The Dressmaker (~ Düslerin Terzisi) ' Filminin Konusu : Dungatar adında kırsal kesimdeki bir kasabada doğup büyüyen Myrtle 'Tilly' Dunnage (Kate Winslet), hakkındaki cinayet suçlamaları nedeniyle genç yaşta annesini ve doğduğu toprakları geride bırakmak zorunda kalmıştır. Çok uzun yıllar sonra hasta annesine bakmak için geri döndüğünde ise Tilly çok farklı bir insandır: Güzel giyinmeyi bilen, korkusuz, kendinden emin bir kadındır artık. Avrupa'nın moda başkentlerinde gördüğü eğitim sonunda çok iyi bir terzi olmuştur. Kısa süre içinde kasabanın kadınlarını tamamen baştan yaratır kıyafetleriyle. Ancak tek niyeti insanlara giyinmeyi öğretmek değil, ona iftira edenlerden de intikamını kendi bildiği şekilde almaktır.
The Reader(2009)(7,6-225609)
Brooklyn(2015)(7,5-113996)
Labor Day(2014)(6,9-44312)
A Little Chaos(2015)(6,5-17576)
kate winslet'ın başrolünde olacağı, aynı isimli rosalie ham romanından uyarlanan film. yönetmen uzun süredir bir film yönetmeyen jocelyn moorhouse olacak. http://www.screendaily.com/…ssmaker/5055851.article
(zeddicus zu l zorander - 13 Mayıs 2013 14:04)
şöyle bir fragmana sahip, 6 kasım'da vizyona girecek olan kate winslet ve liam hemsworth filmi.--- spoiler ---avustralya'nın kırsal kesimdeki bir kasabada doğup büyüyen myrtle 'tilly' dunnage, cinayetle suçlanınca genç yaşta annesini ve doğduğu toprakları geride bırakmak zorunda kalmıştır. yıllar sonra hasta annesine bakmak için geri döndüğünde ise tilly güzel giyinmeyi bilen, korkusuz, kendinden emin bir kadın ve çok iyi bir terzidir. kısa süre içinde kasabanın kadınlarını tamamen baştan yaratır. ancak asıl niyeti insanlara giyinmeyi öğretmek değil, ona iftira edenlerden intikamını kendi yöntemleriyle almaktır.--- spoiler ---(bkz: düşlerin terzisi)
(benim adim ebruli - 29 Ekim 2015 22:42)
daha bir gün önce ankara devlet tiyatrosu'nun sahnelediği macbeth'i izleyip, bir de bugün üstüne sağlam kısımlarından birini "cadı" tilly'nin* ağzından duyunca istemsizce salonda "höööh" dememe neden olmuş film. tabi söz konusu kate winslet da olunca bir an için dün ankara'da izlediğim macbeth'i bugün londra'da izlemiş gibi oldum."double, double, toil and trouble;fire burn and cauldron bubble.fillet of a fenny snake,in the caldron boil and bake;eye of newt and toe of frog,wool of bat and tongue of dog..." abi kate winslet ya... neyse.film, bir avustralya romanından uyarlanmış. geniş açı lensle çekilmiş kimi sahneler muhteşemdi. genel olarak görsel olarak tatlı bir film. arada melodram esintileri olsa da aslında bir tragedya var perdede. "kitle" ve baş düşmanı olan "birey"in muazzam bir savaşı anlatılıyor. masalsı sonu ve müzikler harika.
(seven shots of jager - 7 Kasım 2015 21:38)
son zamanlarda izlediğim en güzel filmlerden biriydi. bunun en büyük sebebi de kate winslet tabi. şu sanırım ne dediğimi anlatmak için yeterli.
(aspirinforte - 10 Kasım 2015 23:49)
film müzikleri ve kıyafetleriyle çok iddialı. hırs, intikam, saflık ve çarpıtılmış gerçeler çok güzel bir şekilde işlenmiş. kesinlikle izlenilmesi gereken sinemaskop çekim formatına uyan mükemmel bir film.
(cemidrama - 12 Kasım 2015 05:42)
masal gibi film...
