Labirent (~ Labyrinth) ' Filminin Konusu : Terör sorununu ve istihbarat örgütlerini merkezine alan film, casusluk dünyasının labirentlerinde gezinerek yaşadığımız coğrafyaya farklı bir gözle yaklaşacak.
Müslüm(2018)(8,2-8341)
Devrim Arabalari(2008)(8,0-9191)
Gönül Yarasi(2005)(7,8-8751)
Yazi Tura(2004)(7,7-4937)
Kaybedenler Kulübü(2011)(7,7-18075)
Vicdan(2013)(7,4-8)
40(2011)(6,6-1671)
Hirsiz polis(0)(6,5-386)
Gönül Isleri(0)(5,9-142)
Senin Hikayen(2013)(5,8-695)
Five Minarets in New York(2010)(5,8-14402)
Kumun Tadi(2014)(4,4-171)
biricik yerli aksiyonumuz new york'ta beş minare filminden pek haz etmemiş, yerli yapımlara hep ön yargılı yaklaşmış ve meltem cumbul'la evlilik hayali kuran bir arkadaşımın zoruyla seyretmiş biri olarak; gönül rahatlığıyla diyorum ki, bu film olmuş, hem de şahane olmuş. bütün hollywood klişelerini kullandığı, finalinin biraz sönük olduğu ve özgün olmadığı bir gerçek. ancak izlediğinizde göreceksiniz ki, yerli aksiyon türü tarihimizde resmen çağ atlamışız. geldiğimiz nokta, umut ve mutluluk verici. bu film bir basamak. bundan sonra çok daha başarılı ve özgün yapımlar izleyeceğimizden eminim.oyunculuğuyla filmi alıp götüren timuçin esen'e de çok güzel laflar hazırladım. film, sırf bu adamın performansı/karizması için bile izlenebilir. biri bana; upuzun sakallı, başı sarıklı ve cüppeli bir adama -bahsi geçen adam george clooney güzelliğinde bile olsa- aşık olacaksın dese güler geçerdim. ancak gelin görün ki, arap kılığına büründüğü sahnelerdeki timuçin esen karizması beni benden aldı ve geçici süreyle şuurumu yitirdim. kendimi "şu çakma arap için çarşafa-türbana girerim" diye düşünürken buldum. neyse ki, şu saat itibariyle bilincim açıldı da sağlıklı düşünebilmeye başladım. bu arada meltem cumbul için yanıp tutuşan arkadaşıma da bu film sebebiyle hak verdim. filmde o kadar karizmatik/cool bir profil çiziyor ki, erkek olsam ben de böyle bir kadınla evlenmek isterdim.emeği geçen herkesin ellerine sağlık. yerli malı, yurdun malı, herkes bu filme bakmalı.
(blumengasse - 24 Aralık 2011 23:37)
meltem cumbul'un oyunculuğunu bir kez daha takdir etmiş olduğum filmdir.filmden çıktığımda reyhan karakterinin etkisi altındaydım. tabi timuçin esen'in karizması ve çekiciliği dışında.--- spoiler ---fikret'in kuzey ırak'ta katıldığı operasyonu tüm ekip izlerken ,reyhan'ın yüzündeki endişe,korku gözlerindeki tedirginlik o kadar bize yansıyordu ki bir anda kendimi onun yerinde hissetmeme neden oldu.koltuğa sıkıca tutunmuş bir şekilde yakaladım kendimi,aynı tedirginliği yaşadım onunla.reyhan'ın kendine olan güveni,başarılı kadın profili ,kararlılığı ,gözlerindeki aşkı meltem cumbul tarafından hakkı verilerek oynanmıştır.bir de son sahnelerde ebu hamza'nın araçlardaki bombayı patlatacağı evde ,baskını yapan sadece iki ajanın -evet reyhan ve fikret- olması dumura uğratmıştır.evde kiminle karşılaşılacağı bilinmiyor ve her ne kadar acil olarak gelişmiş olsa da olaylar bir ekip,polis ,ajan,yardım çağırılması gerektiğini düşünmeme neden olmuştur.bu arada reyhan ve fikret in her şekilde uyumluluklarını kıyafetlerine de yansıtmışlar.gömlekler ikisine de rollere de tam gitmiş.--- spoiler ---son olarak her ne kadar eksiklikleri olan bir film olsa da her sahnede bir aksiyon bulunması,sıkıcı olmaması sürekli dikkati ayakta tutması,oyuncuların kaliteli olması sebebiyle izlenebilir bir film olduğunu düşünmekteyim.
