anlattığı hikaye sonunda filmden mutsuz çıkıyorsunuz ki bu bence filmin vermek istediği mesajı başarıyla ilettiğini gösteriyor. hollywood elinden çıkıp da gerçekliğe bu kadar yakın ve acımasız filmler pek izlemiyoruz.

bir parantez de josh brolin'e açmak lazım. ardı ardına izlediğim everest ve sicario ile burnu kalkık adamları da abartısız ve hakkını vererek canlandırdığını gösterdi bana. filmin de en etkili oyuncusuydu diyebilirim.

(destroy everything - 20 Eylül 2015 15:22)

izlerken sıkmayan, güzel bir film.
narcos dizisini bitirmemi müteakip izlediğim için havaya girmiş de olabilirim bilemiyorum ama bence izlenmesi vakit kaybı değildi ve verdiğim paraya da değdi.

--- spoiler ---

ama filmin bence temel bir kusuru var. o da başroldeki fbı ajanı kadının başrolde olması! yani arada ölse de filmi rahat rahat izlesek diye düşündüm. kurbanlık koyun gibi paçasından şişirip kolunu bacağını kestiği insanları salkım salkım sallandıran meksika'daki uyuşturucu kartellerine karşı mücadele yürüten cıa, kurduğu ekibe bu fbı ajanını da almış o da gördüğü her şeye bir trip bir şaşırma içinde... ulan fbı'da da ekip şefi mi ne bok bir de. fbı'cının tepki gösterdiği olaylara da bakarsak; cıa, meksika mafyasına karşı kolombiya mafyasının önünü açmak için ittifak yapar mı? adamlar sauron'la bile ittifak yapar amk sen ne konuşuyosun. ya da cıa bir sorgu metodu olarak işkenceyi kullanır mı? ulan adamların bu iş için kurduğu okulu var okulu! veyahut da cıa yargısız infaz yapar mı? ya bi sktr git... şimdi film bir tempoda akarken, olaylar gelişirken bu başroldeki kadın bir de yancısı ( ki o da fbı ajanı, hem de ırak da falan da bulunmuş) hep bir şekillerde, bir triplerde "aa o öyle mi olur" "aa bu böyle yapılmaz"... e amk sen teletabi misin? yani bu karakterleri efendim bir hukuk içilik, bir doğrucu davutluk kabilinden filme monte etmiş olabilirler. e ama filmi sktin attın. bir de bu mevzu dışında senaryo da çok incelikli değil. standard holivud film konseptinden ayrılmadığı için olabilir. sağlam üzerine düşünülse, karakterler ve olayların gelişimi biraz daha oturtulsa bence film daha güzel olurdu. ama sonuçta eldeki malzemeyi beğendim mi beğendim izledim mi izledim. puanım 7/10.
--- spoiler ---

(cezamuhakemesihukukuyediomrumu - 22 Eylül 2015 16:46)

üstümden kamyon gibi geçmiş filmdir, imdb ne der bilmem ama benim için gerilim filmlerinin şahıdır. bu noktada müziklerden sorumlu olan johann johannsson'un müthiş katkısından da bahsetmek lazım. son derece rahatsız edici, insanı koltuğua çiviliyen o açılış sahnesinde bu abimizin müziğinin müthiş etkisi vardı. filmin tüm sahneleri ile örtüşen ve genel atmosferini belirleyecek kadar dominant olmuş bir soundtrack benim şu güne kadar az rastladığım bir durum. son olarak filmi izlemeyenlere belki çok bir şey ifade etmeyecek olsa da johann johannsson'un bu çalışmasının tamamını dinlemek isteyenler şöyle buyursun:

http://noisey.vice.com/…the-new-sicario-by-composer

(tededfred - 30 Eylül 2015 22:57)

kaliteli filmdir. tipik ağır mafya vs. azimli polis hikayesi değil. dolayısıyla hikaye olarak tatmin edici. karakterler çok tutarlı yazılmış, abartıya kaçılmadan, mantık sınırlarını zorlamadan. iyi de oynandıkları için izleyeni etkiliyorlar. müzikleri ve mekanları da filmin hikayesine ve karakterlerine yakışacak derecede güzel. geriye de yönetmen kalıyor. zaten kendini ispat etmiş yetenekli bir adam dennis villeneuve. bu film de bana kalırsa yaptığı en güzel iş oldu.

