Çıkış Tarihi     : 13 Ekim 2015 Salı, Yapım Yılı : 2015
Türü                : Cinayet,Drama,Gizemli
Taglar             : dizi başlığı olarak karakter adı,Bir sözcük dizisi başlığı,Seri başlığı olarak soyadı,polis,Polis dedektif
Ülke                : İngiltere
Yapımcı          :  Kudos Film and Television
Yönetmen       : Tim Fywell (IMDB)(ekşi), Jessica Hobbs (IMDB), Richard Laxton (IMDB)
Senarist          : Abi Morgan (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Stellan Skarsgård (IMDB)(ekşi), Nicola Walker (IMDB)(ekşi), Lesley Manville (IMDB), Eddie Marsan (IMDB)(ekşi), Adeel Akhtar (IMDB), Georgina Rich (IMDB), Owen Teale (IMDB), Turlough Convery (IMDB), Roy Thorn (IMDB), Michael Maloney (IMDB), Sorcha Cusack (IMDB), Steve Nicolson (IMDB), Jim Norton (IMDB), Josef Altin (IMDB), Peter Bankole (IMDB), Pippa Bennett-Warner (IMDB), Lydia Leonard (IMDB), Franz Drameh (IMDB), Shannon Tarbet (IMDB), Steve Edwin (IMDB), Ali Craig (IMDB), Stacha Hicks (IMDB), Souleiman Bock (IMDB), Andrew Byron (IMDB), Jon House (IMDB), Stefan Kalipha (IMDB), Louis Mahoney (IMDB), Scott Hunt (IMDB), Jane Jeffrey (IMDB), Anamaria Marinca (IMDB), Adjoa Andoh (IMDB), Youssef Berouain (IMDB), Soo Drouet (IMDB), Amelia Lowdell (IMDB), Fady Elsayed (IMDB), Julian Lewis Jones (IMDB), Jacqui Boatswain (IMDB), Lucy Formby (IMDB), Cathy Murphy (IMDB), Helen Anderson (IMDB) >>devamı>>

River ' Dizisinin Konusu :
River is a TV mini-series starring Stellan Skarsgård, Nicola Walker, and Lesley Manville. John River is a brilliant police inspector whose genius lies side-by-side with the fragility of his mind. He is a man haunted by the murder...



  • "son opeth şahaseri."
  • "muhteşem bir opeth şarkısı. pale communion albümlerindeki favori parçam. her saniyesi bir başka güzel.keşke sürpriz yapsalar da konserde* yabıştırıverseler."
  • "müthiş ibeyi şarkısı. spotify'da bir playlistde denk geldim, o günden beri de dinliyorum."




Facebook Yorumları
  • comment image

    muhteşem bir opeth şarkısı. pale communion albümlerindeki favori parçam. her saniyesi bir başka güzel.
    keşke sürpriz yapsalar da konserde* yabıştırıverseler.


    (quiet thunder - 23 Mart 2015 10:09)

  • comment image

    bbc one'ın 2015 yapımı 6 bölümlük mini dizisi.

    üzerimde yarattığı etkiye dair söze nasıl başlasam bilemedim ama diziye stellan skarsgard* var diye başlamıştım. benim gibi cinayet suç araştırma dizilerinin ölü soğukluğundan uzak duran biriyseniz 6 bölümlük şu iş için skargard varlığı ikna edici olabiliyor. iyi ki de olmuş çok başka bir iş.

    dizi inanılmaz bir gerçekçiliğe sahip ve bunu halüsinasyonlar gören bir karakter üzerinden götürüyor. harikulade işlenmiş bir esas karakter var. iyiliğe, kötülüğe ve vicdana ait manifestleriyle hayatta var olmaya çalışan bir karakterden bahsediyorum.

    karakter işlenişi kadar olmasa da kurgu başarılı. yaratılan sorularla, soruların yanıtlanması arasındaki ayar çoğu dizide olmayan bir incelikte işlenmiş. sözler, ikilemler, gri londra'yı bir anda ısıtan ve insanı tezatıyla şoklayan müzikler.

    her şeyi bir yana bir de işin alt metnine konuşlandırılmış londra'nın istenmeyen göçmenleri var. etnik çeşitliliği, ait olamamışlığı, alt kültürü ele alan mesajları güzel yedirmiş sahneler mevcut.

    nerede konuşacağız bir daha lan az daha öveceğim özgürce.

    --- spoiler ---

    şahsımın diziye bu kadar bağlanmasında etkili olan river'ın yaşamı, büyük oranda john milton'ın "the mind is its own place and in itself can make a heaven of hell, a hell of heaven." sözüyle özetlenebilecek bir hayat. dış dünyada o kadar yalnızlaştırılmış ki kendi zihni ona yeni insanlar sunmuş. dış dünyayla bağını çözdükçe sevdiği insanlardan bile uzaklaşmış. tam da bu noktada stevie* ile olan o yoğun dillendirilememiş bağdan konuşmak gerek. river ve stevie birbirine tutturulması beklenen yapboz parçaları gibi, öylece kalıyorsunuz izlerken.

    yaşanmamış ama yaşanmışlıktan çok daha fazla değer taşıyan o yemek sahnesi... mesela river hiç sahip olamadığı anneye, stevie ise hiç sahip olamadığı oğluna atıf yapar bu sahnede. tam da river'ın özetlediği gibi; "it should be more than one word for love."

    river'ın yaşadıkları o kadar sahici ve onarılmaz geldi ki günlerdir etkisindeyim dizinin. iyi ki izlemişim be. hof.

