Flatliners (~ Cizgi Ötesi) ' Filminin Konusu : Yaşamın öbür tarafını merak eden 5 tıp öğrencisi bir araya gelerek, beden fonksiyonlarını durdurup ölümün öbür tarafını görmeyi denerler. Fakat, diğer tarafa yapılan bu ziyaretler zamanla karanlık olayların ortaya çıkmasına sebep olacaktır.
Flatliners(1990)(6,6-78286)
Happy Death Day(2017)(6,5-73203)
Insidious: The Last Key(2018)(5,7-38807)
The Dark Tower(2017)(5,6-112051)
Truth or Dare(2018)(5,1-28709)
(bkz: ölmek için güzel bir gün)
(strife - 7 Temmuz 2002 23:42)
flatline'da zamanında headbang yapanlara takılabilecek isim.
(mortifera - 7 Temmuz 2002 23:43)
yıllar önce izlenmesine rağmen, konusu yıllarca akıldan çıkmayan, ülkemizde çizgi ötesi adıyla gösterilmiş film. henüz batman serisini elini yüzüne bulaştırmamış joel schumacher, the lost boys'dan sonra tekrar dikkatleri üzerine çekmesine neden olan filmin yönetmen koltuğunda. iki yıl sonra sharon stone'la ateşli bir maceraya* atılacak michael douglas ise herşeyden habersiz filmin yapımcılığını üstlenmiş. oyuncu kadrosu rüya gibi. joel usta, bu yılki galatasaray gibi bol yıldızlı, koşan ve tuttuğunu koparan bir kadro kurmuş. daha önceden de çalıştığı kiefer sutherland yine başrolde. ileride de phone booth'da devam edecek ortaklığn kökleri iyice filizleniyor. pretty woman'la ortalığı ayağa kaldıran güzeller güzeli julia roberts filmin canyakan güzel kontenjanında. six degrees of kevin bacon adlı projesinin üzerinde çalışan kevin bacon da kendisine gelen film teklifini gözü kapalı kabul etmiş ve kadronun güzel bayanın gönlünü çalan asi çocuğu oluvermiş. baldwin kardeşlerin bilmemkaçıncısı william baldwin ise ileride de üzerine yapışacak karı kızla haşır neşir olmayı iyi bilen genco rolünde. grubun şişman ve tırsık olan ve film klişelerinin aksine başını derde sokmayan üyesini ise oliver platt canlandırmış. ileride ünlü bir oyuncu olacak hope davis ise ilk film tecrübesini yaşıyor. bir ilk film için oldukça şanslı bir seçim. bu kadar ünlü ve kaliteli yıldızı fenerbahçe gibi harcamaktansa galatasaray gibi ileride de ses getirecek bir sonuçla buluşturmaya kararlı joel schmacher sürükleyici ve insanı içine çeken bir konu yaratmış. başını nelson'un çektiği bir grup tıp öğrencisinin kendilerini kısa süre için öldürüp tekrar diriltmesini ve ölümden sonra ile ilgili araştırmalarını anlatan filmin bir diğer başarılı noktası da renk ve kamera kullanımı. özellikle filmin giriş sahnesi defalarca izlenmeyi hakediyor. etkileyici bir müzik eşliğinde geniş açı ve karaktere yapılan zoomla açılan sahne nelson'un today is a good day to die repliğiyle doruk noktasına ulaşıyor. diğer bir güzel kamera kullanımına örnek de; joe'nun evini ilk görmemiz, kameranın önce alt kattaki üzerinde "sex drugs rock'n'roll" yazılı üç posteri, sonrasında da üst katta sevişen joe ve hatunu göstermesiydi. ölümden dönenlerin yanlarında günahlarını da getirdiğine değinen film, nelson'un yaşadıklarından sonra, gruptakilerin gördüklerinin halüsinasyondan çok gerçek fiziksel görüntüler olduğunu anlatırken bizleri de sürükleyici bir kovalamanın içine çekmeyi başarıyor. hey yavrum hey cümleye gel, al bunu film tanıtımı olarak koy. yıllar sonra bile izlediğimde ilk seferdeki zevkin ve heyecanın aynısını tattım. sonuna kadar gözümü kırpmadan, acba noluyordu heyecanıyla hop oturdum hop kalktım. harika film, izleyin, izlettirin.