(bugun saat 6 gibi sarki soyluyodum - 13 Kasım 2015 09:21)
komedi müzikal kategorisinden yürürse kate winslet'e golden globe adaylığı getirmesi yüksek ihtimal olan, judy davis'in ise yardımcı kadın oyuncu oscar adaylığına kesin gözüyle baktığım, sadece keyifli vakit geçirmeyi beklerken baya baya beğendiğim film. kate winslet gerçek bir sinema yıldızı olduğunu hatırlatıyor; materyal bu kadar güçlü olmasa bile sırf onun için izleyebileceğinizi hissediyorsunuz.edit: a.b.d. gösterim tarihi belli değil sanırım filmin. ödül adaylıkları yalan olur tabii o durumda.
(lecterhouse - 13 Kasım 2015 16:11)
the reader'dan sonra ilk defa hunger games cakmasi bir filmde kotu kadin olarak izledigim kate'ciimin oynadigini gorunce zaman buldugum gibi gittigim film.keyifli zaman gecirdim. kate winslet'e bir guzel doydum. oyunculuklar, muzikler gayet guzeldi. senaryoya bir sey diyemem, kitaptan uyarlanmis. kitabin konusuna bir sey diyeceksem basit bir konu bence. farkli bir seyler dusunulmus ama uzerine cok kafa yorulmamis. --- spoiler ---teddy ve tilly arasindaki aşka benzer seyi cok gercekci bulamadim. bunda son derece seksi erkegimizin kizimizdan oldukca kucuk gostermesi etkili olabilir diyecegim ama the reader filminde de kate winslet kendisinden yasca kucuk biriyle iliski yasiyordu ve o cok dokunakli, gercekciydi. daha iyi bir elektrik olusturulabilirdi aralarinda. bilemedim. ayrica teddy'nin, tilly'nin yaninda ölen ikinci kisi olmasi acaba bize tilly'nin gercekten lanetli olabilecegini gosteren bir senaryo oyunu muydu, bunu da bilemedim. ama sacma olmus. ikisi birlikte köylülere köyü zindan edip kacsalarmis daha guzel olurmus. (sanirim dag gibi adamin boyle sacma bir sekilde ölmesini yediremiyorum suan)bir de köyde hic cocuk yoktu diye hatirliyorum. bu bir ayrinti miydi bilemedim. çocuk goren yazar varsa mesaj butonumu yesil renge cevirebilir. (cocuk yoktu derken, tilly'nin buyuklugunun gectigi zamanda cocuk yoktu. tilly'nin cinayetle suclanmasindan sonra herkes kisir mi oldu nedir, neyse.)sonlara dogru herkesin birden patir patir ölmesi, gitmesi sinirimi bozdu biraz. sonunda da bu köylülerden bir halt olmayacagini anlayan tilly'miz yine oldukca abartili bir yontemle köyden ayriliyor.--- spoiler ---puanım: 6/10
(percykaan - 14 Kasım 2015 17:43)
imkanınız varsa türkçe'nin hiç bulaşmamış olduğu bir halini izleyin filmin. --- spoiler ---kate ve liam'ın -bence- tutmayan kimyası ve "you moved" bahsinin ilk söylendiği andan itibaren "çekildin" şeklindeki çevirisi olmasaymış daha keyifli bir film olurmuş da... bu haliyle güç bela vasat üstü kaldı benim için.--- spoiler --- hikaye gizemli ve masalsı ama buna rağmen "kitabını alıp da okuyayım" hissi uyandırmadı film ve her zaman iddia ettiğim gibi; iyi bir kitap uyarlaması o kitabı okuma isteği uyandırmalıdır, henüz okunmadıysa.