    ---
    spoiler ---.


    (nick dusunurken yazarligi kacirdim - 11 Kasım 2016 00:31)

  • comment image

    diyaloglarıyla beni kendisine çeken, yer yer ise ucu açık bırakılmış cümlelerle dolu mini dizi. keşke mini olmasaydı dedirtiyor insana.

    açıkçası şizofreninin en tatlı halini görebilirsiniz bu dizide. ayrıca river abimizin aşk tanımı sanırım hissettiğimiz duyguyu gösteriyor.


    (babasini bakkala gonderen cocuk - 24 Aralık 2016 03:26)

  • comment image

    an itibariyle abd itunes listelerinde bir numaraya oturmuş ed sheeran ve eminem işbirliği olan şarkı. eminem'in dokuzuncu stüdyo albümü revival'ın ikinci resmi single'ı olarak yayınlandı.

    şarkının ilginç olacağını tahmin ediyordum. öyle de olmuş. ed sheeran'ın kendi albümlerinde sıklıkla görebileceğiniz pop/trap tarzı eminem'in stiliyle buluşmuş.

    bu şarkı piyasayı rahatlıkla alır, ses getirir. görünen o ki eminem billboard hot 100 için hedefi on ikiden vurmaya devam ediyor. birkaç yıl öncesi için bu isim rihanna iken şimdi sheeran. yine çok isabetli bir seçim. geçen albümünde the monster'ın yaptığını bu albümde "river" yapacak gibi.

    die hard rapçiler bu şarkıya burun kıvırıp geçer ama şarkı geniş kitlelere ulaşmayı başarır diye düşünüyorum.

    sheeran ve eminem'in tuhaf bir kombinasyonu olan bu şarkıyı beğensem de sheeran'ın rap yapmasını, sadece nakaratı söylemek yerine verse'lerden birini de söylemesini tercih ederdim. başka bir deyişle şarkının daha rap ağırlıklı olmasını beklemiştim çünkü sheeran'da bu potansiyel var.

    şu an bu şarkıyla birlikte sheeran abd itunes listesinde bir tür rekor kırmakla meşgul. şov yapıyor adam.

    abd itunes:

    1. river
    2. perfect (solo versiyon)
    3. perfect (beyonce düet)
    4. perfect (andrea bocelli düet)

    ilk dört şarkıya çökmüş durumda, bunun üçünü de aynı şarkıyla yapıyor.

    şarkıya geri dönersek, albümün listelerde en başarılı single'ı olacağı açıkça belli. bb100'ın zirvesini görür mü, bilmem ancak radyoları alır. walk on water çok hızlı düştü ve radyoları hiç etkileyemedi. "river" radyolarda bayağı ses getirecek gibi.

    yalnız küçük bir not düşmek isterim. herkesin her fırsatta gömdüğü sheeran şu an resmen 2000'lerin efsanelerini hot 100'da sırtında taşıyan kişi.

    yine turnayı gözünden vurdun eminem.


    (complainst - 16 Aralık 2017 02:00)

  • comment image

    eminem'in yeni revival albümünün ed sheeran ile düeti ve üçüncü teklisi.

    teknik kısımlara girmeden,

    river berbat olmuş bir ilişkinin kürtaj ile son bulmasını anlatıyor.

    hikayemiz şöyle: bir adam karısını aldatıyor. karısı bunu öğreniyor. daha sonra adamdan intikam almak için bizim eminem ile yeni bir ilişkiye başlıyor. em kullanıldığını biliyor ve misilleme olarak o da kadını kullanmaya başlıyor. bir yerden sonra işler sarpa sarıyor.

    adam kadının yaptığını öğrendikten sonra da kadını terk ediyor. bu da em ile ilişkilerinin bittiği zamana denk geliyor.
    daha sonra em bıraktığı ve kullandığı kadının evliliğinin bittiğini ve kendi çocuğuna hamile olduğunu söylüyor ve olayın ciddiyetine varıyor.

    ed sheeran -ki em ile ilk ortak işleri- güçlü bir nakarat ve günahlarından arınmak isteyen bir adamı canlandırıyor.

    nehir ise bir incil göndermesi.

    bendeniz tarafından yapılan şarkı çevirisine ise buradan ulaşabilirsiniz.