(cok soguk kaldm yaninda - 25 Aralık 2011 00:31)
izlenebilecek bir filmdir.benim dikkatimi çeken daha öncede girdap filminde oynayan (bkz: ozan bilen) karakterinin yine benzer bir rol üstlenmiş olmasıydı girdap filminde de radikal örgütler tarafından kandırılmış bir genci oynamıştı burda ise radikal örgüt içindeki muhbir bir genci ama rolünün hakkını vermiştir orası ayrı...
(jeogenc - 25 Aralık 2011 01:01)
timuçin esen aşkımı kara sevdaya dönüştürmüş, türk sinemasına ve izleyicisine güzel bir hediye,gönlümde sıcacık duygular yaratan, olmuş film.--- spoiler ---fikret'in son sahnesinde 'ben' diye nefes nefese kalırken söylemeye çalıştığı şey, ben masumum olacaktı.bence. reyhan yanlış anlayıp 'bende' dedi ama ben gerçeği biliyorum. fikret onu sevmiyordu. --- spoiler ---
(slalom - 26 Aralık 2011 00:53)
timuçin esen her zaman ki timuçin esen bu filmde ama kötü anlamda değil her zaman ki gibi iyi oynamış ama meltem cumbul bi başka bu filmde. göz dolduruyor, böyle parıl parıl parlıyor filmde. her bir filminde bir kademe daha atlıyor sanki kadın. ayrıca tolga örnek gittikçe büyük yönetmen büyük senaristliğe oynuyor sanırım, oynasın hakediyor. altan gördüm çok iyiydi ama bir yurdaer okur var ki o nasıl aksandı öyle allah allah o gözlüklerle tam yemen'in bağrından kopup gelmiş saygılar kendisine. filmin tek belki de bilinmeyen, adını duyuran kişisi bana göre ozan bilen oldu. daha çok duyucaz ismini sanırım bundan böyle bu film sayesinde .kısacası sevdiğim bi film oldu, polisiye de yapabiliyomuşuz adam gibi. kimse kusura bakmasın ama av mevsimi'nden senaryo ya da kurgu olarak çok daha iyi film.edit: ozan bilen uçurtmayı vurmasınlardaki çocukmuş. vaaaovv diyorum .aylar sonra edit: entry içinde çok fazla ''film'' geçiyor, gözler için özür diliyorum.
(eclskn - 26 Aralık 2011 20:09)
beklentimin üstünde bir filmdi. özellikle filmin başındaki efektler gayet başarılıydı. öyle efektlerden sonra, bora misali gerisi gelirdi zaten. pek eleştiride bulunmak istemiyorum ama, aklımda kalan bir iki şey söylemeden de olmaz yine. encoded fotoğrafı çözecek, kameradan yüz tanıyacak teknoloji var filan eyvallah. e peki o kadar teknolojinin içinde olan adamın arabasında niye bir navigasyon aleti olmaz da sokağı eldeki haritadan arar?bir de; incir reçeli de olsa, labirent de olsa melike güner hala zenan'dır arkadaş benim gözümde. her an bir suat çıkabilir, ambulans, sedye, ameliyathane mevzusuna dönüşebilir gözüyle bakıyorum olaya.sarp akkaya, süpersin.
