Süre                : 1 Saat 50 dakika
Çıkış Tarihi     : 06 Nisan 2007 Cuma, Yapım Yılı : 2007
Türü                : Drama,Romantik
Ülke                : İtalya,Fransa,Türkiye
Yapımcı          :  Medusa Film , R&C Produzioni , Faros Film
Yönetmen       : Ferzan Ozpetek (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Ferzan Ozpetek (IMDB)(ekşi),Gianni Romoli (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Stefano Accorsi (IMDB)(ekşi), Margherita Buy (IMDB)(ekşi), Pierfrancesco Favino (IMDB)(ekşi), Serra Yilmaz (IMDB)(ekşi), Ennio Fantastichini (IMDB)(ekşi), Ambra Angiolini (IMDB)(ekşi), Luca Argentero (IMDB)(ekşi), Filippo Timi (IMDB)(ekşi), Michelangelo Tommaso (IMDB), Milena Vukotic (IMDB), Luigi Diberti (IMDB), Lunetta Savino (IMDB), Isabella Ferrari (IMDB), Benedetta Gargari (IMDB), Gabriele Paolino (IMDB), Vandenia Navi (IMDB), Ivo Micioni (IMDB), Kati Markkanen (IMDB), Alberto Frasca (IMDB), Cosimo Tomei (IMDB), Rosa Cleotilde Zuniga Garga (IMDB), Salvatore Gianni (IMDB)

Saturno contro ' Filminin Konusu :
Dostlukta olduğu kadar aşkta da ayrılığı kabul edememek bu arkadaş grubunu; duyguları, heyecanları ve en derin korkularıyla yüzleşmeye zorluyor. Hüzünlü duygular yaşatırken bir yandan da bizi güldüren bu filmdeki insanların hikayesi, aslında yeni kurallar ve yeni ilişki dinamikleri arayan herkes için tanıdık bir öykü olarak karşımıza çıkıyor.


  • "orta yaş krizinin eşiğindeki çiftlere yakından bakan film."
  • "sinemada müziğin kullanımının önemini kanıtlarcasına neffa'nın enfes müziklerinin adeta başrolü kaptığı, sırf il quadro veya passione hatrına bile izlenebilecek son özpetek çalışması."
  • "m* - hayatımdaki kuru dalları da budamanın zamanı geldi.s* - ben kuru dal değilim!m* - evet, gövdenden belli."
  • "-siz de onlar gibi misiniz?-nasıl yani.. kederli gibi mi-hayır canıım..gay..-oa hayır.. ben ibneyim-ahauauha-benimkisi eski usül.."
  • "her zamanki gibi muhteşem müzikler, tango melodileriyle dolu; çok çok çok güzel müzikler... insanın salondan çıkarken cebine atıp gidesi geliyor."
  • "insandaki italya, italyan, italyanca hayranlığını daha da arttıran film.."
  • "remedios gibi eğlenceli bir şarkıda bile zırıl zırıl ağlatabilen bir film."




Facebook Yorumları
  • comment image

    ferzan özpetek'in 6. filmi ve aynı zamanda benim için önemli bir film,zira italya'da,sinemada izlediğim ilk filmdi.
    ve farkındayım ki filmin sade bir dili olmasına rağmen filmde geçen her şeyi anlayamadım zira italyancam daha o kadar iyi değil.ama mesela birkaç yerde filmle ilgili eleştiriler okuyunca,aslında filmle ilgili fikirlerimin doğru olduğunu anladım zira özpetek'in çok iyi bir yönetmenlik kumaşı olmasına rağmen,hikayelerini çok dar bir çevreden seçiyor, bu bağlamda da (bence) yaratıcılığı oldukça sınırlı kalıyor.

    --- spoiler ---
    ama yine de,bana izlediğim en ilginç sahnelerden birini izletmiştir kendisi,şöyle ki; lorenzo'nun hastanede ki son görülüşü sırasında,arka plana neşeli bir şarkı koyarak,sinemada müziğin önemini bir kez daha hatırlatmıştır,hemen hemen tüm izleyenleri duygu karmaşasına sokmuştur.
    ayrıca filmde,alışageldiği üzere gene serra yılmaz ve iki türk şarkısı var. ışın karaca'nın söylediği bir aşk şarkısı ve nil karaibrahimgil'in pırlanta şarkısı.özellikle pırlanta'nın çalındığı sahnede oyuncuların gerçekten çok eğlendiği,gözlerinden okunuyor.

