• "(bkz: jeanne dielman 23 commerce quay 1080 brussels)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    bu filme gitmek konusunda kararsız kalmıştım imdb de 8.2 gibi yüksek bir puana sahip olmasına rağmen 3,5 saat sürmesi sıkıntılı olabilir diye düşündürüyordu ama neyse ki vakti bol olan biriyim ve filmi izledim.
    film nerdeyse gerçek zamanlı ilerliyor aslında bir kadının 3 gününü anlatıyor diye ultra yüzeyselleştirebilirim. bu yavaş anlatıma rağmen film, beklenenden daha az sıkıcı. normalde filmlerde sözlü anlatımlarla izleyici elinden tutulup anlatılmak istenen olayın içine çekilir ama bu filmde her şey önünüze seriliyor ve düşünecek vaktiniz oluyor (kitap okumak gibi biraz) ve anlatılmak istenilene kendiniz ulaşıyorsunuz ve dahası bir çok anlam çıkarıyorsunuz bir şekilde.
    1975 yılında çekilmiş olması aslında benim talihim filmin geçtiği ev çokçuluğumda gittiğimde içimi karartan eski eşyalı, düzenli, duvar kağıdı kaplamalı rutubetli evleri andırıyor. tabi böyle bir ortamda bir hareket beklenmiyor ve de film boyunca da insanı heyecanlandıran bir sahne yok. salondaki bir ablamızın deyimiyle,yaşadığımız projektör arızası filmin tek aksiyonu.
    bu aksiyon eksikliği sayesinde oluşabilecek sıkıntıyı engellemek için çeşitli gizemler ve ucundan da olsa cinsellik kullanışmış. fena da olmamış mesela hala merak ettiğim bazı şeyler var.
    buraya kadar spoilersız geldim ama bundan sonra biraz(çok az) olacak. bir kere sondaki cinayet biraz gereksiz olmuş bence evet biraz isyan göstergesi ama filmin genel yapısına aykırı gibi 3 saat boyunca seyircinin bekle herşeyi en sonunda anlatmak istediğini gözüne sok hafif bozuyor sanki filmin yapısını. (filmin ortasında sonunu söyleyen ablaya da buradan selamlar hafif piç ettin ya neyse). filmin kendine has yapısını sağlamak için çok az diyalog var ilginçtir bunlardan en uzunu; jeanne dielman’ın apartmandaki komşusuyla yaptığı anlamsız konuşma gerçi sadece komşu konuşuyor işte ilginç yanı da o komşu filmin yönetmeni ve yazarı chantal akerman.(çok ta ilginç değilmiş)
    evet sonuçta farklı bir film, onu kendi kulvarında değerlendirmeliyiz, o açıdan bakınca gayet başarılı. bir şekilde izleyin.


    (quanta - 13 Mayıs 2008 00:45)

  • comment image

    bence sinema tarihinin gelmiş geçmiş en iyi feminist filmi.

    filmin akışı ve genel yapısı ne yazık ki filmi çok sıkıcı ve boğuk bir hale getiriyor. saatlerce süren bir bulaşık yıkamayı hep aynı sabit kameradan izlemekten kimse zevk almayacaktır muhtemelen. fakat filmin sonundaki sahne gerçekten çok önemli. özellikle filmin rahatsız edici yavaşlığına nihayetinde anlam katmakta. bu tarz bir filmin sonunu önceden bilmek skıntı olacaktır. o yüzden ben spoiler ibaresi ile mümkün olsa dahi yazmayacağım.

    izleyin izletin yani.


    (mr walter - 27 Ocak 2014 13:38)

  • comment image

    chantal akerman isimli kadın yönetmenin yazıp yönettiği, bir kadının üç gününü anlatan 1975 yapımı kadın filmi. kadın demiş miydim daha önce? evet, filmde 40'lı yaşlarında oğluyla yaşayan dul bir kadını izliyoruz. izlemek derken neredeyse uyuduğu ve tuvalete gittiği zamanlar hariç her yaptığını birebir takip ediyoruz. sanki evin bir köşesinde oturuyor gibiyiz. neredeyse hiç değişmeyen kamera açılarıyla, 200 dakikalık filmi izlerken cinnet geçirme evresine doğru ilerliyoruz. biz izleyici olarak bunalım geçirirken, kadın karakterin de düzeni bozulmaya başlıyor ve o da sonunda cinnet aşamasına geliyor.


    (shezo - 9 Ocak 2015 21:06)