Stone (~ Santaj) ' Filminin Konusu : Emekliliğine sayılı günler kalmış olan şartlı tahliye memuru Jack Mabry'den (Robert De Niro), büyükanne ve büyükbabasının cinayetini yangın ile kaza süsü verip örtbas etmeye çalıştığı için hapishanede bulunan Gerald "Stone" Creeson'ın (Edward Norton) dosyasını, şartlı tahliye gerekçesi ile yeniden incelemesi istenir. Şartlı tahliyenin gerçekleştirilebilmesi ve Stone'un hapisten erken çıkabilmesi için Jack'i artık kendisinin yepyeni bir insan olduğuna dair ikna etmesi gerekmektedir.
The Score(2001)(6,8-124625)
Pride and Glory(2009)(6,6-59500)
Leaves of Grass(2010)(6,5-25541)
Down in the Valley(2005)(6,4-17334)
14 pound, 224 ounce, 3584 dram, 1/2 quarter ve 1/8 hundredweighte denk gelen agirlik birimi.
(kronin tisleknot - 2 Eylül 2002 18:00)
robert de niro, edward norton ve milla jovovich'in başrollerini paylaştığı taze pişmiş film. yönetmen koltuğunda john curran varmışyalnız sen edward norton ve robert de niro'yu aynı filme koyarsan izleyenler için pek sağlıklı olmaz. bayılanlar çıkar, ne bileyim kendinden geçenler olur falan. sakıncalarının ve yan etkilerinin farkında olarak gidiniz. zira çifte kavrulmuş petit beurre gibi bi' şeye benziyor. umutluyum. umarım bunlar boş umutlar değildir.bir de filmde robert de niro'nun gençliğini kanımca iyi bulmuşlar. merak edenler buradan buyrun.http://www.imdb.com/media/rm1619822592/nm2222175
(oholey - 1 Ağustos 2010 00:37)
olmamış...film güzel olmamış demiyorum..bu şey film olmamış diyorum. uzun süredir böyle ne anlatmaya çalıştığı belli olmayan, durmadan saate baktıran bir film(şey) izlememiştim. kendisine yakışır bir sonu var.
(sawbinjip - 9 Ekim 2010 00:32)
oyuncu kadrosunda edward norton ve robert de niro'nun adını duyunca aklımın başından uçup gittiği film. ama izlediğim şey film değildi, garip bir şey çekmişler. film yapmaya çalışmışlar sanki ama kurgusu, senaryosu olmamış. dediğim gibi garip.'aksiyon filmine gitmeyelim başım ağrıyor' dedi filmden önce arkadaşım. oysa film o kadar sıkıcı ki, tek olay milla ablanın* aksiyonlarıydı, eheh.
(noxell - 9 Ekim 2010 18:10)
başım ağrıdı bu film yüzünden. genel ekşi sözlük film eleştiri ekibi beyanatlarının aksine açıkça ve kısaca söylüyorum: bi sike benzememiş. oyuncu kadrosuna bakıp aldanmayın. o kadronun fotoğraflarını açıp filmin süresi kadar izleyin; daha az sıkılırsınız.
(egilincecataligozukmeyenentelmuslukcu - 9 Ekim 2010 22:02)
robert de niro ve edward norton insanlarının yalnızca milla jovovich ile münasebet kurmak amacıyla rol almış olduklarını düşündüğüm, sıkıntıya ve bu sıkıntının sebep olduğu baş ağrısına dayanamayıp arada çıktığım film.
(akkjany - 10 Ekim 2010 02:22)
gercekten cok sikici bir film.. filmin sonunda salonda bulunan herkes filme gelmek yerine, neler yapabileceklerini sayar bi haldeydi.. neymissss.. filmin kadrosuna bakarak film secilmemeli, yanindakilere `abi kesin super bi filmdir, su oyunculara bak ya vs` dememeliymisiz.. bunu bugun bir kez daha anladim..robert abiye ps: ah be robert abi oldurmeyecektin o ariyi.. almiycaktin ahini..bak dunku arilar gelir bugun kicini tirmalar iste..
(mihlama - 10 Ekim 2010 02:37)
berbat boktan bir film. daha yeni geldim filmden taze taze kusmak istedim kinimi. ulan dunyanın parasını verdik be! sen git de niro yu jovovich i norton u filminde oynat ve üstüne bu kadar boktan bir film yap. bu adamlar bu filmde oynamayı nasıl kabul ediyor anlamıyorum. bu kadar mı cok paraya ihtiyacı var bu aktorlerin? sacmalıktan baska bir sey degil. kesinlikle zaman kaybı. jovovich in meme ucları kol dugmesi kadarmıs hatta daha buyukmus ogrenmıs olduk.