    son olarak,serra yılmaz'in bir izlerken bayıldığım bir diyaloğunu anmadan geçemeyeceğim;

    filmin bir yerinde,lorenzo'nun annesiyle tanışır serra yılmaz ve kadına ismini söyler;
    kadın, "stranieri?" diye sorar,yani "yabancı mısınız?" mânasında,serra yılmaz hiç duraksamadan "hayır" der "türk'üm"
    ---
    spoiler ---


    (gioberg - 9 Mart 2007 03:02)

  • comment image

    aşk üzerine, dostluk üzerine bir film olmuş; ama aslında daha çok dostluk üzerine... yine roma sokakları, yine müzik eşliğinde topluca yenen yemekler, yine o alıştığımız türden bir grup insan; aslında ferzan özpetek'ten tanıdık bir hikaye. ama bu "tanıdık" hissi, yerini bir an olsun sıradanlığa bırakmıyor. senaryosunda kimi yerlerde aksamalar hissedilse de, her biri ayrı bir dünya olan renkli karakterleriyle, zekice yazılmış, kimi zaman kahkahalarla güldüren diyaloglarıyla ve pek tabi yine çok güzel müzikleriyle sonuna kadar zevkle izleniyor film. filmi yönetmeni ve oyuncularıyla izlemek, bittiğinde onları alkışlamak da ayrı bir keyifti. "je suis venu te dire que je m'en vais"nin çalması ise pek hoş bir sürpriz oldu benim için, o sahneyi ayrı bir sevdim, çok yakışmıştı filme...

    --- spoiler ---
    lorenzo'nun ölümünün ardından herkesin onunla "vedalaşmaya" gittiği sahne her şeyiyle çok etkileyiciydi. kameranın kullanımı, müzikle hissedilenin çelişkisi, içeri girmeye cesaret edemeyen roberta'nın acısı, ikilemi, hayali, bitmek bilmeyen koridorlar, antonio ile angelica'nın sarılması... biraz "farklı", ama çok iz bırakan bir "ölüm", "acı" tasviriydi.

    bir de antonio'nun angelica'yı aldatmasının ve evden gitmesinin ardından davide'ye söyledikleri beni çok etkiledi, "aldatmak" ve "yıllarca paylaşılanlar" durumlarını belki de hiç düşünmediğim bir şekilde değerlendirmemi sağladı bir anda...
    ---
    spoiler ---


    (abendrot - 31 Mart 2007 01:46)

  • comment image

    türkçe anlamı saturn ters açı demek olan, "unusual as usual " gene izi kalacak, dvd peşinde koşturacak, hemen film müziklerini bulucam dedirten bir ferzan özpetek filmi.
    hikayeler ve kişiler aynı olurda oyunculuk ile bu kadar mı farklı yerlere götürülebilir insan.
    ne gay'liğe ne biseksüelliğe karşıyım artık. sevgi filmi. insan filmi. hissetme filmi.


    (ozu - 31 Mart 2007 09:09)

  • comment image

    her zamanki gibi muhteşem müzikler, tango melodileriyle dolu; çok çok çok güzel müzikler... insanın salondan çıkarken cebine atıp gidesi geliyor.


    (miarsenic - 12 Nisan 2007 19:42)

  • comment image

    fragmanında ve en can alıcı sahnelerinde gabriella ferri'den remedios'u seçen kişiyi can-ı gönülden tebrik ettiğim film. bir şarkı bir filme anca bu kadar yakışır, lalala lala eşliğinde sizi alıp götürür... hem tutkulu hem hüzünlü hem umursamaz hem aşık bir şarkıdır...

    --- spoiler ---
    tabuları sorgulamaya neden olabilen bir filmdir. sımsıcak film ve sevgi dolu karakterler arasında homoseksüel ilişkiyi o kadar da yadırgamaz bulursunuz önce kendinizi (adamların etkisiyle belki de*-*)

    l'utimo bacio'dan tanıdığımız stefano accorsi gene aynı yüz ifadesi ile acemi çapkın, şaşkın aşık ve pişkin aldatan rolündedir... bu seferki aldatmasında "benim başıma böyle birşey geldi, ben bunu karımla paylaşmak istiyorum, ben onunla her zaman herşeyi paylaştım" diyen/diyebilen bir kocadır hatta babadır... sevdiklerini kırmaktan çekinen ama düşünmeden hareket eden ve sonucunda karmakarışık surat ifadesi ile ne yapacağını bilemeyen şaşkın adam rolünü başarıyla oynamaktadır.

    angelica karakteri olgundur, hoştur, zariftir. lorenzo durumu üzerine kocasının ilişkisini anlamlandırmaya çalışırken çok iyi bir kriz yöneticisidir.