    (walkyrie - 16 Aralık 2017 17:26)

  • comment image

    harika bir polisiye dram dizisi. oyunculuklar süper. konu içeriği bir polisiyeden fazlası; iç dünyalarımızın gizemi, farklılıkların önemi, göçmen olmanın zorlukları ve insan ilişkileri vs

    --- spoiler ---

    john river karakteri halüsinasyonları olan üstün zekalı, sosyal yönü zayıf farklı bir karakter. bu aslında onun zenginliği, kontrol edebildiği sürece çözüme gitme yolu. iş ortağı, dostu ve aslında aşık olduğu kadını kaybetmek hayatı yeniden sorgulamasına ve geçmişi ile yüzleşmesine kadar gider. stevie ile olan diyalogları olumluya yönelmesini sağlarken, halüsinasyon karakterlerinden en çarpıcısı gerçek bir karanlık, kötü karakter olan thomas cream ise onun karanlık tarafı ile yüzleşmesini sağlıyor ki benim de favori karakterim bu. ingiliz yapımı olarak kendilerini eleştirmeleri, göçmenlerin duygu ve düşüncelerini aktarabilmeleri diziye ayrı bir güzellik katmış. john river'in parçalanmış ruh yapısını toparlayanlar ise onu sevenleri olmuştur, oysa ki onun mottosu 'we're born alone, we live alone, we die alone'dur. katil tahmin edilebilir bir karakter. kan bağı her zaman sevgiyle örülmemiştir.

    ---
    spoiler ---


    (alizavra - 4 Mart 2018 20:50)

  • comment image

    "bu dünyaya herkes ayak uyduramaz." diyen john river'ın eksantrik öyküsü. dizinin konusu (ufak tefek hatalarına rağmen) iyi de, atmosferi ve renkleri başlı başına o kadar muhteşem ki; grinin, yeşilin ve özellikle de canım mavinin harikulâde tonlarını kullanmışlar. o yüzden, kasvetli ve depresif havası bile rahatsız etmiyor insanı. ingiliz yapımı olmasına rağmen iskandinav yapımı izliyormuş gibi de hissediyorsunuz. tabii bunda stellan skarsgard'ın da etkisi var. ah, bir de öylesine müthiş müzikleri var ki, bestecisi harry escott'ın ellerine sağlık, questionnaire'ı fonda her duyduğumda dağıldım gittim! dizi müziklerine en son forbrydelsen'de bu kadar kaptırmıştım kendimi.

    --- spoiler ---

    dizinin ana karakteri river, genelgeçer kurallara göre "normal" biri değil, ne kadar çabalasa da olamıyor. o çabayı göstermesi için onu teşvik eden yegâne insanı da kaybedince iyice dağılıyor, kendisinden kurtulmak isteyen kodamanlara gün doğuyor. aslında dikkatli, prensipli biri: "ben iyi bir memurum. ama bu dünyada bu yeterli değil. bu dünyada selam verip, biraz gülümseyip, biraz da içip 'günün nasıldı' diye sorabilecek bir durumda olman gerekiyor. bu dünyada hiç kimse farklı ya da tuhaf olamaz. ya da hasarlı. yoksa seni kilitleyiverirler." diyecek kadar her şeyin farkında. ama insanlardan kaçıp sığındığı hayaletler onu en azından gözlerden ırak olabileceği kadar huzurlu bırakmıyor.

    ortağı stevie'nin öyküsü ise river'dan daha derin, daha hazin. lakin o, toplumun gözünde normal sayılabilecek şekilde takılmayı biliyor, river'a da bunu öğretmeye çalışıyor ama geçmişin hesapları onu da farklı yönden içine çekip boğuyor.

    ---
    spoiler ---

    dizide birbirinden sarsıcı, o kadar anlamlı replikler geçiyor ki...

    "korkman gereken kişi, tamamen güvendiğin kişidir."

    "kafandaki kan basıncından nefret edersin, çünkü sana, o ölüyken senin yaşadığını hatırlatır. bu, bir tür delilik."

    "eski günahların büyük gölgeleri olur."

    "hiç olmadığını düşündüğün zaman gücünden vazgeçersin."

    "tek başınayken yalnız hissediyorsan, kendine küssün demektir."

    "artık etrafta hiç ağaç kalmamış. oksijen yok. temiz hava yok."
    (river'ın bu tepkiyi verdiği sahnede aklıma canım istanbul'un getirildiği hâl geldi, coğrafyalar farklı olsa da dertler aynı diye düşündüm.)

    "- tek başıma olmayı severim.
    - ben de. tek başınayken, olduğun gibi davranırsın."

    ayrıca shakespeare'in bir sözü de geçiyor; son iki maddesini o kadar kendimden buldum ki, mottom yaptım:
    “herkesi sev, birkaçına güven, hiç kimseye yanlış yapma."

    dizide göze batan, saçma gelen noktalar yok değil; river'ın "ilhamla" şıp diye olayları çözmesi ya da ira'nın eşinin hastanede river'a döktürdüğü tirat mesela. ayrıca finaldeki dans sahnesi yüzünden bile diziden soğuyabilirdim de, river'ın insanlara güven konusunda sarf ettiği tüm o sözler o kadar haklı geldi, karakterden o kadar etkilendim ki, o kusurları görmezden gelerek diziye 9/10 puanı gönül rahatlığı ile verdim.


    (martin jacques mystere - 16 Eylül 2018 00:34)

Yorum Kaynak Link : river