(izmir tulumu - 10 Ekim 2010 07:21)
buradan bizi uyaran suser arkadaşlara rağmen giderek 2 saatimi heba ettiğim filmdir. jovovich ablanın memeleri bile kurtaramamış filmi. o kadar boş o kadar anlamsız o kadar saçma sapan bir son. neyse ben ettim siz etmeyin. bu filmi izlemeyin arkadaşım. gidin bir pet shopa 2 saat boyunca akvaryumu izleyin daha az sıkılırsınız.ayrıca sesini sikeym edward. o ne biçim bir ses tonuydu, kafamı tırmalayıp durdun.
(teflon - 11 Ekim 2010 17:26)
verdiğim 12 lira haram-ı zıkkım olsun.efenim ben kendimi bildim bileli paramı sinemaya yatırmış bi insanım. çok boktan filmler de izledim ama bu uzak ara en fenası heralde. hollywood'daki yapımcı abilerin "3-5 taşşaklı aktör/aktrist dayarız zaten senaryoyu da kimse siklemez" modundan bir an evvel kurtulmaları lazım. kardeşim de niro'yla edward norton'ı konuşturup ara ara milla ablamızı seviştirererek film yapmış olmuyosun, sadece boyle saçma sapan bi eser meydana gelmiş oluyor. bildiğim kadarıyla filmlerin box office rakamlarıyla ancak masraf karşılanıyor. kar ettirecek olan para medya, yan ürünler falan gibi kalemlerden geliyo. haliyle bu film yapımcıya para kazandırır amma bize yazık. olayın bi de şu boyutu vardır ki bomboş bi salonda 4 arkadas adeta evde izliyomuş hissine kapılıp biraz baştan savma izlemiş olabiliriz, o yüzden yine biraz az çemkirdim. yoksa neler neler yazardım, filme emek harcayan herkesin allahı şaşardı, düz yolda yürüyemezdi o derece.
(burhanio - 12 Ekim 2010 01:46)
istanbul film festivali'nde, film ekimi'nde, if'de, ya da üstünde sundance, cannes vs etiketli olarak dvdsi alınıp izlenildiğinde çok beğenilebilecek "sıkıcı gibi ama değil gibi" filmlerden bu. dümdüz drama. şantajlı, aksiyonlu falan bi şeyler beklentisiyle girip 4 kişinin hayatından garip bir kesit izliyoruz, temel sıkıntı o. ecnebilerin de dediği gibi "i didn't sign up for this.", ya da yiğit özgür'ün de dediği gibi "ay dudınt di dört!"--- spoiler ---<ha şantaj yaptılar, ha yapacaklar derken filmin bitmesi.>--- spoiler ---
(mugettin - 12 Ekim 2010 18:02)
kusulası bir film.edit: hem robert de niro hem de edward norton, milla ile sevişiyordu. filme dair başka birşey hatırlamıyorum.
(variolink - 18 Ekim 2010 11:26)
isme bakarak filme gitmenin isabetsizliğini bir kez daha göstermiş bir film. de niro ile norton u görünce nasıl da heyecanlanmıştım. film yanılttı beni.edward norton yeni jenerasyonun de niro su oldu çoktan. primal fear daki yeteneğini aynen koruyor. aksanlı konuşmaya üstün bir yeteneği olduğu aşikar. zaten primal fear seçmelerinde de aksanıyla farkedilmiş bir çocuktu. burada da döktürmüş. açıkçası oyunculuğu üstadı sollamış, de niro hiç kusura bakmasın, gençler artık direksiyona geçiyor. filmi yönlendiren norton olmuş. norton u izlerken sanki 1900 daki de niro yu izlemiş gibi oldum. oradaki yetenek gibi ışıl ışıl...milla jovavich ten tiksindim. luc besson un neden terkettiğini anladım sanki...filme gelince: hayal kırıklığı arkadaş başka bir şey diyemiyorum... score da böyleydi, bu da böyle...fiyasko...böylesine kadrodan hiç beklenmeyecek bir yapım...filmin tek savunması şu olabilir:ha bu yeni bir film anlayışı olabilir ancak. insani haller draması tadında bir özet... dünyada böyle bir akım gelişiyor şimdi; erol günaydın bizde vavien le yaptı bunu...nbc kasaba yla yaptı. vera drake yine bu tarzda bir yapım. ancaaaak izleyiciyi sıkan işler bunlar vesselam...
(aylakdoktor - 18 Ekim 2010 13:02)
robert ve edward'ı görüp isminin de "şantaj" olarak çevrilmesine aldanıp "ha şimdi aksiyon başlar", "evet evet hissediyorum şimdi bir şeyler olacak" iç telkiniyle en sonunda casting bölümünü görüp götüm götüm çıktığım film(?) oldu. görüntü robert'ın evi ile hapishane sahnesi arasında gidip geliyor, başka da bir bok yok. böyle filmlerden alt metin çıkaran, aslında şunu şunu anlatmaya çalışıyor diyenlere de kafam girsin. ömrümde hayatımda böyle dumurlardan dumur beğenerek göt bir şekilde film sonunu getirdiğimi hatırlamıyorum. o güzelim oyunculara yazık ki ne yazık.
