Red Eye (~ Gece uçusu) ' Filminin Konusu : Lisa Reisert uçak yolculuğundan nefret eden bir kadındır. Miami’ye yapmak zorunda kaldığı gece uçuşu sırasında terörün yanıbaşında olduğunu fark edecektir. Uçağın havalanışından kısa süre sonra Lisa’nın yanındaki koltukta oturan Jackson adlı bir adam, gayet nazik bir ses tonuyla bu yolculuğa çıkışının gerçek sebebini açıklar. Çok zengin bir işadamını öldürmekle görevlendirilmiş gizli ajandır. Lisa ise onun başarısının anahtarı olacaktır. Eğer işbirliği yapmayı kabul etmezse genç kadının babası bir suikastçi tarafından derhal öldürülecektir. Bu cinayet için Jackson’ın bir telefonu yeterli olacaktır. Yeryüzünden 10.000 metre yüksekteki uçağın içinde tuzağa düşen Lisa’nın kaçacak yeri yoktur. Babasının hayatını ve kendi hayatını tehlikeye atmamak için çevreden yardım istemeye de cesaret edemez. Saniyeler hızla ilerlerken zamanın azaldığını bilmektedir. Çaresizlik içindedir. Kendisini rehin alan acımasız kişiyi alt etmenin ve olası bir cinayeti önlemenin yolunu bulmaya çalışır.
Phone Booth(2003)(7,1-233547)
Disturbia(2007)(6,9-205142)
Panic Room(2002)(6,8-236550)
Flightplan(2005)(6,3-141604)
1 fincan filtre kahveye 1 shot espresso eklenerek yapılan içecek. sabah uyanamayanların yada uyku kaçırmak isteyenlerin içecegi. kızarmış gözler bonus.(bkz: black eye/@kahvedelisi) (bkz: dead eye/@kahvedelisi)* *
(kahvedelisi - 18 Aralık 2008 11:22)
amerika dahilinde batidan doguya, veya tersi durumunda yapilan uzun ucuslarin sabahin kor vaktinde vuku bulanlarina verilen ad, sabah beste kalkip 5 saat uctum indigimde gozler boyle kipkirmizi hesabi...cumle icinde 'hangi ucakla geliyosun?' "red eye la" seklinde kullanilir. (bkz: amerikan kopegiyim ondan ingilizce yaziyorum) (bkz: iki turkun ingilizce kullanarak anlasmasi)
(szap - 2 Kasım 2002 06:18)
soylenisi "jedi" gibi olan sozcuk obegi
(boyle buyurdu berdus - 5 Eylül 2005 21:15)
--- spoiler ---(bkz: kadına kafa koymak)--- spoiler ---
(stickboy - 11 Eylül 2005 22:27)
adının cillian murphy olduğunu buradan öğrendiğimiz irrite ötesi başrol adamının demet şener'in erkek versiyonu olduğunu film boyunca defalarca teşhis ettiğimiz filmdir kendileri aynı zamanda. bu kadar mı benzer yahu!
(toshiba - 12 Eylül 2005 08:32)
cillian murphy'nin psikopatik ve donuk ve deli mavi bakislari sayesinde, ortada gerilimli durum yokken bile, gerilmenin mümkün oldugu film. az gerilimli bir filmdir ama izlenesidir. nitekim, topu topu 85 dakikadir, sip diye biter, bunalmaya zaman kalmaz.--- spoiler ---hanim kiz rachel mcadams'in antin kuntin yaparaktan, yasli kadinin kitabina "teyze! beni kurtar, bu herif manyak!" manasina geldiginden süphelendigimiz bir not yazmasina kizan, cillian murphy'nin, rachel'a zort kafa atmasi takdire sayan bir durum olmustur. neyse ki, kurumsal bir hanim olan rachel, cool halini bozmamis ve ilerleyen dakikalarda, abiye süperli bir kafa atarak, intikamini almistir. kanaatimce, filmin sonunda ajda pekkan'dan sana neler edecegim sarkisinin çalmamasi, büyük eksikliktir. rachel abla, söyle salina salina "kolla kendini, sira bana geldi. kadinin fendi, erkekleri yendi" deseydi, her sey tamam olacakti.--- spoiler ---
(nelernelero - 12 Eylül 2005 12:14)
filmin konusu özetle şudur efendim; --- spoiler ---timoti hükümetler deviren, darbeler organize eden uluslararası bir şer cephesi (ki film boyunca ne yapmaya çalıştıklarını, amaçlarının ne olduğunu anlayamayız) için çalışan son derece çekici fakat gerektiğinde bir kadına kafa atabilecek kadar psikopat bir adamdır. artur abi ise ülkesinin iç ve dış güvenliği için her türlü şer odağına karşı savaşmaktan çekinmeyen gözükara, vatansever bir aile babasıdır. bok gibi parası olan bir iş adamıdır ve gittiği şehirlerde en lüks otellerde hep aynı suitte kalır. güleryüzlü ve babacan tavırlarıyla kaldığı otel personelinin sevgi ve saygısına mazhar olmuştur. hatta öyleki bazı otel çalışanları artur abiye hissettikleri bu manasız sevgi yüzünden sevdikleri