(iz - 15 Kasım 2015 17:27)
sinemada vizyondaki en iyi filmlerden birisi. çok dingin bir şekilde devam edip biten film sizi zaman zaman güldürüp bazen inanılmaz gerip bazen de ağlatabiliyor. filmde ki kıyafetler anca bu kadar güzel olabilir dedirtti bana. ayrıca baş rol oyuncusu kate winslet harika bir performans sergiliyor. müzikleri de sizi alıp başka dünyalara götürüyor.izleyin derim. pişman olmazsınız
(lian yu - 19 Kasım 2015 23:30)
118 dakikalık, 2015 yapımı film.öncelikle credits: rosalie ham.güzel ve becerikli oyuncu kate winslet bu yıl steve jobs'da ki rolü ile akademiye aday fakat imkanım olsa oradaki rolü ile değil buradaki performansı ile aday klasmanını değiştirip "hadi bu arkadaşınızı da aranıza alın" diye ödül gecesine yollar ve sinsice olacakları izlerdim. keza kendisinin dressmaker'dakı sağlam performansı bunu hakedebilirdi.bunun dışında fazla sürükleyici ya da hareketli olmayan bir uyarlama olan yapımda, mekan, saç ve kostüm tasarımları da oldukça güzeldi. zaman etkisi düşük görünse de, tavsiye edilebilecek, değişik bir coğrafyada geçen, başarılı bir uyarlama drama.6 / 10.her eve imdb
(karinca beli - 20 Şubat 2016 19:22)
hugo weavingin canlandırdığı çavuş horatio farrat favorim olmak üzere neredeyse tüm kasaba halkının ayrı ayrı çatlak olduğu dolayısıyla bana göre komedi unsuru ağır basan epey eğlenceli bir film.kate winslet'ın hala çok güzel olmasının yanında filmin başlangıcında yer alan western tınısındaki müziğin(the dressmaker opening titles)güzelliğini de belirtmeden geçmemek gerek elbette.bahsettiğim şarkı da dahil olmak üzre filmin soundtrack'ında yer alan şarkıların listesi ve elbette dinlemek isteyenler için link:(bkz:http://www.cdbaby.com/m/cd/davidhirschfelder3)
(sonumutlubitmeyenmasal - 21 Şubat 2016 00:36)
--- spoiler ---içinde dram, komedi, intikam pek çok şey olan ama klişe olmayan film. sonunda ne bir zafer ne bir çöküş var. oscar sezonunu kaçırması bence kötü olmuş; en azından yardımcı oyuncu adaylıkları olurdu davis ve sevgili hugo ile. kesinlikle yavan veya boş bir film değil, sadece ritmi değişiyor.müzikler süper. kasaba halkının da allah belasını versin.edit: ayrıca evet kate winslet daha yaşlı görünüyor ama filmde çiftimiz 35 yaşında bir ikili. yani erkek biraz genç, kadın biraz yaşlı gösterse aslında olmayacak şey de değil.--- spoiler ---
(woody - 29 Şubat 2016 20:03)
insan üzerinde etki bırakan filmler kategorisine adaydır. oscar törenlerinde kate winslet artık yaşının vücudunu taşıyor dedikten sonra izledim. filmde aynı vücut ölçüsüyle oynuyor, fakat filmin döneminde herkesin bugünkü gibi sıfır beden olup modaya girmediği modasını tamamıyla hissettiriyor. hikayesi belki çok da gerçek olmayan bir ortam olduğu için oldukça akıcı ve her duyguyu verebiliyor. oyuncuların da hakkını verdiği bir film olmuş, beklediğimden daha eğlenceli çıkması ve beklenmeyen gelişmelerle şaşırtmayı başarmış. --- spoiler ---kate winslet gerçekten elbiseye göre vücut değil, vücuda göre elbise kavramını işleyebilecek nadir oyunculardan olmuş. filmin temasını yansıtması açısından iyi bir seçim. filmin çekim alanı oldukça boş fakat bu boşluk ve tiyatro sahnesi havası rahatsız etmiyor, görseli ayarlayanların marifeti bu da. e finalde de onu yapmasaydı izleyen oh çekemezdi.--- spoiler ---
(bademinnesesi - 4 Mart 2016 14:11)
masalsı bir öyküyle su gibi akan film.kate ablamız hatrına izlenir elbette. ancak kate winslet yerine başka bir aktrist olsa bu denli dikkat çekecek bir film de değil.filmin en güzel yanı, ilk yarısı komedi, ikinci yarısının da dram olmasıydı. büyüklere masallar.
(29 mayis 1453 gunu hasta olan yeniceri - 5 Nisan 2016 08:57)
kimse yazmamış çok ilginç ama bana fazlasıyla dogville'i hatırlatan film.küçük ve ahlaklı bir kasabada yaşayan insanların o sözde ahlak kavramının aslında bağnazlıktan başka bir şey olmadığının işlenişi ve tabi dogville'de grace'in yaptığı gibi tilly'nin de kasaba halkına hakettikleri cezayı verip kasabayı terketmesi falan arada büyük benzerlikler vardı.diğer unsurlara gelirsek; kıyafetler, anlatım, bol abartılı draması bol sahneler, kendine has o fantastik havası, izole kasaba hayatının, o toz dumanın arasında pastel tonlarda kıyafetleriyle kadınlar.senaryosu, oyunculukları, atmosferi, sanat yönetmenliğiyle genel olarak uzun zamandır beklememe değmiş filmdir. bu kadar güzel malzeme varken filmde kalkıp da yaş farkına takılmamışlar mı insanlar, mikeyim sanat anlayışınızı!sırf sonunda o bir top kırmızı kumaşın tepeden aşağı yuvarlandığı sahne için bile izlenebilecek harika bir kara mizah örneği olmuş.