(crowley - 13 Aralık 2008 16:01)
bir kaç tatminsiz tıp öğrencisinin "bu tarafta yemediğimiz halt kalmadı, bakalım ötede ne varmış" diyerekten kendilerini öldürüp öldürüp diriltmelerini konu alan film. bu münafıkların başında nelson adında bir terbiyesiz vardır ki, her şey bunun başının altından çıkmaktadır. bunun dışında grup reyçıl adlı sorunlu bir genç kız, joe adında bir pervert, david diye bir saftorik ve randy diye bir tırsaktan oluşmaktadır.içinde bir hayır olamayacağı başından belli bu eylem, nihayetinde gençlerin başına türlü işler açacaktır, olaylar gelişecektir.
(bitter - 3 Ekim 2002 14:35)
beni en çok etkileyen fimlerden biri. hayatımın çok da gerçek bir noktasına dokunuyor da ondan. herkes gibi ben de düşünmüştüm eğer ölürsem ve geçmişte üzdüğüm biri benden intikam almak isterse kim olur diye. bu filmi izlediğimde çok büyük günahlar işleyecek yaşta değildim, o yüzden aklıma ilkokulda üzdüğüm bir kız gelmişti. o günden beri ne zaman pişmanlık, üzmek kelimelerini duysam aklıma o kız gelir. ondan sonra belki de bir sürü kişiyi üzdüm, kırdım ama nedense onun yeri ayrıdır. ilkokuldayken rutin bit kontrolleri yapılıyordu, hocamız sırayla gelip kafamıza bakıyordu, dürteliyordu saçımızı başımızı. ne iğrenç bir şeymiş. insan kendisine yapılan şey topluca başkasına da yapılınca olayın vahametini pek anlayamıyormuş demek ki. işte o gün ben nereden duyduysam sınıfta bir kızda bit bulunduğunu duydum. normalde ben bu bilgiyi hemen unuturdum çünkü ailem tarafından insanları utandırmamak, kimse hakkında kötü konuşmamak hakkında çok sıkı tembihlenen bir çocuktum. iyi de bir çocuktum ya ahah çok haraketliydim ama pislik değildim. ha bana pislik yapan oğlanları dövüyordum ama mevzu bu değil. işte, bir gün o meşhur andımız okunacağı için sıraya girerken ben çok umarsız bir şekilde arkadaşlarıma ''hişş biliyor musunuz, elif'in kafasında bit çıkmış bi sürü'' dedim ve arkamı döndüğümde elif oradaydı. ilkokul bebesinin utanabileceği kadar utandım, sıkıldım. sonradan o kıza hep iyi davrandım, allah'tan o da çok olgun bir çocukmuş ki kötü davranmadı bana, belki de yılların verdiği eziklik benim karşımda da kendini göstermişti. çok fakirlerdi çünkü, abisi her gün hocadan dayak yerdi. herkes üzülürdü onlara. ilkokul çocuğu aklı işte, unuttum ben bu olayı. daha doğrusu unuttum sanmışım. büyüdükçe böyle hüzünlü anlarda aklıma geldi durup dururken. işte bu filmi izleyince, keşke geri dönüp ondan özür dileyebilsem dedim. bu tarz saçmalamalar herkesi üzer ama ben hayatımı insanlara adaletsizlik yapmamak, kötülük yapmamak adına kurdum. aynı şeyi de o insanlardan benim için ve tüm insanlar için bekledim. geberip gittiğimde de bir gün ''jondaff iyi kızdı ya, kimseye haksızlık yapmadı'' densin yeter. işte sırf bu yüzden, sırf elif yüzünden nefret ettiğim insanlara bile bir şans veririm, onları dinlerim, anlamaya çalışırım, sorarım seninle derdimiz ne diye? cevaplar beklerim. ama işte insanoğlu bunu yanlış anlayıp ''aa ne yapsam bu beni dinliyor ya'' der bazen. çünkü huyu bu insanoğlunun. işte öyle olmasın diye de bilinçaltım kendi kendine sert bir kabuk geliştirdi. koruma mekanizması diyoruz buna. tepkiselim, böyle saçma sapan bir insanım işte. allah'ım bitten girdim kabuktan çıktım. velhasılı kelam, elif senden özür dilerim arkadaşım, umarım şuan mutlusundur ve sana değer verenlerle birliktesindir