insanların hayatlarını bile riske atabilirler. elizabet, artur abinin sık sık konakladığı otelin resepsiyonunda görevlidir. lakin ne iş yaptığı meçhuldur, müdür müdür eleman mıdır anlayamayız film boyunca. iş manyağı, yardımsever ve customer oriented bir kişiliktir. bir kaç yıl önce tecavüze uğramıştır ve göğüslerinin birinin üzerinde hala olayın anısı olarak bir bıçak izi taşımaktadır. yönetmen film sırasında bir ara sanki bu tecavüz olayına eğilecek gibi yapmış fakat sonra vazgeçerek izleyiciye feyk atmıştır, sanat yapmıştır. elizabet ayrıca lise çağlarında okulun kriket takımında başarıdan başarıya koşmuştur. bunu babasının evindeki odasında duran resimlerden ve hala niye gardropta asılı durduğu anlaşılamayan kriket formasından anlarız. elizabet'in istihdam edildiği beş yıldızlı süperlüks otelin resepsiyonunda bir de salak kızcağız çalışmaktadır. bu otel aslında öyle siktiriboktan bir zihniyetle yönetilmektedir ki koca resepsiyon iki kişiye emanet edilmiştir ve acil durumlarda, mesela bunlardan birinin büyükannesi ölünce diğeri 24 saat aralıksız çalışmak durumunda kalmaktadır. ayrıca bu otelin 24 saat aralıksız çalışan elemanlarının beyni erimeye karşı dayanıklı değildir. zira gecenin bir yarısı uçaktan arayan mesai arkadaşının bildirdiği tesisat sorunu nedeniyle müsterilerinin odalarını değiştirebilmektedirler. söz konusu müsterinin çok sıkı korunuyor olması hatta güvenliği uğruna sahil güvenlik ekiplerinin bir telefonla harekete geçirilebiliyor olması bile önemli değildir. böyle dallamadır bu otelin personeli, teknik servisi arayıp "hilmi abi yirmi üç sıfır beşin tesisatında bir sorun var diyolar doğru mudur" deme ihtiyacı hissetmezler. timoti ve şebekesi ise bu esnada artur abinin öldürülmesinin dünya şer odaklarının lehine bir durum olacağını ve dünyayı bir kötülük mabedine çevirme emellerine katkıda bulunacağını düşünmektedirler. artur abiyi öldürmek için ali babanın çiftliği tadındaki bu otelden daha iyi bir yer bulamayacaklarına karar verirler ve bir plan yapıp harekete geçerler.film de işte bu siktiriboktan planı anlatıyor aslen. iktidarlar deviren, darbeler yapan koca şer odağı artur abiyi öldürmek için çıkara çıkara şu embesil planı çıkarır; denizdeki bir tekneden atılacak roket o sırada odasında orta şekerli kahvesini yudumlamakta olan artur abi ve ailesinin bedenlerini parça pinçik edecektir. yalnız sorun şudur ki artur abinin suiti deniz tarafında değildir. dolayısıyla bir şekilde odasının değiştirilmesi gerekmektedir.bunun için de o esnada büyükannesinin cenazesine gitmiş olan elizabet kullanılacaktır. elizabet'in emekli olduktan sonra kendini kişisel gelişim kitaplarına adamış, balyayı sağlama almış babasının evinin önünde bir bıçaklı adam bulundurulmaktadır. bu adam vasıtasıyla elizabet'in artur abisinin odasını değiştirmesi sağlanacaktır. şer odağı, kızın babasını kaçırma gereği bile duymamıştır. plan aceleye geldiğinden olacak akıllarına gelmemiştir bu.plan doğrultusunda teşkilatın has adamı timoti elizabetle aynı uçağa biner. yanındaki koltuğu da allem eder kullem eder kapar. timoti önce kızın aklını alır sonra da uçak kalkar kalkmaz asıl niyetini söylerek bir kadına kafa atmak da dahil her türlü pisliği yapacağı bir aksiyonun içine balıklama dalar.bu andan itibaren bir sürü gereksiz aksiyon olur, kız kaçar çocuk kovalar. sonuçta olaylar şer odaklarının beklediği gibi gelişmez ve elizabet boğazına kalem saplamak, kafasına kriket sopası yerleştirmek, burnunun üstüne kafayı yapıştırıp merdivenlerden yuvarlamak gibi eylemlerle timoti'yi canından bezdirir. elizabet'e babası da katılır ve ikisi birden çocukcağızı mermi manyağı ederler. timoti ölür ve film biter. --- spoiler ---film arasında promosyon amacıyla dağıtılan beleş biralar bile filmin çektirdiği eziyeti unutturamaz. boşa giden saatler ömürden gitmiştir.not: bu entrydeki karakter isimlerinin filmdeki karakter isimleriyle uzaktan yakından alakası yoktur. tamamı götüm vasıtasıyla üretilmiştir.