(masalbeg - 9 Nisan 2016 22:40)
thy ile yaptığım seyahat esnasında rastgele seçip izlediğim, güzel başlayıp bence gerçekçilikten uzaklaşan ama uzaklaşma sürreal nitelikte olmadığından insanı etkilemeyen bir senaryoya sahip film.hal böyle olmakla birlikte buraya bu filmi yazma sebebim thy'nin filmin bir sahnesinde yaptığı çeviri.filmi ingilizce orjinalinden türkçe altyazı seçeneği ile izledim. bir sahnede kate winslet, en doğru şekilde ölçü almak için elbise diktiği kadınların soyunmasını istediğinde annesi ona kızarak lezbiyen mi oldun diyor. çeviride ise kelime bir anda çatlak oluveriyor. kendilerini tebrik ediyorum. çeviriyi tam yapmayıp üstüne üstlük çatlak gibi bir kelimeyi layık görerek izleyenleri müthiş bir şekilde kötülüklerden korumuş oldular.apronda deve kesen zihniyet, şaşırmamak lazım tabi.
(ekmek kaciran bozo - 29 Mayıs 2016 13:24)
filmin dayandığı en temel nokta tilly'nin annesinin de söylediği gibi ''onlar için çalışıyorsun ama ne yaparsan yap seni sevmeyecekler'' 'dir. güzel kelimesi az bence muhteşem bir film. imdb 'de puanı da 7.1'dir şuan için. temeli güzel olduğu kadar karakterleri de oldukça sağlamdır. yalnız çocuğunu büyütürken hiç bir şey yapmasına gerek kalmadan yaşadığı çevrede 'yollu, yoldan çıkmış' diye etkilenen kadın,haliyle bu kadından olduğu için dışlanan çocuk (babası tarafından bile),tüm şeytanlıkları yapıp nasılsa toplumda bu kişiler etiketli diye suçları bu insanlara atan iyi eğitim görmüş (buradaki topluma göre) başka bir kadın,elinde karşısındakine yardım edecek çare bulunmasına rağmen karşısındakinin düştüğü durumu tanrı'nın cezası diyip hiç bir şey yapmayan adam,yeri geldiğinde karısına raporlu delisin diyip yeri geldiğinde (diğer kadınlarla da ilişki yaşamasına rağmen) ilacını verip uyutarak ilişkiye giren sapık, ruh hastası koca,geldiği yeri unutup ona yardım edenleri daha çok ezen 'nankör' bir sindirella,büyük bir aşk sunup her şeyi yoluna koymuşken tam tilly'i lanetten kurtarmışken aniden ölen bir superman,ve sürekli insanları değiştirmek için çırpınan, onu sevsinler diye uğraşan, önce laneti, tüm suçu kendinde gören; sonra aslında cehennemin kendisi değil de başkaları olduğunu fark eden her şeyi kül eden bir kadın. ''till dunnage, is no longer cursed''oldukça başarılı bir yapıt olmuş, kate winslet 'in o duru güzelliği ve başarılı oyunculuğunu izlemek de ayrı bir keyif oldu. edit: fondaki müzikleri de inanılmaz güzeldir.
(french goddess - 1 Temmuz 2016 02:38)
3 kere izleyerek abarttığım film. ahlakçı toplum anlayışının coğrafya değişse de aynı kaldığını gözler önüne seren en iyi filmlerden biri.
