Le tableau (~ Mutluluğa Boya Beni) ' Filminin Konusu : Le Point dergisinin “Yılın en yaratıcı ve şiirsel Fransız filmlerinden biri” diye nitelediği Mutluluğa Boya Beni, büyükler kadar çocuklara da hitap eden bir canlandırma. Bitmemiş bir resim üzerindeki bir şato ve çiçeklerle dolu bir bahçedeyiz. Bu tabloda resmedilip renklendirilmiş Toupin’ler gücü ele geçirmiştir. Toupin’ler, çizimleri yarım kalan Pafini’leri devre dışı bırakmış ve yalnızca taslak halindeki Reuf’ları da esir almışlardır. Şimdi Ramo, Lola ve Plume düzeni yeniden sağlamak ve arkadaşlarını kurtarmak için ressamı bulmak üzere yollara düşecek, bir dolu macera yaşayacak, şatodan ve çiçekli bahçeden geçecek, hatta başka resimlere gideceklerdir.
The Dam Keeper(2014)(8,0-1945)
Ernest et Célestine(2012)(7,9-15920)
O Menino e o Mundo(2014)(7,6-5408)
Flore(2014)(7,4-19)
Nocturna(2007)(7,4-1869)
Azur et Asmar(2006)(7,4-2485)
Tout en haut du monde(2015)(7,3-1929)
Anina(2013)(7,1-694)
Une vie de chat(2010)(7,0-9700)
Kérity, la maison des contes(2009)(6,7-709)
La prophétie des grenouilles(2003)(6,7-728)
L'île de Black Mór(2004)(6,4-161)
mutluluğa boya beni adıyla türkçeye çevrilen fransız filmi. fransız kalmayın, mutluluğa boyanın. mis.
(ya iste boyle senden naber - 8 Nisan 2012 15:29)
süper film. hakkında bir yazı da burada: http://www.jiyan.org/…12/04/13/mutluluga-boya-beni/
(jamais la paix - 13 Nisan 2012 17:31)
mutlaka izlenmesi gereken bir film. acil durumda cam kırmalık demişler;http://goo.gl/qncpb
(fante - 17 Nisan 2012 10:53)
son donemde izlenebilecek en tatli filmlerden birisi. ozgurluk, esitlik, mutluluk, farkindalik gibi bilindik kavramlara naif ve renkli bir ovgu. peki bizi icine yerlestirdikleri tablodan kacabilir miyiz? bence de evet!
(bleufonce - 15 Eylül 2012 00:29)
“le point dergisinin “yılın en yaratıcı ve şiirsel fransız filmlerinden biri” diye nitelediği le tableau (mutluluğa boya beni), büyükler kadar çocuklara da hitap eden bir canlandırma. bitmemiş bir resim üzerindeki bir şato ve çiçeklerle dolu bir bahçedeyiz. bu tabloda resmedilip renklendirilmiş toupin’ler gücü ele geçirmiştir. toupin’ler, çizimleri yarım kalan pafini’leri devre dışı bırakmış ve yalnızca taslak halindeki reuf’ları da esir almışlardır. şimdi ramo, lola ve plume düzeni yeniden sağlamak ve arkadaşlarını kurtarmak için ressamı bulmak üzere yollara düşecek, bir dolu macera yaşayacak, şatodan ve çiçekli bahçeden geçecek, hatta başka resimlere gideceklerdir.”bu filmin konusunu aylar önce okuyup peşine düştüğümde yanılıyor olamam demiştim. bazı hikayeler var ki, sadece birkaç satır okur ve hiç hayal edemeyeceğiniz bir kapı barındırdığını hissederseniz, tıpkı bu film gibi. birkaç saat önce izleyip bitirdiğimde ise, yanılmadığım için kendime pay çıkarırken bile buldum kendimi. filmdeki üç farklı türün kökenleri ve edindikleri isimler bile, ne kadar incelikli bir iş ile karşıya karşıya olduğumuzun göstergesi gibiler adeta;toupin; tout peint= all painted/ completely drawn. tastamam çizilmiş, resmedilmiş bireyler.pafini; pas fini= unfinished. henüz bitmemiş, yarım kalmış bireyler.reuf; = rough sketch. kaba çizimlerden oluşan eskiz bireyler.dünya üzerinde halihazırda akıp giden düzenin en belirgin öğeleri -güçlülerin güçsüzlere sözünün geçmesi, onları ezmesi, sahip oldukları sonsuz kibirle beraber kendileri gibi olmayanlara uyguladıkları acımasızlık- farklı farklı renklerin içine gizlenmiş. eksik ve farklı yaratıldığı için cezalandırıldığını düşünenlerin; yaratıcılarına “neden böyle yarattın beni?” diye sessizce yakarmaları çizgilerin arasında resmedilmiş. yanlış olanı düzeltmesi, eksikleri kapatması, yarattığı tüm karmaşayı temizlemesi için yaratıcılarına doğru yola çıkanların hikayesi çerçevelenmiş. ve sonunda da ortaya; yaratan- yaratılan arasındaki hiç bitmeyen diyaloğu, varolan eşitsizliği, adaletsizliği, güç gösterisini ve bunların arasında her şeye rağmen saf kalmaya çalışan duyguları gösteren bu benzersiz tablo çıkmış.belki de olduğu gibi bırakmak lazımdı her şeyi. varolan çizgilerin ve renklerin tadına varmak gerekliydi. ama dünyaya öylece terkedildiklerini düşününler, bir şekilde tamamlanmak isteyenler, güçlülere özenenler, aşklarını yaşamak için başka çıkar yol bulamayanlar; boşlukları doldurmak, sökükleri dikmek, düzensiz olan bu düzeni güya yoluna koymak ve aşklarını meşrulaştırmak için kendi yollarını türettiler, çeşit çeşit ve renk renk. resim bittiğinde ise; ressam bile şaşırdı, yarattıklarının onun adıyla yaptıklarına;"ben onları terketmemiştim ki. onlara en temel gereklilikleri verdim. bazen; basit bir çizim, özenle hazırlanmış ayrıntılı bir resimden daha güzel olabilir."
