Oyuncular
  • "s08e22 göstermiştir ki, kendi türünde 24'le boy ölçüşmeyi bırak, aynı cümlede kullanılabilecek tek bir dizi dahi yoktur."
  • "lost'un finaliyle kıyaslayınca, "final nedir?" sorusunun yanıtıdır.böyle bir diziyi filmle taçlandırmak şart."
  • "son bolume kadar ctu icindeki dana walsh'u sorgulayan polisin cesedi ne olacak diye endise ettigim dizi. hos halen orada sanirim. birkac gune kokar heralde."
  • "atv'nin "ekranların gerçek zamanlı tek dizisi" diye reklamını yaptıgı dizi. halbuki bir de aliye var."
  • "sagopa kajmer şarkısı olan 24 te sample olarak kullanılan piyano frederic chopin in "nocturne in c minor, op. 48, no. 1" adlı eseridir."




Facebook Yorumları
  • comment image

    ---spoiler---

    efendim 6. sezon 5. bölüm itibariyle graham aka. the bluetooth guy jack bauer imizin kardeşi çıkmıştır. şimdi bu nasıl olmuştur, yazarlar bu fantastik senaryoya ne zaman karar vermişlerdir bilemiyoruz. ama gerek bu graham ın 5. sezonda logan a emirler yağdırırken jack ile ilgili sürekli "take care of bauer, kill bauer" tadında konuşmalarından (tuhaf olan kardeşini öldürmek istemesi değil, kendi soyadını böyle kullanması), gerekse yazar tayfasından bir elemanın 5. sezon ile ilgili "5. sezonun sonunda bi baktık graham i tamamen unutmuşuz!" açıklamasından anladığımız kadarıyla graham in bauer soyadını alması kararı öle çok eskiye dayanmamaktadır.

    bu plot twist in heyecanını bir kenara bırakırsak, 5. bölümün 24 tarihinin en acayip bölümü olduğunu söylemek gerekiyor. her sezon jack bauer in geçmişi hakkında 1 kelimelik bilgiyi bile hazineymiş gibi itinayla veren 24, bu bölümde neredeyse saniye başına bir bauer aile üyesinin düşmesiyle tüm seyircileri şoka uğratmıştır. jack bauer'in bir bruce wayne kadar zengin olması ve bauer in de bir adet alfred inin olduğunu öğrenmek de benim için bölümün en büyük sürprizlerinden biriydi. bir diğeri de kahramanımız, iyi aile babası, efendi, halim selim olarak tanıdığımız jack in kendi ailesinin gözünde bir çeşit hayırsız, sevimsiz, görüşülmek istenmeyen akraba kıvamında bir imajının olmasıydı. gerçi bunun pek de haksız sayılmayacağını 10 yıldır görmediği kardeşinin evine gittiğinin 5. dakikasında kardeşini sandalyeye bağlayıp başına plastik torba geçirmek suretiyle işkence yapmasından anlayabiliyoruz.

    tüm bu graham bauer meselesine çok kıl olsam da biraz daha bekleyip görelim diyorum. ancak graham in karısı olan, demi moore a benzeyen, şimdiye kadar ki 24 kadınlarının muhtemelen en güzeli olan ve mariyln gibi süper seksi bir isme de sahip olan hatunun jack le olmuş olan ilişkisine ne demeli. hele hele casting insanlarının büyük itinayla arayıp tarayıp hem jack e hem de kim e benzeyen oğlanı bulup jack in yeğeni olarak tanıştırmaları da neyin nesi. muhtemelen yazarlar o kadar korkunç bir yöne sapıp jack in gayrimeşru oğlu olarak josh jr. bauer demeyeceklerdir, ama bunun sezdirilmesi için bu kadar çaba niye?

    son bir nokta da, 6. bölümde ortaya çıkacağı reklamlarda görülen philip bauer kişisi hakkında. 80 yaşındayken bile 2 metre boyunda olan bu adamın jack bauer gibi kısa bir oğlunun olmasına tamam dedik. ama dizideki tüm aktörlerden kısa olan jack bauer in dizideki kendisinden kısa tek adamla kardeş çıkması ve bu iki hobbit kardeşin james cromwell gibi bi adamın oğulları olması bana göre dizinin bu sezonki belki de tek komik tarafı.