(jondaff - 8 Ekim 2010 20:15)
çok şahane bir fikirden yola çıkmasına rağmen, bence daha da iyi bir film olabilecekken, ne yazık ki bunun kıyısından dönen bir filmdir. zaten genel izleyici yorumlarıyla imdb puanı [6,4] bunu gösteriyor. tabii yanlış anlaşılmasın yine de iyi filmdir, insanı gerer.http://www.imdb.com/title/tt0099582/
(darth maul - 8 Ekim 2010 20:20)
çekiliş tarihinden tam 21 yıl sonra izlemeye nail olduğum film. ilgi çekici konu, güzel kamera kullanımı, süper oyunculuklar filmi izlenir kılan unsurlar, e daha ne olsun gerçi. 90 yapımı film ama aslında adeta 80 görünümlü bir 90 lar filmi gibi. mükemmel bir atmosfer yakaladım bu filmde mekan kullanımları olarak falan. julia roberts'ın belki de görüp görebileceğiniz en çıtır hali. ilk defa gözüme güzel ve seksi gözüktü. kiefer sutherland ve kevin bacon çok iyiler. dediğim gibi atmosferini çok beğendim bu filmin. chicago banliyöleri, izbe sokak araları, sürekli duman çıkan mazgallar, karanlık tipler, cankiler, keşler falan. konudan bile alıp götürdü beni.izlemenizi tavsiye ederim.
(lanetli cenin - 22 Şubat 2011 04:22)
sinemaya dair hafızamda yer eden en güzel anların önemli bir kısmı izlemediğim filmlere aittir. 90'ların başında, ablamın sinemadan gelip heyecanla anlattığı birçok filmi ancak yıllar sonra izleme fırsatım oldu. işte flatliners, 21 yıl rötarlı izlediğim bir film. suç ve ceza'da, raskolnikov'un bacısının kırığı "sanrı gören kişilere deli gözüyle bakarız. oysa hasta kişi kısmen öbür dünyaya aittir. bir hastanın öbür dünyaya ait varlıklar görmesinden daha doğal ne olabilir?" benzeri bir fikir atıyordu ortaya. flatliners'daki kahramanlarımız tam da bu dertten muzdarip oluyor, çizginin öte yanından dönerken geçmişte yaşadıkları pişmanlıkları bu tarafa getiriyor.mekan kullanımının, edgar allan poe öykülerini anımsatan ve film boyunca kendini hissettiren o tekinsiz havaya katkısı büyük. başta olaya dahil olmak istemeyen arkadaşların, bir süre sonra, sıradaki olabilmek için adeta ihaleye girmesi harika bir ayrıntı.filmin imdb notu 6'larda geziyor. bence 8'den aşağısı haksızlık.
(tozluhikaye - 2 Nisan 2011 01:33)
müthiş bir fikir,denemekte kesinlikle haklılar*.kiefer sutherland ve kevin bacon'ı takdir etmeden de geçemedim
(karakedi - 10 Mayıs 2003 00:39)
şu anda cnbc ede yayınlanan, gerilim açısından fevkalade kelimesi ile niteleyebileceğim film.bu kadar yıl sonra izleyince, şimdinin artizlerinin yıllar önceki çıtır hallerini görmek de hoş oluyo, o ayrı.
(cnbce - 10 Mayıs 2003 04:31)
"ölmek için güzel bir gün" cümlesiyle başlayıp, "ölmek için kötü bir gün" cümlesiyle biten, gerçek bir gerilim.
(tut miki yan cek - 10 Mayıs 2003 05:02)
adrenalini ust seviyeye ta$iyan bir filmdir. insanin ister istemez gecmi$iyle yuzle$mesini, "acaba benim de gecmi$imde boyle abukluklar var mi?" paranoyasini ya$amasini saglar. filmdeki acinacak tek canli ise ayaklari sakat kalan zavalli kopeciktir.
(trawmatolog - 13 Eylül 2003 11:54)
--- spoiler ---haksizlik arkadas, o joe denen herif butun kayda aldigi kizlardan ozur dilemezse hortlaklar alsin gotursun onu. 30dk. dakika beyin olumu gecirse de olur; zaten onun beyni rachel'in da belirttigi gibi farkli bir anatomik noktada.--- spoiler ---leziz film.