(mrka - 27 Aralık 2011 01:10)
geçtiğimiz aylarda fragmanına denk gelmiştim sinemada. o günden beri sabırsızlıkla bekliyordum vizyona girmesini. bu türün bir hayranı olarak bu türk filmini izlemek güzel bir deneyim olacaktı..oldu da..gerçek dünyada da var olan bu tarz hikayelerin, komplo teorilerinin merkezi konumundaki ülkemizden bu gibi eserlerin pek çıkmaması, çıksa da "kurtlar vadisi filistin" gibi bir hiçten öteye geçememesi ayıp ve utanç duymamızı gerektirecek bir durum olsa gerek..filme gelecek olursak; 24 ile büyümüş, jack bauer'ı tanıma onuruna erişmiş biri olarak tabii ki tatmin olmamız beklenemez.ama amerika'yı klasman dışı tutmamız gerektiğinin, onunla boy ölçüşemeyeceğimizin de farkında olduğumu üzülerek belirtmek isterim.tolga örnek gibi, bu türde daha önce tecrübesi olmamış bir yönetmen, yine bu türde pek eser üretemeyen türk sineması'nda cesur bir adım atmış ve bence elinden gelenin en iyisini yapmış. tebrik etmemiz gerekir. belki izleyici sayısı tatmin edici boyutlarda değil ama bu yaptığı işin kalitesiz olduğu anlamına gelmiyor kesinlikle.filme dair olumsuz bulduğum taraflar ise takip sahnelerinin gereksiz uzatılmışlığı, hikayenin derinlemesine işlenememesi ve izleyen herkesin dile getirdiği gibi kahraman türk istihbaratçılarının yekten takılmaları.. mantık hataları tabii var.ama bir yol açtığına inanıyorum türk sineması'nda "labirent"in, belki de inanmak istiyorum.. izleyerek ve de etrafımdakilere izlemelerini tavsiye ederek üzerime düşeni de yaptığıma inanıyorum..son olarak, özet geç diyenlere; evet, bir başyapıt değil ama kesinlikle takdire şayan..
(umut kaan - 27 Aralık 2011 14:13)
bir meltem cumbul filmidir, net. timuçin esen ve meltem cumbul çok iyi bir ikili olmuşlar, esen de çok iyi yansıtmış karakteri ama meltem cumbul'un performansı çok üst düzeydi. senaryodaki mantık hatalarına katılıyorum ama her şeye rağmen izlenebilirliği çok yüksek bir film. bir the debt ya da munich ile kıyaslamak doğru değil istihbarati yönden ama ileride çok daha iyilerini izleme fırsatı bulacağımızın habercisi, türünün güzel bir örneği.
(calcar avis - 28 Aralık 2011 00:42)
meltem cumbul gibi adam dövme isteğiyle filmden çıktım desem yeridir ayrıca meltem cumbul un saçlarını kim kestiyse bir daha orda kestirmesin çocukken bitlenen saçımı annem öyle kesmişti gelişigüzel .
(kumkumok - 28 Aralık 2011 10:46)
eli yüzü düzgün bir film olmuş. ben büyük bir keyifle izledim. timuçin esen ve meltem cumbul döktürmüş. yurdaer okur keşke biraz daha rol alsaymış diye düşündüm. bu adamı izlemek de büyük zevk. mantık hataları bulabilirsiniz elbette, ama bütününe baktığımda derli toplu bir film görüyorum ben. ve muhakkak izlenmesi gerektiğini düşünüyorum. türk sinemasına destek verilecekse, böyle filmler aracılığıyla verilsin lütfen.