    roberta karakteri son derece güzel, gizemli ve karamsardır. lorenzo roberta'ya neden "senin gibi olmak isterdim" demiştir, roberta için olduğu kadar benim için de netleşmeyen bir merak konusudur. morg labirentinde kalakalması ve lorenzo ile hayal dünyasında yüzleşmesi filmin en etkileyici sahnelerindendir.

    gayet doğal başlayan pinpon sahnesi, katılımın artmasıyla biraz yapay bir festivale dönüşse de dostluk-destek-paylaşım üçgenini diyalogsuz aktarabilen akılda kalıcı bir sahnedir. o dağ evi, o yeşillik ve manzara ise zaten akıllara ister istemez kazınır...
    ---
    spoiler ---

    tek tek bütün karakterleri yakından tanıma ve derinlemesine anlama isteği uyandıran ölüm çerçevesinde şekillenen dostluk filmidir. dostlarını tüm farklılıklarına rağmen olduğu gibi kabul edenlerin, onlarsız yapamayan ve yapmak istemeyenlerin filmidir. ama dostlarınızla geçirilecek güzel vakitlere bir ömür yetmez ne yazıkki...


    (mirimax - 13 Nisan 2007 21:07)

  • comment image

    her karesiyle artık alıştıgımız bir ferzan özpetek filmi oldugunu hissettirse de, arada sıcak espirileriyle, oyuncularıyla ve yarattıkları karakterlerle asla kötü olmayan bir film.. filmde pek kusur yokmus gibi gozukse de gene de cok begendim diyemiyor insan nedense.. eksikti birşeyler.. ya da biz çok daha fazlasını bekliyorduk.. ama bu sefer yetmedi bu film işte..

    eşcinselliği sapıklık olarak gorenler belki bu filmdeki duyguyu gordukten sonra insanların tercihlerine daha saygılı davranabilirler.. davideyi izlerken sadece gercekten cok sevdıgı ve hayatını paylaştıgı bir insanı kaybeden birinin acısını goruyorsunuz.. onun bir kadın ya da erkek olması cok cok geride kalıyor o an..

    bi de lorenzo o kadar cabuk yok olmamalıydı.. daha cok gozukseydı de gulmenin bu kadar yakıstıgı böyle bir adamı soyle doya doya izleyebilseydık keşke..


    (arcobaleno - 18 Nisan 2007 18:16)

  • comment image

    buram buram ferzan ozpetek kokan, arkadasliklar, tek bir evde toplanma gelenekleri, escinsel iliski, aldatma ve ask..
    ve tabi ki serra yılmaz.

    --- spoiler ---
    bir erkek aldatsa, bunu esine soylese bile hala ayni evde yasamak, esinin bunu kabullenmesini beklemek ve onsuz da yapamamak gibi hallerde olabilir,evet..
    ---
    spoiler ---


    (fiore - 22 Nisan 2007 20:39)

  • comment image

    cahil periler'i görüp taptıktan sonra daha sonraki ferzan özpetek filmlerinde tam da aradığı lezzeti yakalayamamış biri olarak çekine çekine gittiğim ama filmin her karesinde kendime has lezzetler bulduğum, beni bambaşka dünyalara sürükleyen nefis film.

    film eleştirmeni değilim, subjektif bir izleyici olarak yazıyorum, vizyonda gidecek film bulamayan biri olarak beni epey etkiledi. senaryo öyle aman aman değildi belki, belki ferzan özpetek kendini tekrarlıyordu ama ben çok güzel iki saat geçirdim.

    oyunculuk ve anlatım dili çok çok güzeldi. mekanlar, olaylar, olan biten her şey ilgimi sürekli film üzerinde tuttu.

    karşı pencere' de aradığını tam bulamamış, kutsal kalp'te hayal kırıklığına uğramış biri olarak bu film bana çok iyi geldi.

    bir de bu adam beni bir şeylere hazırlıyor sanki?


    (masseur - 7 Mayıs 2007 09:51)

  • comment image

    ferzan özpetek 'in küçücük bir hapşırıkla perdeden indirip hayata kattığı filmi.
    ortalardaki bir sahnede, davide, iş başındaki lorenzo'yu, sokakta, meydanda bir havuzun kenarına ilişmiş, uzaktan seyretmekte, lorenzo'nun işini yaparkenki ciddiyetiyle tatlı tatlı dalga geçmektedir. fonda filmin güzel müziklerinden biri akmakta, ara sahnelerden birini seyretmekteyizdir. bir anda davide hapşırır ve kendi kendine gülümser. işte o hapşırıkla film karakterimiz yeryüzüne iniverir. artık seyrettiğimiz bir film değildir. hayattır. en minik ayrıntılarından biriyle... belki bir sahne çekilirken, oyunculardan birinin kendini tutamayıp hapşırıvermesi kesilip atılacak bir çekim hatasıdır sadece; ama ferzan özpetek de bir hapşırıkla bir hayat yapabilen ender yönetmenlerdendir.