(dolls - 16 Eylül 2012 20:30)
türkçe’ye en güzel çevrilmiş filmlerdendir. film eşitsizliği, özgürlük arzusunu, aşkı, arkadaşlığı insana dair hemen hemen her şeyi büyüleyici bir şekilde ele almıştır.--- spoiler ---filmde en beğendiğim sahne tartışmasız, savaş tablosundaki elemanın savaşan iki tarafı da aynı renge boyamasıydı.ressamı ararlarken, ihtiyaçları olan malzemeleri bulup kendilerini diledikleri şekilde tamamlamaları, "mutluluğa boyanma"nın en özgür ve en güzel şekliydi.--- spoiler ---hiçbir şey yapmayıp tamamlanmayı beklemek, beklemek yerine bir çare bulmaya çalışmak, tablonun dışına çıkmayı arzulamak... bu film defalarca izlemeye değer.
(ak gandalf - 17 Eylül 2012 02:48)
uzun süredir izlediğim en özgün, en yaratıcı, en renkli, en güzel animasyonlardan biri...iç ses: hoş, uzun süredir pek bir şey izlemiyordum ama....ama bu gerçekten başarılı! konusu ne, nasıl gibi sorular sormayın, oturun izleyin. zaten ilk dakikasında derdini anlatıyor, sonrasında akıp gidiyor işte...
(spider03 - 13 Kasım 2012 15:29)
'mutluluğa boya beni' ile türkçeye çevrilmiş filmdir. ve türkçeye çevrilmiş en güzel film ismine sahiptir. bununla birlikte boyaların parayı temsil ettiği kanaatine vardığım, izlemesi son derece keyifli rengarenk bir animasyon filmdir.
(hayaldunyansininheveslitutsagi - 13 Aralık 2012 17:18)
bu filme dair yazılabilecek en güzel yazı için;(bkz: le tableau/@dolls)
(hietzsche - 21 Aralık 2012 22:04)
neredeyse iki yıl olmuş bu film yapılalı ve daha yeni izliyorum!.. 2 saat önce şans eseri görüp, bi çırpıda indirip izledim. iki gündür paranorman, hotel transilvanya gibi vasat, frankenweenie gibiyse içerik bakımından kolpa ötesi animasyonlar izledikten sonra, fransızlar imdadıma yetişti diyebilirim :)inanılmaz bi hikayesi ve görselliği var. masallara, hikayelere, sinemaya inanan herkesin izlemesi lazım bu işi. yapanlarınsa elini zihnini öpmek lazım...
(kelimeyounu - 14 Ocak 2013 16:14)
son zamanlarda izlediğim en güzel filmdi. suratımda bir gülümseme ile izledim tüm filmi. en kısa zamanda yeniden izlenmeli.