görüntü yönetmenliği filmin bonusu oldu benim için. biraz ilgili olanlar filmi izlediklerinde anlayacaklardır. roger deakins yılların tecrübesi. kendi kalitesini göstermiş. düşük ışıkta çekilen tünel sahnesi, termal kamera kullanımı, aksiyon sahnelerinin güzelliği... ne bir odaklama hatası, ne bir çerçeveleme sorunu, ne yanlış ışıklandırma... kusursuzdu filmin görüntüleri. aksiyon sahnelerinde kullanılan "kaçak dövüşme" moduna girilmemişti. ağır ağır, tane tane gördük aksiyonu. mesela ilk ev sahnesi mükemmeldi. atmosfer olayını da aşmıştı roger dayı. meksika sahneleri gereken pis, sıcak, boğucu atmosferi hissettirdi. tünelde de karanlık, gerici atmosferi hissettirdi. amerika-meksika farkı için tercih edilen mavi-sarı ton farkı sıradan olsa da çok güzel verilmişti. filmin geneline hakim olan ağır tempoyla uyumluydu renk atmosferi. sürekli değişmiyordu ışıklandırma. her sahnede farklı farklı izleyeni yoran ışıklandırma yoktu. korku filmlerinde olur genelde. hani sürekli karanlık tutarlar sahneleri veya kırmızı mor tonlarda tutarlar. testere gelsin aklınıza. polislerin olduğu sahneler bile karanlıktı mesela. parlak bir şey görmek imkansızdı filmde. izleyen kopmadan, gözleri kamaşmadan tüm filmi aynı atmosferin içinde izliyordu. aynı öyle. tabi daha ağır tempoda, daha detaylı. anlattıkça anlatası geliyor insanın. coen kardeşlerin filmlerinden bile daha iyiydi görüntü yönetmenliği diyeceğim utanmasam. onlarda deakins ile çalışır. ışık oyunlarını güzel yaparlar. neyse, burada kesiyorum.

(met mo - 5 Ekim 2015 23:46)

konu uyuşturucu kartelleri olunca insanın ister istemez ilgisini çekiyor ama film gişe filmi değil, zaten anadolu yakasında topu topu 2 sinemada oynamasından anlaşılıyor. bu filme kim para verir diyip çoğu sinema gösterime sokmamış büyük ihtimal ki diğer abuk türk komedi ve cinli filmleri nasıl vizyona sokuyorlar o da ayrı tez konusu.

denis villeneuve filmi ağır çekmiş(slow motion değil sakin), öyle aksiyondan aksiyona çatla patla yok. daha çok işin psikolojik yanı ön plana çıkarılmış. gerilim dozu yüksek tabi bunda müziklerin katkısı büyük. benicio del toro yine efsane tabi, josh brolin kıvamında, emily blunt ise başrolde ve oynadığı karakterin psikolojisini bazen anlamakta güçlük çekiyorsunuz ama yine de sırıtmıyor.

illa sinemada para verip izlemelik bir film değil bence, bekleyip evde rahat koltuğunuzda izlemeniz daha verimli olabilir.

(thalos - 8 Ekim 2015 10:09)

beklentilerinize ve işlenen konularla alakadarlığınıza göre çok iyi veya vasat olarak değerlendirilebilecek bir film. şahsi görüşüm fevkalade olduğu yönünde.

--- spoiler ---

açacak olursak;
oyuncular kesinlikle çok oturaklı. belki fbi ajanımızın bir kadın olması hayatın olağan akışına aykırı görülebilir. (cinsiyetçi değilim) ancak itiraf edelim söz konusu emily blunt'sa görmezden gelinebilir. ayrıca zenci "buddy" arkadaşımız klişeliğe en yakın karakter lakin seyir zevkini bozacak kadar değil.

oyunculuklar bir aksiyon-gerilim filminden beklenmeyecek kadar iyi düzeyde. emily ablamız ağlarken kalkıp gözyaşlarını silesiniz geliyor. benicio del toro abimiz mimiksiz fakat kusursuz. josh brolin ağzına vurmalık bir gevşek rolünde, ancak abartı, yapay hiç bir tarafı yok. yeri gelmişken; o ultra ciddi operasyon öncesi yaptığı "password" espirisinde yarıldım.