    ---spoiler---


    (ridleyscott - 24 Ocak 2007 21:03)

  • comment image

    divxplanet çevirmenlerinden alish s06e17'de yerlere yatırmıştır..

    --- spoiler ---
    jack yine 10-15 elemanın arasına dalar ve hepsinin canına okur, öldürmediği adam kalmaz.. jack işi bitirdikten sonra olay yerine gelen ajan doyle'un tepkisi hayranlıkla karışık şöyledir:

    -damn jack

    alish'in çevirisi:

    -yok artık jack
    ---
    spoiler ---

    yerlerdeyiz..


    (parma maniac - 13 Nisan 2007 02:21)

  • comment image

    yıllardır ne kadar maymunluk yapsalar da ilk iki sezondaki havasına asla yaklaşamayan dizidir, ki bunu da en çok 3. sezondan itibaren değişime uğrayan senarist kadroya ve bu kadronun her nedense bir türlü 2. sezon şablonu dışına çıkmak istememesine bağlıyorum.. nedir bu şablon:

    - teröristlerde nükleer bomba var biyolojik gaz var milyor kişi ölecek
    - jack bu işleri bırakmış ama geri dönmesi lazım muhakkak, her şey ona bağlı, eski teröristlerden birini tanıyor falan.. jack en fazla yarım saat naz yaptıktan sonra iş başına geçiverir..
    - jack'in önceki sezondaki olayların bir sonucu olarak saçma sapan bir sorunu var, tutuk biraz
    - aaa bak sen şu işe önceki sezondaki başkanın x'i (x elemanıdır {aday, kardeş, rakip}) bu sezonda yeni başkan olmuş aaa aaaaaaaa!
    - o arada alakasız bir aile ile tanışıyoruz ve bu ailenin mutlaka salak bir çocuğu var (bkz: #8961672).. saçma sapan bu aile hikayesi bir süre sonra asıl olaya akıl almaz bi şekilde bağlanıveriyor, efendim işte aile teröristmiş de ama aslında biri ikisi teröristmiş de öteki fert masummuş da yok aslında o masummuş ama biz ötekini masum sanmışız da bak bak bak ne kadar ilginç.. neyse işte bu aile hikayesi de birkaç bölüm sürdükten sonra bitiveriyor..
    - aradan oradan jack'e aşık bir karı kız bulunur.. ilerleyen saatlerde jack bu kadınla iş arasında seçim yapmak zorunda kalır, tabii ki işi seçer arası bozulur kadınla..
    - hikayenin bir yerinde jack ölecek gibi olur ama son anda hayata döner bak sen şu işe aman yarabbim gerçekten soluk kesici..
    - eski sezonların yıldızlarından 1-2 karakter yeni sezonda ister 1 bölüm ister 10 bölüme yayılmış şekilde olsun toplamda 10-15 dakika oynadıktan sonra bok yoluna gider ölüverir gereksiz bir şekilde.. jack ise bu can ciğer dostunun ölüme yaklaşık 25 saniye üzüldükten sonra hayatına devam eder..
    - mandy isimli dizinin en karizmatik ve çekici karakteri en son ortaya çıkalı 36 saat olmuşsa şöyle 2-3 bölüm bir görünür tekrar..
    - bu arada illa ki bir müslüman teröristimiz var ama sonraki bölümlerde görüyoruz ki meğer arada iyiler de çıkıyormuş o müslümanlardan.. gerçek bir hayat dersi..
    - jack saatlerce ctu'yu peşinden sürükler, laf dinlemez, teröristler dışında bir de ctu'dan kaçmakla uğraşır, sonunda haklı çıkar ctu'yu da yola getirir.. bu esnada önceki sezonlarda jack'in bu halini tecrübe etmiş bir karakter (son bikaç sezondur fiks chloe oldu bu da) jack'ten yana olur gizli gizli yardım eder..
    - teröristlerden kallavi bi tanesi bulunur ama işte başkandan af gelmeden konuşmayacaktır, gelir bu af.. olmadı bu terörist bir şekil tehdit edilir konuşturulur..
    - hikaye iyice sıkıcılaşıyor mu? hah hah hah biz de karakterleri gereksiz gereksiz öldürmeye başlarız o zaman.. çünkü karakter ölüyosa dizi heyecanlıdır ve hikaye vurucudur yani bu kadar kolay bu iş çok zekice di mi abi..
    - dizinin gerçek zamanlı olmasının hikayeyi ilginçleştiren bir olgudan ziyade artık senaristlerin canını çok fena sıkan, onların gözünde kendilerini kısıtlayıp ayak bağı olan bir şey olduğunu üzülerek farkederiz.. eski sezonlarda ince ince elenip dokunan bu olgu her yeni sezon iyice sallanır, ayrıntılar iyice özensizleşir.. telefonlar arandığı anda açılır, şehrin bir ucundan ötekine 10 dakikada gidilir, normalde en az 30 dakika alacak bürokratik işler 3-4 dakika sürer vs. vs.
    - bu arada bir de ctu'ya saldırıldı ya da işte türlü katakulli ile çalışması sekteye uğratıldı teröristlerce.. hah güzel seyirciyi oyalıyoruz ama çok uzatmayalım sıkar bu, 1-2 bölüm sonra her şey normale dönüversin ctu'da
    - konuşan kişinin verdiği bilgiyle asıl teröristbaşı bebek katili kahraman yakalanır, o da bülbül olur konuşur ve/veya ölür gider
    - ama işte asıl tehlike geçmemiştir.. aaa ama o da ne teröristbaşı ölse de geride bir şey bırakmış hah bunun ipucuyla gittik bulduk yok ettik hoop güvendeyiz artık..
    - son saatte de jack'in bayık duygusal çalkantılarını falan seyrederiz, ah jack vah jack yazık oldu sana diye sezonumuz biter

