktora öğrencilerini "sizi indirimli kabul etmiyoruz öğrenci sayılmıyorsunuz ek ücret ödemeniz gerekiyo" diyerek kapıdan çevirdiği festival. daha ne kadar rezilleşecekler acaba 3-4 lira için?

(gustave - 7 Ekim 2016 21:33)

bu yıl yoğunluğumdan dolayı bilet almak tamamıyla aklımdan çıktı ve şimdi beklendiği üzere bilet bulamıyorum. arkadaş her yıl bu hadiseyi yaşayan yüzlerce insan var. özellikle istanbul gibi bir yerde nasıl bu kadar az salonda kendine yer bulabiliyor anlamıyorum. oysa merakla beklediğim kaç film vardı bu yıl. özellikle; swiss army man, julieta (almodovar), it's only end of the world (dolan), satıcı (asgar farhadi) izleyemeyeceğim için çok kederliyim. umut fakirin ekmeği diyerek fazla bileti olan, kendi biletini satmak isteyen, arkadaşı tarafından ekilen dostlar lütfen yeşillendirin. lütfeeeeen ühü ühü ühü... allah da beni kahretsin!

(yare - 7 Ekim 2016 23:45)

ikinci günü tamamlamış festival.
bir iş özensiz yapılınca gerçekten geriliyorum. detayları şuraya yazdım. umarım burayı okuyup konuyla ilgilenirler.

(photojournalistanbul - 8 Ekim 2016 23:28)