(cramschoolgirl - 15 Haziran 2013 01:33)
yıllar önce küçükken star'da izleyip, beğendiğim; bir de acaip korkuğum bir filmdi. film bitince banyoda her an aynadan ölü göreceğim gibi paranoyalar yaşamıştım. dün bakalım nasılmış diye tekrar oturdum televizyonun karşısına ve de gayet güzel bir gerilim filmi olduğunu gördüm, sevindim; küçükken de filmden anlıyrmuşum canım dedim. her ne kadar ateisti dine döndürmesi, aman allah baba çarpar mesajları insanı rahatsız etse de, gayet etkileyici ve şahane çekilmiş gerilim sahneleriyle güzel bir film. yalnız senaryo yazarları rachel'ajulia roberts büyük haksızlık yapmışlar; ayıp arkadaşım, hiçbir suçu yok ki kızın.bu arada bilgim olmasa da fazla, filmde adamın kalbi durunca şah diye, beyni de öldü bunun, o yüzden beyin hayal görmüyor, gerçek bunlar gerçek gibi inandırıcılıktan uzak açıklamalar yapıldıysa da, ölümden dönenlerin(yani kalbi bir süreliğine duranların) hepsinin bir tünelin ucununda parlak bir ışık(tanrı) gördüklerini, güçlü bir güven duygusu ve rahatlık hissettiklerini söylemeleri böyle antin kuntin işlerle uğraşanlara ilginç geliyormuş, gelmesin. zira beyin vücuttan herhangi bir tepki alamayınca marifetli bir yerlerinde sallayarak o boşluğu dolduruyormuş kendi kendine, ve güven duygusu vs. veriyormuş; o yüzden de bütün deneyimler benzeşiyor.(bütün ofu deneyimlerinin benzeşmesi ve hepsinin uyduruk amerikan yerleşim birimlerinde olması da ilginçtir, ne yazık ki konumuzun dışında) son olarak anlamsızca uzun entyrimi bitirirken cnbce'ye beni çocukluğuma döndürdüğü için teşekkür edip, sevgili sözlük yazarlarına sabah kadar beklerseniz yaklaşık 20 sn. reklamla izleyebilirsiniz filmleri diyorum.
(kurulananfok - 25 Ekim 2003 16:18)
bilimde etik konusunda düşündürten filmlerden biri. etiği ezip geçmeden bilimsel ilerlemenin mümkün olmadığı gerçeği bu filmde de görülmüştür. filmin verdiği mesaj ise tamamen izleyicilerin bakış açısına göre değişmektedir. bana göre tek mesajı ölmeden önce günahlarınızı affettirin, ancak bunu dua ederek ya da tanrıdan bunu yapmasını bekleyerek değil, yüzleşerek yapın gibi bir görüştür.malum yolculuk ve sanrılar sırasındaki görüntüler muhteşemdir. yeni nesil gerilim filmlerinden farkı ve üstünlüğü de apaçık ortadadır.
(chilar - 22 Şubat 2004 00:13)
kiefer sutherland'ın dışında julia roberts, kevin bacon ve william baldwin gibi ünlü isimleri içeren oldukcana güzel konulu, bol yakışıklı dolu film
(selene - 27 Mayıs 2001 01:55)
ulkemizde cizgi otesi ismi ile gosterilen film.
(celest - 27 Mayıs 2001 01:59)
tövbe ve helalleşme kavramlarını anlatan bir filmdir.ayrıca içindebir adet 24 yaşında kiefer sutherlandbir adet 23 yaşında julia robertsbir adet 27 yaşında william baldwinbir adet 26 yaşında hope davisve hepsinden de genç görünen bir adet 32 yaşında kevin bacon barındırır.
(bakgidiyormakine - 13 Temmuz 2014 03:25)
hakkında bir tane bile olumlu yorum olmayan remake film. imdb puanı şu anda 4.9 ve daha da düşeceği kesin. izlemeyi düşünüyordum ama artık torrent'e düşünce bile izlemem büyük ihtimalle. bir şeye bu kadar çok kişi kötü diyorsa onun iyi olma ihtimali yok bence.
(born to sleep - 4 Ekim 2017 23:37)
ölümün çekiciliği sonucu ne olursa olsun sınırlarını aşma hissi... geçmişin bedelinin ödenmesi... insanı kesinlikle çizginin ötesine götüren bir film.!
(blood rain - 5 Ağustos 2004 18:07)
Yorum Kaynak Link : flatliners