    işte bu şablon da bir yere kadar olduğundan senaristler 6. sezonda öyle böyle değil gerçekten çok fena sıçmışlardır.. ilk bölümden itibaren "artık bu saatten sonra eski sezonlardan daha iyisini yazamayız e hadi aynı şeyleri tekrarlayalım gitsin işte" düşüncesine girdikleri çok belli, çok sırıtıyor..

    halbuki hikayeyi ilginç kılmak için illa aynı şablona, illa jack-başkan-ctu üçlüsüne, illa bir kocaman bombaya, illa öncekinden daha üst düzey bir haine vs. ihtiyaç yok.. ilk sezonda da alt tarafı bir başkan adayı ve jack'in ailesi vardı, yine de zıplaya zıplaya izliyorduk.. bu diziyi izlettiren şey bombanın veya komplonun büyüklüğü değil.. işte salak senaristler bunu anlarsa yeniden heyecanla izleyebileceğimiz bir dizi olacak 24..


    (386 dx - 4 Eylül 2007 05:05)

  • comment image

    arkadaşlar çok akıllı, reklamdan önce saat veriyolar:

    01:28:37

    e bunu bi de italik yazınca iyice fena oluyoruz, elimiz ayağımız kesiliyo tabii, reklâm bitiyo, dizi başlayacak, saati veriyolar gene ille:

    01:34:12

    waaaa, diyoruz, vay be, biz reklâmları seyrederken de hikâye ilerliyo tabii, ulan gâvur yapıyo valla...


    (16bg - 26 Eylül 2002 15:28)

  • comment image

    --- spoiler ---

    8. sezonun başında dana walsh'ın köstebek çıkmasına betsson 8.40 oran veriyordu, arlo 3.20 ile favoriydi. yüklü girmiştik arlo'ya milleti oyalayıp duruyordu. 10 lira da jack'e sallamıştık ne olur ne olmaz deyip, 250 iyi orandı. yattık yine. önümüzdeki sezonlara bakıcaz artık.

    ---
    spoiler ---


    (federal - 24 Mart 2010 00:29)

  • comment image

    --- spoiler ---

    8x20'de başkan'ın yüzüne telefon kapadığı charles logan'ın yanındaki adamına durumu çaktırmamak için kendi kendine telefonla konuşmaya devam etmesi 8 sezonluk dizinin en komik sahnesidir. 24 dizisini izlerken ilk defa bir sahnede kahkaha attım.

    ---
    spoiler ---


    (gecmisiolmayanadam - 5 Mayıs 2010 11:32)

  • comment image

    --- spoiler ---
    son bolume kadar ctu icindeki dana walsh'u sorgulayan polisin cesedi ne olacak diye endise ettigim dizi. hos halen orada sanirim. birkac gune kokar heralde.
    ---
    spoiler ---


    (dem10 - 26 Mayıs 2010 13:11)

  • comment image

    senaryoyu tahmin edemeyelim diye her bölümde bomba ihanetlerle karşılaşa karşılaşa apıştığım bir dizi haline geldi ikinci sezon.

    jack: mr pesident, beni hemen tutuklatmanız lazım, biraz önce farkettim, hainmişim.
    mr president: mümkün değil be cek'im, az evvel kendimi tutuklattım.