(beni bana sor - 20 Ekim 2010 10:04)
benim sözüm sevgili çevirmen arkadaşa,filmin adını "taş" olarak çeviremeyeceğini hepimiz biliyoruz, bu konuda toptan anlaştık zaten de "şantaj" neden? bi yerde şantajımsı bir şey var o da yani o kadar dandik ki... "bu kadar vırvır ediyorsun sen ne yazacaktın lan?" dersen kesinlikle "şartlı tahliye" derdim. zira filmin bir olayı varsa bu olay stone beyin şartlı tahliyesi içindi. film de o kadar sıkıcı ki o kadar olur.
(askim bunlar cips - 23 Ekim 2010 02:05)
misyoner belgesellerinden biri. filim falan değil. kötü. çok çok kötü hem de.--- spoiler ---robert de niro tanrıyı incili falan sorgulamaya başladı bak ne kadar kötü şeyler geldi başına. evi yandı falan.edward norton incil mincil bişiyler okudu bak nası aydınlandı halbuki ne kadar kötü bi adamdı. incil okumak için hiç bir zaman geç değil.jojoviç iflah olmaz bi orospu. hayatı bok gibi. sonu da kötü bitiyor. neden? çünkü ateist. uzaylı o. anlamamız mümkün değil. önden arkadan her yerden içine alıyor. hiç bir sorunu yok. ahlaksız bilmem ne. uzaylı işte. ateist.üstüne üstük bu kafir anaokulu hocalığı yapıyor. nerdesin katolik direniş? bunlar mı eğitecek çocuklarımızı. falan filan falan filan. böyle bi mesajı var işte filmin. ateist uzaylı ne amına koyim pezevenk herifler.--- spoiler ---hatta bu misyonerlere para kazandırdığım için vicdan azabı bile duyuyorum. gerçi anti-misyoner olma ihtimali de var ya neyse. de niro'nun karısı gibi bi tanıdığım olacağına uzaylı olurum diyecek bir milyon insan bulabilirim. belki de para verdiğim en iğrenç şey.
(kta - 29 Ekim 2010 23:31)
--- spoiler ---ucu kendisinden büyük meme de varmış demek ki. ilahi milla...--- spoiler ---
(tetteh - 28 Aralık 2010 11:34)
bu filmdeki kadroyu tayfun güneyer'e, birol güven'e ver çok daha iyi bir film çekerdi. rezalet ötesi bir film. 1 saat 45 dakika sürüyordu, 1 saat dayanabildim. en sonunda "yeter amına koyarım lan!" diyerek sardıra sardıra sona geldim. sonunda da bir sikim yok açıkçası.--- spoiler ---stone diye bir eleman var. hapiste 8 yıl yatmış, 3 yılı kalmış. kundaklamadan 11 yıl ceza almış. fakat artık dayanamamaktadır. sürekli olarak bir ağlama zırlama tribindedir. şartlı tahliye ekibini beklemekte, sürekli birilerinin kafasını sikmektedir. kafasını siktiği tek adam robert de niro ve karısı milla yovovich. film hep böyle sürüyor. milla gidip robert de niro'ya veriyor, robert de niro da sonra edward norton'u çıkarmak için ikna oluyor falan. sonunda da çıkıyor zaten. dini göndermeler bile berbat öteseydi. robert de niro 2 dakika bir papaz ile saçma sapan bir sohbet ediyor, 1 dakika kardeşinin cenazesine katılıyor. edward norton 2-3 tane dini kitap okuyor falan. bu ne amına koyim ya? kesinlikle izlenmemesi gereken bir film. hatta imbd bottom 100'e kafadan ilk 5'e girmesi bile gerekiyor.--- spoiler ---şu konulu bir filmi izlemek cidden salaklık olsa gerek. yorumları okumadan izledim, kadroya güvendim. hayatımda izlediğim en berbat filmlerden biriydi. filmin tek artısı milla yovovich'in çıplak sahneleriydi. gerçi o berbat memeleri de gördükten sonra o sahneden bile soğudum.
(hayrullah amazingogullari - 11 Ocak 2011 00:52)
6.3 kilograma denk gelen ingiliz olcusu.
(libertatis - 22 Nisan 2011 06:19)
rifflerini jerry cantrell'ın yazdığı ilk notadan anlaşılan şarkı. şarkının sözlerinden oluşan bir de video yayınlanmış. http://www.youtube.com/watch?v=zvj83tblz3m
(slashedduff - 16 Nisan 2013 20:53)
Yorum Kaynak Link : stone