(amabile - 28 Nisan 2013 00:22)
bazı filmleri izlediğinizde içselleştirirsiniz, yüzünüze çarpar. işte bu film tam anlamıyla öyle o kadar gerçek ve net tam hayatımın bu döneminde izlemeliymişim sanırım...insanlar değişmeye çalışıyor. değişmeye çalışıyoruz. bazıları tanımlar yapıyor iyi insan nasıl olur üzerine biz de o tanımlar üzerinden en iyi olmak istiyoruz... oysa kırık çıkıklarımızla biziz. bir aşkı mesela değiştirmek istiyoruz ama o aşk o tonlarıyla güzel biz inadına başka renk sürmek istiyoruz. insanların yargılarına göre biçimlendiriyoruz. savaşmıyoruz sadece dönüşüyoruz ve bir sürü aynı insanlar, aynı adamlar, aynı kadınlar çıkıyor... düşündüklerimiz bile aynılaşmaya başlıyor ne kadar korkunç aslında ve bunu biz isteyerek yapıyoruz. biz hayatımızda yarım kalmış gibi gördüğümüz tüm mevzuları, olguları, insanları tamamlamak istiyoruz. farketmiyoruz curcunada onlar zaten tam ve öyle güzel...'- bazen rasgele bir çizim özenilmiş bir çizimden daha güzeldir'
(mymissingstars - 1 Mayıs 2013 02:51)
her yönüyle günümüze ışık tutan, vermek istediği mesajlarını özgün ve kafa yormadan anlatan, müzikleriyle insanın içini gıcıklayan bir filmdi.--- spoiler ---filmin sonunda insanın içindeki bitmeyen merak arzusuna ve arayışına teması harikuladedir.--- spoiler ---
(vitamin eksikligi - 26 Mayıs 2013 19:14)
önceki gün televizyonda rastlayıp seyrettiğim çok çok güzel bir animasyon film. dostluğun, sevginin, adaletsizliğin, umudun böyle soft bir şekilde anlatılması zor iştir ama bu film bunu başarmış. çok sevdim, çok beğendim. konusunun orjinalliğiyle favori filmlerim arasında üst sıralarda kendine yer bulmuş müthiş film. izlemenizi öneririm. türkçe ismi de harika.
(kulse - 29 Mayıs 2013 22:15)
özellikle müzikleriyle de ilgi çeken animasyondur... farklılıkların karmaşası, bana bugünleri çok da güzel hatırlattı...paralel evrenlerimizdeki mutluluğumuzu yaşamak gibi bir şey bu animasyon... gerçekten belki de biz de bir tablodayız, ressamımız bizi çiziyor... ressama ister tanrı deyin, ister kendiniz olduğunuzu düşünün...hüznü boyamak, kızgınlığı boyamak, tutkuyu boyamak... bir sahnede aşkı boyamanın olması hele...çok izlenilesi, çok güzel bir animasyon...(bkz: animasyon filmler)(bkz: aşkı boyamak)
(oyle boyle biri - 29 Haziran 2013 17:00)
her sahnesi yağlı boya tablo gibi görünen muhteşem fransız animasyonu.bir animasyon aşığı olarak gerçek sahnelere eklenmiş animasyonlardan nefret ederim(çok açıklayamadım ama son sahne tarzı). ama bu filmde o bile batmadı. bir aşk hikayesi izlemeyi beklerken özgürlük, yaratıcıyı arama hikayesi, eşitsizliğe karşı çıkmakla ilgili muhteşem bir alt metni vardı.son cümlesini duyduğunuzda ise boş bir animasyon izlemediğiniz kesinleşmiş olur.
(biksimik - 25 Ağustos 2014 12:27)
son dönemde izlediğim en iyi animasyonlardan biri kesinlikle. bir aşk filmi değil, yolculuk filmi aslında, kendimizi tanımak ve tamamlamakla (ya da tamamlamamakla) ilgili hem müthiş hem de oldukça basit çizimler ve sade, kısa diyalogları var.--- spoiler ---çok güzel, çok manidar, müthiş göndermeler ve net bir anlatım evet; ama benim itiraz ettiğim bir nokta var filmde. karakterlerin kendilerini yine kendilerinin boyaması tamam iyi bir şey; ama neden bir eskiz ya da yarı tamam kendini tamamlanmamış hisseder ki? belki de eskiz tamamdı ya da yarı tamam aslında tamamlanmıştı. herkesi ve her şeyi illa tek tip yapmak, tek bir kalıba sokmak neden bu filmde de geçerli oldu, onu anlamlandıramadım bir türlü. lola en güzelini yaptı aslında, o olduğu gibi lola idi zaten. ödülü de ressam ile tanışmak ve ...neyse sonunu yazmayayım. spoiler ibaresi için bile çok fazla açıklama oldu.--- spoiler ---
(mjorate - 13 Eylül 2014 15:27)
biraz didaktik tabi, ama didaksiyon da fransızların işin zaten, onlar yapınca fazla göze batmayabiliyor.
(yalnux - 18 Mart 2015 07:49)
sınıfsal çatışma ve ötekileştirilmenin resim ve yaratıcısı tarafından aktarımıyla başarılı olduğu bir animasyon.
(ayselc - 29 Nisan 2014 20:43)
sadece sonu icin bile izlemeye degecek bir film. kaldi ki le tableau bundan cok daha fazlasi. tabloyu cizen adam, adami cizen adam, adami cizen adami cizen adam... hayatta yapabileceginiz en dogru sorgulamalari barindiriyor bu film. jason statham bi' dursun, sunu izleyin iste bue.
(bendimidimodidi - 23 Aralık 2013 23:26)
Yorum Kaynak Link : le tableau