    (atkuyruklukertenkele - 17 Kasım 2003 23:15)

  • comment image

    "sienbisii-amaideğile" kanalında bir sürü dizi var. "malcom in the middle" diye bir dizi var mesela, bu diziyi sürekli
    "malkomindımidıl birazdan" diye anons ediyorlar. ya da according to jim dizisi var; "az sonra ekordingtucim başlıyacak" deniyor. tarantino'nun şiddetiyle kurosawa'nın kurgusunu köyümüzün yağmurlarıyla sentezleyen "boomtown" dizisi de aynı şekilde "bumtavn şöyle bumtavn böyle" diye anons edilenlerden. "bafidıvempayırsıleyır", "voçingelli" yine orjinal isimleriyle hayatımıza girmiş diziler.

    fakat bir de 24 dizisi var bu "sienbisii-amaideğile" kanalında. o bet sesli sienbisi amcası bu diziyi sürekli "yirmidört" (yazıyla yirmidört) diye anons ediyor. "yirmidört heyecanı kesintisiz, yirmidörtün 2.sezonu, yirmidört yarın, yirmidört bu akşam, turkcell'in sunduğu yirmidört", hep yirmidört yani. bilmiyorsanız ben söyleyeyim. 24'ün ingilizcesi "twenty-four"dur ve "tuventifor" yahut "tuvenifor" (ayrıntılı bilgi için turklerin ingilizce yanlis telaffuz ettikleri) diye okunur.
    yanlış anlaşılmasın, benim en sevdiğim kanaldır "sienbisii-amaideğile". ingilizceyi de pek severim, turist kızları yatağa atarken ve sevişme esnasında terbiyesiz isteklerimi karşı tarafa bildirmek için sıklıkla kullandığım dildir. bütün bunları yazmamın sebebi şeydir, bu aslında bir entry değil, bir dışbank reklamıdır. ya evet. sonuna kadar okuduğunuz için teşekkür ederiz. ayrıca eyco da aslında bir dışbank reklamıdır.


    (konor - 8 Aralık 2003 13:58)

  • comment image

    jack bauer müthiş yetenekli bir ctu ajanı olduğu için, ya da bir gün içinde ortalama 2.6 kez amerikayı türlü beladan kurtardığı için değil, kim bauer gibi en olmadık malzemeden bela yaratabilecek şımarık bir kevaşeye sabırla 3 sezondur babalık yapabildiği için tapılası bir insandır. umuyorum ki 3. sezonda derviş sabrı bitecek, kim'e bir patlayacak, pir patlayacaktır. adam field work'te, terörist kovalıyor, başkan'ın hayatını kurtarıyor, işkenceye maruz kalıyor, mermer falan dişliyor, arada kim kızımız, mallığına doymasın, kıçının üzerine oturduğu halde başını belaya sokuyor. sonra ara ctu'yu, beni babama bağlayabilir misiniz? çok acil bik bik konuş. horonzbu ya. almeida'dan ümitliyim, bir zaman gelecek, kallavi bir kafa oturtacak kıza, verecek eline ön dişlerini.
    -tony ben yine bi bok yedim, bugün 4. oldu ama beni yine karakola götürüyolar, tutuklıycaklar. babamla konuşcam ben.
    -kimcim jack şu an müsait değil, görevde. ben müsait olunca bağliim seni. he mi?
    -ama şok aciiill. görüşmem lazııaam.
    -kim, zamana karşı yarışıyoruz resmen şurda, afedersin kaç saattir uyumuyoruz sıçmıyoruz, kıçımızdan ter damlıyor, bomba patlayacak diyorum sana ya, bekleyemez misin iki dakka?
    -walla bi dakka sadece, görüşmem lazııaam.
    -eaaah lan kevaşe aptallığın sarışınlığından mıdır senin bre! birinci sezonda kaçırdılar anladık bir aksiyonun vardı, ki o da senin mallığından yine, ikinci sezon zorlama durdun, aslan kaplan çıkardılar karşına, konuyla alakan yoktu ama sen yine tuttun o ortamda başını belaya sokmayı başardın, aha yemin ediyorum bi sezon daha böyle gitmez bak allahın adını verdim, dinime imanıma döndüre döndüre döverim seni.
    evet, tony'den umutluyum. doğacaktır bana vaadettiği günler hakkın.