(uchk - 13 Eylül 2005 14:17)
gerilim filmi olarak sunulmasına rağmen, sıkça gördüğümüz psikopat katil-sıradan vatandaş-aksiyon-macera-heyecan türünde olan, pek çok klişe barındırmasına ve zaman zaman boşlukta kalmasına rağmen, wes craven gibi bir ustanın elinde bir buçuk saatlik bir eğlenceye dönüşmüş film.--- spoiler ---cillian murphynin duraksamadan kafayı çaktığı bölüm favori sahnem olsa da, filmin başındaki telefon konuşması sekansının adeta ders niteliğinde olduğunu söyleyebilirim.işbu sekansta brian coxu rachel mcadamsla telefonla konuşurken görüyoruz. kamera sürekli olarak konuşan kişiye dönüyor, bu sırada her ikisi de hareket halinde. sekansın başında ise brian coxun cüzdanının çalındığını bildiğimiz için evi tekinsiz bir hal alıyor. arkada hafif bir müzik çalarken, brian coxa her döndüğümüzde onu ya bir kapıdan girip çıkarken, ya bankodan bir şeyler alırken ya da dolaptan bir şeyler bakarken izliyoruz. bu sırada içimizden bir ses diyor ki, "o adam kapıya arkası dönük telefonla konuşurken kafaya sopayı yiyecek". hazırlıksız yakalanmamak için gerilirken, çok hızlı olarak telefonun diğer ucuna dönüyoruz. havaalanının kalabalık ortamında tam biraz rahatlıyoruz ki, hemen brian coxa geri dönüyoruz. loş ışıkta yalnız ve tekinsiz evde bir dolap kapağı daha. bu böyle sürüp gidiyor, gerile gerile bir hal oluyoruz gel gelelim adama bir şey olmuyor.en baba korku filmi türlü ses efektiyle, oyuncakla wes cravenın iki kapı, bir dolap, bir de telefonla yarattığı gerilimi yaratamıyor. ustaya saygı duymak lazım. --- spoiler ---
(mortello - 14 Eylül 2005 23:03)
--- spoiler ---film terorist vatandas gerilimi degil de balayindan donen ciftin maceralari olarak izlenince bayagi eglenceli oluyor. *--- spoiler ---yinede diyecek bir kac lafim var:kizim * sen romantik komedilerde oyna.oglum * sen armani reklamlarinda oyna amca * sen de pembe dizilere ba$la artik.
(uyku sersemi - 18 Eylül 2005 13:49)
dün seytrettiğim, iyi olabileceğini düşünürken pekte öyle olmadığını gördüğüm film.iyi ki divx olayı var dedirtiyor..sonu gereksiz uzatılmış, amaan anladık artık ne olduğunu bitsin artık diyorsunuz.. başıda; tanışma, ıvır zıvır, geyik dolu..ulen adamın odasının yeri değişsinde füzemsi şey odayı vursun diye nelerle uğraşmışlar demekten alamıyorsunuz kendinizi..ne alaka lisa hanım kızımızın her haltını öğrenmek, şunu yer bunu içer..koca roketi denizden atıyorsun, git dışarda öldürün adamı bee..
(hoopak - 4 Temmuz 2006 15:30)
Yorum Kaynak Link : red eye