(bordolu61 - 29 Aralık 2011 13:17)
şeker gibi film. sadece karakterlerin işlenişinde zayıflıklar var. kabuslarla uyanıp ilaçla sızmalar, ihmal edilen küçük çocuk gibi yüz buruşturucu klişe sahnelerle işinden gayrısına vakit ayırmayan derbeder polisin ancak eskizi çizilir. ama 24'ten bile yüksek tempoda geçen bir filmi bu yönüyle eleştirmenin çok anlamı yok çünkü tercih, zamana yayılmış karmaşık bir olayı hızlı işleme yönünde kullanılmış.baskın sahnelerinde tam teçhizatlı swat timleri olsaydı bu defa da "türk polisi, ajanı böyle mi olur yæ" diyecek papaloukaslar bambaşkaymış fakat. belli ki filme "ahaha yerli aksiyon ağbie, gel gel efektlerin tırtlığıyla filan dalga geçeriz " diye hankırarak girmişler. taş gibi filmi görünce elleri böğürlerinde kalmış. --- izlemeyen okumasın ---ulan giannakopoulos,adam dış görevdeyken yoldaşını kaçırmışlar, senelerdir ses yok. bunların peşindeyken en yakın mesai arkadaşını feci şekilde öldürmüşler. adama uyku uyutmayan seneler önceki kaybının yaşadığını, yerini öğreniyor, takas teklifi alıyor. "zawas'ı öldürünce her şey bitecekmiş gibi geliyor" diyecek hale geliyor nihayetinde. kamyonetleri her an havaya uçurabileceğini bildiği çete liderinin evini -kabul edelim ki biraz saçma bir şekilde- buluyor, bir de destek mi bekleyecekti dalmak için!?jack bauer sekiz sezon dünyayı kurtarınca bişey yok, fikret bi ev basınca auv! --- izlemeyen okumasın ---meltem cumbul'a yazık yalnız. belki hiçbir zaman "kadehinde zehir olsa demichelis bana getir" denilesi bir kadın değildi ama saçı başı makyajı öyle fena ki.. zannediyorum avrupalı yapımcılara "güzel filmler çekiyoruz ama kadınlarımızda iş yok, şöyle bir iki cıvır abla görseydik başka ortak filmlerde?" alt metni verme çabasının kurbanı olmuş.
(tutankamon - 30 Aralık 2011 00:23)
türk sinemasını her seferinde bir adım daha ileriye götürebilecek filmlerin yaratıcısı tolga örnek'in, yerli standartların çok üzerindeki filmidir. senaryosunda ufak tefek çatlaklar ve açılış sahnesindeki efektlerde azıcık sırıtma olsa da kusursuz denebilecek bir filmdi. özellikle post prodüksiyon ekibi iyi çalışmış. aferim.edit: sırf açılış sahnesi, şu an vizyondaki iki aksiyon filmi mission impossible ghost protocol ve sherlock holmes a game of shadows'un açılış sahnelerinden 100 kat daha çarpıcı.
(sayid jarrah - 30 Aralık 2011 19:14)
çeşitli kişisel sebeplerle izlemeyi aklıma koyduğum ve bugün tamamen şans eseri izleme şansı bulduğum, bu nedenle de mutlu olduğum film.bir tolga örnek filmi olması nedeniyle bünyeme hasıl olan olumlu beklentilerin yanında, meltem cumbul'un bu tarz bir rolde nasıl görüneceğine dair endişelerim de yok değildi. timuçin esen, altan gördüm, yurdaer okur, sarp akkaya gibi oyuncuların performansından çok emindim. ozan bilen benim için sürpriz oldu. çok güzel ve büyük bir sürpriz. keyifliydi bu kadroyu bir arada görmek. melike güner bile sırıtmamıştı.--- spoiler ---ama o müdürün rolü hiç olmamış. bayram değil seyran değil. ne bok yemeye fikret'ciğime ihanetini açıklamaya çalıştı?reyhan'ın evinde yenilen akşam yemeği sırasında farkında olmadan en bir klişe şekilde film boyunca ölecek ve uğruna intikam alınacak kişilerin mesajı verilmişti.uluslararası terör örgütünü çökertirken dolgu topuklu ayakkabı kullanılabileceğini gördük deşifre sahnelerinde. 5 kişiyle çete çökertmeye gitmek ne peki? bizim güvenlik teşkilatının fakirliğine atıfta bulunuluyorsa başarılı bak. reyhan'ın şüpheli izi sürerken yakasında "ben buradayım" diye bağıran mikrofonuna ise söyleyecek lafım yok.bunların yanında özellikle mardin sahneleri beni çok etkiledi. ne güzel, ne büyüleyici ve ne ilginç bir şehir?bir de farkında mısınız bilmiyorum. ama müzikler çok iyiydi. sahneler üzerinde titizlikle çalışıldığı belli.--- spoiler ---izleyin ve de izlettirin ki eksikler kapansın. türk sineması hak ettiği değeri görsün. potansiyel var. neden olmasın?