    (chaucer - 23 Nisan 2004 04:40)

  • comment image

    gerçekten de dizideki tüm karakterlerin her söyleneni tek seferde anlamasına hayranım.

    - mr prezidınt. saunder, almeyda'yı domaltmamı istiyor los encılıs meydanında, izninizi bekliyorum.
    - alla alla, ne biçim istek bu böyle. neyse, gerekeni yap.
    - peki efendim.
    çat!

    başkan iç ses: almeyda'ya niye dolma aldırtıyorlar anlamadım. iyice saçmalamaya başladı bunlar da.

    aha gitti göt.


    (atkuyruklukertenkele - 21 Şubat 2005 09:34)

  • comment image

    cek denen abi telefonla kimle konuşursa konuşsun diyalog şu formatta geçiyor:
    - mistır pırezidınt! size bahsettiğim konuda karar vermenizi bekliyorum.
    - cek. karar verdim. yap onu!
    - tenk yu mistır prezidınt.
    çat! cek telefonu başkanın suratına kapatıyor.

    - almeyda
    - toni, hemen bir harekat timi hazırlat, baskına gelsinler.
    - yah!
    çat!

    ebenin çat'ı. ulan ne saygısız adammışsın sen be. telefonu açarken bi hal hatır sormak yok, kapatırken bir "görüşmek üzere", "allaha emanet" yok. karşındaki dediğini anladı mı anlamadı mı dinlemek yok. çat!

    hayır bişey değil, bana da bulaştırdı bunu lavuk. karizmatik geldi ilk başta. bi de zaten zırt pırt görüştüğüm adamdır, sadece mevzuyu konuşup kapatayım, gereksiz geyikle zaman israfı yapmayayım dedim, aldım başıma belayı. e olmuyor ki mna koyim.

    dilili dili dilili dili
    - efendim
    - akk
    - evet abi, buyur.
    - bizim şirket mail'ine bi dosya gelecekti, baksana bi.
    - hemen bakıyorum abi.
    çat!

    dilili dili dilili dili
    - efendim
    - olm ne kapatıyon hemen.
    - pardon abi. dinliyorum.
    - gelen dosyayı kontrol et, sorun yoksa filmciye gönder.
    - tamam abi, anladım.
    çat!

    dilili dili
    - efendim
    - şimdi geliyorum, kımıldama bi yere.
    - yah!
    çat!

    halbuki ben eskiden ne güzel diyaloglar kurardım telefonda.

    dördüncü sezondaki tiplemeler için "türkler öyle değil bi kerem, bizi yanlış tanıtıyorlar" diye tepki göstereceğimize biraz da bu meseleyi gündeme getirmek lazım. düzelsin efendim ordaki telefon diyalogları; saygılı, her insan evladına örnek muhabbetler cereyan etsin.

    - mr prezidınt, merhaba efendim. ben sitiyudan ajan bavır, cek bavır.
    - evet cek,.
    - saygılarımı sunarım efendim, nasılsınız?
    - sağol cek, bildiğin gibi devam işte. seni dinliyorum.
    - şimdi efendim, bizzat sorguladığım bla bla bla.
    - tamam, yap sen o işi.
    - peki efendim, teşekkür ederim. sağlığınıza duacıyız tüm teşkilat. allah sizi başımızdan eksik etmesin. şimdi müsadenizle telefonu kapatacağım efendim. ya da siz kapatın efendim, bekliyorum.
    - tamam cek, kolay gelsin.
    - sağolun efendim. size de allah kolaylık versin.

    budur işte olması gereken.