evet gelelim film "ne anlatıyor" ve "nasıl anlatıyor"a: senaryo aynı dünyada bulunmamız dışında pek bi alakamızın veya bilgimizin olmadığı amerika-may god bless- ve acımasız kartel arasındaki ilişki-çatışmayı anlatıyor. şahsen kartel bilgim breaking bad ne anlattıysa o; alayı o.ç. afedersin. film bu kapsam da çok çarpıcı veya farklı birşey anlatmıyor: kartel gerçekten acımasız; meksika kimin ne yaptığı belli olmayan, kimseye güvenemeyeceğiniz bir ülke; amerika, "greater good" adına bazı ihmal edilebilir yaramazlıklar yapabilir; kitabına göre yaşamak bir erdemdir fakat bunu yapabilmek bazen sizin gücünüzü aşabilir; intikam, yemek masasında alınır^* vb. film bütün bu konuları gayet yerinde bir dozajda, akıcı ve doğal bir biçimde vermeyi bence başarıyor. kurgu ilk başlarda, aşina olmadığımız birimler devrede olduğundan biraz zorlayabiliyor. benicio'nun tam olarak kim olduğu konusu halen bulanık bende mesela. uzattım farkındayım.
asıl konuya, filmin taktik-gerilim boyutuna gelirsek; lone survivordan bu yana, bu kadar güzel, özel operasyon sahneleri izlememiştim. sınırdışı operasyon işlendiğinden dolayı , filmlerde çok değinilmeyen delta force ekiplerine yer verilmesi baştan ilgi çekici.(bkz: delta force) delta tim liderinin "koskoca" fbi ajanlarını "mallık yapıp adamlarımı vurmayın" şeklinde azarlayışı birçok şeyi açıklar nitelikte. gerilimin had safhada olduğu konvoy sahnesi çok çok iyi kotarılmış. müzikler gerilim konusunda özellikle takdiri hakediyor.

sonuca gelecek olursak; film beklendiği üzere kesinlikle entelektüel bir haz vadetmiyor. çok beklentisi olmayan, değinilen konulara nötr olan arkadaşlar için sıkılmadan izlenebilir düzeyde. ancak askerlik, özel operasyonlar, delta vb. elit birimlere ve özelde amerika-kartel olayına yönelik biraz olsun merakınız, okumuşluğunuz varsa ve lone survivor sizi kesmediyse bu film kesinlikle izlenmeli.
--- spoiler ---

(saladinthewise - 20 Aralık 2015 00:13)

ekibin alacakaranlıkta tünele girdiği sahne sinematografik açıdan muazzamdır. http://giphy.com/gifs/unsugrsy4pydg

(eternity and a day - 25 Aralık 2015 12:51)

yıl sonu geldiği için artık rahatlıkla kıyaslama yapabiliriz: 2015'in en iyi hollywood yapımlarından. basit kurgulardan ötesini anlayamayanlara karmaşık geleceği için filmi beğenmeyenler olması normal. şu filme aksiyon ve gerilim yok deme cürreti gösteren bile var.

--- spoiler ---

filmin başlarında ön planda olmayan benicio del toro'nun film ilerledikçe hitman (sicario) olduğunu anlıyoruz. medellin kartelinden olan grieving lawyer'ımız scario cia tarafından eğitilir ve mexica kartelinin liderini öldürmesi için önü açılır.

bence filmdeki tek tırt karakter ve tek kötü oyunculuk emily blunt'ın zenci fbi arkadaşındaydı.

--- spoiler ---

edit: iyi ki film ile alakalı bir entry girip başlığı sol frame'e taşıdık. daha önce filmin adını duymamış olanlar ve normalde yolu bu film ile hiç kesişmeyecek tipler filmi izlemeye başladığı için daracık dünya algılarıyla gelip filme laf ediyorlar. sen filmi sözlükte görmemiş gibi yap ve izleme, olmaz mı? anlayacağın dilden; sen izleme ulan ayı. çünkü yanlış gelmişsin.