    (kaktus - 19 Ekim 2007 23:06)

  • comment image

    ferzan özpetek en mutlu eşcinsel filmidir. bir çok kişi tarafından bu nedenle çok da beğenilmeyen ... zira harem'de eşcinsellik çok yüzeysel geçilir, hamam'da ima vardır, eşcinsellik tesadüfi bir şekilde adı pek de konulmadan yaşanır, karakter biraz pişman biraz şaşkın ama tutkuludur; cahil peri'lerde eşcinsellik evli, biseksüel adamın kaçak ilişkisi söz konusudur, karşı pencere'de ise 2.dünya savaşı döneminde eşcinselliğin yahudilikten daha şiddetli cezalandığı bir dönemde yaşanan ilişki söz konusudur. kutsal yürek / cuore sacro nezdimde bir ferzan filmi değildir, ikili öyküsü ve muhteşem müziklerine rağmen ...

    şu zamana kadar ferzan'ın filmlerinde iki hikaye anlatılırken eşcinsellik temalı hikaye genelde 2. planda tutulmuştur. ancak saturno contro'de ikinci hikaye çok ama çok geri plandadır. eşcinsel karakterler her şeyi mutludurlar ve ailedirler. aldatma, çok eşlilik gibi eşcinselliğin mümemmim cüzü olarak her yerde gösterilen saçmalık içermez. gizler yoktur, dostluk vardır. ve ferzan bu sefer gerçekten bir başka eşcinselliği işler. aile olmalarına rağmen aile kabul edilmeyen aileleri .... ne hastaneler, ne aileler nezdinde ...

    belki en düz filmidir, kaçak tutkular olmadığı için, gizem olmadığı için. ama gene de en güzel ferzan filmlerindendir, nezdimde karşı pencere'nin yerini alamayacak.


    (ride - 1 Kasım 2007 09:35)

  • comment image

    aklıma murathan mungan'dan sevgilim şiirini mıhlayan.
    ----
    sevgilim,
    yetimim benim,
    aylar nasıl geçiyor zaman hiç geçmezken
    kapılar kapalı, dünya buzlu cam
    uyuşmuş gözlerimin önünde
    hayat akıp gidiyor hiç kımıldamadan
    ikimizin yerine dinliyorum
    sevdiğin şarkıları
    siyah tişörtünü giyiyorum yatarken
    gömleklerini, kazaklarını, kokunu
    senin rüyalarını görüyorum ölür gibi uyurken
    gün boyu elimde kahve fincanı
    kapıyı açmıyorum
    telefonlara çıkmıyorum
    başını bekliyorum geleceği olmayan hatıraların
    sevgilim,
    yetimim benim,
    nasıl da kayıtsız gülüyorsun hayata
    öldüğünden haberi yok fotoğraflarının
    ----


    (trichina - 25 Ağustos 2008 23:21)

  • comment image

    simsicak, muhtesem bir film.. bu filmle ferzan ozpetek ne yaparsa yapsin begenecegimi bir kez daha anladim..

    --- spoiler ---

    roberta'nin lorenzo ile hayali vedalasma sahnesi son derece etkileyiciydi.. lorenzo'nun ellerini acarak omuzlarini silkmesi, sanki tum hayati ozetler nitelikteydi..

    ---
    spoiler ---


    (latoneus - 20 Şubat 2011 20:19)

  • comment image

    sevilen birini kaybetme korkusu sarar dört bir yanınızı. hiçbir şeyin kalıcı olmadığını bilmek içinizi burkar ve film baştan sona kadar bunu hatırlatır size. şok yaşatmaz bu film insana ama içten içe yıkar, içinizi acıtır.
    filmden anlamlı bir bölümse şöyle: “sürpriz, yenilik, beklenmedik şeyler istemiyorum…herşeyin şuan olduğu gibi kalmasını istiyorum…daima… daima diye birşeyin olmadığını bilsem de…”
    (bkz: no surprises)


    (saziment - 28 Mart 2009 19:43)

Yorum Kaynak Link : saturno contro