    (atkuyruklukertenkele - 21 Şubat 2005 09:35)

  • comment image

    hakkında yapılan eleştirilere bi tarafla gülmek isterken gülünç duruma da düşmemek gerekir.

    tamam, dizinin keyfini alamamış, aksi, somurtuk kişiler "hata bulacam, kulp takacam" deyü kastırıp "adam yemiyo içmiyo, sıçmıyo, çişe giderken bilem görmedik. olur mu la böyle dizi." diye üfürükten sallıyorlar. eyvallah. "ama onlar federal ajan, sıçmama eğitimi almışlar" diye taşağa sarmak yerine oturup ciddi ciddi cevap veriyorsan ofsayta da düşme bari birader. ne demek "her bölümde 4 dakikadan oluşan 4 reklam arası var, bu da eder 16 dakika. çarpı 24, eşittir 384 dakika. seyircinin görmediği bu 6 buçuk saatlik vakitte her haltı yiyebilir bizimkiler"...

    demeyin böyle, güldürmeyin kimseyi kendinize. bu iddianın cevabı bu değil, olmamalı, olamaz da. düşünebiliyor musunuz, cek helikopterle adam kovalarken 4 dakikalık reklam arası girdi. hemen inişe geç - en yakın kafeye koş - çatır çatır afedersiniz sıç - sonra gene uçuşa geç. 4 dakikada ne sıçabilirsin ki? boku yarım kaldıysa bir sonraki reklam arasını bekleyip taksit taksit mi sıçacak adam? ayrıca boku yarım kalan, götü kaşınan bi adamdan vatana millete hayır mı gelir?

    - ceeek, çabuk olm, reklam bitiyor.
    - geldim geldim

    sonra bi bakarız ki arkadan tuvalet kağıdı sarkıyor. beni de sıkboğaz etseler donsuz bile çıkabilirim bi sonraki sahneye.

    hayır yani, sanki dizi boyunca bir adamı aralıksız gösteriyorlar da 4 dakikaya hapsettik görünmeyen kısmını. cek var, palmer var, toni var, terörist var, kaltaklar var, kurbanlar var derken en baba adama bile bölüm başına 10-15 dakikadan fazla düşmüyor.

    - ceeek, hadisene olm, reklam bitiyor.
    - çok pis cırcır olmuşum çes, yönetmene söyle palmer, mişel falan koysun bol bol. oy oy!

    hikaye itibariyle özel işleri görmeye vakit bulamamak ise kastedilen, cek için zor olabilir tabi. ordan oraya sekerken sıçmaya vakit bulamayabilir ama bir palmer akşama kadar masa başında oturuyor. reklam arası süresinde ya da cek'in, teröristin, toni'nin, mişel'in ekranda olduğu süre boyunca bir fil kadar bile sıçabilir. hem de en first shit'inden.

    uzattıkça boku çıktı, farkındayım.

    bi de ne götünü tutamayan milletmiş bunlar ki kurgu hayatlarında bile sıçmaya zaman ayırmalarını bekliyoruz.

    bizim de milletin götüne bu kadar takmamız enteresanmış vesselam.


    (atkuyruklukertenkele - 28 Şubat 2005 12:51)

  • comment image

    dizinin genel akışı şu şekildedir:

    jack: chloe çok acil uydu görüntülerine ihtiyacım var,uyduyu ayarla

    chloe: jack mumkun diil tepemde 3 kişi var her hareketim izleniyor

    jack: ben anlamam chloe bu işi 5 dakka içinde hallediyosun,çaat!

    10 dakika sonra

    jack: chloe cok acil uydu goruntulerine ihtiyacım var,uyduyu ayarla

    chloe: jack mumkun diil sistem giriş kartımı aldılar yapamam

    jack: ben anlamam chloe bu işi 5 dakka içinde hallediyosun,çaat

    tamam jack delikanlı çocuk,cengaver falan ama bu nedir kardesim? her başı sıkışınca chloe'yi aramalar gerisine karışmamalar bu mudur yani ajanlık

    bi kere de soyle gelismiyo ki diyaloglar

    jack: chloe cok acil uydu goruntulerine ihtiyacım var,uyduyu ayarla

    chloe: jack mumkun diil uydu arızalanmıs,ustalar bi saatten once duzeltemeyiz diyolar*

    jack: ben anlamam chloe bu işi 5 dakka içinde hallediyosun

    chloe: yok ebenin ... jack!

    jack: anlayamadım ne diyosun chloe?

    chloe: fuck diyorum jack, fuck yourself diyorum annıyo musun,ne laftan annamaz adammıssın lan, bozuk lan uydu uzaya mı cıkıyım napıyım,bi işi de uydusuz hallet,çaat!


    (daysleeper - 10 Nisan 2006 10:47)

Yorum Kaynak Link : 24