(hiko seijuro - 30 Aralık 2015 23:11)

--- spoiler ---

filmin senaryosunda aslında boşluklar yok. çünkü o boşluklar aslında güncel bilgiler ve senaryonun yola çıkış noktası da bu güncel bilgiler. tabiki bu bilgilerden dünyanın diğer ucundaki bizler haberdar değilsek senaryo boşmuş gibi geliyor. ben bildiğim kadarıyla anlatmaya çalışayım.

(bkz: meksika uyuşturucu savaşı)
meksika uyuşturucu kartellerinin yükselişi kolombiya'daki kartellerin (ki bunlardan biri filmde de adı geçen pablo escobar'ın medellin'i) kökünün kurutulması sonucu boşalan piyasanın meksikadaki kartellerin eline geçmesiyle başlıyor. ardından da meksika devleti bu gidişata savaş açtı.
diğer mesele de cia'in buradaki rolü. cia bu savaş sırasında çokça kere çift taraflı oynamakla, kartellere destek vermekle suçlandı. en büyük kanıt da cia'in içindeki (güncel tabirle) paralel yapılanmalar olarak sunuldu. bizdeki jitem tarzı yapılanmalar.

filmde kızın ve siyahi elemanın yaşadığı ikilemin sebebi de bu. biz bir iş yapacağız ama kimin için yapacağız?
diğer elemanların ellerinde belli bir miktar yetki var ama belli ki bunu aşacaklar bunu da gizlemek için kağıt üzerinde sorunsuz bir operasyon için kıza ihtiyaç duyuyorlar (daha sonra filmin gidişatında onu yem olarak falan da kullanıyorlar). zaten filmin tamamında da kağıt üzerinde sorunsuz bir operasyon oluyor.

kızın üzerinden okursak film, tam bir psikolojik gerilim filmi. psikolojik gerilim türü zaten filmde karakterin verdiği kararlar ve bu kararları hangi koşulda neden aldığına dayanır. yani tutup "ya bunlar neden mal mal operasyona gidiyor?" "neden şikayet etmiyor?" "neden şöyle? neden böyle?" dedirtmek zaten filmin amacıdır. bu sorulara da izleyen filmden aldığı küçük detaylar ile cevap verir, senaryo cevap vermez buna. bu da zaten bir psikolojik gerilim filmini iyi film yapan özelliklerdir. benim anladığım kadarıyla bu filmde "malı arap faikten alıyorduk.." gibi başlayan her ayrıntıyı anlayan bir tirat olsa filmin iyi film olacağını düşünenler olmuş. onlar 2. sınıf gişe filmlerinde oluyor.
mesela ben kendi adıma kızın bu kadar sorgulamasına rağmen her operasyona sazan gibi atlamasını bilgi toplayıp sonrasında da böyle bir edward snowden'vari bir iş yapma dürtüsüne yordum.

filmle ilgili asıl nokta düzeni yok etmek değil, düzeni kendi istediğin gibi kontrol edilebilir biçimde dizayn etmek.filmde de cia'in amacı kartelleri yok etmek değil, meksika kartellerinin yerine kontrol edilebilir kartelleri düzenin başına geçirmek. bu vesileyle de düşmanımın düşmanı benim dostumdur felsefesiyle hareket ediyorlar. burada güncel olaylarla analoji kurabiliriz.
yök'ü kapatacağız diye iş başına gelip, yök'e kendi istedikleri adamları atamak.
ya da 1973 şili darbesi, 12 eylül, ziya ül hak vs. bunların hepsi düzeni kendi istediğin gibi kontrol edilebilir biçimde dizayn etmek.

--- spoiler ---

(ters1adam - 24 Ocak 2016 03:48)

--- spoiler ---

şu sahne bana göre filmin en güzel sahnesidir.

ilk bakışta kendilerini belli eden ve silahlarını açıkça gösteren kartel elemanları dikkat dağıtırken, sonradan gelen ve kate'in vurduğu meksika polisinin de esiri öldürmesi gerekiyordu. kate'e ateş etti çünkü bütün ajanlar araçlardan çıkarken esirin olduğu araçtakiler esiri korumak için araçta kalacaklardı, polis de dolu gördüğü aracı hedef alacaktı.

gerçekçilik bakımından çok üst düzeyde, mükemmel bir aksiyon sahnesi.

edit: link
--- spoiler ---

(topsycreats - 27 Mart 2016 00:34)