(besili melek - 1 Ocak 2012 22:30)
türk sinemasındaki en iyi ve en inandırıcı patlama sahnelerini barındıran film. ufak tefek kusurları var, ama günümüzde en baba hollywood filmlerinde bile daha büyük kusurlar oluyor da bişey demiyoruz. o yüzden görmezden gelinebilir. iyi ki izlemişim diyorum.
(readmymind - 2 Ocak 2012 13:01)
ortak yapım film. olmuş olmamış orasını bilmem de adamlar para harcamış, emek vermiş salonlar bomboş, gidin izleyin yazık lan.
(mariburnu - 6 Ocak 2012 23:37)
--- spoiler ------ spoiler ---artilar+ teknik açıdan türk sineması için çıtayı yükselten bir film..+ kovalama sahneleri için seçilen mekan mardin. bu mükemmel bir seçim. iyi de çekilmiş...+ devrim arabaları ve kaybedenler kulübü'nün aynı yönetmen elinden çıktığını anlamak imkansızdı. tolga örnek bu filmiyle dilini oturtmaya başlamış.+ hem ticari hem kaliteli.. işte bunu başarmak zor bu ülkede. tolga örnek bunu başarabilen çok az yönetmenden biri..+ tempo, kurgu ve görüntü yönetimi vasatın üstünde+ oyunculuklar tam olması gerektiği gibi abartısız sade ve güçlü.. özellikle uçurtmayı vurmasınlar'ın ozanı ozan bilen müthiş..+ soğuk renkler filmin duygusuna olumlu yönde hizmet ediyor.+ diyaloglar çok başarılı olmasa da en azından abartılı duygusallıklardan uzak durulmuş..eksiler- hollywood'un tekniğini taklit etmesi yeterli ve olumluyken, klişeleri de alması fena olmuş..- diyaloglar çok iyi yazılmamış ayrıca sadece iş konuşulan diyaloglar yerine günlük hayattan cümleler seyirciyi biraz daha filmin içine alabilirmiş.- böyle özenli bir filme, meltem cumbul'un dayak, sarp akkaya'nın bomba sonrası makyajlarındaki devamlılık hataları yakışmadı- bazı sahneler ve operasyonlarda figüranlar biraz daha fazla tutulup zenginleştirilebilirdi..- bir türk (timuçin esen) ingiliz ajan'a illa ayar verecek..- müdürün ihanet öyküsünün ne başı var ne sonu ne nedeni.. olmasa da olurmuş...--- spoiler ------ spoiler ---sonuç olarak ülke sinemasının son dönem polisiye action türünde öne çıkan yapımları; av mevsimi, ejder kapanı ve new york'da beş minare ise labirent bunların arasında başyapıt sayılır.
(siyah gocuk - 8 Ocak 2012 19:59)
sümela'nın şifresi temel'i 3 haftada 960.307 kişi,allah'ın sadık kulu barla gibi animasyon kalitesi düşük bir filmi 9 haftada 2.219.920 kişi, entelköy efeköy'e karşı'yı ise 5 haftada 447.243 kişi izlerken,labirent'i ise iki haftada ancak 179.828 kişi izlemiş.ondan sonra türkiye'de neden kaliteli bir polisiye aksiyon filmi çekilmez derler. şu izleyici sayılarıyla yapımcıya gidip, kaliteli aksiyon filmi çekecem hacı, bana destek ol nasıl diyebilirsin ki.