(renkliatki - 25 Temmuz 2016 18:00)
jocelyn moorhouse'un yonettigi, kate winslet'in canlandirdigi myrtle roluyle avustralya sinema ve televizyon sanatlari akademisi en iyi kadın basrol oyuncusu odulu'nu kazandigi, dram turunde 2015 amerika yapimi film.myrtle tilly dunnage*, avustralya'nin dungatar kasabasinda annesiyle yasayan ancak 10 yasindayken bir cocugu oldurmekle suclanip kasabadan surgun edilen ve 25 yil sonra intikam arzusuyla ayni kasabaya geri donen bir kadin. film, 1950'li yillari ele alan bir donem filmi. kasaba halkinin annesiyle birlikte nefret ettigi ve disladigi myrtle, artik kullandigi diger ismiyle tilly, kasabadan surgun edilip aradan gecen 25 yil boyunca dunyanin unlu moda baskentlerinde calismis, cok yetenekli, iyi bir terzi ve iyi bir tasarimci, korkusuz, guclu bir karakter. molly, kizi surgun edildikten sonra yavastan delirmeye baslayan, kendini eve kapatan, kasaba halkinin onu tek basina olume terkettigi hasta bir kadin. kasaba halkinin ne kadar kotu ve ne kadar cirkin insanlar olduklarini en iyi bilenlerden biri. en basta kizini tanimazdan gelse de film boyunca aralarindaki iliski yari eglenceli yari dramatik bir sekilde devam ediyor. tilly, surgun edilmesine sebep olan ve hayati boyunca lanetlenmis oldugunu dusundugu olayi kendisi de cok net olarak hatirlamiyor ve hem olayi acikliga kavusturmaya hem de kasabadakilerin gozunde aklanmaya calisiyor. bu arada da tum terzilik yetenegiyle kasaba kadinlarini birer dior, chanel moda evinden cikmis gibi bastan yaratiyor. the hunger games serisiyle yakindan tanidigimiz liam hemsworth ise teddy karakteriyle oldukca etkileyici bir adam olarak karsimiza cikiyor. film, insanlarin ne kadar ahlaksiz ne kadar vicdansiz olabildiklerini, kendi cikarlari ugruna ne kadar acimasiz olabileceklerini basarili bir sekilde yansitiyor izleyiciye. kucuk bir tasra kasabasi olmasina ragmen yasanan evlilik disi iliskiler ve birbirinin tum gizli sakli seylerini bilen bir halk. suru psikolojisiyle hareket ediyorlar, birbirlerinin cikarlarini gozetiyorlar ve azinlik olani, daha gucsuz goruneni dislayip en ufak bir sucu onlarin uzerine yikmakta beis gormuyorlar. tilly'den nefret ettikleri halde sirf onlari guzellestirdigi icin yuzune gulup arkasindan en acimasiz sekilde elestirmeleri ve onu katil olarak suclamalari bu durumun en belirgin orneklerinden biri. cavus farrat'in yillarca herkesten sakladigi feminen tarafini en sonunda gizlemeye gerek gormemesi guzel bir sahne olmus. bu cesareti tilly'nin guclu karakterinden ve cesurlugundan etkilendigiden dolayi gosterdigini dusunuyorum.teddy'nin o naif o samimi o guleryuzlu hali kisa da olsa guzel bir ask hikayesi izletiyor bize. hicbir bayikligi olmayan guzel bir romantizm hali. tilly'i oldugu gibi kabul etmesi, kafasindaki supheleri gidermesi icin ona yardimci olmasi, molly' e ve tilly'e olan ilgisi vs. hepsi cok guzel. ozellikle de tilly'e gel burdan kacip baska yere gidelim demesindeki naiflik insanin icini isitan turden. film boyunca o kadar istiyorsunuz ki teddy ve tilly'nin o cirkin kasabadan ve sacma sapan insanlardan kacip gitmelerini, mutlu olmalarini.--- spoiler ---teddy'nin olmesi sanki tilly'nin ''ben lanetliyim'' inancinin bir kaniti gibi. eminim ki pek cogumuz filmin sonunda sadece tilly'nin degil teddy ve tilly'nin birlikte kasabayi yakip birlikte cekip gitmelerini gormek istedik. --- spoiler ---yer yer eglenceli yer yer dramatik sahneleriyle ve bazi absurdlukleriyle degisik bir film ancak toplum elestirileriyle ve insanlarin duygu durumlarini, tepkilerini, bakis acilarini yansitmasiyla da gayet basarili bir film olmus bence. sirf kate winslet'in guzelligini, etkileyiciligini ve judy davis'in basarili performansini izlemeye bile degecek bir film.
(aspetto - 10 Ağustos 2016 17:22)
Yorum Kaynak Link : the dressmaker