(readmymind - 8 Ocak 2012 22:12)
son zamanlarda çekilen aksiyon/polisiye filmleri arasında en başarılı bulduğum filmdir. hayır ben anlamıyorum arkadaş, bunu seyredenler bu filmlerin çok kolay mı çekildiğini zannediyorlar? lan olm türkiye'de, türk artistler ile, türk sermayesi ile çekiyolar bu filmleri, türk senarist yazıyor, türk yönetmen çekiyor, oskarlık aksiyon/polisiye bir yapım olmasını mı bekliyorsun? tamam, bekle, haklı olduğunu düşünüyor olabilirsin ama bence haksızsın kardeşim, hep birlikte haksızız.ulan daha sinema olarak doğru dürüst bir dublörün yok, yetiştirmiyorsun, aksiyon çekimi yapabileceğin yolların yok, daha gidip gelmek için yol yapmakla hükümet seçen bir kafan var, patlama/havaya uçma gibi sahnelerini yurtdışından getirdiğin uzmanlara yaptırıyorsun, toplu alan çekimi yapabilecek bir kültürün yok figüran olarak nitelendirilecek herkes angut angut kameraya bakıyor, dövüş sahnelerinin koordinasyonunu yapabilecek doğru dürüst bir/bir kaç koreograf/danışmanın yok, senaristlerinin ortaya koyduğu ulusal başarı nedir/kaç tanesi uluslararası başarı alan kişilerden veya onların yetiştirildiği yerlerden eğitim almıştır/onları analiz etmiştir-incelemiştir haberin yok, adı esamesi dünyaca duyulmuş bir avuçtan fazla sanatçın yok çünkü olanları sergileyebilecek kapasiten düşük... ondan sonra kalkıp gayet rahat bir şekilde "amk bu şu filme benzemiş, şu sahnede böyle olmuş olmaması lazımmış, lan olm şunu düşünememişler" diyerek yüzlerce kişinin götünden ter akarak geceli gündüzlü çektiği film hakkında uzman(!) görüşlerini bildiriyorsun. lan tamam mantık hatası vardır bir iki tane, olur, kimse hatasız değil ama bilmem kaç dakikalık filmin sadece orasını görmek için mi seyrettin arkadaş, lan keyif almak için seyret, hata aramak için değil.aferim çocuğum, tebrikler.. çok büyük bir iş başarıyosun valla..senin işin de zor.
(pillibebek - 8 Nisan 2012 21:33)
yönetmenliğini mahsun kırmızıgül yapsa bir milyon izleyiciye ulaşacak film. yüz elli bin kişi gitmiş şimdiye kadar filme. bir kaç şehir bilboardı ile olmuyo bu lansman beyler. koyun filme bir sansasyonel isim bak bakalım neler oluyo. timuçin esen'in magazin programlarındaki ayyaş görüntüsü şimdi olmalıydı bence.
(qazaxala - 9 Ocak 2012 17:20)
call of duty'nin savaş sonrası serilerinden birine benzeyen film. **--- spoiler ---yalnız abicim meltem cumbul'a ne yaptınız öyle, dikenli tel arkasından sevişen kadın gitmiş, füsun demirel tarzlı kodu mu oturtan bir kadın gelmiş. laf atmaya korkarım ben buna.altan gördüm de, hep aynı mimikle oynuyor sanki fimlerde. bir an afet hoca diyecek gibi geldi.--- spoiler ---kafama takılan bu film sipariş üzerine mi çekildi. ülkenin güvenliğini korumaya çalışan sivil bir istihbarat teşkilatı, bir müsteşarlık. mit değil, asker değil, polis değil.
(prdeay - 10 Ocak 2012 21:28)
Yorum Kaynak Link : labirent